Yüz tanıma, ses eşleştirme, plaka okuma sistemleri artık gündelik yaşamda.
Çok yüksek ayrım gücü olan tek bir kare üzerinde bulunan binlerce insanın yüzlerini eşleştirmek mümkün.
Bir miting meydanında bulunan kalabalıkların envanterini çıkarmak mümkün.
Hızla akan bir trafikte yüzlerce arabanın plakalarını gerçek zamanlı olarak tasnif etmek mümkün.
Bir havaalanında yürüyen kalabalıkta tedirgin, endişeli şekilde yürüyenleri ayrıdetmek de mümkün.
En son G-20 toplantısı sırasında doğrudan cumhur-başkanlığına(!?) bağlı özel araçlarda görüldüler.
Emniyetin yeni projesi ise, akıllı siren, polis ışıkları olan arabalar edinmek.
Bu arabaların aklı şuradan geliyor, araç üzerinde bulunan siren, ışıldak şeklinde gizlenmiş onlarca kamera sürekli olarak çevredeki araçları, insanları tarayacak, yüz eşleştirme, plaka okuma sistemleri sürekli olarak etrafı denetleyecek.
BIG BROTHER IS WATHCHING YOU!...
Peki bütün bunlar ne işe yarayacak?
Basitçe suçun önlenmesi, suçlunun yakalanması olsa işler iyi.
Ancak, totaliter, dayatmacı, zorba rejimlere gün doğmuştur.
Bu gün size yönelmemiş olan tehlike yarın size yönelebilir.
Nasıl olsa ben sünniyim, alevi, şafi, gayri Müslüman kaygı çeksin, bana ne diyebilirsiniz.
Nasıl olsa ben Türküm, Kürt ya da başkaları kaygı çeksin, bana ne diyebilirsiniz.
Nasıl olsa ben namuslu düzgün bir insanım, suçlu, zanlı kaygı çeksin diyebilirsiniz.
Ancak, bilmelisiniz ki, bu sistemlerin üretecekleri verilerin düzgün ellerde olmadığında ne kadar ölümcül sonuçlar yaratabileceğini bilmek istemezsiniz.
Burası Türkiye, burası Orta Doğu her an her şey olabilir.
Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
Yeni algoritmayla yüz ifadeleri gizlenemeyecek
Günlük Haber Can Tunçer
16 Kasım 2015, Pazartesi 14:00 2 986
Geliştirilen yeni algoritma sayesinde en ufak yüz ifadesi bile algılanarak o an hissedilen duygu ortaya çıkartılabiliyor. Yakın gelecekte hiçbir duygu gizli kalmayacak.
Bilgisayar sistemleri artık yüzlerimizi tanımanın ötesine geçerek yüz ifadelerimizi yani kısaca duygularımızı dahi algılayabiliyor. Finlandiya Oulu Üniversitesi tarafından geliştirilen yeni bir sistem ise olayı çok daha derinlere indiriyor.
Birçok kişi hissettiği duyguları yüzüne yansıtmamak adına büyük çaba harcıyor ancak bunlar artık bilgisayarlar tarafından tespit edilebiliyor. Geliştirilen yeni algoritma, mikro ifade olarak adlandırılan yüz ifadelerini özel bir işlem sayesinde algılayabiliyor ve böylece kişi saklamaya çalışsa dahil gerçek hissi ortaya çıkartabiliyor.
Bunları ortaya çıkartmak için gönüllü olarak katılan deneklerin yüzlerini yüksek hızlı kameralar yardımıyla saniyede 100 kare olarak kayıt altına alan araştırmacılar, bunun sonucunda algoritmayı iki şekilde işletiyorlar. Sistem ilk olarak kişilerin konuya göre değişen yüz özelliklerini karakterize ediyor, ikinci aşamada ise değişen bu çok ufak yüz hareketlerine bağlı olarak gizlenmeye çalışılan duygu tespit ediliyor.
Üzerinde çalışmalar devam eden sistemin, polisler (Sorgu sırasında) ya da psikiyatristler tarafından psikolojik analiz için kullanılabileceği belirtiliyor.
a45UyF587661-151117111118 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/17 12:00 1 39 undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com
Din ...
temel olarak korkuya dayanir ... bilinmeye karsi duyulan korku, yenilgi korkusu, olum korkusu.
Korku her acimasizligin anasidir ve o yuzden acimasizlik ve dinin el ele gitmesine sasilmamali.
Benim din hakkindaki gorusum Lucretius la ayni.
Onu korkudan dogan bir hastalik ve insan irkina buyuk bir mutsuzluk kaynagi olarak goruyorum.
Bertrand Russell
Ingiliz mandasi istediginizi butun itilaf temsilcilerine, hukumete ve gazetelere bildiriniz..
Ingiliz Muhipler Dernegi Baskani,
Adliye Nezareti Mustesari ve yazar Sait Molla
23.05.1919, Belediyelere genelgeden..
Turan Dursun : Kible nin Iki Kez Degistirilmesi
Yakla$ik on yillik 1. Mekke doneminde basarisiz olup, canini kurtarmak icin Medine ye kacan Muhammed, bu sehirde basarili olmak icin Yahudileri kendi safina cekmeye calisir. Kuran a Musa ile ilgili ayetler koyar, onu da peygamber olarak kabul eder. En onemlisi ise kible Kudus yapilir, namazlarda Kudus e donulur. Bilindigi gibi Yahudilerin kutsal kenti Kudus tur. Ancak Yahudiler Islama ilgi gostermez. Gostermek soyle dursun Muhammed ile dalga gecmeye baslarlar. Bunun uzerine Muhammed Yahudileri kendisine inandirtamayacagini anlayinca sinirlenir ve kibleyi Kudus den tekrar Kabe ye cevirir. Bu konuda Bakara Suresi nin 145. ayetinde bazi ipuclari bulmaktayiz :
Yemin olsun ki resulum! Sen kendilerine kitap verilenlere (Ehli kitap-Yahudiler) her turlu ayeti getirsen yine onlar sana uyup kiblene donmezler; sen de onlarin kiblesine donecek degilsin. Onlar da biribirlerinin kiblesine donmezler. Sana gelen ilimden sonra eger sen onlarin arzularina uyacak olursan, iste o zaman sen hakki cigneyenlerden olursun.
Bakara 145. ayet goruldugu gibi kiblenin Kabeye cevrilmesi olayi ile ilgilidir. Ayetin basindaki Allahin yemin etmesinin mantiksizligini pas gecelim. Yukaridaki ayette Kuran in tanrisi diyor ki: ..onlar senin kiblene donmezler, sen de onlarinkine donme ! Yani yahudiler Muhammed e uymadilar diye onlara kizarak kibleyi degistiriyor! Su soru akla geliyor: Eger uysalardi kibleyi degistirmeyecek mi idi? Peki 17 ay boyunca kible neden Kudus idi? Yahudilerin Muhammede uymayacagini allah onceden bilmiyor muydu? En basindan beri kible Mekke (Kabe) olamaz mi idi? Ayette tam bir kizginlik ve kulis havasi hakim:
...kiblene donmezler, sen de onlarin kiblesine donecek degilsin.
Ayetin son kisiminda da Muhammed sozum ona allah tarafindan uyariliyor:
...eger onlarin arzularina uyacak olursan hakki cigneyenlerden olursun .
Muhammedin bu kismi koymasindaki amac kendisini cevresindeki muslumanlardan gelen kible neden degisti? sorgusundan kurtarmaktir. Bu kararin kesinligi konusunda allah beni boylesine uyardi diyebilmek icin eklemistir son kismi belliki. Bu kisim da gercekten ilginctir soyle ki, allah , elcisinden suphe mi duyuyor ki onu uyariyor. Ustelik bu siralarda Muhammed en azindan oniki yillik tecrubeli bir peygamber ! Acikca anlasiliyor ki allah da Muhammede supheyle bakiyor ve onlarin arzularina uyacak olursan (onlarin kiblesine), hakki cigneyenlerden olursun diyor. Eger Muhammed in allahin emrini cigneme ihtimali olmasaydi herhalde allah (!) bu uyariyi yapmazdi.
Bakara 142. ayet ise:
Insanlardan bir takim beyinsizler, Onceki kiblelerinden onlari ceviren nedir? diyecekler... diye basliyor.
Muslumanlarin rahman ve rahim gibi sifatlar atfettigi tanrisi nedense bu ayete kufrederek basliyor!! Kiblenin degismesiyle ilgili gayet hakli supheleri ve sorulari olan muslumanlara beyinsizler diyerek kufrediyor Kuranin tanrisi!
Suphesiz ki aslinda kizan, kufreden Muhammed dir. Yahudileri Musluman yapamayisinin hayal kirikligini Kuran a aksettirmistir. Kendi taraftarlarindan gelen soru ve elestirilere bile tahammul edememistir.
Muhammed in 17 ay Mescid-i Aksa yi (Kudus) kible olarak kullandigina, daha sonra bir gun ikindi namazini kildirirken tam namazin ortasina geldigi bir sirada, Yuzunu cevirmek suretiyle kibleyi degistirdigine dair birkac kaynak;
Tecrid-i Sarih, Diyanet terc., No: 38 ve 256; Buhari, iman, 30; Namaz, 31, Sa/cara tefviri 12-18; Muslim, Mesacid, No: 525; Buhari ve Muslim Hadisleri, el-Lu luu ve 1 Mercan, No: 302-303; Tirmizi, Salat, No: 138/340 ve Bakara tefsiri, No: 2962; Nesai, Salat, 22 No: 486; Vahidi, age, Bakara Suresi, 144. ayet; Diyarbekiri, Tarihi Hamis, 1/367.
http://www.turandursun.com/bilgi-arsivi/biliyormuydunuz/672-kiblenin-iki-kez-degistirilmesi
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder