22 Temmuz 2013 Pazartesi

Meriç Sümen - SANAT'IN ÖLÜMÜ

İçinde yaşadığımız dönemin en büyük özelliği de, her bir meslek grubunun duayenlerinin uyarılarına çok kaba, çok hoyrat cevaplarla kulak tıkanmasıdır.
On yılların dışişleri emektarı konuşur, kendince uyarır büyük yanlışlardan dönülsün diye, bir cahil çıkar zart diye monşerler der.
Meslekte otuz yıl geçirmiş bir emekli general konuşur, yine aynı cahil çıkar bu sefer zort diye asker vesayedi, darbeci zihniyet der.
Devlete hizmet yolunda bir ömür harcamış, üst düzey bir bürokrat konuşur, bürokratik oligarşi der.
Hukuk yolunda saçını, sakalını ağartmış bir ağır abi konuşur, hakimlerin sultası denir.
Kendi mesleğinde rüştünü bütün dünyada ispatlamış bir sanatçının karşısına çıkar ve ben böyle sanatın içine tükürürüm der.

Normal ülkelerde böyle insanlar toplumun ak sakallı, nur yüzlü dedeleridir.
Onlar konuşunca herkes susar, dinler.

Bizde çok ucuzdur, çok kolaydır.
Tamamen saydam, belgelenebilir bir meslek yaşamı bir anda çöpe atılır.
Ve karşısına hiç utanmadan geçmişi şaibelerle dolu, bağlantıları karanlıklar içerisinde üç kişisinin sözü konur.
Bütün bunlardan daha vahim ve elim olmak üzere bir de bu nur yüzlü insanlara her türlü iftira atılır, her türlü adi suç isnat edilir.
Yaşamları parçalanır, aileleri mahvedilir.
Böydir bizim ülkemiz.
Zorlukla yetişmiş en değerli insanlarına mükafatı aşağılama, hapishane, zulüm, iftirayla verilir.
Evet başlar ayak, ayaklar baş olmuştur.
Bu kesin.

Oraj POYRAZ

Meriç Sümen - SANAT'IN ÖLÜMÜ

Meriç Sümen - T.C Devlet Sanatçıs.( Devlet Opera ve Balesi /2005 - 2007 Genel Müdürü ) 9 - 20 Haziran tarihleri arasında Moskova-Bolşoy'daydım .

Geleneksel ( XII.) Moskova Uluslararası Bale ve Koreografi Yarışmalarında , davetleri üzere , Seçici Kurul (Jüri ) Üyesi olarak ülkemi temsil görevimi yaptım.

Yeni " TÜSAK - Türkiye Sanat Kurumu " Yasa Tasarısı Taslağının tam metni elime henüz ulaştı ; üç/dört kez okudum , tüylerim diken diken oldu , kan beynime sıçradı .

Uzunca bir süredir Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan bu Yasa Taslağı , kasten demeye dilim varmıyor ama , en azından bilinçsizce hazırlanmış bir tasarı.

Ülkemizde Sanatı öldürerek tasfiye ve yok etmek amacını hedef almış adeta .

Bundan böyle artık Devletin Tiyatroları , Operaları , Baleleri , Orkestraları , Koro ve Müzik Toplulukları olmamalıdır kesin kararından hareket eden bu yeni Tasarıyı şöyle özetlemek mümkün : Devlet Tiyatroları , Devlet Opera ve Baleleri, Devlet Senfoni Orkestraları, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı diğer Müzik ve Sanat Toplulukları tümüyle kapatılıyor .

Bu Kuruluşlardaki Sanatçılar ve diğer çalışanlar bulundukları yerlerdeki İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerine gönderiliyorlar .

Yani 17 İlimizdeki Devlet Tiyatrolarının , 6 İlimizdeki Devlet Opera ve Balelerinin , yine 6 İlimizdeki Devlet Senfoni Orkestralarının ve diğer Müzik Topluluklarının kapılarına kilit vuruluyor , 50 - 60 yıllık tüm Devlet Sanat Kuruluşları kapatılıyor .

Buralarda çalışan Sanatçıların müktesep hakları ellerinden alınarak yıllık 4 maaş ikramiye ve 2 maaş teşvik ödemeleri de kaldırılarak ortalama aylık gelirleri 1/3 oranında azaltılıyor ve isimsiz/kimliksiz bir şekilde artık sanat yapamaz halde adeta birer bankamatik memuruna dönüştürülüyorlar .

Diğer taraftan bu yeni Tasarıya göre Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olarak ülkedeki tüm sanat projelerini tek elden sevk idare ve koordine edecek TÜSAK - Türkiye Sanat Kurumu isimli yeni bir teşkilat kurulmaktadır .

Bu Kurumun 11 kişiden oluşan ve Üyelerinin tümü Bakanlar Kurulunca atanacak " Türkiye Sanat Kurulu " isimli bir üst düzey karar organı olacaktır.

Bu Kurulun bir Başkanı , bir 2.Başkanı ve dokuz Üyesi bulunacaktır .

TÜSAK 'da ayrıca bir Genel Sekreter , bir Genel Sekreter Yardımcısı , sekiz Grup Başkanı , Müdürler , Müşavirler , Uzmanlar , Uzman Yardımcıları , Avukatlar vs çeşitli ünvanlarla çalışacak birçok elemanlar olacaktır .

Görüldüğü üzere Kurumda bürokratik her tür işlerle uğraşacak çalışanlar vardır ancak sanat yapacak/üretecek kişiler, sanatçılar ve sanat toplulukları yoktur .

Kısacası içi gerçek anlamda boş , gayya kuyusu gibi koca kafalı bir Teşkilat (Amerikalıların tabiri ile " Too Many Chiefs , No Indians ") oluşturulmaktadır .

Altını çizerek belirtiyorum ki Dünyanın hiçbir yerinde sanatla ilgili olarak böylesine abesle iştigal edecek benzeri bürokratik bir teşkilat yoktur .

Dış alemde her tiyatronun , balenin, operanın, orkestranın , müzik topluluğunun kendi özerk yönetimi vardır .

Sanat Kurumlarının finansmanı daima devlet tarafından karşılanır .

Bu yeni tasarı kanunlaşırsa artık ülkemizde sanat yozlaşıp yok olacaktır, büyük şehirlerimizde ve Anadoluda tiyatro-opera-bale temsilleri , senfoni konserleri ve sanat turneleri ile festivaller yapılmayacaktır .

Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali , Uluslararası Bodrum Bale Festivali , Uluslararası İstanbul Opera Festivali , Uluslararası İstanbul Bale Yarışmaları , Eskişehir Ulusal Opera ve Bale Günleri , Çeşitli Tiyatro Festivalleri vs diğer temsiller ile turneler tarih olacaktır .

Aslında bu kanun tasarısının içeriği Anayasamızın 64.Maddesine tamamen aykırıdır .

Kültür Ve sanat hayatımız kesinlikle canlanmayacak , sanatsal faaliyetler yaygınlaşmayacak , çeşitlenmeyecek ve artmayacaktır .

Ülkemiz kültür ve sanatının dünyaya tanıtılması da artık hiç mümkün olmayacaktır .

Bu Yasa Tasarısının oldu bittiye getirilerek kabul edilmesi çok büyük bir yanlışlık olur .

Batıdaki benzer sistemlerin doğru dürüst incelenmesinden sonra mevcut sanat kuruluşlarımızın ve sivil toplum örgütlerinin de görüşleri alınarak doğru ve çağdaş bir yapının ortaya konması gerekir .

Umarım bu yanlış Yasa Tasarısından vazgeçilir .

Aksi takdirde sanatsız kalan bir toplum olarak hayat damarlarımızdan biri daha kopmuş olacaktır .

Perdelerimizin hep açılacağını ümid etmek isterken , satırlarıma rahmetli Haldun Taner Ustamızı saygıyla anarak ve müsamahasına sığınarak son veriyorum .

"Zaten Sanatçı dediğin nedir ki ?

Oynarken varızdır.

Yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır .

Bir zaman sonra da unutulur gider .

Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız .

Oyun bitti , görüyorum hepiniz çıkmaya hazırlanıyorsunuz.

Birazdan salon bomboş kalacak .

Ama sanat işte o zaman tekrar yaşamaya başlar .

Çünkü sopranonun bir aryası şu perdelere takılı kalmıştır .

Benim bir tiradım bu pervaza sinmiştir.

Balerinlerin bir dansı tütülerinin içine sığınmıştır .

İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar , bir fısıltı halinde yine sahneye dökülürler.

Artık kendimiz yokuz, seyircilerimiz de kalmadı .

Ama repliklerimiz, müziğimiz , şarkılarımız , danslarımız fısıldaşır dururlar sabaha kadar .

Gün ağarır , temizleyiciler gelir , bunların hepsi yerlerine kaçışır .

PERDE ."

a45UyF587661-201307221022-15
^^^^^ - vvvvv


--

zaryop:jaro

Beni izlemeyi secen herkese gonulden tesekkurler.

Ugur DUNDAR
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder