MEHMET AKKAYA : İYİ PARTİ'NİN KÖTÜ AMAÇLARI 2
Aydınlık Gazetesi, 16.11.2017
İyi Parti'nin programı, hemen her konuda zıtlıklar metni. Bir konuyu burada başka, diğer bölümde başka, hatta tam tersi amaçla yazılmış bulabilirsiniz. Birkaç tane değil bu gariplik. Neredeyse hemen her konuda görebiliyorsunuz tezatları.
Ekonomi ile ilgili konulardan birkaç örnek;
Örneğin, "İLKELERİMİZ" başlıklı bölümde, "Milliyetçiliği kültürel ve ekonomik alanlara taşımak" ve "Milli menfaatlerimizi her alanda ön planda tutmak" cümleleri var. Bunlar partinin "ilkeleri". "AMACIMIZ" başlıklı bölümde de "Cumhuriyetin kuruluş felsefesini, değerlerini ve üniter yapıyı korumak" yazıyor. Programın bazı yerlerine serpiştirilmiş "Atatürkçülük" kelimesini de bunlara ekleyip cımbızladın mı, al sana bomba gibi vatansever, Atatürkçü program. Ama kazın ayağı öyle değil.
Program metni, ilkelere, amaca aykırı olamaz sanıyorsunuz değil mi? Ben de öyle sanıyordum. İyi Parti'ye göre sakıncası yok. İstediğin kadar aykırılık yazabilirsin. Hatta bu cümlede yazdığını, hemen bir sonraki cümlede yalanlayabilir, tam tersini yazabilirsin. "İlke", "amaç" dediğin nedir ki zaten? Süstür, kamuflajdır(!).
PİYASA EKONOMİSİ SAVUNULUYOR
"Milliyetçilik, milli menfaatler, cumhuriyetin kuruluş felsefesi, Atatürkçülük sözlerini okuyunca haklı olarak şunları beklersiniz?
-
Atatürk'ün halkçı ve devletçi ekonomik modelinin esas alınmasını beklersiniz. Ulusal pazarımızı, ulusal sanayici ve tüccarımızı koruyan, kamunun ekonomideki rolünü yeniden güçlendiren bir amaç beklersiniz. Ama İyi Parti'nin niyeti bu değil. Halkçılık ve devletçilik yerine, cumhuriyet ekonomisinin, halkçılığın ve devletçiliğin düşmanı olan piyasa ekonomisini savunuyor. "Piyasa ekonomisinin etkinliğinin artırılabilmesi... amacıyla tüm tedbirleri alacak" diyor. Sizin umduğunuz trene değil, emperyalistlerin trenine binmiş çünkü.
Yani tıpkı AKP gibi, emperyalistlerin trenine binen önceki hükümetler gibi. Dahası, bu trene bindiniz mi, dur durak bilmezsiniz ulusal ekonomiye düşmanlıkta. Daha birkaç satır önce yazdığınız "milliyetçilik, cumhuriyetin kuruluş felsefesi, milli menfaatler" gibi sözleri atarsınız bir kenara, cumhuriyet devletinin ekonomisine saldırır, devletin ekonomideki rolünü siz de sınırlamaya devam edersiniz.
"Devletin piyasalara müdahalesinin en aza indirgenmesi temel hedeftir" dersiniz. "Özel sektöre sermaye desteği de dahil gerekli kaynakları sağlamayı esas amaçtır"dersiniz. "Kamuyu sadece özel sektörün yetersiz kalacağı alanlarla" sınırlar, "özel sektörle rekabetini engellemek" için de elinizden geleni yaparsınız.
Ama siz girişteki birkaç söze takıldınız, hâlâ oradasınız değil mi? Ve haklı olarak o sözlerin karşılığını arıyorsunuz hâlâ.
BOŞUNA BEKLEMEYİN
-
Emperyalist Batı'ya tek taraflı imtiyazlar veren Gümrük Birliği anlaşmasından çıkılmasını bekliyorsunuz.
-
Ulusal pazarımızı, yerli sanayici ve tüccarı korumak için, Türkiye'de üretilen malların ithalatının kısıtlamasını bekliyorsunuz.
-
Yabancıların işgal ettiği ulusal ekonomimizi, ele geçirdikleri çok sayıda sektörümüzü dikkate alan bir milli program bekliyorsunuz.
Makinistin şapkasına kandınız, çok kötü. Hatta bakmanız gerekti oysa nereye gidiyor diye.
Geçmişteki tahribatların düzeltilmesini de beklemeyin boşuna.
Ulusal varlıklarımızın, kamu kurumlarımızın yabancıların eline geçmesini sağlayan Kemal Derviş kanunlarının, "Telekom, Tütün, Şeker, Bankacılık ve Tahkim Yasalarının mutlaka iptal edilmesini beklediniz.
Yabancılara satılan TÜPRAŞ, Telekom, Pektim, Petrol Ofisi, Bankalar gibi sektörlerin ve işletmelerin, yeniden millileştirilmesini bekliyorsunuz, biliyorum.
Ama boşuna bekliyorsunuz.
Sonra bu tren, emperyalist şirketlerin iç pazarımızı ele geçirirken sürdürdükleri çabalara, daha da güvence vermek için yola çıkmış.
EMPERYALİST TEKELLERE GÜVENCE
Emperyalist tekellerin ulusal pazarımızı talanın etmesine güvence vermekle meşguller. "Her türlü yabancı yatırımı desteklemekle"meşguller. "Ulusal ve uluslararası yatırımcılar hiçbir şekilde evrensel hukuk standartları dışında bir muamele ile karşılaşmayacakları" teminat hazırlamışlar.
Sonra, sigorta sektörümüzün yüzde 85'inin, bankalarımızın yüzde 65'inin yabancıların eline geçmiş olmasını yeterli bulmuyorlar demek ki. "Bankacılık sektöründe birleşme ve satın almaları kolaylaştırıcı düzenlemeler" hedefliyorlar.
Şaşırdınız değil mi? Şaşırmayın benim temiz yürekli saf kardeşlerim. "Milliyetçilik, Atatürkçülük, Cumhuriyetin kuruluş felsefesi" gibi sözler sizin içindir. Varın siz bunlarla oyalanın. Emperyalist Batı, bu kamuflaj sözlerinden çok içeriğe, zarfa değil mazrufa bakar. Nitekim asıl niyet de, mazruftadır zaten.
https://www.aydinlik.com.tr/iyi-parti-nin-kotu-amaclari-2-mehmet-akkaya-kose-yazilari-kasim-2017
a45UyF587661-171117204819 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/11/17 16:06 1 39 3-ekim-dernegi@googlegroups.com
Kapitalist otesi toplum ve kapitalist otesi politika, yeni bir sektore, bir sosyal sektore ihtiyac gostermektedir.
Bu sektor hem sosyal ihtiyaclari karsilayacak, hem de anlamli bir vatandaslik bilincini, toplum ruhunu yeni bastan yerlestirecektir.
Peter Drucker
*Seytan ayetleri - Vikipedi, ozgur an$iklopedi*
Salman Rusdi nin kitabi icin Seytan Ayetleri (roman) (http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-Ayetleri-%28roman%29) maddesine bakiniz.
Islam peygamberi Muhammed tarafindan once vahiy olarak aciklanip, sonradan Seytan tarafindan soyletildigi gerekcesiyle geri cekildigi (Kuran dan cikarildigi) iddia edilen birkac Kur an ayeti.
Bu ayetlerle ilgili rivayetler El-Waqidi, Ibn Sa d, Ebu Cafer Taberi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu-Cafer-Taberi) ve Ibni Ishak in eserlerinde yer almistir.
Seytan ayetleri ilk kez Iskoc tarihci William Muir (http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=William-Muir&action=edit&redlink=1) tarafindan 1858 yilinda kullanilmis bir kavramdir.[1] (http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-note-1)
*Rivayetler:*
Olayi nakleden pek cok farkli kaynak vardir.
Bu kaynaklar olayi bazi detay farkliliklari ile naklederler.[2] (http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-note-2)
Butun bu farkli rivayetler en sonda tek bir ortak ravi olan Muhammad ibn Ka b a dayanir.
Ozetle Muhammed in Mekke de akraba ve komsularini Musluman yapmak icin caba harcadigini ve onlara Necm Suresinden (http://tr.wikipedia.org/wiki/Necm-Suresi) ayetler okurken seytanin araya girip 19 ve 20.ayetlerden sonra kendisine sunlari soylettigi rivayet edilir:
19 Lat ve Uzza ya20 ve diger ucuncusu Menat a ne dersiniz?21 bunlar sefaatleri umulan yuce turnalardir.
Lat, Uzza ve Menat Mekkelilerin taptiklari putlar idi.
Seytan tarafindan eklendigi soylenen bunlar sefaatleri umulan yuce turnalardir ayetinde gecen turna kelimesi Arapca gharaniq diye gecer ve bu put, varlik seklinde de tercume edilir.
Bu olay Muhammed in sozu edilen pagan tanrilarinin gercekten var oldugunu kabul ettigi seklinde algilandi.
Muhammed in tanrilarini ovdugunu duyan Mekkeliler bunu sevincle karsiladi ve sureyi sonuna kadar Muhammed le birlikte okudu.
Bu olay uzerine Mekkelilerin Musluman oldugu haberlerinin yayildigi ve o zamana kadar Habesistan a goc etmis olan Muslumanlarin Mekkeye geri dondukleri ifade edilir.[3] (http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-note-3)
Islam gelenegine gore bu olaydan sonra Cebrail, Muhammed i konu hakkinda bilgilendirmek icin Hacc Suresi 52.ayeti indirir:
Senden once hicbir resul ve nebi gondermedik ki, bir sey temenni ettigi zaman, seytan onun bu temennisine dair vesvese vermis olmasin.
Ama Allah seytanin vesvesesini giderir.
Sonra Allah ayetlerini saglamlastirir.
Allah hakkiyla bilendir, hukum ve hikmet sahibidir
Muhammed fitneyi onlemek icin sozlerini geri alir ve ayetler su sekilde duzeltilir:
19 Lat ve Uzza ya
20 ve diger ucuncusu Menat a ne dersiniz?21 erkek size de, disi O na mi?
22 oyle ise bu cok insafsizca bir paylastirmadir.
23 onlar ancak sizin ve atalarinizin (ilah edindiginiz seylere) taktiginiz isimlerdir.
Allah, onlar hakkinda hicbir delil indirmemistir.
Onlar (putperestler)yalniz zanna ve nefislerin arzusuna tabi oluyorlar.
Andolsun ki, kendilerine, Rableri katindan yol gosterici gelmistir.
*Rivayetlerin tarihsel degeri:*
Garanik olayi bazi Musluman muelliflerce tamamen ve siddetle reddedilir ve Islam dusmanlarinca uydurulmus rivayetler olarak degerlendirilirken, bazilari tarafindan kismen kabul edilirler.[4]
Prof Dr. Ismail Cerrahoglu, Islam dusmanlarinin[sic] bu rivayetleri yasanmis bir olay olarak degerlendirme egiliminde oldugunu iddia eder.[5]
*Kaynakca :*
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-1) John L.Esposito (2003).The Oxford dictionary of Islam.Oxford University Press.s.563.
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-2) http://www.brillonline.nl/subscriber/entry?entry=q3-SIM-00372
(http://www.brillonline.nl/subscriber/entry?entry=q3-SIM-00372)
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-3)
https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:90DKnyr5yb8J:dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/769/9749.pdf+&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESjOH6MJ0wDVxC14hcwOOrjtIrZSS43-E7ogLjt14pKb12YYzoNASaiAx7tVZ8V3ygpkCa2Q3vxugYaNM2WlF5HHA5BmPFhIHJ-P-qn8pjrmWfB22a6tSt9PpW0PjLC-BS0nvXE1&sig=AHIEtbSii0UnfBffx4xtYizWTRGAuRM0Kw (https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:90DKnyr5yb8J:dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/769/9749.pdf+&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESjOH6MJ0wDVxC14hcwOOrjtIrZSS43-E7ogLjt14pKb12YYzoNASaiAx7tVZ8V3ygpkCa2Q3vxugYaNM2WlF5HHA5BmPFhIHJ-P-qn8pjrmWfB22a6tSt9PpW0PjLC-BS0nvXE1&sig=AHIEtbSii0UnfBffx4xtYizWTRGAuRM0Kw)
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-4)
http://www.belgeler.com/blg/2xnw/garanik-kissasi
(http://www.belgeler.com/blg/2xnw/garanik-kissasi)
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-5)
Garanik Meselesinin Istismarcilari
(https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:90DKnyr5yb8J:dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/769/9749.pdf+&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESjOH6MJ0wDVxC14hcwOOrjtIrZSS43-E7ogLjt14pKb12YYzoNASaiAx7tVZ8V3ygpkCa2Q3vxugYaNM2WlF5HHA5BmPFhIHJ-P-qn8pjrmWfB22a6tSt9PpW0PjLC-BS0nvXE1&sig=AHIEtbSii0UnfBffx4xtYizWTRGAuRM0Kw) Prof. Dr. Ismail Cerrahoglu
*Ayrica bakiniz*
El-Lat (http://tr.wikipedia.org/wiki/El-Lat)
El-Uzza (http://tr.wikipedia.org/wiki/El-Uzza)
El-Manat (http://tr.wikipedia.org/wiki/El-Manat)
Ve gerek Rus gerek Garb istatistikleri bu hususta kanit olarak yeterlidir.
Birkac asirdan beri Sark Vilayetlerimizin hicbir kisminda hicbir vakit bir Ermeni cogunlugu olmamistir.
Ve Carlik idaresi veya Garb emperyalistleri tarafindan tesvik edilen Turk ve Ermeni halklarinin girismis olduklari kanli mucadeleler bir tarafa oldugu kadar, oteki tarafa da can kaybina malolmustur.
1917 de Ruslarin cekilmesinden sonra Ermeni cetelerinin Sark vilayetlerimizi ne halde biraktiklari bunun kafi derecede bir ispatidir.
Ermenistan i Mezopotamya da yerlesmis Ingilizlere yaklastiracak surette uzatmak, Moskova ve Ankara hukumetlerine pek cok nahos surprizler yaratmak demek olur.
(27 Aralik 1920)
K.ATATURK
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder