19 Mayıs 2013 Pazar

15-Melih Aşık: Yepyeni Osmanlılar...


Melih Aşık: Yepyeni Osmanlılar...

Melih Aşık

19 Mayıs 2013

Başbakan ABD'ye elinde 52 Reyhanlılı yurttaşın ölüm ilmuhaberiyle, savaş istemeye gitti.

Ama barış konferansına ikna edilmiş olarak eli boş döndü.

Bizimkiler dünyanın artık iki kutuplu hale geldiğini, savaş yorgunu ABD'nin bir de Rusya'yı karşısına almak istemediğini, ayrıca Esad devrilince Suriye'de ortaya çıkacak rejimin Esad'ı aratacağını, radikal islamcıların katliamlar yapacağını, bunun da ABD'yi ürküttüğünü göremediler.

***

11 Mayıs'taki Reyhanlı faciasına Türkiye'nin 11 Eylül'ü adı verildi.
Neden?

Çünkü 11 Eylül Amerikan halkını savaşa ikna etmek için düzenlenen bir senaryo idi.

Reyhanlı'daki 11 Mayıs da Türk halkını ve ABD'yi savaşa ikna amacı taşıyordu.
Ne var ki Reyhanlı'da öldürülen 52 yurttaşımız ABD Başkanı'nı savaşa ikna edemedi.
Erdoğan'ın "zehirli gaz kullanılıyor" iddiaları da inandırıcı olmadı.
Çünkü Obama neyin ne olduğunu bizden iyi biliyor.
Unutmayalım, Suriye muhalefetini ve Türkiye sınırındaki operasyonları bizzat CIA yönetiyor.

***

Acaba iç savaş derdindeki küçük Suriye bizi oradan nasıl görüyor?
Hakkımızda ne düşünüyor?
Mesela:

" Uçaklarını düşürdük, iki pilotlarını öldürdük, susup oturdular…

Akçakale'de 3, Cilvegözü'nde 14, Reyhanlı'da 52 şehit verdiler.
Kuru gürültüden başka bir şey yapamadılar.
Kendi generallerini hapse atmışlar.
Kâh NATO'yu kâh Amerika'yı imdada çağırıyorlar.
Bir yandan bölgede lider ülke fiyakası yapıyor, bir yandan da her tokat yiyişte başkalarından medet umuyorlar.
Komik oluyorlar…"

Diye düşünüyorlarsa…

Haksız sayılırlar mı?
Rezil ettiler Türkiye'yi el aleme…

Kemerin emniyeti!

Ankara'da Meclis bahçesinde bir simülatör.
Ama bu uçak değil araba simülatörü…

Meclis'tekileri eğitmek için getirilmiş…

İçine girip emniyet kemeri takıyorsunuz, ardından görevliler değişik hızlarda değişik kaza türleri yaratıyorlar.
Bazen bir takla atıyorsunuz simülatörde, bazen birkaç…

Herhangi bir ölüm veya yaralanma tehlikesi olmadan kendi isteğinizle değişik türlerde kazalar yaşayabiliyorsunuz.

Sarhoşluğun üzerinizde nasıl etkiler yarattığını ve sarhoş iken araba kullanmanın nasıl olduğunu mu merak ediyorsunuz?
Bu merakınızı gidermeniz de çok kolay.
Görevlilerin verdiği "sarhoş gözlüğü"nü takıp üzerinde çeşitli çizgilerin olduğu alanda yürümeniz yeterli.
Sarhoş gözlüğü, içki gibi kafayı buldurmuyor tabii ki.
Sadece kafayı bulmadan kafayı bulmuşa çeviriyor insanı.
Görüşünüz flulaşıyor, sağa sola yalpalayarak yürümeye başlıyorsunuz.
Gözlüğü çıkardığınız an, herşey bir anda normale dönüyor.

"Güvenli Trafik Projesi" çerçevesinde Meclis'te bu tanıtımı yapan görevlilere emniyet kemerinin ülkemizde ve dünyada kullanım oranı ile kazalarda sağlayacağı faydaları soruluyor, anlatıyorlar:

"Bizde ve bizim gibi ülkelerde kullanım oranı yüzde 35 ila 55 arasında değişiyor.
Avrupa ve Amerika'da ise bu oran yüzde 99.9.
Emniyet kemerinin ölüm ve yaralanmalardan kurtarma oranı kaza sırasındaki hıza, arabanın kalitesine, yol durumuna vs.bağlı olarak değişir.
Ama ortalama bir rakam vermek gerekirse ölüm ve yaralanmalardan kurtarma oranı yüzde 50 diyebiliriz."


Böylesine önemli bir kemeri mutlaka takalım.

Doğruyu söyleyeni 9 köyden kovmak eskidendi.

Devir değişti, artık yalan söyleyeni köye muhtar yapıyorlar.(Facebook'tan)

Bugün Türkiye Cumhuriyeti için bağımsızlık yürüyüşünün başladığı gün.

Bağımsızlık karakterimdir diyen Büyük Önder'in doğumunun ve Samsun'a ayak basışının yıldönümü.

Yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden bin bir zahmet ve emekle inşa edildi bu cumhuriyet…

O ruhu yaşattıkça yaşayacak…

Bağımsızlık onuru ölürse dağılıp gidecektir…

Emperyalizm, kendisine karşı verilen bu savaşı hiç affetmedi…

94 yıldır karşı devrimin taşlarını döşüyor.

Ya Ortadoğu'da taşeron bir ülke olacak, emperyalizmin kirli işlerini yürüteceksiniz.

Ya da sizi parçalayıp imha edecekler.

Eğer bağımsızlık onurunu yitirmişseniz bu iki seçenekten biri uzanıyor önünüzde.

Tarih boyunca var olma gücünü göstermiş bir ulus elbet bu çıkmazdan da kurtaracaktır kendisini…

Umut gençlerdedir…

Ülkenin bilinçli, aydınlık, cesur, soylu gençlerinde…

2005 yılında "3,5 milyar euro" olan Galataport "702 milyon" dolara satıldı.

Alıcı dişini sıkıp birkaç yıl daha beklese AKP üstüne para verecekmiş…

Akif Kökçe

Mönü

Türk heyeti Washington'da müthiş görkemli karşılandı ama istediğini alamadı.

Bizim yandaş kalemşorların yazıları özetle böyle…

"Müthiş karşılama"ya gelince…

Liderlerin Beyaz Saray'daki özel yemeğinin mönüsü vardı dün Hürriyet'te:

  • Akdeniz salatası

  • Bulgur üzerine marine edilmiş tavuk

  • *ürk helvası ve dondurma üzerine pişmaniye…

Gecekonduda yaşayan bir vatandaşa uğrasanız size daha iyi bir mönü çıkarır…

Bizimkiler masadan aç kalkmış olmalı…

Bununla adam doyar mı?

Vasfiye Teyze'ye gezinin yorumunu sorsanız herhalde şöyle derdi:

"Ne çektin be yavrum Washington'da…"

Gekas

Devre arasında Akhisarspor'a geldiğinde takımın küme düşeceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu.
O geldikten ve gollerini sıralamaya başladıktan sonra Akhisarspor düşme tehlikesinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı.
Akhisar'ın Yunan futbolcusu Theofanis Gekas adeta efsane oldu.
Onun için şarkı bile bestelendi.
İşte o şarkı:

Yunan golcü Theofanis çakar her maçta…

Diğerlerine benzemez, bu adam başka.

Gekas bizde ölünceye dek oynasın varsın

Akhisar onun golleri ile kümede kalsın

Ne Zeus ne Perseus, asıl Tanrı bu deyyus…

Milliyet

a45UyF587661-201305191624-15
^^^^^ - vvvvv

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder