22 Kasım 2017 Çarşamba

NACİ BEŞTEPE : NATO’DAN ÇIKMAK

Abi akıllı bir yazı yazmış.
Güvenli bir gelecek için demiş, akıllı, bir bağımlılık yaratmayan, karşılıklı çıkara dayalı ilişkiler geliştirmek zorunlu demiş.
Ve sözü ortada bırakmış.

Peki bu iş nasıl olacak?
Doğrusu derhal ve acilen NATO'dan çıkmak gerektiğini ben de düşünmüyorum.

Çünkü, NATO içerisindeyken kendimizi Amerika ve batıya karşı, NATO dışında olduğumuzdan daha rahat savunuruz diye düşünüyorum.
Özellikle Yunanistan ile olan ihtilaflarımızda karşımızda Yunanistan ile birlikte Avrupa Topluluğunu ve dışında kaldığımız NATO ittifakını birlikte bulmanın bir kabus senaryosu olduğunu söylemek isterim.

Buna karşılık, bizi NATO'dan ayrılmaya sürükleye sebepler, görüş ayrılıkları büyük oranda Amerika'nın Ortadoğu'daki planlarıyla ilgilidir.
Ayrıca, buna ek olarak ülkemizin silahlanmasına ilişkin çabaların engellenmesi, Ermenistan, Yunanistan gibi ülkelerle ilgili ihtilaflarda taraf tutması, sürekli olarak iç siyaseti Amerikalı zenginlerin şirketleri lehine yönlendirmesi de cabası olmuştur.

O halde bizim yapmamız gereken, Amerika ve NATO'nun bizimle menfaat çatışmasına girdiği alanlarda ne noktaya kadar taviz verebileceğimizi, ne noktadan sonra taviz veremeyeceğimizi açık diplomasi kanallarından bildirmemiz, ve bu çizgilerimizi en katı şekilde ama NATO içerisinde korumaya çalışmak olacaktır.
Doğrusu, Amerikalılar ve batılılar bundan elbette hoşlanmayacak, değişik ölçeklerde tepki göstereceklerdir.

Netekim, günümüzde çeşitli tepkilerle karşılaşmaktayız.
Bu katlanmaz zorunda olduğumuz bir durumdur.
Ancak, unutulmamalı ki, devletler arasındaki ilişiler aşk ve nefret ilişkisi de değildir.

Amerika'nın PYD/PKK'yı tercih etmesinin Amerika açısından maliyeti olmuştur, ve biz ödetmeye niyetli oldukça bu maliyet artacaktır.
Amerikalı güç odaklarının hırçınlığının sebebi de bundan kaynaklamaktadır.

Amerikalılara ve batıya Türk halkının, cumhuriyet ve devletinin yüce menfaatlerine zarar verdikleri taktirde bedel ödeyeceklerini her defasında kanıtlayarak gösterirsek daha sonra adım atmakta daha dikkatli ve düşünceli olacaklarına ben doğrusu eminim.
Amerikalılar ve batı akılcı olmasıyla bilinen toplumlardır.

Benzer şekilde, Amerikalılar ve NATO ile çelişkilerden uzak olan alanlarda işbirliğini korumak, ama çelişkili alanlarda ise ilkeli ve sert duruş işe yarayacaktır diye düşünüyorum.

Eğer Amerikalılar ve batı açısından bizim bu şekildeki bir politikamız tahammül edilemez olarak kabul edilirse de, ittifak ilişiklerinin tasfiyesini onların ellerine bırakmak bence en akılcı yol olacaktır.
Bırakalım Amerikalılar kendi iplerini kendileri çeksinler, biz çekmeyelim derim ben.

Doğrusu, Amerikalıların tam da kalpgahda yer alan bir Türkiye'yi daha da fazla itip kakmaya cür'et edeceğini düşünmüyorum.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


NACİ BEŞTEPE : NATO'DAN ÇIKMAK

Güvenli gelecek için; akıllı, yeni bir bağımlılık yaratmayan, karşılıklı çıkara dayalı ilişkiler geliştirmek zorunludur.

22 Kasım 2017

Norveç'teki NATO Tatbikatında (Kasım-2017) Atatürk'ün fotoğrafının ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adının düşman taraf olarak kullanılması NATO üyeliğimizi yine tartışmaya açtı.

Hiç ilgimizin olmadığı Kore savaşında, 900'e yakın vatan evladının kaybı karşılığında lütfen kabul edildiğimiz NATO'nun, 65 yılda ne getirip ne götürdüğünün muhasebesinin yapılma zamanı çoktan geldi, geçti.

ULUSAL ÇIKAR

Uluslararası sorunlar ulusal çıkar penceresinden değerlendirilir.

NATO'dan çıkmak veya kalmak da öyle değerlendirilmek zorundadır.

1950'de NATO kurulduğunda SSCB'nin Boğazlar üzerinde talepleri ve tehdidi vardı. Güç dengesi o dönemin yönetimini bu ittifaka ittirdi.

Zaman ve koşullara göre makul görülebilir. Ulusal çıkarımız, vatanın bütünlüğünü ve bağımsızlığımızı korumaktı.

Biz NATO'yu koruma kalkanı olarak görürken NATO ve özellikle patron ABD, bizi kenar kuşak kalkanı yaptı. (Patron ABD olduğu için NATO dediğimde okuyabilirsiniz)

Nasıl kullanıldığımızı anlayıncaya kadar yıllar geçti. Ne zaman ki İncirlik'ten kalkan ABD U-2 Casus uçağı Rusya üzerinde düşürüldü (1960), ne zaman ki ABD-SSCB Küba krizinde nükleer restleşmeye girişti (1962), topun ağzında olduğumuzu anladık.

DAHA NELER YAPTILAR?

Anladık ama değişen bir şey olmadı.

Kıbrıs'ta, uluslararası antlaşmaların verdiği hakka rağmen soydaşlarımızın can güvenliğini sağlamamıza izin vermediler (1963). Biz yaptık ambargo koydular (1974).

NATO tatbikatında gemimizi vurup beş askerimizi şehit ettiler (1992).

ABD Nevada'daki tatbikatta Türkiye'yi işgal senaryosunu oynadılar (2002).

Meclisten tezkere geçmeyince 11 askerimizin başına çuval geçirip rezil ettiler (2003).

NATO Savunma Koleji'nde Türkiye'yi bölünmüş gösteren harita çıkardılar (2006).

Resmi görüşmeye giden generallerimizin üstünü aramaya kalktılar (2006).

PKK'nın yan kolu PYD'yi terör örgütü olarak tanımadılar.

Türkiye'ye kaşı olan tüm bölücü Kürt örgütlerine (Peşmerge-PKK-PYD) silah yardımı yaptılar. Müttefik kabul ettiler.

Tüm NATO ülkeleri bölücü PKK'yı desteklediler.

NE ALDIK, NE VERDİK?

NATO üyeliğinin silahlı kuvvetlerimize katkıları olmuştur. Eğitim, kültür, teçhizat, araç, silah ve tesis yönünden gelişmemize yararı olmuştur.

Ancak öyle bir zararı olmuştur ki tüm faydaları siler götürür. Savunma sanayimizin ve teknolojimizin gelişmesini engellemiş, bağımsızlığımızı zedelemiştir.

Kendi olanaklarımızla toplu iğne veya aspirin üretmeye kalksak doğrudan veya dolaylı (içerideki işbirlikçilerini de kullanarak) olarak araya girmiş, daha ucuz ve daha hızlı temin edeceği gerekçesiyle önümüzü kapamıştır.

Çoğu kullanılmış ve hatta miadını doldurmuş araç ve silah sistemleri ile Türk subay-astsubayının ömrünü çürütmüştür.

"Kredili satış" adı altında ucuz diye verdiğini, idame (bakım-onarım-yenileme) giderleri ile fazlasıyla çıkaran bir sömürü düzeni işletmiştir.

İleri teknoloji ürünlerin yazılım kaynak kodlarını vermeyerek, hem teknolojik gelişmemizi önlemiş hem de güvenlik sorunu ile baş başa bırakmıştır.

1940'lı yıllarda uçak üreten ülkemiz her şeyi ile bağımlı hale gelmiştir.

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle uyguladığı ambargo, savunma sanayimizin millileştirilmesinin gerektiğini kafamıza çakmıştır.

NATO'dan çıkma kararı vermede göz önüne alınması gereken hâkim noktalardan biri budur.

EŞİT SÖZ SAHİBİ

NATO'da kalmamızı uygun görenler, uluslararası arenada eşit söz sahibi olduğumuz tek kuruluşun NATO olduğunu ifade ederler.

Doğrudur. Ancak, eşit söz hakkı ile bu güne kadar ne elde ettik?

Şu anda ABD'den sonra yurt dışında en fazla asker bulunduran ikinci ülkeyiz. (ABD %15, Türkiye %13, İngiltere-Fransa % 9, Rusya %7)

Ne zorumuza? Sanki ülkemiz güllük gülistanlık. Dışarıyı düzelteceğiz. Sanki diğer ülkelere yardım edince bize de yardım geliyor. Ya da sözümüz daha çok geçiyor.

NATO ülkelerinin tamamına yakını PKK'yı destekliyor. Silah veriyor. Ülkesinde serbest bırakıyor.

PYD'yi terör örgütü olarak tanıyan yok.

Kürdistan'ı desteklemeyen sayılı.

Eşit sözümüzün kıymeti ne?

SIKIŞAN İKTİDAR

AKP iktidarı her alanda sıkışmış durumda.

Suriye-Irak sınırı problem dolu. Ne ABD ile ne Rusya ile tam anlaşma sağlanan tek bir konu yok. Komşular güvenmiyor. Suriye ile doğrudan temasa geçilmiyor. Sorun uzuyor.

Yunanistan Ege'de adalarımızı işgal edip duruyor. Tık yok.

Ekonomi zil çalıyor.

Zarrab davası tuz-biber oldu.

17-25'teki gibi bir kurtuluş yolu arıyorlar.

O dönemde yolsuzlukları "paralel, darbe " bahanesiyle örtmüşlerdi. Şimdi de Zarrab olayında, "ABD kumpas kuruyor, ekonomimizi batırmak için FETÖ ile işbirliği yapıyor" bahanesi sürümde.

NATO tatbikatındaki aymazlık AKP'nin zor günlerinde ilaç gibi geldi.

Türk ulusu olarak Atamıza ve milletimize yapılan saygısızlığa asla sessiz kalmayız. İktidar ne kadar üzerine gitse haklıdır, destekleriz. Ancak, bunu ülkeyi kötüye götürüşüne bahane olarak kullanmasını da kabul edemeyiz.

ÇIKMAK MI ZOR, KALMAK MI?

Netice olarak, NATO'dan çıkma zamanı gelmiş geçmiştir.

NATO ulusal çıkarlarımıza hizmet etmemektedir.

NATO'dan hemen yarın çıkmak kolay değildir. Yılların biriktirdiği bağlantılar vardır.

Komşu ülkelerle ve sınırlarımızdaki sorunlarda NATO'yu ve ABD'yi karşımıza almak yeni sıkıntılar yaratabilir. Akıllı dış politikalar ile karşı koyma yolları bulmak olanaklıdır. Yeni sıkıntılara karşı yeni açılımlar yaratılabilir. Kaldı ki NATO'dan çıkarak kimseyi düşman ilan etmemiz de söz konusu olmayacaktır.

Kararlılık ve irade ile çözülemeyecek sorun yoktur.

AKP iktidarı, konjonktürel tutum ve davranışlar ile durumu idare etmeye çalışmaktadır. Emperyalizmle mücadele diye bir derdi yoktur.

Bir ABD'ye, bir Rusya'ya göz kırparak veya yüksek perdeden sataşarak bir yere varılamaz. Günü kurtarmak geleceği kurtarmaz.

Güvenli gelecek için; akıllı, yeni bir bağımlılık yaratmayan, karşılıklı çıkara dayalı ilişkiler geliştirmek zorunludur.

Başlangıç noktası ise komşularımızla karşılıklı saygı ve güvene bağlı işbirliği yapmaktan geçmektedir.

Naci BEŞTEPE

https://sunsavunma.net/analiz/natodan-cikmak/

 
a45UyF587661-171122141110 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/11/22  15:03 1  39  3-ekim-dernegi@googlegroups.com


 

EN MUTLU GUN
. . . . . .
En mutlu gun en mutlu saat
Kurumus korelmis yuregimin bildigi,
en buyuk umutlari gucun ve gururun
Hissettigim, gecip gitti.
Guc mu dedim? Evet oyle dusunmustum
Ama yazik! Coktan yitip gitti hepsi
Gencligimin hayalleri-
Ama bosver simdi.
Ya gurur, ne yapacagim senle simdi
sakin ol ruhum!
Belki bir diger bas devralir
Uzerime doktugun zehri.
En mutlu gun-en mutlu saat
gozlerimin gordugu gorecegi,
En paralk isiltisi gucun ve gururun
Hissettigim:
Ama o zaman cektigim aciyla
Gucun ve gururun umudunu verselerdi,
Yasamazdim o parlak saati tekrar
Cunku onun kanatlarindaydi kara alasim
Ve cirptikca-bir oz dokuluyordu
Oldurmeye yeterli
Onu bilen bir ruhu.

Edgar Allan Poe

Arapca Kur an
ZUHRUF 3.biz, anlayip dusunmeniz icin onu arapca bir Kur an kildik.
FUSSILLET 44.eger biz onu, yabanci dilden bir Kur an kilsaydik, diyeceklerdi ki: ayetleri tafsilatli sekilde aciklanmali degil miydi?
Arab a yabanci dilden (kitap) olur mu?
De ki: o, inananlar icin dogru yolu gosteren bir kilavuzdur ve sifadir.
Inanmayanlara gelince, onlarin kulaklarinda bir agirlik vardir ve Kur an onlara kapalidir.(sanki) onlara uzak bir yerden bagiriliyor (da Kur an da ne soylendigini anlamiyorlar.)
IBRAHIM 4.(Allah in emirlerini) onlara iyice aciklasin diye her peygamberi yalniz kendi kavminin diliyle gonderdik.
Artik Allah diledigini saptirir, diledigini de dogru yola iletir.
Cunku o, guc ve hikmet sahibidir.
YUSUF 2.anlayasiniz diye biz onu arapca bir Kur an olarak indirdik.
SURA 7.sehirlerin anasi (olan mekke de) ve onun cevresinde bulunanlari uyarman ve asla suphe olmayan toplanma gunuyle onlari korkutman icin, sana boyle arapca bir Kur an vahyettik.(insanlarin) bir bolumu cennette, bir bolumu de cilgin alevli cehennemdedir.
EN AM 92.bu (Kur an), ummu l-kura (mekke) ve cevresindekileri uyarman icin sana indirdigimiz ve kendinden oncekileri dogrulayici mubarek bir kitaptir.
Ahirete inananlar buna da inanirlar ve onlar namazlarini hakkiyla kilmaya devam ederler.

Mutareke gununden beri Rum ve Ermenilerin, Itilaf Devletleri tesvik ve himayesi altinda nasil milli izzeti nefsimizi yaraladiklarini, ne suretle saltanat ve hukumet hakkini ayaklar altina aldiklarini ...

(17 Eylul 1919)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder