Farkında mısınız? Yandaş medya, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'dan hiç söz etmiyor.
“Ay Işığı”, “Sarı Kız”, “Eldiven” darbe planlarına ne oldu?
Eruygur'un Fenerbahçe Orduevi lojmanlarında “ele geçirilen”yüzlerce “delil”e ne oldu?
Hiç unutmuyorum. 2008 yılı kurban bayramının ilk günü, Zaman gazetesi “Paşaların ziyaretçisi yok” diye haber yapmıştı. (Yoktu, çünkü bayramın ilk günü “paşaların” ziyaret günü değildi!)
Tahliye olduktan sonra, doktorların tavsiyesi üzerine eşiyle birlikte sokakta yürümesini Yeni Şafak gazetesi“Eruygur, Bağdat Caddesi'nde görüldü” diye haber yapmıştı. Hem de fotoğraflı. Suça bakınız!
Artık neden yazmıyorlar biliyor musunuz?
Şener Eruygur'u öldürdüler de onun için!
Cinayetlerini gizlemek, unutturmak istiyorlar!
Eruygur, 1 Temmuz 2008 günü gözaltına alındı, 8 Temmuz günü tutuklandı.
21 Eylül 2008 günü tahliye olduğunda GATA'da tedavi altındaydı. Kandıra F tipi cezaevinde koğuşunda merdivenlerden düşmüş, beyin kanaması geçirmiş, bilincini yitirmişti. Tahliye olduğunun farkına bile varmadı. Eruygur daha sonradan, iki aydan fazla kaldığı cezaevinde yalnızca 24 saat kaldığını “hatırlıyor” öyle sanıyor.
Şener Eruygur ile aynı gün tutuklanan Hurşit Tolon 6 Şubat 2009'a kadar cezaevinde kaldı. Eruygur ile Tolon'un “koğuş arkadaşları” emekli Tuğgeneral Veli Küçük ise üç yıl üç aydır tutuklu, şimdi Silivri 1 no'lu cezaevinde.
Aralarında Hurşit Tolon, Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur, Emcet Olcaytu, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın da bulunduğu 56 sanıklı ikinci Ergenekon iddianamesinin 1 no'lu sanığı Şener Eruygur.
YALNIZCA “ATATÜRK” YAZABİLİYOR
Moda Deniz Kulübü'nde yapılan, Eruygur'un da katıldığı Encümeni Daniş tpolantılarını “gizli heyet toplantıları” (s.586) ya da Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın düzenlediği Patalya sohbetlerine “gizli toplantılar” (s. 584) diyen bir iddianamenin sanığı Eruygur bakın şimdi ne halde:
Beyninde onarılmayacak ölçüde hasar oluştu. Bir çocuktan farksız. Okuma-yazma bilmiyor. Hiçbir zaman öğrenemeyecek.
Yalnızca “Atatürk” diye yazabiliyor. Ancak “a” harfini tek başına yazamıyor. Doktorlar “ezberlemiş, bilmeden yazıyor” diyorlar.
Gazeteyi ters tutuyor, farkına varamıyor.
Sürekli gördüğü eşi, kızı ve torunu dışında kimseyi tanımıyor. Avukatı Filiz Esen'i “kızım” diye çağırıyor.
Yaşar Büyükanıt ile İlker Başbuğ'u birbirine karıştırıyor.
Ayda birkaç kez tansiyonu yükseliyor, ateşi çıkıyor, GATA'ya götürülmek zorunda kalıyor. Hani Fethullah Gülen'in “Gatakulli” dediği yere!
Şener Eruygur şimdi tam 70 yaşında. Pırıl pırıl beynini bu hâle getirdiler. Onu yaşayan bir ölüye döndürdüler.
Bunun hesabı sorulmayacak mı sanıyorsunuz!
Hikmet Çiçek / Aydınlık
Yazışma Adresi:
Hikmet Çiçek
1 No'lu Kapalı Cezaevi
F/7 Silivri/İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder