9 Aralık 2017 Cumartesi

ADI 'ÇAYAN GÜNEY' DİYE 2 5 YAŞINDAKİ BEBEĞİ MUAYENE ETMEDİ!

Devlet memurlarının cumhuriyetin temel değerlerine bağlı ve sadakat göstermesi gerektiğini belirtmiştim pek çok kez.

Bu vakıada anti-kahramanımız özel bir hastanede çalışıyor.
Ancak, bu sizi yanıltmasın, özel hastaneler SGK ile hizmet satın alma modeline göre çalışıyorlar.
Yani aslında SGK ile sözleşmesi olan hastaneler bir tür ÖZEL DEVLET HASTANESİDİR.
Yani bu hastaneleri SGK her anlamda denetler.
Aynı şekilde İl Sağlık Müdürlüğü yoluyla valilikler de denetler.
Öyle özel sektör diye başı boş değildir.

Kavramları doğru yerine oturtalım.
Özel hastane müşteri hastaların doğrudan nakit olarak devlet katkısı, sözleşmesi olmadan muayene, tetkik, ameliyat olduğu hastanelerdir.
Böyle hastanelerde hastalara fatura edilen miktarlar çok farklıdır, hizmet düzeyi de çok farklıdır.

SGK ile sözleşmeli hastaneler devlete adı üstünde farklı bir hizmet modeliyle devlet ve halka kamu hizmeti veren kurumlardır.
Böyle hastanelerde devlet hastanelerinde gördüğünüz hizmetten bir pıt daha iyi hizmet bulmanız yeterlidir.
Çünkü SGK sözleşmeleri ve uygulanmakta olan bütçe uygulama talimatı çok yüksek sayıda hastaya deli ucuz rakamlarla ancak kar edebilecek şekilde kurgulanmıştır.
Böylesi hastanelerde yine de hostes ve benzeri hasta temsilcisi gibi hizmetler buluyorsanız bu harikadır.

Şimdi gelelim işin esasına.
İlk olarak hekimlerin mesleğe atılırken ettikleri yeminin en önemli ilkesi AYRIM YAPMAMA İLKESİDİR.
Şöyle der; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin, görevimle hastam arasına girmesine izin vermeyeceğime.
Bu ahlaki bir konu olmanın ötesinde aynı zamanda yasal bir sorumluluktur.
Yani bir hekim hastaları arasında böyle bir ayrım yaparsa bu yalnızca ayıplanmak kalmaz, aynı zamanda hem Tabibler Odası'nın idari soruşturmasına ve yaptırıma, hem de mağdurun şikayetine bağlı olarak TCK'nın ilgili maddelerine göre soruşturma ve yaptırıma uğrar.

İkincisi hekimlerin görevleri her zaman ve her yerde kamu görevidir.
İsterse hekim özel muayenehanesinde olsun yine de hasta reddetme hakkına sahip değildir.
Hasta reddetme hakkı, yalnızca hasta ile hekim arasında husumet geliştiyse ve karşılıklı güven yitirildiyse, aciliyet yoksa mümkündür.
Bu haldeyken bile konu bir soruşturma ve yargılama konusudur.

Üçücüsü, devlet memurlarının devletin temel değerlerine(laiklik!) sadık olmalarının önemini vurgulayan bir önemli olay daha diyorum ben.
Bu olayda anlaşılan doktor hem siyasi, hem de dini görüşlerini göz önüne alarak hasta reddetmiştir.
Anti-kahramanımız bu olayda doktor olmuş ve neyse ki, telafisi mümkün olmayan zararlar oluşmamıştır.
Bu olayda pek ala hasta acil girişime muhtaç olabilirdi, ve can kaybı da yaşanabilirdi.

Anti-kahramanımız okul müdürü, bölük komutanı, alay komutanı, ağır ceza reisi, il emniyet müdürü ve benzeri bir devlet memuru olsaydı her bir senaryo içi ayrı felaketler düşünmek mümkündü.
Esasen FETÖ darbesi ve bu darbeye giden süreçte, tek tek küçümsense ve önemsense de, bir araya gelince, çeteleştiklerin, cemaatleştiklerinde FETÖ'cu devlet memurlarının kendi meslekleri ve ihtisasları kapsamlarında ne kadar tehlikeli işler yaptıkları ortaya çıkmıştır.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


ADI 'ÇAYAN GÜNEY' DİYE 2 5 YAŞINDAKİ BEBEĞİ MUAYENE ETMEDİ!

9 Aralık 2017 16:50

İstanbul Kartal'daki özel Avicenna Umut Hastanesi'nde Abdülkerim Karakaş adlı "doktor" annesi tarafından getirilen 2 5 yaşındaki Çayan Güney adlı bebeği muayene etmeyi reddetti.

İstanbul'un Kartal ilçesindeki özel Avicenna Umut Hastanesi'nde yaşanan ayrımcılık ve yobazlık Türkiye'deki sağlık sisteminin hangi noktada olduğunu gözler önüne serdi.

Kartal'da yaşayan Sinem-Düzgün Şirvan A. çiftinin 2 buçuk yaşındaki oğulları Çayan Güney A. ateşlendi. 8 Aralık cuma sabahı anne Sinem A. Kartal'daki özel Avicenna Umut Hastanesi'ni arayıp randevu almak istedi. Hastane santrali tarafından uzman doktor Abdülkerim Karakaş'ın asistanına aktarılan Sinem A. bir iki dakika telefonda bekletildikten sonra "Bu isimdeki bir hastaya bakamayacakları" yanıtını aldı. Nedenini soran Sinem A. 'ya "11. 30'da hastanede olabilirseniz yüz yüze söyleyebiliriz" denildi.

Sinem A. oğlu Çayan Güney'i de alarak hastaneye gitti. Bu kez de doktorların cuma namazında oldukları o nedenle beklemeleri gerektiği söylendi. Yaklaşık iki buçuk saat bekleyen Sinem A. "doktor" Abdülkerim Karakaş tarafından bir türlü kabul edilmedi.

Hasta hakları temsilcisiyle görüşen Sinem A. "Bu isimdeki hastaya bakmamak ne demek? Böyle mazeret mi olur" diye sorduğunda hasta hakları temsilcisi "Dr. Abdulkadir Karakaş çocuğunuzu muayene etmeyi kabul etmiyor ve mazeret de sunmuyor" diye yanıt aldı.

"Doktor" Abdülkerim Karakaş'a ulaşmayı başaramayan anne Sinem A. oğlu Çayan Güney'le birlikte evine döndü.

Olaydan haberdar olan baba Düzgün Şirvan A. Sağlık Bakanlığı'nı arayarak durumu anlattı ve şikayetçi oldu. O da "Sözünü ettiğiniz yer bir özel hastane bize değil hastanenin başhekimliğine şikayet edin" yanıtı aldı.

http://gazetemanifesto.com/2017/12/09/adi-cayan-guney-diye-25-yasindaki-bebegi-muayene-etmedi/


a45UyF587661-171209215651 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2017/12/09  22:20 2  65  AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com

 



1 yorum:

  1. Dr.Abdulkerim beyin hastasi olarak bu haberin carpitilmis bir haber oldugunu bildirmek isterim. Hocamiz cok yogun bakim ayniamada cocuk dr dur. Kendi hastasinin disinda randevusuz hasta kabul etmemektedir. Isim olayinin asli budur.

    YanıtlaSil