21 Temmuz 2013 Pazar

15-Mehmet Bedri Gültekin - Kanuni devrinden Silivri’ye sahte belgeler

Din, iman, yalan, dolan, kin, intikam, işbirliği ve ihanet.

Oraj POYRAZ

Mehmet Bedri Gültekin -  Kanuni devrinden Silivri'ye sahte belgeler

 

Ergenekon yargılamasının ilk aşaması 5 Ağustos'ta bitiyor.
"Akılda kalan en önemli konu ne idi" diye sorulacak olursa, hiç şüphe yok ki "sahte belgeler" ve "gizli tanıklar" denilecektir.

Sanıkların çoğunun ev ya da işyerinde görünür yerlere konulmuş "üretilmiş CD"ler, bilgisayarlara yüklenen sözde "örgüt belgeleri", telefonlara "sehven" yapılan yüklemeler vb.

Amerikan emperyalizmi ve Türkiye'deki işbirlikçileri hedeflerine ulaşma yolunda engel olarak gördükleri yurtseverleri ve Türk Ordusu'nu tasfiye etmek için bu yöntemi oldukça yaygın olarak kullandılar.
O kadar yaygın kullandılar ki işin suyu çıktı.
Sahte belge imalatına son dönemde biraz ara vermiş görünüyorlar.

Zorbaların kadim geleneği

Muhalifleri bertaraf etmek için sahte belge yöntemine hiç şüphe yok ilk defa başvurulmuyor.
Dünyanın her tarafında ve tarihin farklı çağlarında egemenler, iktidarlarını korumak, rakiplerini saf dışı bırakmak için bu yönteme başvurmuşlardır.

Hele bizim gibi beş bin yıllık devlet geleneğinin olduğu bir bölgede, eski çağlardan beri sık sık kullanıldığını görürüz.

Emevi ve Abbasi imparatorluklarından başlayarak bütün İslam devletlerinde iktidar mücadelesinde sahte belge yöntemi hep kullanılmıştır.

Muhteşem Yüzyıl dizisi nedeniyle herkesin yakından izlediği Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Hürrem Sultan'la işbirliği içinde olan Sadrazam Rüstem Paşa, hazırladığı sahte mektup tertibi ile Şehzade Mustafa'yı boğdurmuştur.

Rüstem Paşa'nın mektup tertibinin, Osmanlı Devleti'nin kaderi üzerinde ne kadar etkili olduğu ayrı bir mesele, ama F Tipi Çete ve AKP'ye bir hayli ilham verdiği açık.

İktidar kavgası

Kanuni döneminde Osmanlı sarayında, bir tarafında Hürrem Sultan ve Rüstem Paşa'nın; öbür tarafında Şehzade Mustafa ile Pargalı İbrahim Paşa'nın yer aldığı bir iktidar kavgası yaşanmıştır.
Bu iç mücadelede kellesini ilk kaybeden Pargalı olur (1536).

Esas mücadele, Kanuni'den sonra kimin Padişah olacağı konusundadır.
Doğal varis en büyük Şehzade olan Mustafa'dır.
Hürrem'in bütün çabası, Mustafa'nın ortadan kaldırılması ve kendi çocuklarından birine padişahlık yolunun açılması üzerinedir.

Bunun için öncelikle Rüstem Paşayı kendi kızı Mihrimah Sultan ile evlendirir (1539).
Böylece Paşa'ya sadrazamlık yolu açılır (1544).

Şehzade Mustafa iktidar kavgasında ilk olarak bulunduğu Manisa'dan Amasya'ya kaydırılır.
Kanuni'ye bir şey olması durumunda, İstanbul'a en erken gelebilme avantajına sahip Sancak'ta artık Hürrem'in oğlu Şehzade Mehmet vardır.

Şehzade Mehmet bu arada eceliyle ölür.
Ama Hürrem'in sırada bekleyen başka çocukları vardır.

Sahte mektup tertibi

Şehzade Mustafa'nın Amasya'ya gönderilmesi tedbiri yeterli değildir.
Asker ve halk arasında sevilen Mustafa'nın ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Hürrem Sultan ve Rüstem Paşa önce söylentiler çıkarırlar.
Dedikodulara göre "Padişah artık 60 yaşındadır.
Devleti Aliye'yi yönetecek durumda değildir.
Şehzade Mustafa'nın onun yerine geçmesi gerekmektedir."

Bu söylentiler gerçi Kanuni'nin kafasında Şehzade'ye karşı bazı şüpheler uyandırmıştır ama harekete geçmesine yetmemiştir.

Zaten esas amaç, son hamleye geçmeden önce Padişah'ın kafasında bazı soru işaretleri yaratmaktır.
Amaç hasıl olmuştur Ve Rüstem Paşa esas tertibin sahnelenmesine geçer.

Önce Şehzade Mustafa'nın mührünün sahtesi kazdırılır.
İran Şah'ı Tahmasb'a Şehzade'nin ağzından bir mektup yazılır.
Mektupta Şehzade Tahmasb'a; padişah olmasında kendisine yardımcı olursa Doğu'da, Osmanlı devletiyle tartışmalı olan illeri İran'a vereceğini söylemektedir.
Kendisinin Amasya'da 20 bin askeri vardır.
Birlikte harekete geçmek önerilmektedir.

Tahmasb sahte mektuba olumlu cevap verir.
Gelen cevap Kanuni'ye ulaştırılır.
Önceden yapılan dedikodularla kafasında şüpheler oluşturulan Kanuni, mektubu görünce ikna olur.

Daha önce Anadolu Alevi Türkmenlerinin katli için fetva veren Şeyhülislam Ebussuud Efendi'den, Şehzade Mustafa için "Katli vaciptir" fetvası alınır.

Kanuni; "İran üzerine sefere çıkacağım" diyerek yola çıkar.
Konya Ereğli'de kamp kurar.
Şehzade Mustafa'dan da askeriyle sefere katılması istenir.

Hiçbir şeyden haberi olmayan Şehzade, Ereğli'de babasının çadırından içeri girerken cellâtlar üzerine atılır, kement boğazına geçirilir ve boğdurulur.

"Osmanlı'da hile çoktur?"

Ebussudların ve Rüstem Paşaların mirasçıları şimdi aynı yöntemle 21.
yüzyıl Türkiye'sinde sonuç alacaklarını hesaplıyorlar.

Bugün Rüstem Paşalar iktidar koltuğunda, fetva vermeye yetkili makam Vaşington'dadır.
Gereken fetva bilindiği üzere 5 Kasım 2007'de alındı.

"Sahte mektup" istemediğiniz kadar.

Ama hesaplayamadıkları bir nokta var: 21.
yüzyılda yaşıyoruz.
Haziran 2013'te Türk Milleti, tarihinin en büyük başkaldırılarından birini gerçekleştirdi.

Şimdi Silivri'deki "sahte mektup" kurbanlarının arkasında bütün bir millet var.

"Osmanlının hilesi mi yaman, el mi yaman" göreceğiz.

mbgultekin@ip.org.tr

 

a45UyF587661-201307211454-15
^^^^^ - vvvvv


--

zaryop:jaro

Bin kere mazlum olmak, bir kere zalim olmaktan iyidir.

Hz.Ali
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder