30 Temmuz 2013 Salı

15-DİKKAAAAAAAAAAAAAT: “PKK ASAYİŞ”!..

İşlerin başka bir yere gelmesi mümkün değildi ki.
Zaten böyle olsun diye planlanmıştı.
Bizim zömzöm akıllı NeoOsmanlılar hemen sazan gibi atlamışlardı.
Elma şekeridir, gitmeyin, kanmayın, tecavüz ederler dedik.
Analar mı ağlasın, barış istemiyor musun, kan mı aksın istiyorsun dediler.

Kimse göstere göstere kötülük yapmaz.
Kandırır, aldadır öyle yapar.
Kandırmak için elma şekeri lazım.
NeoOsmanlı saçmalığı da budur işte.
Ben bütün bunları izleyenler için anlatıyorum.
Bilmeyenler, anlamayanlar olabilir.

Yoksa icracılar, eşbaşkanlar için durum farklı.
Onların şaşkınlıkları, şoka girmeleri, misliyle tepki göstermeleri, babalanmaları falan hep yalan.
Aslında bu güne kadar ne yaptılarsa sonuçlarını, nasıl yapacaklarını, her şeyi bal gibi biliyorlardı.
Çünkü, görülmeyecek oyun değil, çok basit.
Hem de Amerikaya her gittiklerinde koltuklarının altına yerleştirilen ajandada herşey yazıyordu.
Ya da Amerika'dan gelen her senatör, general bunların kulağını her çektiğinde açık seçik, herşeyi bunların yüzlerine söylediler.

Mesela düşişleri bakanı müsaade etmeyiz diyor.
Yalan, müsaade edecekler, yalandan yaygara yapıyorlar.
Türk halkını gazını almak için.

Genel Kurmay Başkanlığı misliyle karşılık verildi diyor.
Yalan, neyin misli, neyin karşılığı.
Sen bütün bu olayları buraya kadar getirmişsin, şimdi karşılık verecekmiş.
Engel olmak isteyen bunlarla mücadele eden merkez hükumeti devirmeye daha baştan hiç kalkışmaz.
Haydi yanıldın, öğrendin, bu vakitten sonra işbirliği yaparsın.
Karşıdan üç mermi atılmış, sen de otuz mermi atacaksın.
Bu mudur misli?

MIT, Başbakan Suriye'li ayrılıkçılarla artık alenen görüşüyor, pazarlık yapıyor.
Tıpkı PKK gibi, görüşen şerefsizdirden başlayıp, devlet görüşüyora, oradan da analar ağlamasına gelir gibi.
Müsaade etmeyeceklermiş.
Bal gibi müsaade edecekler.
Bekliyorlar ki, işler engellenemeycek seviyeye gelsin.
Türk halkı kaçınılmaz bir sonuçmuş gibi anlasın, boyun eğsin.
Yemek pişsin, servise hazır olsun.

Inanmayın, ben inanmıyorum.
İnanmamakla kalmıyor, biliyorum da.
BOP projesinin eş başkanı olmaktan gurur duyan, bunu ağzıyla ikrar edenden vatanseverlik, milletperverlik beklemeyin.
Çünkü zaten, projenin kendisi Türkiye'nin bölünmesi projesidir.
Eşbaşkan bu güne kadar görevini hakkıyla yapmış.
Irak tamam, Türkiye oldu sayılır, Suriye sıkıntıda, İran çok uzakta.
Elinde olanı yapmış, kalanı diğer ortak, Amerika'nın sorumluluğunda.
O da yan çiziyor.
Asker kullanmam, operasyon yapmam, para harcamam, yardım yapmam diyor.
Şimdi kalakaldı ortada bizim eşbaşkan.

Adamımız ağız tadıyla, gururla, göstere göstere bir ihanet edecekti.
Onu da kursağında bıraktılar.
Bütün suç Esed'de, umulmadık bir direnç gösterdi, diyeceğim ama,
bizim hainlerin hiç hesaplamadıkları Ruslar'ın desteği, AB/D
'nin yan çizmesi de var.
El birliğiyle batırdılar güzelim ihaneti.

Hergün Suriye'de merkez hükumetin başarılarını duyuyoruz.
Esad, inşallah başarır, başarır da bizim de dötümüzü kurtarır.
Adamın işi zor hem kendini, hem ülkesini, hem de bizim dötümüzü kurtaracak.

Ve daha geriye gidersek, emin olun Irak direnişinin uzadığı her gün, her ay bize zaman kazandırdı.
Emin olun, Irak'da şehit olan Arap'lar kendi ülkelerinden Amerikalıları kovup atamadılar ama, bize ciddi süre kazandırdılar.
Türk'ün dötünü kurtarmak hep başkalarına nasip oldu.
Sanki Suriye'de de aynısı olacak gibi.

İsyancılar ne olacakmış, Suriye de kan akıyormuş.
Ne yani Türkiye'de mi kan aksın?
Içsavaş yaşansın.

Oraj POYRAZ


DİKKAAAAAAAAAAAAAT: "PKK ASAYİŞ"!..

"Kendi iktidarında" 26 liralık benzini 100 lira ödeyerek satın alabilen "iki kişiden biri", Suriye sınırımızda Resulayn İlçesin'deki binalara PKK bayrağı çekilmesi ile şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşadı!.. İşini gücünü bırakıp, Suriye'deki rejimi değiştirmek için tam gün mesai yapan AKP hükümeti, Esat'ın karşısında ağır bir yenilgi aldı!.. Yenilgiyi ilk ilan eden ABD'nin Genelkurmaybaşkanı idi... Başbakan Erdoğan, "Gezi Direnişi" ile başlayıp yurt geneline yayılan muhalefet hareketi karşısındaki acıklı durumunu, Suriye'deki olayları abartılı ve yanlı bir şekilde aktararak gizlemeye çalışıyor. Hükümet, hızla altından kayan tabanını yerinde tutabilmek için yapay düşmanlık yaratmaktan medet umuyor. "Palalı" gençlik ile istediği sonucu alamayan Erdoğan, şimdi de tencere ve tava çalarak hükümeti protesto edenler hakkında dava açılmasını istiyor... Savaş diline sarılan Erdoğan'ı, iktidardan düşmenin korkusu sardı!.. O bakımdan sınırlarımızda yaşanan olayları, doğru bir şekilde hükümetin kontrolündeki basın-yayın organlarından izleme olanağımız kalmadı... Bu nedenle olup biteni, bundan böyle dışarıdan öğreneceğiz..

ABD Genelkurmay Başkanı Org. Martin Dempsey'in "Esat kazanıyor mu?" sorusuna, "Şu anda akıntı Esat'tan yana" yanıtını vermesi, kazanan tarafın Esat yönetimi olduğunu ortaya koydu... Dempsey'in yardımcısı James Winnefeld de Senatör McCain'in sorusu üzerine; "Ülkenin orta ve batısında akıntı Esat'ın tarafına geçti, kuzey çok kırılgan ve dayanmaya çalışıyor" diyerek Dempsey'i teyit etti... Esat'ın bir yıl önce Kürtlere terk ederek çekildiği Kuzey Suriye'de PKK'nın Suriye'deki kolu olarak kabul edilen Demokratik Birlik partisi (PYD), "özerklik" ilan etmeye hazırlanıyor!.. Türkiye'nin desteklediği El Nusra (El Kaide) gibi İslamcı gruplardan bölgeyi temizlemeye çalışan PYD'nin lideri Salih Müslim, BBC'ye yaptığı açıklamada; İslamcı grupların Türkiye sınırından Suriye'ye geçiş yaptığını belirterek, "Türk ordusu ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz" diyerek Erdoğan'ı uyarıyor... Aynı şekilde terör örgütü PKK'nın Başkanlık Konseyi de yaptığı açıklama ile tehditlerini sürdürüyor... Çözüm sürecinin 2. aşamasının 1 Haziran'da başladığını, buna karşın AKP hükümetinin hiçbir adım atmadığını belirten Başkanlık Konseyi, " 4. aşama eylemleri" için Kandil'in talimatı ile kurulan "PKK Asayiş"i devreye soktu!..

Bilindiği gibi Başbakan Erdoğan, PKK militanlarının ancak yüzde 15-20'sinin sınırdan çıktığını, bu nedenle sürecin 2. aşamasına geçilemediğini savunuyordu!.. Bu resmi açıklamadan sonra, "PKK Asayiş" Cizre, Diyarbakır ve Van'da yol kesip kimlik kontrolleri yapmaya başladı... Sürecin birinci aşaması henüz bitmeden, Van'ın Gevaş İlçesinde geçen yıl ölen bir terörist için düzenlenen cenaze törenine, ellerinde otomatik tüfek ve bellerinde bombalar bulunan PKK'lı teröristler de katıldı... Bu arada Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde güvenlik güçleri ile giriştikleri çatışmalarda hayatını kaybeden 170 PKK'lı için Diyarbakır'ın Lice İlçesine bağlı Yolaçtı Köyü'nde yapılan "PKK Şehitliği" törenle açıldı!.. Törene katılmak üzere yola çıkan ve aralarında BDP Milletvekili Nursel Aydoğan ile İl Başkanı Zübeyde Zümrüt'ün de bulunduğu BDP'lileri; Diyarbakır'da polis, Lice yolu üzerinde asker ve Kayacık Köyü yakınlarında yüzleri kapalı "KCK Asayiş Grubu" militanları kimlik kontrolü yaptı!.. Tören sırasında, çevrede silahlı PKK militanlarının önlem aldığı da görüldü!..

İçerideki gelişmeler bu yönde iken, Türkiye'nin, PYD'ye yönelik tutumu nedeniyle "çözüm süreci"nin kritik bir aşamaya geldiğini belirten PKK'nın Başkanlık Konseyi de "Biz hareket olarak son kez AKP hükümetini uyarıyoruz" dedi..

AKP hükümetini uyaran uyarana!..

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, sınıra PKK bayrağı dikilmesini "Muhaliflerin askeri kanadı Özgür Suriye Ordusu'nun Halep yakınlarında Esat güçlerine karşı mücadele verdiği için PYD'nin meydanı boş bulduğu"na bağladı!... Başbakan'ın Başdanışması ve en yakın adamı Yalçın Akdoğan ise, "Bu bizim iç güvenlik meselesidir, orada bir oldu bittiye göz yummayız" diyerek, iç kamuoyuna mesaj vermeyi uygun buldu!.. AKP'nin Mayıs ayında PYD ile Kahire'de "sınır güvenliği"ni görüştüğü, eş başkan Salih Müslim tarafından Taraf gazetesine açıklanmıştı... Ayrıca; insani yardım nasıl gidecek, Özgür Suriye Ordusu ile ilişkiler nasıl olacak konularının da konuşulduğu ortaya çıktı. AKP hükümeti komşu devletleri bıraktı, terör örgütleri ile iş bitiriyor!..

Ne var ki, tüm bu gelişmeler Büyük Ortadoğu Projesi'ne uygun olarak yürüyor. Suriye'nin kuzeyinde "özerklik" ilan edilmek istenmesi, nihai hedefi; Başkenti Diyarbakır olan "Büyük Kürdistan" hedefinden bağımsız düşünülemez... Dolayısıyla Davutoğlu ve Akdoğan'ın sözlerinin bir kıymeti harbiyesi olamaz!.. Bu noktadan itibaren "PKK'nın Asayiş" birliklerine törenle diploma verilmesini duyamayan hükümetin, sözcüleri de tümüyle inandırıcılıklarını kaybetmişlerdir... Artık ülkemizde yönetim zaafiyeti veya boşluğu değil, yönetimsizlik tartışılmaya başlandı!.. PKK kendi yolunda emin adımlarla yürüyor, önüne çıkacak engelleri de AKP hükümeti ile aşacağından emin gibi. PKK, Dokuzuncu genel kurulda büyük şehirlere göç eden Kürtlere "geri dönün" çağrısı yaparken, Şeyh Sait ayaklanması ile ilgili uluslararası soykırım çalışması yapacağını da duyurmuş!.. (1)

Türk halkının, işbirlikçi AKP iktidarına karşı başlattığı muhalefet hareketine karşı, Başbakan'ın takındığı tutum ile siyasi geleceğini bağlamış olduğu Esat rejimi için söyledikleri oldukça ilginçtir ve dikkat çekicidir! Başbakan, 2 aydır biber gazı ve tazyikli su altında "hükümet istifa" diye bağıran milyonları dinlemeyip "terörist" ilan edebiliyor ama Bitlis'in Güroymak İlçesi İlköğretim öğrencilerinin oluşturduğu Doğu Yorum Medeniyet Korusu'nu dinlemeye gidebiliyor!.. Erdoğan, buradaki konuşmasında:"Biz Suriye'deki rejime şu veya bu mezhepten olduğu için karşı çıkmıyoruz, her kesimden halkına açıkça zulmettiği için karşı çıkıyoruz. Şu ana kadar 100 bin insan öldü, hala öldürmeye devam ediyor bu rejim. Ben bu rejime katil demeyecek miyim?" demiş...

En demokratik haklarından biri olan, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanan "Gezi Parkı" direnişçilerini, "darbeye teşebbüs etmek" ve "Halkı Türkiye Cumhuriyeti aleyhine isyana teşvik etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" gibi en ağır ve akla ziyan suçlarla suçlayarak zulmeden, Erdoğan'ın savcıları değil mi? Bu haklı gösterilerde 5 gencimizi haksız yere öldüren ve 13'ünün de gözlerini kör eden polisleri, "destan yazmakla" överek, sırtlarını sıvazlayan ve 24 maaş ikramiye ile ödüllendiren bu ülkenin Başbakanı değil mi?.. Erdoğan, Esat'a katil deme hakkını kendinde görecek ama kimse ona bir şey söylemeyecek, öyle mi?.. Suriye'de 100 bin kişinin ölümüne çok üzülen Erdoğan; Irak'da bir buçuk milyon Müslüman'ın öldürülmesini hiç duymadı mı? Sudan'da yüzbinleri katleden bir lideri kırmızı halı sererek, aynı Erdoğan karşılamadı mı? Elinden ödül aldığı Libya Devlet Başkanı Kaddafi'nin ve 300 bin Libyalı'nın öldürülmesine NATO işidir diye katılmadı mı?..

Türk halkını 11 yıldır aldatan bir hükümet gidicidir!.. Boşuna bölücü dil kullanıp da halkı birbirine düşman etmeyin!..

Zulüm, ölüm, gözyaşı, yoksulluk, yolsuzluk ve baskı; adeta AKP'yle özdeşleşmiştir!.. Boşuna debelenmeyin!.. Battıkça daha derine batıyorsunuz!... Artık yeter çekilin!..

Av. Cemil Can

DİPNOT:

(1) http://www.odatv.com/n.php?n=pkkdan-sok-karar-1007131200



a45UyF587661-201307301451-15
^^^^^ - vvvvv


--

zaryop:jaro

Veni vidi vici.
* * *
Geldim gordum yendim.

Latin Atasozu - (Sezar)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder