2 Eylül 2015 Çarşamba

Mustafa Mutlu: Onlar hiçbir zaman gazetecilik yapmadı!

Doğrusu  Fitnebaz Cemaat(The Sinister Fraternity) söz konusu olduğunda ilkeli olmak gibi bir kaygım yoktur.
Topu boynu altında kalsın.


Ergenekon Terör Örgütünün(!) meteliksiz çıkan kasasının son günleridir bu resimdeki.
İyi bakın, özümseyin.
Bunlara acımam, merhametim uyanmaz.
Zalime merhamet olmaz. (Oraj POYRAZ)  LSIJNoA0xfSNxA      
Etme bulma dünyasıdır bu dünya. Elbette bu cemaat de yaptıklarının karşılığını görecek. Bu çok doğal.

The Cemaat'i bertaraf etmek için delil uydurulabilir, bir sıkıntı yok, bana göre.
Medya infazları yapılabilir. İtibarsızlaştırma operasyonları yapılabilir. Taraflı, adil olmayan mahkemeler kurulabilir.
Çarpıtmalar yapılabilir, iftiralar atılabilir.
Hiç mahsuru yok.

Bunların eşlerine fahişelik isnatları yapılabilir, kızlarının sevgilileriyle sevişmeleri internete servis edilebilir.
Haklarında pezevenklik, fuhuş davaları açılabilir.
Hiç mahsuru yok.

Bunlar istifaya zorlanabilir, kurmaca davalarla kendiliklerinden yoldan çekilmeleri sağlanabilir.
Idari, adli tedbirlerle yıldırılabilir.

Ben bütün bunları ihali adaletin tecellisi olarak kabul ederim.
Etmişsin, bulacaksın, çaresi yok.
Günahlarının ceremesini bu dünyada kendi elinle imal ettiğin cehennemde çekeceksin.

AYM, İstanbul Askeri Casusluk davasında hak ihlali olduğuna karar vermişti. Mahkeme 3 ay sonra açkladığı gerekçeli kararında, eskortlukla suçlanan diş doktoruna dikkat çekti.

Eskortlukla suçlanan diş doktoru kadın bakire çıktı.
Kimse bana bu insanlar için merhamet istemesin.
Haksızlık olur, adaletsizlik olur çünkü.

Ayrıca şunu da belirteyim. Benim konu benim ruhumun ferahlaması değildir.
Ben nasıl hissedersem hissedeyim, bir de gerçekler var.
  • Bir ülkede iki devlet olamaz.
  • Devlet içinde devlet olamaz.
  • Başka devletlere hizmet eden şebekeler olamaz.
  • Toplumu kuşatıp, başkalarına yaşam hakkı tanımayan bir dini politik yapıya müsaade edilemez.

Bir bakın medya sektörüne cemaatin kontrolü altına alınmamış kaç yayın organı kalmış bir sayın.
Saymaya kalktığınızda bir elinizin parmakları fazla gelir.
Elbette bunların hile ve desiseyle ele geçirdikleri güç ellerinden alınacak.
Çaresi yok bunun.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / mehmet_yazici@runbox.com / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


Mustafa Mutlu: Onlar hiçbir zaman gazetecilik yapmadı!

2 Eyl, 2015

Çağdaş insan, kula kulluk etmez.

Bunlar, Fethullah'a kulluk ettiler.

Onun örgütüne girip kendileri gibi düşünmeyen herkesi katletmeye soyundular.

Büyük paralar kazandılar, büyük ama kirli… Bu yüzden daha da göbekten bağlandılar sahiplerine…

***

Sahte belgeler düzenlediler.

Telefonları dinlediler…

Yatak odalarına bile girdiler.

Milyonlarca insanı fişlediler; bel altına çalıştılar.

Tehdit ettiler; ellerini kollarını bağladılar!

Masum insanları sırf muhalif oldukları için suçladılar…

***

İktidarla işbirliği içindeydi "sahip"leri; tüm bunları iktidara yaranmak ve daha güçlü pozisyonlara gelebilmek için yaptılar.

Sonra ürettikleri suçları, örgütlerine bağlı polislerle soruşturmaya dönüştürüp…

Yine örgüte bağlı hakim ve savcıları tarafından "sabit" buldular…

Daha hazırlık soruşturmalarında insanları "darbeci", "katil" diye suçladılar.

Kendi uydurdukları suçları, kendi gazetelerinde yayınlayıp binlerce hayatı mahvettiler.

Beş parasız Kuddusi Okkır'ı bile sözde Ergenekon Terör Örgütü'nün kasası ilan ettiler; adam kahrından öldü!

Onur cellatlığı yaptılar; büyük acılara neden oldular… Ve tüm bunlar olurken, pis pis sırıttılar!

***

Gün geldi "sahip"lerinin yolu, iktidar partisinin yoluyla ayrıldı.

Bunlara düşen rol bu kez iktidar sahiplerini ısırmak oldu.

İktidar da üzerlerine yürüyünce; ayyyy…

Hepsi "muhalif" oluverdi…

Vatanserverliği, hakkı, hukuku, yargı bağımsızlığını, doğruluğu, dürüstlüğü, namusu hatırladılar birden bire…

En komiği de ne biliyor musunuz?

***

Bu arkadaşların çıkardığı paçavralarda çalışanlar, "iftira ekranları"nda mesai yapanlar da "gazeteci" oluverdi…

Düne kadar çamur attıkları, içeri tıktırdıkları, işten attırdıkları, en ağır hakaretlerle, iftiralarla saldırdıkları gerçek gazetecileri bile gölgede bıraktı, bunları "çakma gazeteciliği…"

İçeri girme kabusu görmeye başlayınca bir de basın özgürlüğü savaşçısı oldular ki; inanamazsınız…

Her gün gazetelerinde Fethullah Örgütü üyesi sözde milletvekillerinin, akademisyenlerin "basın özgürlüğü"nü savunan demeçlerini yayınladılar…

***

Dün bu arkadaşların bir gazetesini daha bastı iktidar sahipleri…

Bir de baktık ki, daha önceki gün gazetesinin sürmanşetinden esip gürleyen patron kuş olup uçuvermiş…

"Suçsuzsan, neden korkuyorsun?"

Yıllarca böyle demişlerdi yurtseverlere…

Şimdi aynı soruyu ben soruyorum Fethullahçı gazete patronuna:

Suçsuzsan, neden korkup kaçıyorsun? Sen de bu ülkenin aslan yürekli binlerce askerinin, gazetecisinin, hukukçusunun, siyasetçisinin yaptığı gibi yargılanıp aklansana!

***

Peki; kim bu patron?

Bu ülkenin en değerli altın madenlerinin üzerine, bu iktidar sayesinde konan arkadaş!

Müflisken, tarikat üyeliği sayesinde adı dolar milyarderleri arasında geçen bir yürek yoksunu!

***

Eğer bunların gazeteci olduğuna zerrece inansaydım; yanlarında olurdum.

Ama değiller…

İktidara peşkircilik yapıp çok büyük suçlar işlediler.

Şimdi o iktidar tarafından yok ediliyorlar…

Diyecek tek söz var:

Yesinler birbirlerini!

* * *

SÖZ SİZDE (156+113)

Bugün Abdullah Bey'e seslenme sırası, okurlarımızdan Pervin Bolcak'ta… Sizin de Gül'e soracaklarınız ya da söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com'a gönderin…

***

"Abdullah Bey…

Ben 17 yaşında bir lise son sınıf öğrencisiyim. Mustafa Mutlu'nun yazılarını okumamı annem önermişti. O zaman 14 yaşındaydım. Son bir yıldır her gün size sorduğu soruları okuyorum. Ve cevap vermemenizi anlayamıyorum. 'Susmak, kabullenmektir' diye bir söz var… Siz tam bir yıldır susarak bu çok ağır suçlamaları kabul ettiğinizin gerçekten farkında değil misiniz? Ben bir genç olarak bu ülkenin geleceğinin soru işaretleriyle dolu olmasını istemiyorum. Lütfen size sorulan soruları cevaplayın…"

* * *

GÜNÜN SORUSU

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı kanlı örgütü, düne kadar kendisine silah göndermekle suçlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı mürtet (dinden çıkmak) olmakla suçlamış ve ölümü için fetva yayınlamış… Sorum ortaya:

Birileri, birilerini Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanmaktan kurtarmaya mı çalışıyor?

* * *

İhsan Özkes'e kızanlara…

Herkes bir süre önce CHP'den istifa eden İstanbul Milletvekili İhsan Özkes'e kızıyor…

Neymiş; düne kadar eleştirdiği Recep Tayyip'e övgüler düzüyormuş!

Sevgili CHP'liler; boşuna adamı karalamayın; suç sizde!

Sizin seçip partiye genel başkan yaptığınız kişi ve kişilerde…

Ertuğrul Günay sizin genel sekreterinizdi; değil mi? Sonra AKP'den bakan oldu!

Savcı Sayan, Merkez Yönetim Kurulu üyeniz ve Baykal'ın sağ koluydu… Şimdi en hızlı AKP'li!

Peki; gerçek CHP'liler nerede?

Nerede olacaklar hepsi tek tek partiden uzaklaştırıldı.

Kısacası CHP'li dostlar; siz genel başkanlarınızın, üç beş oy uğruna gerçek CHP'lileri partiden atıp yerlerini "dinci-bölücü" adamlarla doldurmalarına tepkisiz kaldığın sürece; daha yüzlerce "İhsan Özkes olayı" yaşarsınız…

"İhsan Özkes ihaneti"nde en masum olan, İhsan Özkes'tir!

Suç, onları koruyarak, kollayarak CHP'de en üst koltuklara oturtanlarındır!

* * *

GÜNÜN İSYANI

Yargıtay Başkanı dün açıkladı: Ülkemizdeki her üç kişiden biri davacı ya da davalı… İsyanım ortaya:

İyi ki "barış" içinde yaşıyoruz.. Bir de savaşsak ne olurdu kim bilir?



a45UyF587661-150902154641 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/09/02  21:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Ayrilik, kucuk ihtiraslari unutturur, buyukleri kuvvetlendirir.
Napoleon Bonaparte

BAKARA - 256 dinde zorlama yoktur...
MUZEMMIL- 19 Suphe yok ki bu (Kur an) bir oguttur.
O halde dileyen Rabbine goturen yolu tutsun...
MUDESSIR - 54 - 55 Suphesiz ki, gercekten de Kuran bir oguttur.
Dileyen ondan ogut alir.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Sen de Safsatasi (Fallacy of You Also Ad Hominem Tu Quoque) :
Bir iddiaya cevap vermek yerine, iddia sahibinin soyledikleri ile davranislari tutarlilik icinde olmadigi saviyla karsi iddiada bulunmak.
Ornek 1:
Icki icmemem gerektigini soyluyorsun, ama seni de hic ayik gormedim.
Ornek 2:
Sinan:
Hayvanlari beslenme ve giyim amaciyla oldurmek yanlistir.
Aylin:
Iyi ama, sen hem deri ceket giyiyor, hem de biftek yiyorsun.
Boyle bir seyi nasil soylersin?
Ornek 3:
Vergi gelirlerinin yeni spor salonu icin kullanilmasina karsi olmaniz makul bir tutum degil.
Yeni senfoni binasi icin lehte oy kullanmistiniz ve onun maliyeti de vergi gelirleriyle karsilanmisti
Guncel Ornek 1:
Yine televizyonlarda Hakan Sukur un dedikodulari yapiliyor.
Cikiyor Hincal Uluc, Hakan muthis paragoz diyor.
Bir baskasi apayri seyler konusuyor.
Gorun iste, bunlar spor yazari!
Halbuki Hakan Sukur un Galatasaray a neler kazandirdigini sagir sultan bile biliyor.
Para canlisi olmayan kaldi mi memlekette?
Hakan a paragoz diyenler, adeta bedava degil
Yazarlik yapmak, selam verirler mi insana?
Insan biraz dusunur, hele yasini basini almis adamlarin biraz daha yutkunmasi lazim konusurken.
Cocuk gitmis Italya ya, kendini ispatlama pesinde, rahat birakin garibi.
(Sami Ozey, 29.8.2000, Akit)
Yazar, Hakan Sukur u para canlisi olarak suclayan Hincal Uluc un bu fikrine karsi, bir fikir ileri surmek yerine, Hincal Uluc a sen de para canlisisin diyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder