15 Kasım 2017 Çarşamba

BU DA MEB ‘ŞEYH’İ: "ATEİSTLE EVLENİLMEZ", "KADIN ERKEĞE İTAAT EDECEK", "TORNAVİDAYA İNANIYOR MUSUN?"…

Şeddeli cehalet bürokrat olmuş.
AKP bunu yaptı işte.
Başları ayak, ayakları da baş yaptı.
Elbette ülkede işler bu yüzden yoldan çıktı.

Lafa bak TORNAVİDAYA İNANIYOR MUSUN?
Elinde tuttuğun şeyin nesine inanmayacaksın?
İstersen inanma.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


BU DA MEB 'ŞEYH'İ: "ATEİSTLE EVLENİLMEZ", "KADIN ERKEĞE İTAAT EDECEK", "TORNAVİDAYA İNANIYOR MUSUN?"

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş, bu yılki gerici müfredatı savunurken unvanını bir kenara bıraktı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş, okullarda bu yıl uygulamaya sokulan müfredata gelen tepkilere verdiği yanıtlar, eğitimde laikliğin kağıt üzerinde dahi kalmadığını ortaya koyacak türden oldu.

Başkan Durmuş, müfredata sokulan 'cihat' kavramıyla ilgili geri alınacağı iddiasına ilişkin, "Cihatta 'geri adım' diye bir şey yok. Biz niye koyduk bu kavramı? Kendini dine isnat eden, sözde dinsel gruplar var. Çalışmalarımızda yanlışı temizlemeye ve doğruyu inşa etmeye çalışırız" dedi.

"Kadın erkeğe itaat etmek durumunda"ymış!

Bir gazetecinin 11. sınıfta okutulan 'Hazreti Muhammed'in Hayatı" isimli ders kitabının 122. sayfasındaki ayet ve hadise işaret ederek, "Erkekler, kadınlar üzerinde onların geçimini sağlamaktan dolayı bir üstünlüğe sahiptirler" vurgusunun yer aldığını ve "Bakanlığın bir çıkarsama yaptığını" söylemesi üzerine Durmuş, "Roller değişirse görev ve sorumluluklar değişir. Görev ve sorumluluklar değişirse roller de değişir. Bu aklın bir gereğidir. Evde riyaset söz konusuysa, erkeğe itaat etmek durumundadır." dedi.

Dünyanın bir takım örgütlerin 'cihat' anlayışı nedeniyle 'İslamofobi' ürettiğini öne süren Durmuş'un, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı unvanını bir kenara bırakıp vaaz verir gibi konuşma yaparak "İslam'da bilginin kaynakları üçtür. 'Akıl, beş duyu organı ve vahiy' var. Bu 3 bilgi kaynağının dışında örneğin 'İlham ve rüya, bilgi kaynağı değildir' diyor. Siz bu bilgiyi çocuğunuza öğrettiğinizde, rüyayla saçmalayan bir adamın görüşlerine inanır mı? Güya FETÖ, rüyasında Hazreti Peygamberi görmüş, 'Peygamber bu soruları çocuklara ver. Çocuklar soruları cevaplarlarsa benim ümmetimdirler' demiş. Cihadı kaldıracağımız bir durum yok ki." ifadelerini kullanması dikkat çekti.

'Ateistle evlenme': Ben söylemiyorum ki…

"Ateistle evlenmemenin yeni müfredatta tavsiye edilip edilmediğinin ve neden böyle bir tavsiyede bulunma ihtiyacının bulunduğunun" sorulması üzerine Durmuş, "Ateistle evlenmeme müfredatta tavsiye ediliyor. Müslümanların ateistle evlenmemesi tavsiyesinde ben bulunmuyorum ki Allah bulunuyor. İslam'da evlilikle ilgili şartlardan birisi, 'Müslüman Müslüman ile evlenir. Müslüman ehli kitapla evlenir. Müslüman Allah'a eş koşan birisiyle, kafirle evlenemez.' İslam'da ateistle, müşrikle evlenilmez." ifadelerini kullandı.

'Evrim' cehaleti: Tornavidaya inanıyor musun?

Durmuş bir gazetecinin evrim teorisinin müfredattan çıkarılmasıyla ilgili sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Tornavidaya inanıyor musun, penseye inanıyor musun? Penseyi kullanıyorum. Ben evrime inanıyor muyum. Hayır, ama onu kullanıyorum. Nerede kullanıyorum biyoteknolojide kullanıyorum. Gen teknolojisinde kullanıyorum, biyolojik bir takım konuları açıklamakta kullanıyorum. Benim için bir tornavida, bir alet çantası. Her teori zaten bir alet çantasıdır. Ben şunu net olarak söylüyorum. Siz evrimi kaldırdınız mı cümlesi, siz Fransız ihtilalini kaldırdınız mı, siz Osmanlı devletinin yıkılışını programlardan kaldırdınız mı cümlesi kadar saçma bir şeydir. Var olan bir şeyi kaldırmazsınız, var olan bir şeye dair yeni bir model sunarsınız ya da bunu es geçersiniz. Dolayısıyla soruyu şöyle sormak lazım. Evrim teorisini es geçtiniz mi hayır es geçmedik biz evrim teorisine dair yeni bir düzenleme yaptık. Evrim konusu taraftarları ve karşıtları gibi mantıkla, tarafgirlikle ele alınacak bir konu değildir. Böyle bir moddan çıkmak lazım. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu moddan çıkmayı başardık. Dünyaya da örnek olacak bir başarı sergiledik. Bunu da dünya alem görsün."

 
a45UyF587661-170910211907 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/09/10  21:30 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Bencilligimizi sinirlamak ve yardimsever davranislarda bulunmamiz insanin dogasinin mukemmeliyete erismesine yardimci olur;
ve bu insanlar arasinda duygularin harmonizasyonunu saglar.

Adam Smith

Kahrolasi insan ne nankordur (inkarcidir) (ABESE 80/17)
O size istediginiz her seyden verdi.
ALLAH in ni metlerini sayacak olsaniz sayamazsiniz.
Dogrusu insan zalim ve keffardir (nankordur) (IBRAHIM14/34)

Kuran daki Celiskiler ve Nedenler (3)

Bazi Ayetlerin Muhkem (Kesin) Anlamli, Bazilarinin Da Mutesabih (Supheli) Oldugu Ve Celismeli Gorunumun Bundan Dogdugu Iddialarindaki Gecersizlikler

Seriatcilar, Kur an ayetlerinin cesitli anlamlara gelebilecek sekilde indirildigini ve boyle oldugu icindir ki, hem muglak (guc anlasilir) hem de celismeli ymis gibi gorunduklerini ileri surerler:

Kur an in bazi ayetleri herkes tarafindan anlasilabilecek nitelikte seylerdir; bunlara muhkem ayetler adi verilir. Bazi ayetleri ise herkesin anlayamayacagi sekilde gonderilmistir ki, bunlara da mutesabih , yani supheli ayetler deniri Tanri kesin ayetler yaninda suphe uyandiracak nitelikte ayetler yollamistir; cunku, gonderdigi ayetlerin tumunun herkes tarafindan anlasilmasini istememistir. Bazi ayetleri herkesin anlayamayacagi sekilde indirmis olmasinin nedeni, bir yandan fikir ozgurlugunu gelistirmek ve diger yandan cahil Arabin inanc bocalamasina kapilmasini onlemek icindir. Cunku, eger her sey anlasilir sekilde aciklanmis olsaydi, cahil Araplara o anda akillarinin alamayacagi bir sey soylenmis olur, bu da onlari tereddude dusurebilir, urkutebilirdi. (1)

Ve iste guya bundan dolayidir ki, Kur an daki ayetler celiskiliymis gibi gorunmektedir. Dikkat edilecegi gibi, seriatcilarin iddialarina gore Tanri, esas itibariyle fikir ozgurlugunu olusturmak amaciyla ayetleri farkli anlamlarda indirmistir. Guya bazi ayetleri anlasilmaz nitelikte kilmakla, bunlarin yorumlanmasina ve boylece cesitli durumlara ve ihtiyaclara uydurulmasina ve ayni zamanda Arabin inanc bocalamasinda kalmamasina olanak yaratmak istemistir! Bununla da Islamiyette dinin temellerinin guclenmesini saglamistir.(2)

Yukaridaki iddialara sarilanlar, genellikle Kur an in Al-i Imran Su-resi ndeki su ayeti ornek verirler:

...Oyle bir Tanri ki, sana kitap indirdi. Onun bir kismi apacik ayetlerdir ve bunlar kitabin temelidir. Diger kismiysa cesitli anlamlara benzerlik gosterir ayetlerdir. Yureklerinde egrilik olanlar fitne cikarmak ve onlari tevil etmek icin anlamlari acik olmayan ayetlere uyarlar. Halbuki, onlarin tevilini ancak Allah bilir. Bilgide supheleri olmayacak kadar kuvvetli olanlarsa derler ki biz inandik ona, hepsi de Rabbimizdendir . Bunu akli tam olanlardan baskalari dusunemez (Al-i Imran Suresi, ayet 7).

Hemen belirtelim ki, ne bu ayet (ve benzerleri) ne de seriatcinin yukaridaki aciklamasi, Kur an daki celismelerin gercek nedenlerini ortaya cikaracak yeterlilikte degildir. Ayetlerden bazilarinin mutesabih (supheli, kapali) nitelikte olmasi, ne fikir ozgurlugunu saglamak icindir ne de cahil Arabin tereddude dusmesini ya da urkmesini onlemek icindir. Eger Muhammed in Tanrisi fikir ozgurlugunu yaratmak isteseydi, ayetleri anlasilmaz ya da celismeli sekilde gonderecek yerde, anlasilir sekilde kilar ve kisilere, ozgur akil rehberligiyle, bunlari uygulamak ya da degistirme yeterliligini saglardi. Kalkip da, Bazi ayetlerin tevilini ancak Allah bilir deyip, anlamini sadece kendisine sakladigi ayetleri kisilere gozu kapali sekilde kabul ettirmez ve onlardan, anlamini bilmedikleri bir sey icin Biz inandik ona, hepsi de Rabbimizdendir demelerini beklemezdi. Cunku, bunu yapmakla, fikir ozgurlugunu temelinden yikmis olacagini bilirdi. Mutesabih (supheli) ve celismeli hukumler yoluyla fikir ozgurlugunu yaratmanin mumkun olamayacagini ELBETTEKI dusunurdu. Zira, fikir ozgurlugu, herhangi bir hukmu, sirf Tanri dan gelmistir diye kabul etmekle ya da yorumlamakla degil, fakat onu akilci yoldan degistirebilmekle, yerine yepyenisini getirebilmekle, cerh edebilmekle olusabilir. Oysa ki, Kur an a gore aklin rehberligi diye bir sey soz konusu degildir; vahiylerin akil suzgecinden gecirilerek yok edilmesi mumkun degildir. Aksine, Kur an da Tanri ve peygamber emirlerinin mutlakligi, degismezligi, ongorulmustur. Kisinin tum yasantilarini en ince noktasina kadar duzenleyen ve insan aklina bunlari ogrenmekten baska bir olanak vermeyen bu emirleri insan iradesiyle degistirmek, ilga etmek mumkun degildir; cunku yasaklanmistir: Bakara Suresi ndeki Ayetlerimi degistirmeyin (Bakara Suresi, ayet 41) seklindeki hukumden tutunuz da, Kitabi batil kilacak hicbir sey olmadigina (Fussilet Suresi, ayet 41-42) ya da kitabi ciddiye almayip reddedenlerin cehennemlik sayilacaklarina (Bakara Suresi, ayet 113-115) varincaya kadar, Kuranda yer alan buyruklar, fikir ozgurlugunu kokunden kurutacak nitelikte seylerdir.

Araplari tereddude dusurmemek ya da urkutmemek icin bazi ayetlerin mutesabih nitelikte gonderildigi iddiasina gelince... Boyle bir iddia, Tanri yi aciz durumdaymis gibi tanimlamaktan baska bir ise yaramaz. Cunku, eger Tanri, kendi yarattigi kullarini tereddude dusurmekten ya da urkutmekten cekiniyor ise, bu takdirde, gucsuzlugunu, aczini itiraf etmis oluyor demektir. Eger onlari urkutebilecek emir vermekten cekiniyor da, bu emri bazilarinin anlayamayacagi bir dilde veriyor ise, bu takdirde kullarindan korkuyor demektir! Ote yandan kullarina diledigi gibi anlayis gucu sagladigini ya da onlari dogru yola sokmak,gonullerini acmak olanagina sahip oldugunu soyleyen bir Tanri nin (ornegin, Enam Suresi, ayet 125), bazi ayetleri mutesabih nitelikte gondermeye neden ihtiyac duymus olabilecegi de ayrica anlasilmasi guc bir sorundur!

Butun bunlar bir yana, Muhammed in ilk anlarda yerlestirdigi ayetlerden anlasilan odur ki, Tanri, kendi emirlerinin herkes tarafindan anlasilmasini istemis bu nedenle de, buyruklarini apacik olmak uzere gonderdigini bildirmistir. Daha once diger ummetlere -sirf anlasinlar diye-, kendi dillerinde kitap gonderdigi gibi, Araplara da Kur an i, apacik bir dille, Arapca olarak, yani Araplarin kendi anlayacaklari dilde hem de yedi farkli okunusta gondermistir.

Yani anlasilmasini istedigi icindir ki, Kur an i apacik olmak uzere, en acik ve en anlasilacak tarzda, hem de cesitli Arap kavimlerinin kullandiklari yedi lehcede olmak uzere indirdigini soylemistir. Kur an in apacik olmak uzere gonderildigine dair Kur an da sayisiz denecek kadar cok ayet vardir. Butun bunlar ortadayken, bazi ayetleri muhkem (kesin, anlasilabilir) ve bazilarini mutesabih (supheli, anlasilamaz) sekilde gondermesinin ELBETTEKI anlami olamaz ve aksini iddia etmek ELBETTEKI yersizdir.

Dipnotlar ;

1)Sahih-i..., c.ll,s.62 vd.

2)Cerrahoglu, age, s. 17 vd
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/11/24/kurandaki-celiskiler-ve-nedenler-3/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder