24 Kasım 2017 Cuma

KEMAL GÖZLER, DEVLET BAŞKANLARI: BİR KARŞILAŞTIRMALI ANAYASA HUKUKU İNCELEMESİ,,DEVLET BAŞKANLARININ STATÜSÜ

Bu makale kıyaslamalı bir anayasa çalışmasının bir parçasıdır.
Ben bu çalışmanın yalnızca mutlak ve meşruti monarşi ile ilgili bölümlerini aldım.
Hani bu aralar bir Osmanlıcılık, hanedancılık, padişahçılık merakı başladı ya onunu için yaptım bunu.

Günümüzde İngiltere'de, Belçika, Hollanda ya da bezeri meşruti monarşilerde konuşulan konular işte bunlardır.
Bir hanedan, bir kral halk karşısında neymiş, nasıl bir şeymiş okuyun, görün istedim.

Günümüzün en güçlü devlet başkanları dahi meşruti monarşilerde olduğu kadar güçlü değildir.
Putin bile, o hiç beğenmediğimiz Erdoğan rejimi bile meşruti bir monarşi yanında daha tercih edilir rejimlerdir.
Tam bir sömürü, ahlaksızlık, zorbalık rejimleridir.

İngiltere ya da diğer Avrupa ülkeleri muktedir olsalardı tepelerine çöreklenmiş hanedanları emin olun atarlardı.
Emin olun küresel oligarşi ile aristokrasinin işbirliği içine girmiş olması taa 1900'lerden bu yaa şiddetli tepki çekmektedir.
Avrupa kraliyet ailelerinden geride kalanlar çok ince politikalar ile ip cambazlıkları yaparak durumlarını ancak koruyabilmiştir.

Avrupalı ulus devletlerden özellikle eski sömürgeci olanlar bu hanedanları atamazlar, neden mi?
Avrupa kraliyet hanedanları çok uluslu, küresel şirket zengin hanedanlarla evlilikler ve şirket ortaklıkları yoluyla akraba olmuştur.
Bu akrabalık ve ortaklık ilişkileri özellikle eski sömürgelerde çok yoğundur.
Eskinin sömürgecisi şimdinin ulus devleti olan Avrupalı devletler, eski sömürgeleriyle ticari ve siyasi bağlantılarını ancak ve yalnızca hanedanlar üzerinden sürdürmek durumundadır.
Bu gün İngiliz ya da başka bir Avrupa kraliyet hanedanını def etseniz, zenginliğini alır gider, ve ülke eski sömürgeleriyle bütün siyasi ve ticari bağlantılarını da yitirmiş olur.
Özetle Avrupa hanedanları ulus devletleri afedersiniz amma tam da taşşaklarından bağlamıştır.

Bu gün Royal önekli çok uluslu şirketlerin hepsinde genellikle İngiliz hanedanının hissesi vardır.
İngiltere özellikle Honkong, ve benzeri eski sömürgelerini üzerindeki siyasi ve ticari bağlantılarını büyük oranda bu şirketler üzerinden yürütmektedir.

Ve görülüğü gibi bütün hanedanların bir de devletten ödenek alan SİVİL LİSTESİ vardır.
Dahası vergi muafiyetleri vardır.
Alacakları önceliklidir.
Hukuk öncelikleri, korunmaları, destekleri vardır.

Hak edilmemiş, ahlaksızca, adil olmayan bir durumdur.
Ve bütün bunlar yalnızca birilerinin pipisinden birilerinin rahmine fışkırtılmış olmaktan kaynaklanan haksız kazanımlardır.
2017 yılında ülkemizde hala daha kan asaletine özlem duyan, özenen, matah bir şey zanneden çevreler için özellikle bu makaleyi ilettim.


Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


KEMAL GÖZLER, DEVLET BAŞKANLARI: BİR KARŞILAŞTIRMALI ANAYASA HUKUKU İNCELEMESİ,

DEVLET BAŞKANLARININ STATÜSÜ

"Devlet başkanlarının statüsü" başlığı altında devlet başkanlarının belirlenmesi, göreve gelmesi, görevlerinin sona ermesi, vekâlet, vs. gibi konular görülecektir. Devlet başkanlarının belirlenmesi, göreve gelmesi, görevlerinin sona ermesi gibi hususlar, monarşilerde ve cumhuriyetlerde birbirinden oldukça farklıdır. O nedenle bunları ayrı ayrı incelemek gerekir.

I. MONARŞİLERDE

Bibliyografya.- Pierre Wigny, Droit constitutionnel: principes et droit positif, Bruxelles, Bruylant, 1952, s.586-596; S.A. de Smith ve Rodney Brazier, Constitutional and Administrative Law, London, Penguin Books, Altıncı Baskı, 1989, s.124-133; O. Hood Phillips ve Paul Jackson, Constitutional and Administrative Law, London, Sweet & Maxwell, Yedinci Baskı, 1987, s.255-261; D.C.M. Yardley, Introduction to British Constitutional Law, London, Butterworth & Co., 1960, s.31; Charles Cadoux, Droit constitutionnel et institutions politiques, Paris, Cujas, 1988, c.I, s.176; Constance Grewe ve Hélène Ruiz Fabri, Droits constitutionnels européennes, Paris, PUF, 1995, s.483-485; Didier Maus, Aborder le droit constitutionnel, Paris, Seuil, 1998, s.63-64; Paolo Biscaretti di Ruffia, Diritto costituzionale, Napoli, Jovene Editore, Onbeşinci Baskı, 1989, s.470-475; Guiseppe De Vergottini, Diritto costituzionale comparato, Padova, CEDAM, Beşinci Baskı, 1999, s.535-542; Philippe Lauvaux, "Les monarchies: inventaires des types", Pouvoirs: Revue française d'études constitutionnelles et politiques, 1996, no 78, s.26; Francis Delpérée, "Loi salique", Olivier Duhamel ve Yves Meny (sous la direction de-), Dictionnaire constitutionnel, Paris, P.U.F., 1992, s.608-609; Francis Delpérée, "Régence", Olivier Duhamel ve Yves Mény (der.), Dictionnaire constitutionnel, Paris, PUF, 1992, op. cit., s.870-871.

Terminoloji.- Parlâmenter monarşilerde (ör: Belçika, Danimarka, Hol landa, İngiltere, İspanya, İsveç, Japonya, Lüksemburg, Norveç) "devlet baş kanı (head of state, chef d'Etat)"na, "kral (king, roi)"1, "kraliçe (queen, reine)"2, "imparator (emperor, empereur)"3, "büyük dük (grand duke, grand duc)"4 "egemen (sovereign, souverain)"5 gibi isimler verilmektedir.6 Bunla rın hepsini kapsayıcı bir şekilde "hükümdar (monarch, monarque)" ismi ve rilebilir7. Uygulamada "hükümdar" terimi yerine çoğunlukla "kral" terimi kullanılır. Oysa, "hükümdar" teriminin kullanılması, hem "kral"ları, hem de "hüküm süren kraliçe (queen regnant)"leri kapsaması bakımından daha isa betlidir. Ne var ki, yaygın kullanım "kral" teriminin kullanılmasıdır. Biz de burada bu genel eğilime uyarak, monarşilerde devlet başkanını ifade etmek için, "hükümdar" değil, "kral" terimini kullanacağız.

Burada sırasıyla kralın belirlenmesini (A), krallık sıfatının başlamasını (B), krallık sıfatının sona ermesi hallerini (C), niyabeti (D), kraliyet ödeneğini (E) göreceğiz.

A. KRALIN BELİRLENMESİ8

Bibliyografya.- Wigny, op. cit., s.592-596; De Smith ve Brazier, op. cit., s.124-123; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.255-256; Grewe ve Ruiz Fabri, op. cit., s.483- 485; Maus, op. cit., s.63; Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.471-472.

1. Hanedan Dışına Çıkma Yasağı.- Krallar, yani monarşik parlâmenter sistemlerin "devlet başkanları", "veraset" yoluyla belirlenir. Krallık, "irsî (hereditary, héréditaire)" olarak intikal eder. Bu şu anlama gelir ki, bir krallıkta herkesin kral olmaya hakkı yoktur. Kral olabilmenin ilk koşulu, "krali yet ailesi (royale family, famille royale)"nin bir üyesi olmaktır9. Kraliyet ailesine "hanedan (dynasty, dynastie)" da denir. Bir monarşide devlet başkan lığı, yani saltanat, hanedanın dışına çıkmaz. Buna "saltanatın hanedanın dışına çıkması yasağı" denir10.

Saltanatın belirli bir hanedanın içinde kalacağı hususu birçok monarşik anayasa tarafından açıkça öngörülmüştür. Örneğin İngiltere'de 1701 tarihli Act of Settlement'a göre, taht irsî olarak Hanover Electress'i Sofia'nın füruuna aittir11. 1994 Belçika Anayasasına göre, Kral ırsîdir ve S.M. Léopold, Georges, Chrétien, Frédéric de Saxe-Cobourg'un doğal ve meşru, direkt füruuna aittir. 1983 Hollanda Anayasasına göre tahta çıkma hakkı irsî olarak Orange-Nassau Prensi Kral William I'in meşru füruuna aittir (m.24). 1978 İspanyol Anayasasına göre İspanya Tahtı, irsî olarak H.M. Don Juan Carlos I de Borbon'un soyundan gelenlere aittir (m.57/1). 1868 Lüksemburg Anayasasına göre, Büyük Düklük Tahtı, 30 Haziran 1783 tarihli Pakta, 9 Haziran 1825 tarihli Viyana Andlaşmasının 71'inci maddesine ve 11 Mayıs 1867 tarihli Londra Andlaşmasının 1'inci maddesine göre Nassau ailesine aittir (m.3). 1876 Osmanlı Kanun-u Esasîsine göre "Saltanat-ı Seniye-i Os maniye", "sülale-i âli Osman"a aitti (m.3).

2. Hanedanın Tükenmesi.- Hanedan tükenirse (extinction), yani hanedana mensup kimse kalmaz ise, kralın nasıl belirleneceğini yine anayasalar öngörmektedir. Örneğin 1994 Belçika Anayasasına göre, S.M. Léopold de Saxe-Cobourg'un soyundan gelenlerin bulunmaması durumunda, Kral, kendi halefini Meclislerin rızasıyla atayabilir (m.86). 1983 Hollanda Anayasası, Parlâmento yeni bir Kral seçer (m.33). 1978 İspanyol Anayasasına göre ise, bu durumda İspanya Parlâmentosu (Cortes) yeni bir Kral seçer (m.57/3). 1814 Norveç Anayasasına göre ise bu durumda Kral kendi halefini Storting'e önerir. Storting Kralın önerisini kabul etmeme hakkına sahiptir.

3. İntikal Kuralları.- Hanedan içinde de kimin tahta çıkacağını belirle yen birtakım "intikal (succession)" kuralları vardır. Şimdi bu kuralları göre lim.

a) Direkt Hat Sistemi.- Bazı monarşilerde "usûl-füru (direct line, ligne directe) sistemi" uygulanır12. Bu sisteme göre, hükümdar ölünce, taht çocu ğuna, çocuğu yoksa torununa geçer. Usûl-füru sisteminin de kendi içinde ayrımları vardır. Birden fazla çocuk varsa, bunlar farklı cinstenseler, bir sis temde erkek çocukların kız çocuklara önceliği vardır13. Diğer bazı sistemler de ise, erkek çocuklar ile kız çocuklar arasında ayrım yapılmaz. Her iki cins arasında eşitlik varsa, veya önceliği olan cinste birden fazla birey varsa bunların arasından daha yaşlı olan çocuğa saltanat geçer. Buna "primogenitur sistemi" denir.

Örneğin 1994 Belçika Anayasasına göre, Krallık, "direkt füru (descendance directe)" sistemine göre ve "büyüklük esası (ordre de primogéniture)"na göre intikal eder (m.85). 1983 Hollanda Anayasasına gö re de Taht, "yaşlılık esası (order of seniority)"na göre Kralın meşru füruuna geçer (m.25). Kralın füruu yoksa, taht, Kralın ebeveyninin füruuna, onlar da yoksa kralın büyük ebeveyninin füruuna geçer (m.25). 1978 İspanyol Ana yasasına göre tahtın geçişinde "direkt hat (ligne directe)", "indirekt hat (ligne indirecte)"ta göre önceliğe sahiptir (m.57/1). Keza, aynı hat içinde, uzak dereceye göre yakın dereceye, aynı derece içinde ise kadına göre erke ğe öncelik verilir (m.57/1). Aynı cins içinde ise, daha yaşlının daha gence göre üstünlüğü vardır (m.57/1). 1814 Norveç Anayasası da, tahtın intikalinde direkt hat (direct line) kuralını benimsemiştir (m.6). Bu Anayasaya göre, bir hat içinde de büyüğün küçüğe göre öncelik hakkı vardır (m.6). Yani Norveç Anayasası da primogeniture kuralını benimsemiştir. Bununla birlikte 1814 Norveç Anayasasında erkeklere öncelik veren bir hüküm yoktur. Kralın ço cukları içinde cinsiyetine bakılmaksızın en yaşlı olan tahta çıkar.

b) Civar Sistemi.- kinci bir sistem, "civar (ligne colleteral, ligne indirecte, dolaylı hat) sistemi"dir14. Bu sisteme göre ise, kardeşten kardeşe veya amcadan yeğene saltanat geçebilir. Burada saltanat ailenin en yaşlı üye sine geçer. Buna "seniorat sistemi" veya "ekber evlat (droit d'aînaisse) sis temi" denir. Örneğin 1876 Osmanlı Kanun-u Esasîsi ekber evlat sistemini benimsemişti. Bu Anayasanın 5'inci maddesi, "Saltanat-ı Seniye-i Osmani ye... sülale-i âli Osmandan usûl-ü kadimesi veçhile ekber evlada aittir" demekteydi.

Sonuç olarak bir monarşi de kralın intikal sistemleri dahilinde bir tabiî olayla, yani "doğum"la belirlendiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla intikal şart larını taşıyan kişi, doğumla kral olma hakkını elde eder ve mevcut kralın ölümü veya tahtan feragat etmesiyle tahta çıkar.

c) Baba Soyundan - Ana Soyundan İntikal.- Diğer yandan bazı monarşi lerde "baba soyundan intikal (succession en ligne paternelle)" sistemi var ken, diğer bazı monarşilerde ise "ana soyundan intikal sistemi (système matrilinéaire)" de kabul edilmektedir. Birinci sisteme göre kız evlada saltanat geçmez. Sadece erkek çocukların saltanata hakkı vardır. Keza kızın erkek çocuklarının da saltanata hakkı yoktur. Örneğin Osmanlı mparatorlu ğunda kızların ve onların erkek çocuklarının saltanata hakkı yoktur. Fran sa'da da Franklar zamanında saltanatın ana tarafından intikali yasaktı15. Saltanatın ana tarafından geçmemesi kuralına "loi salique" denir16. Belçika'da 1991'e kadar da kadınların ve onlardan gelen füruun saltanata hakkı yoktu17.

Danimarka18 ve Hollanda19 Anayasaları ise loi salique'i reddetmektedirler. Ancak yine de erkek çocuklara tahta geçmekte öncelik tanırlar. Kızlar ancak erkek füru yoksa tahta çıkabilirler20. İsveç ve İngiltere'de ise, tahta geçmek bakımından kadın ve erkek füru arasında tam bir eşitlik vardır. Öncelik yaş bakımından büyüklüğe göredir21.

4. Din Şartları.- Bazı monarşilerde kralın belirlenmesinde belirli bir dinden veya mezhepten olma gibi şartlar aranmaktadır. Örneğin İngiltere'de 1701 tarihli Act of Settlement'a göre, tahta çıkacak kişinin kendisinin ve eşinin Protestan olması gerekir22. Yani İngiltere'de Katoliklerin veya bir Kato lik ile evli olan prens ve prensesin tahta çıkma hakkı yoktur23. 1953 Dani marka Anayasasının 6'ncı seksiyonuna göre, Kral, "Lütherci Evanjelik Kili se (Evangelical Lutheran Church)"nin üyesi olmalıdır. 1814 Norveç Anayasasına göre Kral, aynı şekilde "Lütherci Evanjelik Mezhebi (Evangelical Lutheran Religion)"ne mensup olmalıdır (m.4).

5. Evlenme İzni.- Bütün monarşilerde hanedan üyelerinin evlenmeleri izne bağlıdır. zin almadan evlenenlerin tahta çıkma hakları düşmektedir. Örneğin İngiltere'de 1772 tarihli Royal Marriage Act'a göre Kraliyet ailesi üyelerinin evlenebilmeleri için Kraliçenin onayını almaları gerekir24. Krali çenin onayını almadan evlenenler veya bir Katolik ile evlenenler tahtan vaz geçmiş sayılırlar25. Mesela 1978'de, George V'in torunu Prens Michael of Kent bir Katolik ile evlenmek için Kraliçenin onayını aldığında kendisi ve çocukları için tahttan vazgeçmiştir26. Aynı şekilde 1994 Belçika Anayasası da, Kralın izni olmaksızın evlenen hanedan mensuplarının tahta çıkma hak larının düşeceğini öngörmektedir (m.85). 1983 Hollanda Anayasasına göre ise, tahta çıkmaya hakkı olan hanedan üyelerinin evlenebilmek için Parlâmentonun iznini alması gerekir (m.28/1). Tahta çıkmaya hakkı olan birinin Parlâmentonun iznini almadan evlenmesi halinde tahta çıkma hakkını kay betmektedir (m.28/2). 1978 İspanyol Anayasasına göre ise, tahta çıkmaya hakkı olan kişilerin Kralın ve Parlâmentonun açıkça yasaklamasına rağmen evlenmesi durumunda, tahta çıkma hakları düşmektedir (m.57/4). 1814 Norveç Anayasasına göre de tahta çıkmaya hakkı olan prens ve prensesler ancak Kralın izniyle evlenebilirler. Kralın iznini almadan evlenenlerin tahta çıkma hakkı düşer (m.36).

6. İnterregnum Yasağı.- Kral ölünce, kural olarak, "interregnum (fetret)" olmaz. Yani, saltanat kesintiye uğramaz; devlet başsız kalmaz. Saltanat "boşluk (vacuum)" kabul etmez27. Veraset ilkeleri gereğince saltanat kime geçiyorsa, saltanat ona ope legis, yani otomatik olarak ve kendiliğinden geçer28. Bu ilkeyi İngilizler "the king never dies (kral hiçbir zaman ölmez)"29; İtalyanlar aynı anlamda "il Re muore mai"30, Fransızlar ise "Le Roi est mort, vive le Roi (kral öldü, yaşasın kral)"31 özdeyişleriyle dile getirirler32.

7. Yaş.- Aşağıda göreceğimiz gibi cumhuriyetlerde cumhurbaşkanı ol mak için belli bir yaşı doldurmuş olmak gibi şartlar aranır. Kral olmanın tek şartı intikal kurallarını yerine getirmektir. Kral olmanın yaş şartı yoktur. İntikal kurallarını yerine getiren kişi, küçük bir çocuk olsa dahi kral olur. Bu durum İngiltere'de "The King is never an infant (Kral hiçbir zaman küçük değildir)" özdeyişiyle açıklanmaktadır33. Bununla birlikte, küçük kralın "rüşt yaşı (age of majority)"na34 ulaşmasına kadar, devlet başkanlığı görev ve yet kileri fiilen bir "naip (regent, régent)" tarafından yerine getirilir.

B. KRALLIK SIFATININ BAŞLAMASI

Bibliyografya.- Wigny, op. cit., s.594-596; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.256.

1. Tacın Otomatik İntikali.- Monarşilerde devlet başkanlığının irsî ola rak intikal ettiğini söylemiştik. Yani bir kral ölünce veya tahtan feragat edince, taht, intikal kuralları gereğince saltanata hakkı olan veliahta kendiliğin den ve derhal geçer. Yeni kralın göreve başlaması sırasında "taç giyme töre ni (coronation)"35 yapılır. Ancak, krallık sıfatı, yeni krala, taç giyme töreni nin yapıldığı an değil, eski kralın ölümü anında geçir36. Bir kralın ölümüyle tahtın intikaline "tacın irtihali (demise of the Crown)"37 ismi verilir38. Zira, monarşilerde, mevcut kralın ölümü anında, veraset ilkeleri gereğince saltanata hakkı olan kişiye, saltanatın derhal ve kendiliğinden geçtiği kabul edil mektedir39. Bu ilkeye "tacın otomatik intikali (dévolution automatique de la Couronne)" ilkesi denmektedir40.

2. Yemin.- Monarşilerde anayasalar, kralların tahta çıkmadan önce "yemin (serment)" etmesini veya "beyan (sworn)"du bulunmasını öngör mektedir. Örneğin 1994 Belçika Anayasası (m.91), 1983 Hollanda Anayasa sı (m.32), 1978 İspanyol Anayasası (m.61) ve 1814 Norveç Anayasası (m.9) Kralın yemin etmesini öngörmektedir. Krallar bu yeminlerinde genellikle, Anayasaya ve kanunlara sadakatle uyacağına, ulusal bağımsızlığı ve ülkenin bütünlüğünü koruyacağına söz vermektedirler41. Monarşilerin mahiyeti gereği, Kralların yemin usûlü tamamıyla dinsel niteliktedir42. Yemin töreni 1994 Belçika Anayasasına (m.91) ve 1983 Hollanda Anayasasına (m.32) gö re, Parlâmentonun ortak toplantısında yapılır. 1978 İspanyol Anayasasına göre Kral Cortes generales'in önünde yemin eder (m.61). 1814 Norveç Anayasasına göre ise Kral, Storting'in önünde yemin eder (m.9).

1953 Danimarka Anayasasına göre ise, Kral tahta çıkmadan önce sözlü yemin etmez; onun yerine Anayasaya sadakatle uyacağı konusunda, Devlet Şurası önünde yazılı beyanda bulunur (sek.9). Bu beyanın bir orijinal nüshası Parlâmento tarafından, diğer nüshası ise Public Record Office tarafından saklanır (sek.8).

C. KRALLIK SIFATININ SONA ERMES

Bibliyografya.- Wigny, op. cit., s.595; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.256-257;

Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.472.

Krallığın, cumhurbaşkanlığı gibi belirli bir görev süresi yoktur. Krallar ölünceye kadar veya tahttan feragat edinceye kadar görevde kalırlar. Yani bir monarşide krallık sıfatını sona erdiren ve dolayısıyla "tahtın boşalması (vacancy of the throne; vacance du trône)"na yol açan sadece iki hâl vardır43. "Ölüm (death, mort)" ve "feragat (abdication)"tir.

1. Ölüm.- Nihayette kral da bir gerçek kişidir. "Ölüm (death, mort)" ile kralın krallığı da sona erer. Ölüm ile krallığın sona erdiği bazı anayasalar (örneğin 1994 Belçika Anayasası, m.90) tarafından ayrıca belirtilmiştir.

2. Feragat.- Kral, krallıktan feragat de edebilir44. "Feragat (abdication)", kralın krallık statüsünden vazgeçme işlemidir45. Bu vazgeçme kendi füruu için olabileceği gibi46, sadece kendisi için de olabilir47. Bu iki sebep dışında başka bir sebep kralın krallık sıfatını sona erdirmez48. Kralın, fiil ehliyetini yitirmesi (incapacité), kralın sürekli hastalığı, temyiz kudretini yitirmesi, kralın krallık sıfatını sona erdirmez. Bir monarşide kural olarak kralın krallıktan düşürülmesi (déchéance) mümkün değildir49. Bu durumlar için niyabet kurumu öngörülmüştür.

D. NİYABET

Bibliyografya.- Francis Delpérée, "Régence", in Olivier Duhamel ve Yves Meny (der.), Dictionnaire constitutionnel, Paris, P.U.F., 1992, s.870-871;

De Smith ve Brazier, op. cit., s.125-126; Wigny, op. cit., s.591-592; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.259; Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.473.

"Niyabet (regency, régence)" kralın fonksiyonlarını yerine getiremeye cek durumda bulunduğu döneme denir. Kral, ya küçüktür, ya gaiptir, ya da ağır bir şekilde hastadır. Niyabet, kralın bulunmadığı, hanedanın bittiği (extinction) durumlarda da söz konusu olur. Niyabet bu hallerde anayasal devamlılığın sağlanmasına hizmet eder. Belirli bir zaman diliminde kralın fonksiyonlarını, kralın yerine geçerek yerine getirmek gerekir. şte anayasa lar bu amaçla, böyle durumlarda, krallık görevinin niyabet usûlüyle yerine getirilmesini öngörmektedirler (örneğin İngiltere'de 1937 Regency Act; 1994 Belçika Anayasası, m.93, 94; 1983 Hollanda Anayasası, m.37; 1978 span yol Anayasası, m.59; 1975 İsveç Anayasası, m.5, 6).

Niyabet, sadece bu dönemi değil, bu dönemdeki kurumları ve fonksiyo nu da ifade eder. Genellikle niyabet tek kişi tarafından yerine getirilir50. Ör neğin 1994 Belçika Anayasasının 94'üncü maddesine göre, "niyabet sadece bir kişiye verilebilir". Bu takdirde buna "bireysel niyabet (régence individuelle, reggenza individuale)"51 bu görevi yerine getiren kişiye de "na ip (regent, régent)" denir52. Naip bir nevi "vekil-kral"dır. Eğer bu kişi hane dana mensupsa, buna "naip prens (prince régent)" denir. Ancak niyabet ba zen bir kurul tarafından da icra edilebilir53. Bu takdirde bu tür niyabete "kolejyal niyabet (régence collégiale, reggenza collegiale)"54, bu görevi ye rine getiren kurula da "niyabet konseyi (conseil de régence)" denir55.

Naibin belirlenmesinde değişik sistemler vardır. Bazı sistemlerde hü küm süren kral kendi naibini kendi seçebilir. Diğer bazı sistemlerde ise naibi parlâmento seçmektedir. 1975 İsveç Anayasası naibin Parlâmento tarafından seçilmesini öngörmektedir (m.4). 1983 Hollanda Anayasası da naibin Parlâ mentonun iki Meclisi tarafından birlikte seçilmesini öngörmektedir (m.37/2). 1994 Belçika Anayasası da naibin Parlâmentonun iki meclisiyle birlikte seçilmesini öngörmektedir (m.93, 94).

Diğer bazı sistemlerde ise naibin kim olacağını anayasa belirlemiştir. Örneğin 1978 İspanyol Anayasasına göre (m.59) Kralın küçük olması durumunda, anne veya babası, onların yokluğu halinde ise, en yakın reşit ebeveyni naip olur (m.59/1). Kral, Cortes Generales tarafından tanınan bir şe kilde görevini yerine getiremeyecek bir durumda bulunursa, veliaht prens hemen naip olur (m.59/2). Veliaht prensin kendisi küçük ise m.59/1'e göre naip belirlenir. Bu usûllere göre naip belirlenemiyorsa, niyabet görevi Cortes Generales'in atayacağı bir, üç veya beş kişilik bir kurul tarafından yerine getirilir (m.59/3). İngiltere'de ise naibin kim olacağı hususu 1937 tarihli The Regency Act ile belirlenmiştir. Buna göre naip, intikal kurallarına göre tahta çıkmaya en yakın olan kişidir. Bu kişinin reşit, İngiliz vatandaşı, Birleşik Krallıkta mukim olması da gerekir56.

Niyabette belirli bir vekâlet, belirli bir yetki devri yoktur. Tümden kralın yerine geçme, tam bir ikame söz konusudur. Naip kralın bütün fonksiyonlarını ifa eder. Ancak bazı anayasalar, naibin yetkilerine sınırlamalar getirir. Örneğin 1994 Belçika Anayasasının 197'nci maddesine göre niyabet döne minde Kralın statüsüne ve tacın yetkilerine ilişkin konularda, yani Anayasa nın 85-88, 91-95, 106, 197'nci maddelerinde Anayasa değişikliği yapılamaz57.

E. KRALİYET ÖDENEĞİ (SİVİL LİSTE)

Bibliyografya.- De Smith ve Brazier, op. cit., s.126-127; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.271-272.

Kralların, kendisi, ailesinin üyeleri, saray, saray personeli, otomobilleri vs. için bir gelire ihtiyaçları vardır. İşte bu gelir krallara kendisine "sivil liste (civil list, liste civile)" adı verilen bir "kraliyet ödeneği" ile sağlanır. Bu ödenek, kralın tahta çıktığında, krallık dönemi için, yıllık olarak parlâmento ta rafından tespit edilir. Örneğin İngiltere'de Kraliçe Elisabeth II'nin tahta çık tığı 1952 yılında böyle bir sivil liste, The Civil List Act 1952 ile tespit edil miştir58. Enflasyon nedeniyle bu miktar düşük kalınca, 1952 tarihli The Civil List Act, 1972 ve 1975 tarihli The Civil List Act'la ile değişikliğe uğratılmıştır59.

1994 Belçika Anayasasına göre de her krallık dönemi için kanunla "sivil liste (liste civile)" tespit edilir (m.89). Keza 1953 Danimarka Anayasasına göre de Kralın sivil listesi her hükümranlık dönemi için kanunla belirlenir (sek.10). 1953 Danimarka Anayasası, ayrıca Kraliyet ailesi üyelerine kanunla yıllık gelir verilmesini de öngörmektedir (sek.11). 1983 Hollanda Anaya sası Kralın devletten yıllık bir ücret alacağını öngörmektedir (m.40). Keza aynı madde Kraliyet ailesinin diğer üyelerinin devletten alacakları ödemenin kanunla belirleneceğini öngörmektedir. 1978 İspanyol Anayasası Kralın, ailesi ve sarayın bakımı için Devlet bütçesinden global bir tahsisat alacağını öngörmektedir (m.65/1). Anayasaya göre, Kral bu tahsisatı serbestçe paylaştırır (m.65/1). Keza, Anayasa, Kralın sarayın sivil ve askeri personelini serbestçe atayacağını belirtmektedir (m.65/2). 1868 Lüksemburg Anayasası ise, sivil listeyi kendisi yıllık üç yüz bin altın frank olarak tespit etmiştir (m.43/1).

Anayasalar, ayrıca krallara, kullanımları amacıyla saray, şato, vb. mülk lerin tahsis edilmesini öngörmektedir. Örneğin 1953 Danimarka Anayasası, bir kanunla Krala tahsis edilecek sarayların, şatoların ve diğer devlet mülkle rinin belirlenmesini öngörmektedir (sek.10).

III. DEVLET BAŞKANLARININ HUKUKÎ SORUMLULUĞU

Hukukî Sorumluluk (Résponsabilité civile) Kavramı.- "Hukukî (civile)" sıfatı buradaki anlamıyla, özel hukuka (medenî hukuk, borçlar hukuku ve ticaret hukuku) ilişkin demektir. Örneğin, borçlar hukuku alanında sorumluluk, bir "borç ilişkisi"nden kaynaklanır. "Borç" ise, esas itibarıyla, bir "söz leşme (contract, contrat)" veya "haksız fiil (tort, acte illicite)" dediğimiz bir davranıştan doğar. Kişinin sözleşmeye uymaması veya yaptığı haksız fiil ne ticesinde ortaya çıkan zararları gidermesi gerekir. Bu genellikle, "aynen teslim", "eski hale iade", "tazminat" gibi müeyyidelerle sağlanır. Hukukî sorumluluk alanında görevli mahkemeler, Kara Avrupası hukuk sisteminde adlî yargı koluna mensup hukuk mahkemeleridir.

A. PARLÂMENTER MONARŞİLERDE

Bibliyografya.- Wigny, op. cit., s.597-598; De Smith ve Brazier, op. cit., s.127-138; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.702-723. Monarşilerde devlet başkanlarının, yani kralların sorumsuzluğu mutlaktır. Kralların cezaî sorumluluğu olmadığı gibi, hukukî sorumluluğu da yoktur. Yani krala karşı ceza davası açılamayacağı gibi, hukuk mahkemeleri önünde, hukuk davası açılıp, kraldan tazminat da istenemez80. Kralın sorumsuzluğunun altında, "kral fenalık yapmaz (the King can do no wrong)"81 il kesinin yattığını daha önce de söylemiştik. Bunun nedeni de bir monarşide egemenliğin krala ait olmasıdır. Diğer yandan, bir monarşide kral, hem yasama organı, hem yargı organının bir parçası olarak kabul edilir82. Bir taraftan kanun koyucu, diğer taraftan hâkim olarak düşünülen bir kişinin hukukî sorumluluğunun olmaması normaldir. Monarşilerde "adaletin kraldan geldiği (toute justice émane du droit)"83, "kralın adaletin kaynağı olduğu (the king is the fountain of justice)"84 kabul edilmektedir. Bir monarşi de kral, hukuken yargılama yetkisine sahiptir. Mahkemeler Kral adına çalışır. Krala karşı, Kralın kendi adına çalışan, Kralın kendi mahkemelerinde dava açılması mantıkî bir tutarsızlıktır. Onun yerine dava konusu istemi doğrudan usûlüne göre bir dilekçeyle Krala iletmek daha tutarlı bir çözümdür. Bu nedenle, mo narşilerde, Kralın eylem ve işlemlerinden zarar gören kişinin Krala karşı da va açamayacağı, ama zararının karşılanması için doğrudan Krala başvurabileceği kabul edilmektedir. Örneğin İngiltere'de common law'a göre, Kraliçenin eylem ve işlemlerinden zarar gören kişiler petition of right usûlüyle Kraliçeye başvurulabilir ve Kraliçenin vereceği bir "emir (fiat)" ile zararları nı tazmin edebilirler85.

İngiltere'de "Kral fenalık yapmaz (the King can do no wrong)" ilkesi, yani Kralın sorumsuzluğu esası, 1947'ye kadar oldukça geniş bir şekilde uy gulanırdı. Bu ilke, sadece Kralın kendi davranışları için değil, aynı zamanda Tacın memurlarının (Crown servants) eylem ve işlemleri için de geçerliydi. Zira, qui facit per alium, facit per se ilkesi gereğince, the King can do no wrong ilkesi, sadece Kralın şahsına değil, Kralın istihdam ettiği memurların (Crown servants) eylem ve işlemlerine de uygulanıyordu86. Dolayısıyla, ka mu görevlilerinin (Crown servants) görevlerini yerine getirirken yaptıkları eylem ve işlemlerden kaynaklanan zararlardan dolayı Taca karşı dava açıla mıyordu87. Neticede 1947 yılında kabul edilen Crown Proceeding Act ile "sözleşmeden dolayı Taca karşı dava açma hakkı (right to sue the Crown in contract)"88 ve "haksız fiilden doğan sorumluluğu (liability of the Crown in tort)"89 kabul edilmiştir90. Dolayısıyla artık, 1947'den sonra, kamu görevli lerinin görevleri nedeniyle yaptığı sözleşmelerden veya ika ettikleri haksız fiilden dolayı hukukî sorumlulukları vardır. Bu durumda dava, İngiltere'de bizde olduğu gibi bir devlet tüzel kişiliği (idare) kavramı olmadığı için91, bir bakanlığa karşı değil, doğrudan Taca karşı açılır92.

Bununla birlikte, İngiltere'de 1947 Crown Proceeding Act'a göre 1947'den sonra da Kraliçenin kendi şahsının eylem ve işlemlerinden (private capacity) dolayı hukukî sorumluluğu yoktur. Bu eylem ve işlemlerden dolayı Kraliçeye karşı dava açılamaz93. Bu nedenle "Kraliçenin haksız fiil alanında kişisel bağışıklığı (Queen's personal immunity in tort)"nın mevcut olduğu kabul edilmektedir94. Bu tür işlemlerden dolayı zarar gören kişiler olursa, örneğin Buckingham Sarayına yiyecek sağlayan mağaza teslim ettiği yiyeceklerin bedelini alamamış ise, yapacağı şey common law'a göre petition of right usûlüyle Kraliçeden alacağını istemekten ibarettir95. Kraliçe bu durum da bir "emir (fiat)" ile kendisi hakkın yerine getirilmesine karar verir96.

Ayrıca şunu da belirtelim ki, İngiltere'de Kraliçenin veya Kralın kişisel eylem ve işlemlerinden dolayı hukukî sorumluluğu olmadığı gibi, Kraliçe veya Kral mahkemeler karşısında ayrıcalıklı bir konumdadır. Bu konuda İngiltere'de şu kurallar geçerlidir:

The King is a preferred creditor.- Yukarıda görüldüğü gibi, özel kişilerin Kralın şahsına karşı dava açma hakkı yoktur. Buna karşılık, Kralın özel kişilere karşı dava açma hakkı tamdır. Dahası, Kral bazı muhakeme ve takip usûllerinde birtakım avantajlara da sahiptir. Örneğin "Kral rüçhan hakkına sahip alacaklıdır (The King is a preferred creditor)"97. Borçlu iflas etmişse, alacaklıların arasında Kral bulunuyorsa, common law'a göre Kral öncelikli alacaklıdır.

Time does not run against the King98.- "Krala karşı süre işlemez". Nullum tempus occurit regi99. Hukuk ve ceza muhakemesinde öngörülen süreler Krala karşı geçersizdir. Kralın hakkı zaman aşımına uğramaz. Dava aç mak için öngörülen süreler Krala karşı işlemez. Süre geçince Kralın hakkı düşmez.

The Crown is not bound by statute save by express words or necessary implication.- "Taç, sarahaten veya zımnen öngörülmedikçe kanun ile bağlı değildir"100. Parlâmentonun yaptığı genel bir kanun genel olarak Tacı bağlamaz. Eğer o kanunun Tacı bağlaması isteniyorsa ayrıca ve açıkça bu husus kanunda öngörülmelidir. Örneğin çıkan bir vergi kanunu, o kanunun Taca da uygulanacağını ayrıca ve açıkça belirtmiyorsa veya zımnen bu anlaşılmıyorsa, taca uygulanmaz, kraldan vergi alınamaz101.

B. PARLÂMENTER CUMHURİYETLERDE

Bibliyografya.- Vedel, op. cit., s.430; 432;

Laferrière, op. cit., s.1027;

Hauriou, op. cit., s.416-420; Debbasch et al., op. cit., s.674-675;

Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.488-490.

Cumhurbaşkanlarının hukukî sorumluluğu açısından, cumhurbaşkanla rının göreviyle ilgili eylem ve işlemleri ile kişisel eylem ve işlemlerinden doğan hukukî sorumluluğu arasında ayrım yapmak gerekmektedir.

SAVAŞ VE BARIŞ İLÂN ETMEK

Bibliyografya.- Esmein, op. cit., s.211-215; Hauriou, op. cit., s.421-424; Laferrière, op. cit., s.1050; Duguit, Traité, op. cit., c.IV, s.802-803; Barthélemy ve Duez, op. cit., s.842-845; Jackson ve Tushnet, op. cit., s.714-788; Loru Fisler Damrosh, "Constitutional Control Over War Power: A Common Core of Accountability in Democratic Societies?", University ofMiamy Law Review, Cilt 50, 1995, s.183-199 in Jackson ve Tushnet, op. cit., s.731-744.

Devlet başkanlarının sahip olduğu geleneksel yetkilerden biri de "savaş ilân etmek (declare war, déclaration de guerre)" ve "barış yapmak (make peace, conclure la paix)" yetkisidir.

1. Monarşilerde

Monarşilerde, savaş ve barış ilân etme yetkisi de krallara aittir268. Bu kural modern monarşilerde de geçerlidir.

Örneğin 1994 Belçika Anayasasına göre, Kral "savaş hâli (état de guerre)"ni ve "savaşın sona ermesi (fin des hostilités)" hâlini ilân eder (m.167/2). Kral devletin güvenliği ve çıkarı izin verir vermez durumdan der hal Meclisleri haberdar eder (m.167/2). Belçika'da Kralın bu yetkisi, diğer yetkileri gibi, karşı-imza kuralına tâbidir (m.106).

1953 Danimarka Anayasasına göre ise, Kral, ülkenin anî saldırıya (actual or imminent aggression) uğraması ihtimali dışında, ancak Parlâmen tonun onayı ile yabancı bir devlete karşı askerî güç kullanabilir (seksiyon 19).

1978 İspanyol Anayasası ise "savaş ve barış ilân etme (declarar la guerra y hacer la paz)" yetkisini Cortes Generales'in "ön izni (previa autorización)"nin alınması kaydıyla Krala vermiştir (m.63/3). Kralın bu yet kisi karşı-imza kuralına tâbidir (m.64).

1868 Lüksemburg Anayasasına göre "savaş (war)" ilân etme ve çatışmalara son verme (cessation of hostilities) yetkisini, Parlâmentonun izninin alınması kaydıyla Büyük Düke vermektedir (m.37/6). Büyük Dükün bu yet kisi karşı-imza kuralına tâbidir (m.45).

1814 Norveç Anayasasına göre Kral, orduları çağırma, Krallığın savu nulması amacıyla savaş başlatma ve barış yapma yetkisine sahiptir (m.26). Ancak Kralın bu yetkisini kullanabilmesi için, ülkenin anî bir saldırıya uğraması hâli dışında, Storting'in iznini alması gerekir (m.25). Kralın bu yetkileri karşı-imza kuralına tâbidir (m.31).

2. Cumhuriyetlerde

Cumhuriyetlerde ise iki sistem görülmektedir. Birinci sistemde bu yetki parlâmentolara verilmektedir269. kinci sistemde ise savaş ilân etme yetkisi parlâmento ile devlet başkanı arasında paylaştırılır. Savaş ilân etme yetkisi esasen devlet başkanlarına verilir; ancak devlet başkanının savaş ilân ede bilmesi için önce "parlâmentonun izni (authorization by the parliament, autorisation préalable du parlement)"ni270 alması şart koşulmaktadır271.

Dipnotlar:

1. Örneğin 1994 Belçika Anayasası, m.85; 1953 Danimarka Anayasası, sek.5; 1978 İspanyol Anayasası, m.56; 1975 İsveç Anayasası, m.5; 1814 Norveç Anayasası, m.2. Anayasa me tinlerinin internet kaynakları için Bibliyografyada "I. Anayasalar" başlığına bakınız.

2. Örneğin İngiltere'de 1701 tarihli Act of Settlement; 1975 İsveç Anayasası, m.5. "Kraliçe (quenn)" terimi, normalde "kral (king)"ın karısını ifade etmek için kullanılır. Normalde kraliçe devlet başkanı değildir. "Hüküm Süren Kraliçe (Queen Regnant)" ise devlet başkanıdır. "Hüküm Süren Kraliçe (Queen Regnant)", veraset kuralları gereği tahta çıkmış olan kadındır. "Hüküm Süren Kraliçe (Queen Regnant)"nin kocasına "kral (king)" den mez; o sadece "Hüküm Süren Kraliçenin Kocası (Husband of Queen Regnant)"dır (O.Hood Phillips ve Paul Jackson, Constitutional and Administrative Law, London, Sweet & Maxwell, Yedinci Baskı, 1987, s.258).

3. Örneğin 1946 Japon Anayasası, m.1.

4. 1868 Lüksemburg Anayasası, m.4.

5. 1986 Yeni Zelanda Anayasası, seksiyon 2.

6. İncelediğimiz monarşilerde devlet başkanlarının isimleri ve unvanları için "EK-1: Devlet Başkanları Listesi"ne bakınız.

7. Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.258; D.C.M. Yardley, Introduction to British Constitutional Law, London, Butterworth & Co., 1960, s.31.

8. İncelediğimiz monarşilerde kralların isimleri için kitabın sonunda verilen "EK-1: Devlet Başkanları Listesi"ne bakınız.

9. Paolo Biscaretti di Ruffia, Diritto costituzionale, Napoli, Jovene Editore, Onbeşinci Bas kı, 1989, s.471.

10. Charles Cadoux, Droit constitutionnel et institutions politiques, Paris, Cujas, 1988, c.I, s.176.

11. S.A. de Smith ve Rodney Brazier, Constitutional and Administrative Law, London, Penguin Books, Altıncı Baskı, 1989, s.123; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.255

12. Cadoux, op. cit., c.I, s.176.

13. 1978 İspanyol Anayasası, m.57/1.

14. Cadoux, op. cit., c.I, s.176.

15. Ibid.

16. "Loi salique" için bkz. Francis Delpérée, "Loi salique", Olivier Duhamel ve Yves Meny (sous la direction de-), Dictionnaire constitutionnel, Paris, P.U.F., 1992, s.608.

        17. Pierre Wigny, Droit constitutionnel: principes et droit positif, Bruxelles, Bruylant, 1952, s.586; Delpérée, "Loi salique", op. cit., s.606.

18. 1953 Danimarka Anayasasının 2'nci maddesine göre, kraliyet, 27 Mart 1953 tarihli Succession to the Throne Act'ın hükümlerine göre belirlenen erkek ve kadınlara geçer.

19. 1983 Hollanda Anayasası, m.25.

20. Delpérée, "Loi salique", op. cit., s.606.

21. Delpérée, "Loi salique", op. cit., s.606; De Smith ve Brazier, op. cit., s.123.

22. De Smith ve Brazier, op. cit., s.123; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.255

23. De Smith ve Brazier, op. cit., s.123; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.255

24. De Smith ve Brazier, op. cit., s.123; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.259.

25. De Smith ve Brazier, op. cit., s.124; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.155, 158.

        26. Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.255.

27. Wigny, op. cit., s.595.

28. Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.472.

29. De Smith ve Brazier, op. cit., s.123.

30. Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.473.

31. Wigny, op. cit., s.584.

32. Bu konuda başka özdeyişler de vardır: "Le roi ne meurt pas en France (Fransa'da kral ölmez)"; "King is a name of continuance (Kral bir devamlılık ismidir)"gibi (Philippe

Lauvaux, "Les monarchies: inventaires des types", Pouvoirs: Revue française d'études constitutionnelles et politiques, 1996, no 78, s.26).

33. Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.267.

34. 1994 Belçika Anayasasına (m.91), 1953 Danimarka Anayasasına (sek.7), 1983 Hollanda Anayasasına (m.33) göre rüşt yaşı 18, 1975 İsveç Anayasasına göre ise 15'tir (m.2). 1814 Norveç Anayasası ise rüşt yaşının kanunla belirlenmesini öngörmektedir (m.8). ngilte re'de 1937 tarihli The Regency Act'a göre Kral 18 yaşından küçük ise görevleri niyabet usûlüyle yerine getirilir (Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.260).

35. De Smith ve Brazier, op. cit., s.124; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.256.

36. De Smith ve Brazier, op. cit., s.124.

37. Bkz. 1986 Yeni Zelanda Anayasası, seksiyon 5.

38. De Smith ve Brazier, op. cit., s.124.

39. Bu kurala istisna olarak Belçika ve Danimarka'da tacın geçişi yemin ile olmaktadır (Constance Grewe ve Hélène Ruiz Fabri, Droits constitutionnels européennes, Paris, PUF, 1995, s.484).

40. Wigny, op. cit., s.593.

41. Örneğin 1994 Belçika Anayasasının 91'inci maddesine göre, Kral, "Anayasaya ve Belçika halkının kanunlarına uyacağına, ulusal bağımsızlığı ve ülkenin bütünlüğünü koruyacağı na" yemin eder.

42. Örneğin 1814 Norveç Anayasasına göre Kral şu şekilde yemin eder: "Norveç Krallığını Anayasayasına ve Kanunlarına uygun olarak yöneteceğime söz verir ve yemin ederim. Herşeyi bilen ve herşeye gücü yeten Tanrı bana yardım etsin (I promise and swear that I will govern the Kingdom ofNorway in accordance with its Constitution and Laws; so help me God, the Almighty and Omniscient)" (m.9).

43. Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.472;

44. Wigny, op. cit., s.593.

45. Didier Maus, Aborder le droit constitutionnel, Paris, Seuil, 1998, s.63.

46. Örneğin Napoléon 1814'teki feragati böyledir.

47. Maus, op. cit., s.63.

48. Wigny, op. cit., s.595.

49. Ibid.

50. Francis Delpérée, "Régence", Olivier Duhamel ve Yves Mény (der.), Dictionnaire constitutionnel, Paris, PUF, 1992, s.870.

51. Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.473.

52. Delpérée, "Régence", op. cit., s.870.

53. Ibid.

54. Biscaretti di Ruffia, op. cit., s.473.

55. Delpérée, "Régence", op. cit., s.870. 1978 İspanyol Anayasasına göre parlâmento tarafın dan belirlenmesi durumunda naibin bir, üç veya beş kişi olması mümkündür (m.59/3).

56. De Smith ve Brazier, op. cit., s.125;

      1. Delpérée, "Régence", op. cit., s.870-871.

        78. 1947 talyan Anayasası, m.90.

79. Yunanistan Anayasası, m.49.

80. Wigny, op. cit., s.599;

81. De Smith ve Brazier, op. cit., s.133; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.702;

82. Barthélemy ve Duez, op. cit., s.619.

83. Hauriou, op. cit., s.428

84. Esmein, op. cit., c.I, s.167; "The Quenne is the fountain ofjustice" (De Smith ve Brazier, op. cit., s.137; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.371).

85. Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.702.

86. Ibid.

87. Ibid.

88. Crown Proceeding Act 1947, section 1 (Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.704).

89. Crown Proceeding Act 1947, section 1 (Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.704).

90. Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.704-713; De Smith ve Brazier, op. cit., s.134, 625-643.

91. Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.702.

92. Ibid., s.702, 715-717.

93. Crown Proceeding Act 1947'nin 40'ıncı seksiyonu, Kraliçenin özel işlemlerine bu Kanu nun uygulanmayacağını açıkça belirtmektedir (Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.717).

94. Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.714.

95. Ibid., s.717.

96. Ibid., s.717, 702.

97. De Smith ve Brazier, op. cit., s.134.

98. De Smith ve Brazier, op. cit., s.134; Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.372.

99. Hood Phillips ve Jackson, op. cit., s.372.

100. De Smith ve Brazier, op. cit., s.134.

101. Ibid.

266. Pazarcı, op. cit., c.I, s.140.

267. Ibid., c.I, s.138.

268. Örneğin 1876 Osmanlı Kanun-u Esasîsinin 7'nci maddesine göre, "harb ve sulh ilânı" Padişahın hakkıdır. İngiltere'de de savaş ilan etme hakkının Kraliçenin bir imtiyazı olduğu kabul edilmektedir (De Smith ve Brazier, op. cit., s.137).

 
a45UyF587661-171124211317 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/11/24  20:02 1  39  3-ekim-dernegi@googlegroups.com


 

Hicbir seye cesaret etmeyen, hicbir seye umit beslemesin.

SCHILLER

Yeryuzunde olanlarin cogunluguna uyacak olursan seni Allah in yolundan saptirirlar. Onlar sadece zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup sacmaliyorlar.
6- En am Suresi 116

Onlarin cogunlugu zandan baskasina uymaz. Dogrusu zan gercek adina hicbir sey ifade etmez. Suphesiz Allah onlarin yaptiklarini bilendir.
10- Yunus Suresi 36

Ey iman edenler! Zandan cok sakinin cunku zannin bir kismi gunahtir.
49- Hucurat Suresi 12

Ayrica Amerikada ki medya ve basin organlarini pek ciddiye almam.
Onlari dinlemem.
Onlara gercekten inanmiyorum.
Sunu da soylemeliyim,sari kurdelalar ve amerikan bayraklari beni aglatmaz.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder