Soner YALÇIN : İmam Hatip bilgisiyle bir yere kadar
Küresel sermayeye hep bir düşman gerekiyor:
Dün, korkulan "düşman" Sovyetler Birliği idi.
Bugün, İslam dünyası!
Düşmansız "sistemi" yönetemiyorlar.
Stratejileri yıllardır aynı:
Dünyayı yöneten bu küçük bir azınlık, önce ne yapmak istediklerine/nereyi sömüreceklerine karar veriyorlar.
Kendi çıkarlarını geniş kitlelerin çıkarı gibi sunmak için, uzmanları-akademisyenleri- kimi insan halklarcı-demokrat sivil toplum kuruluşlarını devreye sokuyorlar. Bunlar işin teorisini yapıyorlar; emperyalist saldırıyı kitleler nezdinde haklılaştırmak amacıyla yazıp konuşuyorlar.
Medya "yaratılan düşman" üzerine binbir yalan üretiyor.
Küresel kamuoyu oluşturulunca emperyalist saldırı başlıyor.
Örneğin…
Samuel Huntington (1927-2008) adını biliyorsunuz.
Yazdığı "Medeniyetler Çatışması -Dünya Düzeninin Yeniden Yapılması" kitabını duymuşsunuzdur.
Huntington bu tezini ilk olarak küresel politika, ekonomi, ve entegrasyon konularını işleyen Foreign Affairs adlı akademik dergide 1993'te yayınladı. Ardından da 1996'da çalışmasını genişleterek kitaplaştırdı.
ABD Savunma Bakanlığı'na danışmanlık yapan Huntington kitabında dedi ki:
-Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte sınıf savaşı/ideolojiler bitti.
-Artık çatışma kültürler/kimlikler arasında çıkacak.
-Önümüzdeki dönemde uluslararası ittifakların kurulmasında medeniyetler belirleyici olacak ve dolayısıyla olası çatışmalar farklı medeniyetler arasında gerçekleşecek…
Bilinir ki…
Huntington'ın tezlerine dayanak yaptığı argümanlar hiçbir ciddi bilimsel tartışmaya dayanamayacak kadar yüzeysel ve keyfidir.
Fakat…
Teori oluşturuldu; düşman yaratıldı. Ve…
11 Eylül 2001 New York saldırıları ile sonrasında yaşanan terör eylemleri ve ardından Irak-Afganistan-Libya-Suriye vb. müdahaleler gerçekleştirildi. Ancak…
"Medeniyetler Çatışması" bugün hâlâ gündemde; Batı'da "İslami terör", "İslamcı köktendincilik" gibi tartışmalar sürüyor.
Bunun için "canavar Pinokyo" IŞİD elinden geleni yapıyor!..
Yani…
Enerji savaşı başka başlıklar-kavramlar adı altında sürdürülüyor!
Alevi düşmanlığı
El Kaide saldırıyor.
"Medeniyetler Çatışması" ortaya atılıyor.
IŞİD saldırıyor.
"Medeniyetler Çatışması" ortaya atılıyor.
Boko Haram saldırıyor.
"Medeniyetler Çatışması" ortaya atılıyor.
Niyet belli olsa da varsın tartışılsın…
Tartışmaktan zarar gelmez.
Ancak:
Doğru argümanlarla konuşmak-yazmak gerekiyor.
Batı, "İslam ve terör" konusunda ısrarla tarihten tek örnek veriyor: Hasan Sabbah!
(Bizim ülkemizde de benzer hatalar yapılıyor. Bunlardan biri, Recep Tayyip Erdoğan!)
Evet…
Hasan Sabbah ve ona inanan Fedaviyye hareketi ("Haşhaşiler") hakkında inanılmaz bir yalan asırlardır yazılır-söylenir.
Bu hurafelerin kaynağı, Şii-Alevi-Kızılbaş/İsmaili mezhebi düşmanı din adamları-tarihçilerdir. Din adamları deyince sadece Müslümanları kastettiğimi düşünmeyin; Musevi Haham Tudelalı Benjamin ve Lübnanlı Başpapaz William (of Tyre) gibi kimler yok.
Marco Polo bile bunlardan biridir.
"Haşhaşiler" (esrarkeş) deyimini ilk kez Arap tarihçi İmadeddin el İsfahani 1183'te yazdığı "Nusrat-ül Fetra" isimli eserinde iddia etti. Hasan Sabbah öleli 59 yıl olmuştu!
Hasan Sabbah ve İsmaili mezhebine karşı yapılan karalama kampanyalarına karşı çıkan Batı'da (Marshall Hodgson gibi) ve Doğu'da (Farhad Daftary gibi) çok isim oldu.
Ünlü Nasıreddin el Tusi tarafından yazıldığı belirtilen "Sergüzeşt-i Seyyidne" eseri Hasan Sabbah'ın hayatını ayrıntılarıyla yazar.
Nedense bunların yazdıklarından hiç bahsedilmez.
Batı'da "İslam işte böyle şiddet yanlısıdır" hegemonyasına inananlar ile, Doğu'da (ve ülkemizde) bilinç altlarındaki Şii-Alevi-Kızılbaş düşmanlığı nedeniyle önyargılı olanlar bunları okumak istemez.
Bugün Selefi-Vahhabi IŞİD'in yaptıklarıyla Hasan Sabbah arasında benzerlik kurmak tarihi gerçeklerle uyuşmaz.
Bu… Olsa olsa "Medeniyetler Çatışması" tezini haklı çıkarma çabası olur.
Yahudi Sicariiler
Gerçekler zemini üzerinden tartışmak zorundayız.
Geçen ay Muharrem ayını andık; aşure yapıp dağıttık.
Hz. Hüseyin'e neden "Şehitlerin Efendisi" denir bilir misiniz?
Kerbela faciası, İslam'da var olan şehitlik kavramına yeni bir içerik kazandırdı: Bir dava uğruna kendini feda etme, seve seve canını verme…
Bakınız… Bu olguyu da salt İslam inancı üzerinden tartışmak doğru olmaz.
"Medeniyetler Çatışması" teorisine inananların maksadını anlıyoruz. Ama…
Bizim meselemiz bu değildir. O nedenle şu örneği yazmalıyım:
"Sicarii" adını duydunuz mu?
İsimlerini kullandıkları silahtan alırlar; "Hançer Adam!"
"Hançer Adam" denilince aklınıza hemen Hasan Sabbah'ın düşmanlarını hançerle öldüren "haşhaşiler" gelir! Oysa…
Suikastlerini hançerle gerçekleştiren Yahudi Sicariileri kimse bilmez!
İntihar saldırıları gerçekleştiren Yahudi Sicariileri kimse konuşmaz!
Filistin'de M.S. 50 yıllarında radikal din adamları tarafından kurulan ve; tiyatro, arena ve hipodrom gibi yerlerde 3 bin 500 kişiyi öldüren Sicariilerin; tarihin en eski terör örgütü olduğunu kimse yazmaz!
Ve kimse Sicariileri İsrail'in gerçekleştirdiği devlet terörüne örnek göstermez!
Göstermesin de…
Sicariiler, Roma Ordusu'nun Kudüs'te gerçekleştirdikleri yıkımlara karşı mücadele verdi. Sadece Roma siyasal yönetimine değil, işbirlikçi-tefeci Yahudi seçkinleri de öldürdü.
Derdim; "köktencilik diğer inançlarda da var" polemiği yaratmak değil. Bu son derece yanlıştır.
Derdim; "artık ideolojiler bitti, artık medeniyetler çatışması var" diye dünyadaki yoksulluğu-zulmü unutturup, küresel sermayenin diktatörlüğü için çabalayanların oyununu bozmak.
Görünen o ki…
Paris saldırısı, "İslam ve terör" olgusunun yanlış-hatalı argümanlarla tartışılmasına vesile olmayı sürdürecek.
Peki bizler!
-Hasan Sabbah örneğinde olduğu gibi- kendi tarihimizi bile bilmeden hangi argümanlarla neyi savunacağız?
Bu işler öyle imam-hatip bilgisiyle olmaz!..
a45UyF587661-151118104726 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/18 11:10 1 39 undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com
Dunyaca malum olmustur ki, bizim devlet idaresindeki ana programimiz, Cumhuriyet Halk Partisi programidir.
Bunun kapsadigi prensipler, idarede ve siyasette bizi aydinlatici ana hatlardir.
Fakat, bu prensipleri, gokten indigi sanilan kitaplarin dogmalariyla asla bir tutmamalidir.
Biz, ilhamlarimizi, gokten ve gaipten degil, dogrudan dogruya hayattan almis bulunuyoruz.
Bizim yolumuzu cizen;
icinde yasadigimiz yurt, bagrindan ciktigimiz Turk Milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve istirap kaydeden yapraklarindan cikardigimiz neticelerdir.
Mustafa Kemal Ataturk
Resulullah sav buyurdular ki:
Yilanlarin hepsini oldurun.
Kim yilanin intikam alacagindan korkarsa, benden degildir.
Bir rivayette soyle buyrulmustur:
Gumus cubuk gibi olan uzun yilan haric, butun yilanlari oldurun.
Ebu Davud, Edeb 174, 5249, 5261 Nesai, Cihad 48, 6, 51
1916 yilinin Subat ayinda tarihi Erzurum Kalesi dusmanin surpriz bir saldirisiyla dustugunde, bu durumun Osmanli ordusundaki Arap subaylarinin Carlik Rusyasi nin komutanlarina verdigi bilgiler sayesinde gerceklestigi anlasildi.
(Osman Ozsoy, Saltanattan Cumhuriyete Kurtulus Savasi, s.19)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder