Şâribül leyli vennehar!Yıllar önceydi; Yeşilaycı arkadaşlar on kişilik bir grupla Beyoğlu'ndaki bir meyhaneyi bastı. Kimsenin kendisini dinlemediğini görünce sinirlendi: "Arkadaşlar, burada içkinin sağlığınıza ne kadar zararlı olduğunu anlatmaya çalışıyorum..." Saçı başı ağarmış biri mırıldanarak yanıt verdi: "Sağlık benim sağlığım, sana ne?" Alkol karşıtı arkadaş daha da sinirlendi: "İyi ama aile bütçenizi buralarda heba ediyorsunuz... Bu kez bir başka masadan itiraz yükseldi: "Karım mısın be adam, o ses çıkarmazken sen niye burnunu sokuyorsun?" Adam çileden çıktı: "Günah ama günah... İşte bu son sözler meyhanede soğuk duş etkisi yarattı. "Kimsin sen, Azrail mi?" "Hayır, Yeşilay'dan geliyoruz..." "Yani..." "Yanlışları anlatıyoruz." "Allah adına neyin günah, neyin sevap olduğu öğretmek mi senin görevin..." "Haşa" diyebildi adam... "O zaman çek git buradan... Halife misin? Yukarıdaki anekdotu, o meyhanede bulunan biri anlatmıştı bana... Şimdi, devlet toptan Yeşilaycılık yapıyor... Sakın yanlış anlaşılmasın; Yeşilay'ın "iyi niyetli" girişimlerine asla karşı değilim. Alkol kullanımının sakıncaları elbette anlatılmalı ama herkes de haddini bilmeli... Hele hele alkol yasağının koyulaştırıldığı şu dönemde, devlet adamları "Şâribül leyli vennehar" (gece gündüz içki içen) gibi Arapça sözler söyleyerek Dördüncü Murat'çılık oynamaya soyunmamalı... Kaldı ki Dördüncü Murat, halifeydi... Yani, dinimiz bakımından sözü en üst düzeyde olan bir kimseydi! Peki; şimdi aynı yasağı uygulamaya kalkışan kim? Dördüncü Murat'ın yapamadığını o yapabilir mi? On yıldaki artış! AKP, içkiyle savaşını bugün başlatmadı aslında... Peki; sonuç ne? Kişi başına düşen saf alkol tüketimi 2002'de 1.4 litreyken, bugün 1.6 litreyi geçti. Şimdi ise açık açık yasaklamaya kalkıyorlar. Yasak sonuç getirse; bu işi İran çözerdi... Bu ülkede 1980'den bu yana alkollü içki satışı tamamen yasak ama... Kaçak içki bulamayan İranlı ise içkisini evinde üretiyor! Ben en çok yıllardır bize bu yasakçı "zihniyet"in "özgürlükçü ve demokrat" olduğunu söyleyen yalaka liboşların ruh hâlini merak ediyorum ve... Kadehimi onların "şerefsizliğine" kaldırıyorum! Peri Ataklı! Kardeşim Can Ataklı dün sabah "baba" oldu. Artık dünyalar güzeli bir "Peri"miz var... Can'ı ve sevgili eşi Seyran'ı yürekten kutluyor, Peri'ye sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşam diliyorum. GÜNÜN SORUSU Antalya Eczacılar Odası Başkanı Kerem Zabun, reçetesiz ilaç satışının yasaklanmasıyla, vatandaşların 1.29 liraya satılan bir ilaca, 12.5 liraya ulaşabildiğini söylemiş. Çünkü 1.29 liralık ilacı almak için vatandaş 8 lira muayene ve 3 lira reçete katkı payı ödemek zorunda kalıyormuş... Sorum Sağlık Bakanı'na: Ortaya çıkan bu gariplik için ne diyeceksiniz? Uyan Türkiye.(64) Ergenekon tutuklusu Fatih Hilmioğlu, kanser... Ancak mahkeme tedavisi için gereken tahliye kararını bir türlü vermiyor. Serdar Öztürk de tedaviyi reddediyor. Biz de bu insanlık dramı konusundaki duygu ve düşüncelerimizi, devleti yönetenlere anlatmaya devam ediyoruz. Bugün sıra yeniden Adalet Bakanı Sadullah Ergin'de: Faks: (0312) 419 33 70 E-posta: info@adalet.gov.tr Mete artık özgür! Bir de "iyi" haber vereyim: Size on gün kadar önce 25 yaşındaki Mete Diş'in hikâyesini anlatmıştım. İstanbul 12.Ağır Ceza Mahkemesi, geçtiğimiz cuma günü Mete'nin tahliyesine karar verdi. |
^^^^^ - vvvvv
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Cehaleti ilimle geri cevirin.
Hz.Ali
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder