20 Mart 2011 Pazar

“Hızır Aleyhisselam Hazretleri” yardıma koştu. Ülkeye nereden geldiği belli olmayan 3.6 milyar dolar girdi.

 

Ben söyleyeyim gelen para Rockefeller parasıdır.
AKP ve Fitnetullah çete zaten cepte keklik.
Fakat ya iktidarın başka talipleri varsa?
İşte ekonominin bu derece Rockefeller bağımlı olması diğer bütün aktörlerin de elini kolunu bağlıyor.
Mesela CHP, mesela MHP mesela TSK.

Türkiye nereden geldiği belli olmayan 'döviz' ile geçiniyor

2011 yılının ocak ayında cari açık rakamı 5.8 milyar doları buldu. Aynı ay ülkeye toplamda 3 milyar dolar döviz girdi. Açık kapanmayınca, Türkiye'ye nereden girdiği belli olmayan 3.6 milyar dolar geldi

2011 yılının ocak ayı cari açığının (döviz açığının) 5.8 milyar dolar olması sürpriz değildir. Sürpriz olan, olağan sermaye akımlarının aylık cari açığı kapatamayacak kadar gerilemesi, cari açığın, sıcak para ile nereden geldiği belli olmayan döviz sayesinde kapatılmasıdır.
2010 yılı ocak ayının 3 milyar dolarlık cari açık rakamına göre çok büyük bir açık ama,unutmayalım, önceki 2 ayın cari açık rakamı çok daha yüksek idi. Kasım'da açık 6.0 milyar dolar, Aralık'da 7.5 milyar dolar olmuştu.

Belirsizlik durumu
Cari açık, belli bir dönemde olağan döviz gelirleri ile olağan döviz giderleri arasındaki farklı gösterir. Bu açık, ya daha önce Merkez Bankası'nın biriktirdiği döviz rezervinden para aktarılarak kapatılır, ya da "sermaye hareketi ile" (doğrudan yabancı sermaye + portföy yatırımı (hisse senedine, bonoya gelen para) + kredi ile) kapatılır. Sermaye hareketi ile gelen paranın büyük kısmı sıcak paradır (kısa vadeli veya vadesiz olarak gelen döviz). Bize özgü bir kaynak daha vardır:
O da nereden geldiği belli olmayan dövizdir.
Bizde cari açığı büyüten ithalattır. İthalat artışı ihracat artışının önünde koşunca (ithalat ile ihracat arasındaki farka "dış ticaret açığı" denilir) dış ticaret açığı büyüyünce cari açık da büyür.

Cari açıktan çok, dış ticaret açığı önemli
TÜİK'in belirlemelerine göre (Merkez Bankası sadece fob rakamlarını kullandığından farklı rakamlar verir) 2010 Ocak ayında dış ticaret açığı 3.8 milyar dolardı. Cari açık 3 milyar dolar oldu.
2010 yılı Kasım ayında dış ticaret açığı 7.7 milyar dolar oldu, cari açık 6.0 milyar dolara yükseldi. Aralık ayında 8.7 milyar dolar dış açık verdik. Cari açık 7.5 milyar dolar olarak gerçekleşti.
2011 yılı dış ticaret açığı 7.3 milyar dolar olduğuna göre, bu büyüklükteki bir dış ticaret açığına 5.8 milyar dolar cari açık fazla değil, azdır bile.
Şaşılacak olan endişe yaratacak olan cari açık değildir. O bir neticedir. Önemli olan dış ticaret açığının büyümesidir..
İthalat artışı neden ihracat artışının önünde koşar da dış ticaret açığı artar? Bunun tek bir nedeni vardır: Döviz fiyatı ucuzdur. Ucuz döviz nedeniyle ülkede üretilecek mallar bile ithal edilir. İhracat rakamı bile gerçeği yansıtmaz. Çünkü ihraç edilen malın giderek büyük bölümü ithalata dayalı hale gelmiştir.

Cari açık küçülür mü?
Ekonominin yapısını bilmeyenler "Efendim Türkiye büyüyor. Yatırım yapılıyor. İthalat onun için artıyor. Kısalım büyümeyi, yavaşlatalım üretimi, ithalatı azaltalım. Cari açık küçülsün" derler. Bu yanlıştır. Başkaları da bunu yapsa hiçbir ülke büyüyemez. Ve ya bizden hızlı büyüyen ülkelerin hepsinin bşizden büyük cari açıklarının olması gerekir.

Ocakta giren paranın yüzde 96'sı sıcak para
Biz öteden beri cari açığı genelde portföy yatırımı için gelen döviz ve kredi olarak bulduğumuz döviz ile kapatırız. Kapatmakta zorlanmayız da, gelen dövizi sıcak para olarak küçümseriz.
2011 Ocak ayında 5.8 milyar dolar açığa karşılık doğrudan yabancı sermaye ile döviz girmesi. 270 milyon dolar döviz çıktı. Portföy yatırımı olarak 2.2 milyar dolar, kredi olarak 1 milyar dolar girdi. Hani büyüklerimiz sıcak paraya savaş açtı ya... Ocak ayında sermaye hareketi ile ülkeye giren dövizin yüzde 96'sı sıcak para.
(Ara bilgi: Son 12 ayda döviz açığını dışarıdan gelen 51.2 milyar dolar sıcak para ile kapatabildik. Bu kadar sıcak para gelmese idi ,sıcak paraya dayalı bu ekonomi politikası tıkanırdı. Tıkanırdı da belki daha iyi olurdu. Ekonomi politikasını döviz tüketen değil döviz üreten bir politikaya dönüştürmek zorunda kalırdık.)
Ocak ayında sermaye hareketi ile ülkeye giren döviz toplamı 3 milyar dolar ile, 5.8 milyar dolar açığın kapatılması imkansız idi. İşte o zaman "Hızır Aleyhisselam Hazretleri" yardıma koştu. Ülkeye nereden geldiği belli olmayan 3.6 milyar dolar girdi. Döviz açığını böylece kapattık. Merkez Bankası döviz rezervinden bu kadar döviz kullanmak zorunda kalmadık. Üstelik açığı kapattıktan sonra rezerve de 863 milyon dolar döviz ekledik.
Ama "Hızır Aleyhisselam Hazretleri" her ay böyle nereden geldiği belli olmayan dövizi yollamaz. Bugüne kadar cari açığı biz "sıcak para" ile kapatageldik.
Derken "sıcak parasız da biz bu işi yaparız" diye celallendik. Evet "sıcak parasız" da yaparız ama, bir şart ile... Gerçekçi döviz kuru uygulayarak dış ticaret açığını küçültebiliyor muyuz? Bu radikal politika değişikliğine var mıyız? Yok isek "sıcak paraya muhtacız". Var olasın sıcak para! Ve de... Nereden geldiği belli olmayan döviz...

http://ekonomi.milliyet.com.tr/turkiye-nereden-geldigi-belli-olmayan-doviz-ile-geciniyor/ekonomi/ekonomiyazardetay/14.03.2011/1363871/default.htm


--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Sine qua non Olmazsa olmaz  Latin Atasözü  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder