25 Eylül 2013 Çarşamba

10-Ali Nejat Ölçen - ABD-ULLAH GÜL’ÜN YAZGISI

Düzgün insanlar utanmaktan korkmamalı, korkmazlar.
Ben korkmuyorum.
Fakat, merak ediyorum Abdullah Gül, Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE) ve benzerleri hiç korkuyorlar mı?
Bence korkmalılar?
Utanırlar, hem de utançtan yerin dibine girerler.
Bir milletin geleceğini hiç etmek, kolay değil.


Saygılar
Oraj POYRAZ
--------------


Ali Nejat Ölçen - ABD-ULLAH GÜL'ÜN YAZGISI

İngiliz ordusunun savaş gemisine sığınarak firar eden Vahidüddin Efendi (Tutanaklarda adı böyle yazılı) yerine aynı aileden Abdül-mecit'in Millet Meclisi'nde "Halife" seçilebilmesi için Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ileri sürdüğü koşulların en önemlisini, TBMM'nin 18 Kasım 1922 günlü gizli celsesinde şöyle açıklamıştı:

Bu Meclis, Türkiye Milleti'nin Meclisidir.
Türkiye halkının Meclisi'dir.
Bunun sıfatı, bunun selahiyeti, yalnız Türkiye halkının yalnız Türkiye Milletinin, Devletinin hissiyatına, mukarreratına aittir.
Bu Meclis kendisine ,
(Abdulmescit'e.a.n.ö) bütün âlemi islamiyete şamil bir kudret veremez efendiler.
Binaenaleyh bu Meclisin Riyasetinde bulunacak zatın da olsa olsa temsil edeceği şey, yalnız Türkiye'ye ait olacaktır.
Bu mahdut bir şeydir...
Bütün kudretiyle, bütün kuvvetiyle onun kuvvetini, kudretini, şerefini bütün âlemi İslam nazarında ve gayri İslamı alem nazarında mâsun
(korunur) bulundurmaktır.
Yoksa kendi mevcudiyetini halifenin bir yedi iktidarına veremez, veremez efendiler, vermeyecektir efendiler.

Millet Meclisinin üstünde Halifenin bile gücünün söz konusu olmayacağını, Devletin Secular (ne dinden yana ne dine karşı,laik) niteliğini 90 yıl önce böyle açıklamıştı Mustafa Kemal:

Abdülmecit Halife seçildiğinde Millet Meclisi, kendi varlığını Halife olan kişinin eline teslim etmeyecek ve de Abdulmecit kendisini tüm İslam Dünyası'na yönelik yetki ve güç sahibi olduğunu sanmayacaktı.

Ne var ki, Abdulmecit'in bu koşula bağlı kalmadığı görülecek kendisine emanet edilen Hilafet, yine Millet Meclisi'nin kararıyla geri alınacaktı.

Cumhurbaşkanı seçilen Abd-ullah Gül, Büyük Millet Meclisi'nin üstünde hiçbir makamın güç sahibi olamayacağı ilkesine saygı duymakta ve o ilkenin geçerliliğini sağlamakta mıdır?
Hayır.
Bağışlanamaz kusuru yalnız bu mu?

Görevden alınan Dışişleri Bakanı Bekir Sami'yi aratacak biçimde iki sayfa 9 madde ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iradesini ABD'ye teslim edebilmiştir Abd-ullah Gül,Dışişleri Bakanı iken.
Oysa,Bekir Sami,hiç bir gizli bir sözleşmeyi imzalamamış ve de Hükümet'ten de gizlememişti.
Kusuru, o sözleşmelerde ülke yararını koruyamamış olmasıydı.
Meclis bunu çok önemli bir kusur kabul etmişti.

Abd-ullah Gül'ün, Bekir Sami'ninkinden çok daha ağırdır kusuru.
İmzaladığı gizli anlaşmayı Millet Meclisine sunmamış, üyesi olduğu Hükümet'ten de gizlemiştir.
Böylesi ağır suçun hesabını bir gün ulusumuz kendisinden soracaktır elbet , sormalıdır.

Mustafa Kemal NUTUK'ta Bekir Sami Bey'in imzaladığı sözleşmeler hakkında bakınız üzüntüsünü nasıl dile getiriyor:

Bekir Sami Bey; bu itilâfnamelerle Ankara'ya avdet ettiği zaman, fevkalâde nazarı dikkat ve istiğrabımı mucip olduğunu itiraf etmeliyim,diyordu.

Şimdi soruyorum:

Abd-ullah Gül, Dışişleri Bakanı iken imza ettiği gizli sözleşme hak-kında Çankaya'ya yerleştiğinde Mustafa Kemal gibi ızdırab duyabilmiş midir?
Sanmıyoruz.

Mustafa Kemal, görevden alınan Dışişleri Bakanı Bekir Sami'ye ilettiği mektupta :"Hududu Millî'miz dahilinde memleketimizin tamamiyetini ve milletin istiklali tamını temin etmek" gibi ulusal var oluş koşulunu anımsatmaya gereksinim duymuştu.
Çankaya'daki Abd-ullah Gül, Dışişleri Bakanı Abd-ullah Gül'e böylesi yaşamsal koşulu anım-sattı mi?
Sanmıyoruz.

Milliyetçi geçinen Milliyetçi Hareket Partisinin desteği ile Cumhurbaşkanı seçilen Abd-ullah Gül, Mustafa Kemal gibi "hududu Millimiz içindeki ülkemizin bütünlüğünü ve Ulusumuzun geleceğindeki tam bağımsızlığı'nı korumakta mı dır?
Misak-ı Milli sınırlarımızın ku-şattığı ülkemizin bütünlüğünü koruyamayacaksa ve tam bağımsızlı-ğımızı savunamayacaksa Çankaya'da ne işi var?
Ülkemizin Misak-ı Milli sınırlarını korumakla görevli ordumuzun başkomutanı olarak Silivri zindanına sürgün edilen subaylarımızı korumaktan yoksun kalır mıydı, korusaydı?

Onun Çankaya'dan uzaklaşması ve yargı önüne çıkması özlemiyle:

Böyle biline, çare buluna.

Dr.Ölçen


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Dinler ayni noktada birlesen farkli yllardir. Ayni amaca ulasacak olduktan snra ayri yollar secmemizin ne onemi olabilir?

Mahatma Gandhi
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder