1 Eylül 2016 Perşembe

Times: Kuran, Muhammed Peygamber'den önce yazılmış olabilir

 


Times: Kuran, Muhammed Peygamber'den önce yazılmış olabilir

31 Ağustos 2015

World Service.


İngiltere'de yayımlanan Times gazetesi, Birmingham Üniversitesi kütüphanesinde bir ay önce bulunan bir Kuran parşömeni üzerinde yapılan karbon testlerinin, Kuran'ın Muhammed Peygamber'den önce yazılmış olma ihtimalini gündeme getirdiğini yazdı.

Birmingham Üniversitesi'ndeki Kuran parşomeni, Orta Doğu'dan 100 yüz yıl kadar önce gelen birçok kitap ve belgenin yer aldığı bir koleksiyonda bulunmuştu.

TIKLAYIN: BİRMİNGHAM'DA EN AZ 1370 YILLIK KURAN BULUNDU

Gazeteye göre söz konusu parşömene, hangi yıllara ait olduğunu belirlemek için Oxford Üniversitesi'nde karbon testi yapıldı.

Habere göre, testler, söz konusu parşomenin 568 ve 645 yılları arasındaki bir tarihte yazıldığına işaret ediyor.

Peygamber'in doğum tarihi olarak 570 (bazı kaynaklara göre 571) ölüm tarihi olarak da 632 yılları veriliyor.

Haberde şöyle deniyor:

"Bu verilere göre bu parşömen en geç tarih olarak, üçüncü Halife Osman'ın emriyle ilk Kuran'ın derlendiği 653 yılından öncesine ait. En erken tarih olarak ise Muhammed'in çocukluk dönemine ait. Hatta Muhammed Peygamber'in doğumundan öncesine."

"Tarihçi ve "The Shadow of The Sword" (Kılıcın Gölgesi) adlı kitabın yazarı Tom Holland, İslam'ın kökenine ilişkin bilgilerin şüpheli hatta yanlış olduğuna ilişkin bulguların artmakta olduğunu söyledi."

"Bu özellikle MS 800'den sonra derlenen tarihi kaynaklarda tanımlandığı şekliyle Muhammed Peygamber'in çağdaşlarınınkine benzer bir siyasi düzen ve yaşam tarzı kurmaya çalışan ve takipçileri arasında El Kaide ve IŞİD'in de bulunduğu Selefiler için zor bir durum."

"Holland, 'Bu, en hafif ifadesiyle, Kuran'ın nasıl ortaya çıktığını kesin olarak bildiğimiz düşüncesini sarsıyor ve bunun Muhammed ve sahabeleri üzerinde de etkileri olabilir' diyor.

"Ancak Oxford Üniversitesi Bodleian Kütüphanesi'nden Dr. Keith Small ise, karbon testlerinin her zaman güvenilir olmadığını geçen ay (Birmingham'da bulunan Kuran parçasıyla ilgili olarak) açıklanan tarihlerin mürekkebe değil parşömene ait olduğuna dikkat çekti. Metnin kayanağı da belirsiz ve kaligrafisi sonraki dönemlere ait yazmaların özelliğini taşıyor. Dr. Small bununla birlikte tarihlerin muhtemelen doğru olduğunu ve bunun İslam'ın kökeniyle ilgili soru işaretleri doğurabileceğini söylüyor."

Gazete bazı Müslüman din adamlarının ise iddialara karşı çıkarak, aksine bulunan parşömenin varlığının Kuran'ın kökenine ilişkin geleneksel bilgileri güçlendirdiğini söylediklerini vurguladı.

http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/08/150831_kuran_times


a45UyF587661-160831190551 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/09/01  13:20 2  65  islamvebilim@googlegroups.com


 


SEHRIN USTUNDEN GECEN BULUTLAR
Bakip imreniyorum akinina
Sehrin ustunden gecen bulutlarin,
Belki gidiyorlar yakinina
Ruyamizi kusatan hudutlarin.
Evler, agaclar, sular, ben bu an
Sanki bulutlarla bir, akiyoruz;
Onlarin hevesine uyaraktan
Cenup ufuklarina bakiyoruz.
Biz de hafif olsaydik bir ruzgardan,
Yer alsaydik su bulut kervaninda,
Guzele?e ve Yeni?ye dogru kosan
Bu sonrasiz gidisin bir yaninda;
Daglara, denizlere, ovalara
Uzansaydik yagarak iplik iplik
Tohumlari susamis tarlalara
Bahar, golge ve yagmur goturseydik.
Bakip imreniyorum akinina
Sehrin ustunden ucan bulutlarin.
Gidiyor, gidiyorlar yakinina
Ruyamizi kusatan hudutlarin.

Ahmet Muhip DRANAS

Bizim Musluman isten evine gidiyor.
Orucludur, aksam iftar acacak.
Caddeler, meydanlar, sokaklar yiyenlerle, icenlerle dolu.
O bu manzaradan hic rahatsiz olmuyor, dindarliginin ibresi kipirdanmiyor.
Iste size uyusturulmus, zombi haline getirilmis sekuler bir Musluman.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Nevzat Evrim Onal : Dindar, kindar ve asalak nesil

05/04/2016 Sali

Ulkenin emegiyle gecinen insanlari olarak sunu hic tereddutsuz soyleyebiliriz: Islamcilar bu topluma yapismis asalaklar. Topluma hicbir faydalari yok; ondan besleniyor ama ona deger katmiyor ve zayif dusurup sagligini bozuyorlar. Bugun ortadan kalksalar toplum zarar gormez, ama her gun emip tukettikleri buyuk miktarda toplumsal kaynak faydali isler icin kullanilabilir.

Ustelik bu, salt son birkac yilin meselesi degil. Asalaklik, islamciligin fitratinda var. Islamci ideolojinin kokeninin dayandigi ulema, Osmanli tarihi boyunca tek bir anlamli ise yaramamis; ancak surekli toplumsal kaynaklardan otlanmis ve otlanamadigi anda kazan kaldirmistir. Imparatorluk maliyesi iflas edip toprak rejimi bozuldugunda ilk isyan edenler, ciftci olup da toprakla ugrasmamak ve bos beles yasamak icin medreselere dolusmus suhtelerdi*. Ulema, imparatorlugu kurtarmak icin yapilan her modernlesme cabasina bencilce direndi, fetva uzerine fetva cikartti ve devrim tarafindan supurulene kadar memleketin kanini emdi. Bu baglamda, gericilerin cumhuriyet devrimlerinden en fazla dillerine doladiklarinin harf devrimi olmasi mantikli; cunku harf devriminin bir hedefi gercekten de ulemanin, yani isi gucu tek bir kitabi okuyup isine geldigi gibi yorumlamak olan, skolastik cag kesislerinden beter asalaklarin toplumsal etkisini kirmakti.

Hazmedemedikleri, bunun basariya ulasmis olmasidir.

Ne var ki bu basari, cumhuriyetin ilericiligi ozel mulkiyet duzeninin sinirlarina carpana kadar surdu. Kapitalizmin issizlik ve sefalete mahkum ettigi toplumsal kesim buyudukce, Marx in Komunist Manifesto da aylaklik icinde curuyen yigin olarak tanimladigi ve gerici entrikalara kendini satmaya yatkin oldugunu vurguladigi lumpen proletarya, islamcilik tarafindan din afyonuyla uyusturulup ucuza satin alinarak bu topraklara uygun bicimde kurgulandi.

Bu kurgunun hamileri, Turkiye nin en gerici mulk sahipleri, haciaga lardi. Uretim namina hicbir isin ucundan tutmayan bu adamlar, zenginliklerini esasen devlet himayesinde gayrimuslimlerin mallarini yagmalayarak, bilhassa Demokrat Parti nin 6-7 Eylul provokasyonu sayesinde edinmisti (ornegin Beyoglu ndaki is hanlarinin cogunun 1955-56 arasinda tuhaf bicimde el degistirdi). Benzer bir surec metropoller goc ile buyurken yasanan gayrimenkul zenginlesmesinde, kamu arazilerine cokulmesiyle isledi. Boylelikle islamci zenginler, kendilerine en uygun para kazanma yontemleri olan rantiyelik, esnaflik ve ticarette hakim hale gelerek kapitalizmin finans haric her uretmeden kazanma yontemlerinde ustalastilar.

Toplam ogrenci sayisi bir milyonu asmis imam hatip sacmaligi buraya oturuyor. Bu kadar imama ihtiyac yok. Halkin bu yonde ozel bir talebi de yok; aksine kontenjanlar bos kaliyor ve insanlar cocuklarini kaydettirsin diye kirk takla atiliyor. En dindar aileler bile imam hatip okullarini son care olarak goruyor ve cocuklarinin gercek bir meslek edinmesini istiyor. Ne var ki islamci para babalarinin, iktidarlarina bekci ve deger uretmeyen getir gotur isleri icin emirlerine amade olacak, kafasi pek calismayan, gerektiginde icinden cihatci devsirilebilecek bir genc lumpen yigina; yeni bir asalak suhte kusagina ihtiyaci var.

Soruyorum: Hirsizlik, tecavuz, subyancilik ve akla gelen her turlu ahlaksizligin buradan fiskirmasinda sasilacak bir sey var mi? Insani ahlakli kilan, her seyden once ozsaygi ve ozguvendir; bunlari da emegiyle deger uretme becerisine sahip oldugunu gormesi saglar. Tek faydali isin ahirette hurilere kavusmak icin ibadet oldugunu dusunen, deger ureten emegi nafile bir caba goren ve islamin iktidari icin her alcakligi mubah sayan insanlar ahlakli olamazlar.

Ve tersi de dogru: Bu ulkenin iscilerinin onemli bir bolumu sagci ideolojilerin etkisinde kendi cikarlarini goremiyor ve savunamiyor olabilir; ama islamci guruhun icinde isciler cok kucuk bir azinlik.

Bugun, bir kez daha, 2013 Hazirani ndaki gibi karsi karsiya duruyoruz. Bir tarafta ulkenin egitimli, aydinliktan yana, dinsel degil modern kurallarla yasamak isteyen, kentli emekcileri var, biz variz. Diger tarafta ise bize hakaret eden, baski ve siddet uygulayan cahil, gerici, asalak lumpenler.

Biz olmasak, bu ulkeyi bir gun dahi donduremezler. Emegimizle bu faydasiz softalari beslemek zorunda degiliz. Imam yetistirmeyen imam hatipler kapatilsin diyen Gericilige Karsi Aydinlanma Hareketi, tam da bu karanliktan cikis yolunu gosteriyor.

evrimonal@gmail.com @nevzatevrimonal www.facebook.com/nevzatevrimonal

Medrese ogrencisi demek olan suhte, ayni zamanda softa kelimesinin kokenidir. Konuyu merak edenler, Celali Isyanlari oncesi ve sirasinda dolup tasan medrese imarethanelerinin nasil bugunku Ensar Vakfi na benzer tecavuz yuvalari olduguna dair tarihsel bilgiler icin Prof. Mustafa Akdag in Turk Halkinin Dirlik ve Duzenlik Kavgasi: Celali Isyanlari eserine bakabilir.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/dindar-kindar-ve-asalak-nesil-151478


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder