Türk halkı alışmıştı, öyle olur zannediyordu, herkes böyledir, heryerde böyledir, normal diye düşünüyordu.
Hazreti Erdoğan şimdi de elin keferesine balans ayarı vermeye yelteniyor.
Yırtınsan faydası olmaz.
Zararı da olmaz.
Rezil olduğunla kalırsınz.
Gücün yok, etkin yok çünkü.
Zaten epeydir, mahallenin kabadayı çırağı olarak epeyce rezil olduk.
Onlarca kez gözüne baktığımız baba bizi dizimizden vurdu.
Aklına estikçe ırzımıza da geçiyor.
Elimizdekini, cebimizdekini alıyor, ensemize şaplağı patlatıyor.
Ara ara gaz veriyor, biz de babalanıyoruz.
Ne elimizdeki silah bizim, ne cebimizdeki para bizim.
Üstümüzdeki elbise, ayakkabımız bile bizim değil.
Bir ruhumuz var bir de bedenimiz.
Onları da alabildiğine tecavüze açmışız.
Haberiniz olsun, şu küreselleşme çağında rezaletler yerel yaşanmıyor.
Herşey ortada, herşey gözler önünde.
Demek ki, çağdaş dünya topluluğu arasında, Türk halkına onurla, gururla gezmek haram.
2013 yılı itibariyle doğrudan askeri işgal altında, ya da idari, askeri, ekonomik vesayet altında olmayan tek bir Müslüman toplum yoktur. (O.P.)
Bence bunu bir düşünün.
İmanla, akıl birbirinin zıddıdır.
Tahtravalli gibidir, iman yukarıdaysa akıl aşağıdadır.
Akıl yukarıdaysa, iman aşağıdadır.
Bir yerde ne kadar çok iman varsa o kadar az akıl vardır.
Ne kadar çok akıl varsa da, o kadar az iman vardır.
Bilim, ilimin, bilgi, safsatanın, tarih mitolojinin zıddıdır.
Binlerce yıllık insanlık tarihi şahittir,
Peri masalları ne müslümanları ne de diğerlerini kurtarmadı.
Peri masallarının peşinde gezenler azaldıkça o toplumlar abat oldular.
Tam tersine peri masalları peşinde gezdikçe yerin dibine girdiler.
Oraj POYRAZ
MUSTAFA MUTLU- İlan!Geride bıraktığımız haftanın en önemli olaylarından biri kuşkusuz, dünyaca ünlü otuz sanatçının The Times gazetesinde yayınlanan ilanıydı. Aralarında ünlü bestecimiz Fazıl Say'ın da yer aldığı sanatçılar bu ilanda, "en büyük devlet büyüğümüzün", Gezi Direnişi sırasında takındığı tavrı eleştirdi. Sen misin eleştiren? Bizim Sayın Büyük hemen ayarı verdi: "Dört dörtlük densizlik!" "Bunlar düşüncelerini, fikirlerini kiraya vermiş tipler." "Bunlar demokrasiye inanmış tipler olsa yüzde 50 ile iktidara gelmiş bir Başbakan'a diktatör deme ahlaksızlığını göstermezdi." "Sen beni nereden tanıyorsun, benimle ne zaman konuştun?" "Times, sayfasını kaç paraya kiraladı?" Ve... "Haklarında elbette hukuki girişimde bulunacağız..." *** Kim bunlar? Bu ilana imza koyanlardan biri İstanbul doğumlu İngiliz yazar Andrew Mango... Bir diğeri ABD'li ressam ve yönetmen David Lynch... Sean Penn'i ise sinema tarihinin en iyi oyuncularından biri olarak gösteriliyor. "En iyi oyuncu" dalında iki kez Akademi Ödülü aldı. Susan Sarandon ise... Oscar Ödülü sahibi... Liste o kadar uzun ki; hepsini tek tek saymanın olanağı yok... *** Neden densizlik? Şimdi Sayın Büyük'ün bu sanatçıların eleştirilerine verdiği yanıtları tek tek ele alalım: Bir: "Dört dörtlük densizlik!" İyi de neden? Bir dünya vatandaşının, dünyanın dört bir yanında olup biten her şeyle ilgilenmesi, dünya vatandaşı olmanın gereği değil mi? Değilse, siz neden Nihat Doğan'ı, Ajda Pekkan'ı, Sertab Erener'i uçağınıza atıp, Afrika'ya yardım malzemesi dağıtmaya götürdünüz? Dünya olaylarıyla ilgilenmek, sadece Survivor Nihat'ın mı hakkı? *** Ne kirası? İki: "Bunlar düşüncelerini fikirlerini kiraya vermiş tipler..." Söyleyecek tek şey var: Kanıtlayın o zaman! *** Demokrasi şartı! Üç: "Bunlar demokrasiye inanmış tipler olsa yüzde 50 ile iktidara gelmiş bir Başbakan'a diktatör deme ahlaksızlığını göstermezdi." Bu sözlerin anlamı şu: "Beni desteklersen demokratsın, yoksa demokrasinin beşiğinde doğup büyüsen ve hayatını demokrasiye adasan da ahlaksızsın!" Pes! *** Dünya liderisiniz ya! Dört: "Sen beni nereden tanıyorsun, benimle ne zaman konuştun?" Sizi tanımayan mı var? Bu ne büyük bir tevazu? Sizin bir "dünya lideri" olduğunuzu bizzat yandaşlarınız her fırsatta söylemiyor mu? Oldunuz işte! Ayrıca sizin yaptıklarınızı görmek, sizi tanımak için ille de sizinle konuşmak mı gerekiyor? Ben de hiç konuşmadım ama sizi tanımadığımı söyleyebilir misiniz? *** Siz de kiraladınız! Beş: "Times, sayfasını kaç paraya kiraladı?" Dünyadaki bütün büyük gazeteler "ilan" alarak sayfalarını kiralar... Nasıl siz bütün dünya gazetelerine bir zamanlar çarşaf çarşaf ilanlar verdiyseniz, bunu yapmak herkesin hakkıdır. İlan alırken ve haber yaparken iktidarlarına danışmaz! *** Sakın yapmayın! Altı: "Haklarında elbette hukuki girişimde bulunacağız..." İşte bunu sakın yapmayın... Umuyorum ki; yukarıya satır satır aldığım açıklamalarınızı çok az insan duymuştur... Ancak böyle bir yanlış yaparsanız; hiçbir sonuç alamayacağınız gibi sadece Türkiye'nin bütün dünyada "beşinci sınıf demokrasi" olduğunu tescil edersiniz! *** Bush'a sorun! Sayın Büyük. Yukarıdakine benzer çıkışlarla on yıldır bu ülkedeki muhalefeti sindirdiniz de... Gerçek sanatçılar, yazarlar nasıl Türkiye'de de elinizi öpmeye gelmiyorsa; kılınız olmaya, uğrunuza ölmeye yanaşmıyorsa... Dünyada da böyledir! Siz iyisi mi Kibariye'yle, Şafak Sezer'le, "Heten Keten"le Necati Şaşmaz'la yolunuza devam edin... Aman diyeyim; Sean Penn'e, Susan Sarandon'a sataşmayın... Tersleri beterdir! Eğer onlara böyle cevap vermeye devam ederseniz; bu 30 imza, bir anda milyarları bulur; neye uğradığınızı şaşırırsınız! İsterseniz bunu ABD'nin eski Başkanı Bush'a sorun... *** GÜNÜN SORUSU Gezi olaylarına kadar sadece bu ülkedeki muhalifler iktidarın gazabına uğruyordu. On yıldır neler çektiğimizi şimdi anlayabiliyor musunuz? |
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Arkadaslarina borc verirken ihtiyatli davran, ikisini de kaybedebilirsin!Anonim Nasihat
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder