8 Ocak 2014 Çarşamba

10-BDP : Ergenekon ve Balyoz'a 'kumpas' diyenler, Roboski'ye ne diyecek ?,,Açıklama: BDP: Ergenekon ve Balyoz’a kumpas diyenler, Roboski’ye ne diyecek?

Ben cevap veriyorum.
Ben doğrusu Uludere demeyi tercih ediyorum, Roboski bölücülerin tercih ettiği bir isim.

Başlangıçta, Uludere olayında hayatını kaybedenlerin adi kaçakçılar olduğunu düşünüyordum.
Ki kaçakçılık da şerefli, şanlı, övülecek, korunacak bir iş değildir.
Ancak zaman içinde ölenlerin yakınları, onların ardında duranların demeçleri, cenazelerin gömülmesi sırasında ve sonrasında yaşananlar, beyanları ölenleri aynı zamanda PKK ayrılıkçısı olduğunu da göstermiştir.
Bu durumda öldürülmeleri de hak ve helal duruma düşmektedir.
Bunları öldüren askerleri de ayrıca tebrik ve takdir ediyorum.

Öncelikle, yaşları, sayıları, cinsiyetleri, etnik kimlikleri ne olursa olsun, bu kişilerin hepsi de sınır tecavüzü halindeydi.
Ve bunların ardında duranlar da aslında bu kafilenin bir kaçakçı kafilesi olduğunu tekrar tekrar kabul etmiştir.

Bunların kaçakçılık yaptıkları sınırdan aynı zamanda PKK militanlarının da geçiş yaptığını bilecek kadar akli ehliyet sahibi kişilerdi.
Sınırdan geçiş sırasında sınırı koruyan her iki devletin de güvenlik güçlerinin kendilerine ateş açabileceğini de biliyorlardı.
Kaçakçılığın, sınırlardan kaçak giriş ve çıkışların hem suç olduğunu, hem de silahlı müdahaleyle karşılaşma ihtimallerinin olduğunu da biliyorlardı.

Evet havadan müdahale olmasaydı, belki önce bir sözlü, sonra ateş açarak ihtar edilme imkanı yakalama şansları vardı.
Bahtları açık değilmiş ki, böyle olmadı.
Burada kamu görevi yapanlar açısından bir ihtar zorunluluğu olduğunu da doğrusu düşünmüyorum.
Sonuçta kabul etmek gerekir ki, bu kaçakçıların can verdikleri sınırlar ülkenin en netameli, en belalı sınırlarıdır.

O sınırı, sınırdan geçişleri engellemekle görevli olanlar ise geçmişte ve halen geçerli bilinen bütün yasalarda yazan görevlerini yapmışlardır.
Doğrusu bu görevlileri teşhir edenler, suç işlemiş gibi gösterenler aslında ayrıca takibat gerektiren suçlar işlemişlerdir.
Hasbel kader bu görevlilerden burnu kanayan olursa, sorumluları da bu görevlilerin kimliğini açıklayanlardır.

Devlet mekanizması düzgün çalışan, jandarması, polisi, ordusu düzgün bağımsız, muktedir bütün devletler sınırlarından izinsiz giren ve çıkanlara dilediği ölçekte müdahale hakkına sahiptir.
Evet son kararımı belirtiyorum.
Uludereye Roboski diyenler, ölen kaçakçıların ardında duranlar bölücülerden başkaları değildir.
İnsan hakları gerekçesi onları kurtarmaz.

Tam tersine PKK'nın işlediği suçlara ortak olanlar insan haklarının dışına düşmüştür.

Oraj POYRAZ


BDP : Ergenekon ve Balyoz'a 'kumpas' diyenler, Roboski'ye ne diyecek ?

Şırnak'ın Uludere ilçesinde iki yıl önce meydana gelen ve 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava bombardımanına ilişkin askeri savcılığın takipsizlik kararı vermesine Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tepki gösterdi.

Şırnak'ın Uludere ilçesinde iki yıl önce meydana gelen ve 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava bombardımanına ilişkin askeri savcılığın takipsizlik kararı vermesine Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tepki gösterdi.
BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, kararın ardından ailelerin yeniden aynı acıyı yaşadıklarını söyledi.
Verilen kararın arka planında yapılacak yeni hukuki düzenlemelere zemin hazırlığı olduğuna değinen Beştaş,
"Burada Genelkurmay'a, Balyoz ve Ergenekon'a kumpas kurulduğunu iddia edenler Roboski karşısında ne diyecekler?
Bir haftadır suni gündem oluşturuldu.
Ergenekon ve Balyoz davalarında yeniden yargılama yapılmaya çalışılıyor.
Acaba
Roboski'ye verilen takipsizlik kararıyla yargılanmanın yenilenmesi arasında nasıl bir bağ var?
Burada bir ittifak var mı?"
sorularını yöneltti.

Şırnak'ın Uludere ilçesinde TSK'nın 28 Aralık 2011 gecesi yaptığı sınır ötesi bombardımanında ölen 34 Roboski köylüsüyle ilgili askeri mahkeme kararını açıkladı.
Soruşturmayı yürüten Genelkurmay Askeri Savcılığı askerlerin bir kusurunun olmadığı sonucuna vararak soruşturma dosyası ile ilgili takipsizlik kararı verdi.
Soruşturmada şüpheli askerler İlhan Bölük, Yıldırım Güvenç, Aygün Eker, Halil Erkek ve Ali Rıza Kuğu hakkında kovuşturmaya yer olmadığı belirtildi.

Kararın arından BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Av.
Meral Danış Beştaş, Parti Genel Merkezi'nde açıklama yaptı.
Verilen kararla birlikte o günü tekrar yaşadıklarını ifade eden Beştaş, kararın bir darbe niteliği taşıdığını söyledi
"Roboski dosyasında iki yıldır uygun zaman ve zemin yoklanmıştır.
Failleri, katilleri, emir verenleri ve emri uygulayanları aklamak için iki yıl beklenmiştir.
Bu bekleme sürecine soruşturma adı verilmiştir.
Böyle soruşturma yapılmaz.
Bir buçuk yıl failler tespit edilmek istenmedi"
diyen Beştaş, Roboski kararını Genelkurmay Askeri Savcısının vermediğini ifade etti.
Beştaş, "
Bu karar Türkiye'deki ittifakların sonucunda verilmiş bir karardır.
Tek bir savcının tek başına vermesi mümkün değildir.
Burada hiçbir siyasetçinin isminin geçmemesi tesadüf olamaz.
Neden bir siyasetçinin ismi yoktur.
Neden şüpheliler 5 kişiyle sınırlanmıştır.
Neden emri verenler hakkında bir dava açılmamıştır?"
sorularını yöneltti.

"NASIL BİR YAPTIRIM UYGULANDIĞINI ÖĞRENMEK İSTİYORUZ"

Takipsizlik kararı karşısında kararın sorumlularına nasıl bir yaptırım uygulandığını parti olarak öğrenmek istediklerine değinen Beştaş, şunları söyledi: "Burada Genelkurmay'a, Balyoz ve Ergenekon'a kumpas kurulduğunu iddia edenler Roboski karşısında ne diyecekler?
Kürtler nasıl bir kumpasın içindeler?
Bir ülkede Genelkurmay Başkanı'nın, kuvvet komutanlarının ve yüzlerce askerin kumpasla tutuklandığı iddia edildiği bir ortamda kimin ne garantisi olabilir.
Vatandaşa ne yapılabilir?
En büyük kumpas, haksızlık, adaletsizlik ölümdür.
Bugün neden suskunlar.
Bu takipsizlik kararının verileceğini biliyorlar mıydı?
Neden böyle bir zaman beklendi.
Bu zamanlamaya özellikle dikkat çekilmeli.
Bir haftadır suni gündem oluşturuldu.
Ergenekon ve Balyoz davalarının yeniden yargılanma yapılmaya çalışıyor.
Acaba Roboski'ye verilen takipsizlik kararıyla yargılanmanın yenilenmesi arasında nasıl bir bağ var?
Burada bir ittifak var mı?"

Karara itiraz için ilgili yerlere başvurularını yapacaklarını da belirten Beştaş, iç hukuk kanallarında bir sonuç alınmadığı takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri'ne başvuracaklarını söyledi.
Beştaş şöyle devam etti:
"İç hukuk gereği Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne bir itiraz yapacağız.
15 gün içindeki başvurumuzdan bir sonuç almayacağız.
Bu planlanmış bir süreçti.
Özel yetkili savcılardan Askeri Mahkeme'ye nasıl geldiyse itirazda da nasıl bir sonuç çıkacak bellidir.
Anayasa Mahkemesi'ne bir başvuru yapacağız.
Orada neticelenmezse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz"

Beştaş, kararın ardından ailelerle görüştüklerini ve ailelerin ilk gün yaşadıkları acıyı yeniden yaşadıklarını söylediklerini iletti.
CİHAN


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Olumsuz birey yoktur ama bireyler tarafindan yaratilan olumsuz eserler vardir ve bu eserlerin tumunden olusan olumsuz insanlar vardir..Baris sadece olumsuz bir eser degil , Insan aklinin yarattigi en onemli erdemli istir..

Mehmed Uzun
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder