13 Ekim 2016 Perşembe

Ahmet Kılıçaslan Aytar : BATI'NIN ANGARYASI

 


Ahmet Kılıçaslan Aytar : BATI'NIN ANGARYASI

Geçen hafta, Washington Post'ta J.Rogin, ABD Genelkurmayı'nın Suriye'deki rejime karşı sınırlı bir askeri saldırıyı görüştüğünü yazdı.

BM Güvenlik Konseyi kararı olmaksızın, güdümlü füzeler ve koalisyon uçaklarından ve gemilerinden ateşlenen diğer uzun menzilli silahlar kullanılacak ve Suriye hava kuvvetleri pistleri bombalanacaktı...

*

Rus Savunma Bakanlığı sözcüsü Igor Konaşenkov, "ABD bu tür planların olası sonuçlarına ilişkin eksiksiz bir hesaplama yapması gerekir" uyarısında bulundu.

Dışişleri Bakanı S.Lavrov, Rusya'nın askeri olarak karşılık vereceğini belirtti.

ABD Kara Kuvvetleri Komutanı Mark Milley Rusya ve Çin'in düşman olduğunu belirtti,"Bize zarar vermek isteyenlere açık olmak istiyorum. ABD ordusu tüm operasyonel temposuyla sizi durduracaktır. Size, hiç olmadığı kadar sert bir dayak atacağız. Hiç kuşkunuz olmasın" dedi...

*

Gördüğünüz üzere Rusya'nın, Suriye'deki ABD-NATO tırmanışını caydırmak ve Batılı güçlerle bir anlaşmayı müzakere etmek ile askeri gücünü kullanmak hedefi arasındaki salınımları;

ABD-NATO ile Rusya arasında büyük bir askeri çatışmayı dizginlerinden boşaltma tehdidi yaratmış, derinleşen bir cepheleşme oluşmuştur...

*

Bu salvoların, ABD- NATO'nun Suriye'deki El Kaide bağlantılı İslamcı vekilleri Halep çevresinde yenilgiyle karşı karşıya iken yapıldığına dikkat gerekiyor.

ABD devlet hizipleri, açıkça onları kurtarmak için bir savaş başlatma çağrısı yaparken,

Rusya Dışişleri Bakanı S. Lavrov, küresel sorunların çözümüne ciddi yaklaşımı tercih ettiklerini, hayatları kurtarmak için histerik Rusofobiden vazgeçilmesini ve daha çok pragmatik ve somut olunması gerektiğini söylüyor...

*

8 Ekim'de BM Güvenlik Konseyinde Suriye'de terörle mücadele konusunda Batı ve Rus blokları yekdiğerinin karar tasarısını reddediyor.

Reddedilen Fransız tasarısı, üye devletlerden başta İŞİD terör örgütü olmak üzere El Nusra Cephesi ve El Kaide ile bağlantılı tüm şahıs, grup, girişim ve oluşumlar tarafından gerçekleştirilen terörist eylemleri önlemek ve son vermek amacıyla çabalarını ikiye katlamalarını ve eylemlerini koordine etmelerini talep eden 2249 sayılı BM kararının uygulamasını engellemeyi hedefliyordu.

Çünkü Fransa'nın tasarısı, 2249 sayılı kararla çelişecek şekilde aşırılık yanlılarının bombalanmasını sadece Doğu Halep'te değil Batı Halep'te de uçuşu yasaklayarak Rusya ve ABD arasında karşılıklı olarak saldırılara son verilmesi mutabakatına gönderme yapıyordu...

ABD, bu tasarıyla El Nusra gibi örgütleri aşırıcı olarak kabul edecekti...

*

Rusya tasarısı ise karşılıklı olarak saldırılara son verilmesi ama 2249 sayılı kararın İslamcı terör örgütlerine karşı kararlılıkla uygulanmasına yönelikti.

Karşılıklı saldırılara son verilmesi için El Kaide menşeli El Nusra Cephesi olan adını Fetih el Şam Cephesi'ne çeviren örgütün, Batı tarafından aşırılıkçı örgüt olarak tanınması gerekiyordu...

*

Durumu en iyi Suriye temsilcisi B.Caferi'nin Konsey'deki isyanı özetledi.

Caferi, "ABD, Fransa ve Birleşik Krallık kamuoyunu yanıltmak için ülkemdeki krize çözüm aradıklarını göstermek için altı yıldır Konsey'de toplantı üstüne toplantı yapıyorlar" derken,

Rusya Devlet Başkanı V. Putin ülkesine yönelik bütün ithamları politik söylem olarak nitelendirdi.

Batı'nın Rusya'nın Halep'i bombaladığı iddialarına ilişkin "Bu politik söylemler, herhangi bir sağduyuya sahip değil ve gerçekteki durumu değerlendirmeye almıyor. Eğer terörle mücadele işini bitirmek istiyorsanız, o zaman savaşmalısınız" dedi.

*

İşin doğrusu ABD'nin Suriye'de tehditlerini uygulamaya sokup ülkeyi bombalayacağına kimse inanmıyor.

Aksine bilhassa Halep'te cihadçıların giderek artan geri çekilmesiyle birlikte ülkenin kurtuluşu devam ediyor...

*

Ne ki, ABD Savunma Bakanlığı ve gizli servisler, Suriye'yi belirlenen hedeflere hizmet edecek davranışlara sürüklemek, diğer hükümetleri ve kamuoylarının duyarlılıklarını etkilemeye yönelik psikolojik operasyonlar düzenlemekten geri kalmıyor.

ABD, askeri operasyonlarının başarısız olduğu şu sıralarda, dışarıdan sızdırdığı silahlı terörist gruplarla ülkeyi içeriden parçalayarak 500 binden fazla insanın ölümüne yol açtığı Suriye rejimini yıkma girişiminde,

Suriye hükümetini ve bu saldırılara direnen Suriyelileri ve Suriye'yi destekleyen Rusya'yı saldırgan olarak göstermek için türlü psikolojik operasyonlar düzenliyor.

*

Bir taraftan B.Esad, hastaneleri bombalamak ve çocukları yok etmekten zevk alan bir sadist,

V.Putin ise yeni Rus Çarı gibi resmedilerek şeytanlaştırılıyor.

Ya da Londra'da bir hukuk bürosu Suriye rejimini süren savaşta 11 bin'den fazla yurttaşına iskence yapmak ve öldürmekle suçluyor,

Ya da ABD, Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin girişimiyle firari bir Suriyeli askeri fotografçının çektiği 55 bin fotograftan flulaştırılan ve tanınamaz hale getirilen 10 klişe,

Washington'daki Soykırım Müzesinde sergilendikten sonra, şimdi İtalyan kamuoyunu etkilemek için Roma'da gösteriliyor.

Ya da ABD'nin kurduğu "Syria Justice and Accountability Centre"ın Suriye rejimince uygulandığını iddia ettiği işkenceler durmadan rapor ediliyor...

*

Eh, Suriye rejimini suçlayacak fakat bir çoğunun düzmece olduğu ispatlanmış birçok kanıt bulunuyor.

Ve Fransa Hükümeti, İttifak devletlerinin II.Dünya Savaşı sırasında ihtilâf devletleri tarafından işlenen suçları sergilemek, ne pahasına zafer kazandıklarını göstermek ve dünya egemenliklerini meşrulaştırma imkânı veren Nürnberg ve Tokyo Mahkemelerinin izinden gidiyor.

Rusya'nın cezalandırılması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden soruşturma başlatılmasını istiyor...

*

Ama benzeri şekilde Rusya'nın da, Suriye'de bulunmasının nihai amacı;

Dış politikası bağımsızlık, işgal durumunda Arap direnişlerinin desteklenmesi ve Filistin'in temel mesele olarak kabul edilmesi ilkesine dayanan Suriye'de;

Batı ülkelerinin ve bazı Arap ülkeleri ile Türkiye'nin kirli planlar ve komplolar düzenleyerek;

"İnsanlık suçu: Savaş suçları: Dünya barışına karşı işlenen suçlar ve savaşa sebep olmak suçunu" işledikleri,

Bunların Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaları talebidir.

*

Uluslararası Ceza Mahkemesi gerçek kişilerin işledikleri soykırım, insanlığa karşı suçlar ile savaş suçlarının yargılanması için 2002'de Roma Anlaşması ile kurulmuştur, Nürnberg ve Tokyo Uluslararası Ceza Mahkemesi ile temellendiriliyor ve sürekli nitelikte faaliyet gösteriyor.

Ancak devletlerin hükümranlık haklarına zarar vereceği düşüncesi devletlerin Uluslararası Ceza Mahkemesi hakkındaki tereddütlerine yol açmıştır.

O yüzden Roma Anlaşmasını imzaladığı halde halâ yargılama yetkisini kabul etmeyen ABD, Rusya, Çin,Türkiye ve birçok ülke bulunuyor...

*

İnsanlık tarihi boyunca çiğnenen insan haklarının artık belli bir mekanizma ile kontrol altına alınması,

İnsan haklarını çiğneyen, kan ve vahşete neden olanların cezasız kalmaması, gerekirse uluslararası platformda da cezalandırılması gerekliliğiyle;

Uluslararası Ceza Mahkemesinin kurulması dünya toplumları için önemli bir adım olmuştur.

Ancak Uluslararası toplumun ortaklaşa evrensel bir adalet anlayışına ulaşmasındaki tek yol ise hukukun üstünlüğünde ortaklaşmadır.

Bu yeni bir dünya statüsünün de gereğidir.

*

Bunu sağlamanın biricik yolu ise farklı kültürleri ve farklı politik sistemleri olan ülkelerin karşılaştıkları sorunlara ortak çözümler üretmek iyiniyetidir.

Teminen gelişmiş ülkelerin dünya ekonomisinde çok önemli rol oynayan gelişmekte olan ülke ekonomilerinin sanayide, ticarette, yatırımda ve sermaye akışında yeni bir dairesel ekonomik sistem inşa ettiğini,

Yıllar boyunca oluşan ABD merkezli ekonomi dairesine yeni bir döngünün eklenmekte olduğunun kabul etmeleri gerekiyor...

*

Gerisi Batı'nın angaryasıdır, ölümcül trajedilere yol açıyor...

14.10.2016

 
a45UyF587661-161013221140 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/10/13  23:20 2  65  islamvebilim@googlegroups.com


 


Dostuna kanat ger ve ona bir babanin ogullarinin ustune egilmesi, onlari korumasina almasi gibi davran

Hz.Ali

Biriniz evinde namazi kilar da sonra namaz kilmakta olan imama yetisirse, onun arkasinda namaza dursun.
Ikinci kildigi onun icin nafile olur.

Ibn-i Kuteybe, Hadis Mudafasi
***
Bir namazi gunde iki defa kilmayin.

Ebu Davud 2/56

Kim size Peygamberimiz in ayakta kucuk tuvaletini yaptigini soylerse inanmayin.

Suneni Nesei 1-2/25
***
Peygamberimiz bir kavmin supruntusune varip ayakta kucuk tuvaletini yapti.

Buhari 1/167

Dr. Murat Beyazyuz : Savunma Mekanizmalari

Savunma mekanizmalarinin esas islevi, zihnin zorlanma durumlarinda, zihinsel yapinin butunlugunu ve dengesini surdurmektir. O halde, normal disi zihinsel isleyisin belirleyicisi savunma mekanizmalarinin kullanilmasi degildir. Istisnasiz her insan, zihinsel yapisinin butunlugunu korumak ve kendisini dengede hissetmek icin savunma mekanizmalari kullanir. Bununla birlikte savunma mekanizmalarinin nasil, ne $iklikta ve hangi durumlarda kullanildigi normal disi isleyisi belirlemekte bir kriter olabilir.

Zihinsel aygit ayni anda birbiri ile bagdasmayan bircok durtunun zorlamasiyla karsilasirsa bu duruma catisma denir. Catisma kavrami ayni zamanda superego istekleri ile id istekleri arasindaki uyumsuzlugu ve hatta id veya superego nun isteklerinin dis dunya ile uyumsuzlugunu da anlatir. Bu catismalarin ego da yarattigi anksiyete savuma mekanizmalarinin yardimiyla giderilir.

Simdi bu savunma mekanizmalarini kisaca anlatmaya calisalim.

Bilincdisi Bastirma (Repression)

Durtulerin, insanin istegi disinda bilincdisinda tutulmasi ve bilince cikmalarina izin verilmemesi anlamina gelen bilincdisi bastirma (repression) ile, istenmeyen, hosnutsuzluga yol acan istek, ani veya duygularin bilincdisina itilmesi yonundeki cabayi anlatan bilincli bastirma (supression) birbirinden farkli zihinsel surecleri ifade eder. Bilincdisi bastirma ile bilincdisinda tutulan durtuler hicbir zaman bilince cikmamislaridir ve cikamazlar.

Bilincli bastirma ile bilincdisina itilen yasantilar ise daha once bilincli olarak yasanmislardir ve daha sonra bilincdisina itilmislerdir.

Sonradan bilincdisina itilen bu yasantilar, bilincdisi bastirma mekanizmasi ile id de hapis tutulan durtulerden farkli olarak gerektiginde bilince tekrar cikarilabilirler.

Bilincdisi bastirma (repression) savunma mekanizmalari arasinda en onemli olandir, zira diger tum savunma mekanizmalari bu savunma mekanizmasi ile birlikte calisirlar.

Genellikle bastirmanin yetersiz kaldigi durumlarda, diger savunma mekanizmalari zihinsel yapinin selameti icin bastirma nin yardimina kosarlar.

Bastirilan durtulerin veya catismalarin zaman zaman davranislarda bir takim etkileri olabilir. Mesela odipus kompleksinin cozumlenmeden bastirilmasi sonucu, yetiskinlikte bir takim cinsel sorunlar, karsi cinsle ilgili kararsizlik durumlari ortaya cikabilir.

Yadsima (Denial)

Kotu bir durumla karsilastigimizda soyledigimiz bu gercek olamaz cumlesi yadsimanin izini surmek icin iyi bir ornektir. Yadsima, icten ya da distan gelen tehlikeli bir durumun yok sayilmasidir. Tum ilkel savunma mekanizmalarina degisen oranda yadsima da eslik eder. Hosnutsuzluk yaratan bircok olay, bilincdisina bastirilirken, ayni zamanda yasanmamis gibi de hissedilir, yani bastirmaya yadsima eslik eder.

Yansitma (Projection)

Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan yasantilarin sorumlulugunu, kendi disindaki nesnelere yukleyerek bu yasantilarin yaratacagi anksiyeteden kurtulabilir. Yansitmanin bir diger sekli de, hosnutsuzluk yaratan veya dis dunyaya uygun olmayan id veya superego isteklerinin baska kisilere mal edilmesidir. Boyle bir durumda da yansitma, yadsima ile birlikte calisir.

Neden Bulma (Rationalization)

Bu savunma mekanizmasi yapilan hareketi hakli gostermek icin ya da hayal kirikliklarinin etkisini azaltmak icin kullanilabilir. Ornegin, bir elektronik cihazi kullanim kurallarina tam olarak riayet etmeksizin kullanan ve bu ihmali ile cihazin bozulmasina sebep olan kisi, cihazin kaliteli olmadigini, dayaniksiz oldugunu veya bir imalat hatasi oldugunu soyleyerek kendisini sucluluk duygularindan kurtarmaya calisabilir.

Anlasilabilecegi gibi, neden bulma savunma mekanizmasi da hemen her zaman yadsima ile birlikte kullanilir.

Dislastirma (Externalization)

Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan dusunce, duygu veya isteklerin dis dunya ile ilgili oldugunu ve kendi zihinsel sureclerinden baglantisiz oldugunu dusunur. Dislastirma surekli sanssizliktan yakinan insanlarin $iklikla kullandigi bir savunma mekanizmasidir.

Iclestirme (Introjection)

Bu savunma mekanizmasinda, kisi baska bir insanin veya baska bir toplulugun ozelliklerini zihinsel yapisinin icine alir ve kendi kisiliginin unsuru haline getirir. Amac her savunma mekanizmasinda oldugu gibi zihinsel aygiti gerilimden korumaktir fakat bu savunma mekanizmasinda gerilim daha cok dis kaynaklidir. Superegonun olusumunda bu iclestirme mekanizmasinin esas rolu oynadigini soylemistik.

Ice Alma (Incorporation)

Bu mekanizmada, insan cesitli sebeplerle ayrilmak zorunda kaldigi kisi veya kisileri, bu kisilerden ayrilmasinin yarattigi anksiyete ile bas edebilmek icin kendi zihinsel aygitina dahil eder, bu kisilerin ozelliklerini kendi egosuna eklemler. Yani bir bakima o kisileri kendi icinde yasatir. Mesela, babasini kaybeden biri, onun paltosunu giyerek, onun tespihini kullanarak veya onun gibi davranarak onun ozelliklerini kendi ego suna dahil eder ve boylece ondan ayrilmanin yarattigi anksiyeteyi savusturur.

Odunleme (Compensation)

Bu savunma mekanizmasi ile insan, zihninde yer alan ek$iklik, yetersizlikle ilgili imajlardan, bedenindeki ek$ikliklerden ya da kusurlardan veya sosyal alanlardaki yetersizliklerinden kaynaklanan rahatsiz edici duygularindan kurtulmak icin bu ek$ik taraflarini yadsir, ama bu yadsima yeterli olmadigi zaman zihinsel, bedensel veya sosyal baska alanlarda kendisini gelistirerek ek$ik oldugu taraflarini yadsimayi kolaylastirir.

Ne var ki odunleme savunma mekanizmasi da diger savunma mekanizmalari gibi her zaman olumlu sonuclar dogurmaz. Ornegin, zihinsel bir takim ek$iklik imajlari sebebiyle surekli asagilanmaktan korkan bir insan, entelektuel alanda kendisini gelistirerek, bilgileri ile etrafindakileri surekli asagilamayi secebilir. Boyle bir durumda da odunleme mekanizmasinin yansitma ile birlikte calistigini goruruz.

Yuceltme (Sublimation)

Bu savunma mekanizmasinda, kisi durtu, egilim ve isteklerinin dis dunya gercekligi ile ortusmedigi durumlarda, bu durtu, egilim ve isteklerine toplum tarafindan hos gorulebilecek kiliflar hazirlayarak zihinsel gerilimden kurtulur.

Yer Degistirme (Displacement)

Bir duygu ya da durtu, asil hedefinden baska bir hedefe dogru yonlendirilmesi veya, bir duygunun ya da durtunun yerine bir baskasinin gecirilmesi seklinde calisan bir savunma mekanizmasidir. Baskici bir babanin disiplininde yetismis bir kisi babasina karsi olan saldirgan durtulerini ileride kocasina yonelterek bu durtulerin yarattigi anksiyeteden kurtulabilir. Diger durumda ise kisinin babasina yonelmis yogun saldirgan durtulerinin yerine yogun bir sevgi, saygi ve ilgi gecebilir.

Ozdeslesme, ozdesim kurma (Identification)

Yetiskinlikte daha cok kisinin kendi degerini arttirma veya kendisini korumak amaci ile kullanilir.

Ozdesim yoluyla edinilen kimlik bazi durumlarda yetersiz kalabilir ve kisiyi ciddi bir catisma icine sokabilir. Bu nedenle ozdeslesmenin derecesi ve cesitliligi bu savunma mekanizmasinin islevselligi acisindan oldukca onemlidir.

Karsit Tepki Olusturma (Reaction-Formation)

Bilincdisindaki durtu, egilim ve isteklerin bastirma mekanizmasi ile engellenmesi her zaman mumkun olmaz, bazen kisi, bilincdisindan gelen bu zorlayici isteklerle bas edebilmek icin bilincli olarak bunlarin tam tersi seklinde davranislar sergileyebilir ve bu sekilde sucluluk duygulari onlenir ve toplumun daha rahat kabul edebilecegi bir kisilik gorunumu olusturulur.

Duygusal Soyutlanma (Emotional Insulation)

Insan hayatta her an hayal kirikliklari veya p$ikolojik travmalarla karsilasabilir. Bu durumlarin yaratacagi gerilimden korunmak icin bazi insanlar, normal bir zihinsel surec olan duygulanma egilimlerini baskilarlar. Boylece hayal kirikliklari ve p$ikolojik travmalarin etkilerini en aza indirmeye calisirlar. Duygusal soyutlanma olarak adlandirdigimiz bu savunma mekanizmasini kullanan insanlar genellikle duygusal olmayi bir zayiflik sayarlar ve bu sebeple guclu olmak ugruna kendi duygularina yabancilasirlar.

Dusunsellestirme (Intellectualization)

Dusunsellestirme dedigimiz savunma mekanizmasi, neden bulma ve duygusal soyutlanma mekanizmalarinin birlikte kullanilmasiyla olusur. Hayal kirikligi veya sucluluk duygulari gibi hosnutsuzluk yasantilari karsisinda kisi, hem durum karsisinda duygularinin aciga cikmasini engeller hem de bunu kolaylastirabilmek icin hosnutsuzluk yasantilarina kendisi disinda nedenler bulur.

Duygudaslik (Sympathy)

Insan dis dunyadan gelebilecek tehlikelere karsi her zaman tedbirli olmak zorundadir. Dis dunya dedigimiz seyi buyuk olcude de diger insanlar olusturur. Duygudaslik dedigimiz savunma mekanizmasinda insan, diger insanlara kendini sevdirerek onlardan gelebilecek tehlikeleri engellemeye calisir. Bu savunma mekanizmasini kullanan bir kisi, diger insanlar tarafindan begenilmek, sevilmek ve onlardan zarar gormemek icin surekli diger insanlarin fikirlerini dinler, onlara hak verir, onlari destekler, kendisine yanlis gelen seylere dahi itiraz etmez ve kendi gercek goruslerini asla tam olarak ortaya koymaz.

Surekli sevilme ihtiyaci hisseden bu insanlar, sevilmek icin kendi gercek kisiliklerinden vazgecmis olmanin anksiyetesini de yasarlar ve icten ice dusmanca duygularini da kendilerini bir sekilde sevdirdikleri insanlara yoneltirler. Duygudaslik mekanizmasinin yaninda bu mekanizmanin sonucu olarak ortaya cikan bu dusmanca duygularin da bastirilmasi gerekir. Bu kadar cok isi yapmaya calisan ego zayif dusebilir ve bu insanlar hic beklenmedik ofke patlamalari sergileyebilirler.

Boyun Egme (Submission)

Bu savunma mekanizmasi da duygudaslik ile ayni amaca hizmet eder. Amac diger insanlardan gelebilecek tehlikelerin onunu kesmektir. Duygudaslik mekanizmasindan farkli olarak bu savunma mekanizmasinin kullanildigi durumlarda sevgi arayisi, sevilme ihtiyaci yoktur ve guvende olma, zarar gormeme dusuncesi daha on plandadir.

Yapma Bozma (Undoing)

Bu savunma mekanizmasinin isleyisi, adindan da anlasilabilecegi gibi, diger savunma mekanizmalarinin tam bir basarisizligi durumunda, ego nun son bir telafi manevrasi olarak ozetlenebilir. Soyle ki; ego nun kullandigi savunma mekanizmalarini atlatmayi basaran bilincdisi istek, durtu veya arzular gercek dunyaya ulasirlar ve id deki gerilimin bir sekilde bosalmasini saglarlar, yani savunma mekanizmalari basarisiz olur, sonrasinda ego bu yenilgiyi telafi etmek icin id in haz elde etmesinde rol oynayan araci mekanizma uzerinde degi$iklik yapma yoluna gider. Bunun orneklerine farkinda olmadan $ikca rastlariz. Mesela, her gun rastlayabilecegimiz, ama mantiksal olarak hicbir anlam ifade etmeyen sozunu geri alma fiili, basit bir yapma bozma isidir.

Donusturme (Conversion)

Bu savunma mekanizmasi iki amacla kullanilabilir; bunlardan ilki diger savunma mekanizmalarinda oldugu gibi, bilincdisi durtulerin bilince erismesini engellemektir, donusturme mekanizmasinin diger kullanilma amaci ise dis dunyadan gelen ve zihinsel aygiti zorlayan yasantilardan kacmaktir. Donusturme mekanizmasinda, ic veya dis kaynakli zorlayici etkenlerin yarattigi gerilim anksiyete seklinde yasanmaz, bu gerilim donusturulur ve vucutta bir takim hastalik belirtileri seklinde ortaya cikar. Bu belirtilerin tibben, organik sebepleri yoktur ve bu savunma mekanizmasi normal olmaktan oldukca uzaktir. Sinirsel bayilmalar, $ikintili olaylar sonrasinda vucudun cesitli yerlerinde ortaya cikan uyusmalar, titremeler, guc kayiplari donusturme mekanizmasina ornek olarak verilebilir.

Cilecilik (Asceticism)

Dis dunyanin sartlari karsisinda, cinsel veya saldirgan durtulerine her hangi bir doyum araci bulamayan kisi bu durtulerini tamamen bastirir ve tum haz veren faaliyetlerden uzak durma yoluna gider. Bazi tarikat mensuplarinda bilincli bir fiil olarak gorulen bu cilecilik, ozellikle ergenlerde, bas edilemeyen durtulere karsi kullanilan bilincdisi bir savunma mekanizmasidir.

Ego p$ikolojisi teorisine gore normal disiligi belirleyen sey bu savunma mekanizmalarinin kullanilmasi degil bunlarin ne $iklikla ve ne sekilde kullanildigidir.

Ego p$ikolojisi teorisi, temelde durtulerden cok ogrenilen davranislari ve dis dunya ile iliski bicimlerini esas aldigi icin, doga bilimlerine durtu teorisinden daha yakin bir noktadadir.



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo LiteCoin URL:   LTtsCJ2mLUXLLs8v5US8w5zQeq66eakPtU

NameCoin URL       :  N7wbJyxqoueznDHu9tnu56y1V7B9P1Phs4
FeatherCoin URL     :  6rHGzeMefFvzqmBM5VNqmUziCxtga4wpDs
TerraCoin URL        :  1GQFs8GpaTXxoeTAsGmo56WNfYSZRy2mBD

PeerCoin URL         :  PMeBpz6X9RRLQxdFs5Jws5JwFec3Mzen8q6Twg





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder