Makale Fetöcülerin yayın organında çıkmış.
Ama konu alakalı değil.
Bir insanlık dramı, Sünni-Şii çatışması.
İran-Amerika/Suudi çatışması.
Arada ezilen milyonlar.
Bizden uzak bir halk.
Mülteci olabilecekleri bir istikamet yok.
Deniz ve Suudi topraklarıyla kuşatılmış.
Bize düşen nedir?
Seferberlik hazırlıklarını devam ettirmek, hızlandırmak.
Benim ilk ve en önemli önerim.
Ülkemizin sınırlı kaynaklarını hızlı şekilde cepheler arasında kaydırabilecek şekilde ulaştırma ve lojistik hazırlıklarını şimdiden yapılmasını öneririm.
Hava Kuvvetlerimizde kuvvet kaydırma sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum.
Zaten doğası gereği akışkan bir kuvvettir.
Ancak, mevcut askeri havaalanlarının bir anda mevcut bütün uçakların belirli bir cephede toplanabileceğini, bu cephede yoğun ve uzun süreli hava harekatı yaptıktan sonra yine aynı hızla ülkenin başka bir cephesine kaydırılarak bu cephede yoğun ve uzun süreli hava harekatlarının yapılabileceğini düşünerek üslerde tertip alınmalı.
Kısacası, ülkenin özellikle Güney Doğu Anadolu, Kafkaslar, Balkanlar, Akdeniz, ve Karadeniz, Ege hava bölgelerinde bulunan üslerde çok sayıda uçağı hızla yakıt, mühimmat yükleme, savaş bakımlarını yapma görevlerine yönelik hazırlıklar şimdiden yapılmalı.
Kara Kuvvetlerinde ülkemizin dört ordu bölgesinde bulunan askeri birliklerin, bütün yükleriyle, çok büyük hızla ve kitlesel şekilde farklı ordu bölgelerine taşınmasına yönelik demir yolu taşımacılık tedbirlerinin alınmasını kuvvetle öneriyorum.
Bunun için gerekirse yalnızca bu işe yönelik olarak dahi demir yolu inşaatı yapılması düşünülmeli.
Ya da mevcut hatların bu işlere yönelik olarak düzenlenmesi, gereken taşıma operasyonlarının şimdiden planlanması şimdiden yapılmalı.
Yapılan planlar gerçekçi olmalı, tatbikatları da yapılmalı.
Deniz Kuvvetlerimizin Karadeniz, Akdeniz, ve Ege denizleri arasında son derece akışkan olmasına dikkat edilmeli.
Kuvvet toplama, dağıtma, taşıma ile ilgili olarak askeri ve sivil limanlarda şimdiden hazırlıklar yapılmalı.
Özellikle Sahil Güvenlik Komutanlığı yeniden Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlanmalı, ve Deniz Kuvvetleri envanterinde, planlaması dahilinde olmalı.
Jandarma Teşkilatının seferberlik halinde nasıl ve ne şekilde en kısa sürede Kara Kuvvetlerin emrine verileceği, eldeki Jandarma kuvvetlerinin ulasal kuvvetlerle nasıl beraberce kullanılacağı mutlaka planlanmalı.
UYARIYORUM!...
Şakası yok. IIIncü Dünya Savaşına doğru tatlı tatlı gidiyoruz.
Dostu, düşmanı herkes bunu biliyor, herkes hazırlanıyor.
Rusya, Çin, Amerika, kıta Avrupası falan, bunların hepsi de refah ekonomilerini bir kenara bıraktılar, yavaş yavaş savaş ekonomisine doğru transforme olmaya başladılar.
Silahlanma projeleri gırla gidiyor, gizli ya da açık ittifaklar kuruluyor.
Meydan okumalar, sürekli askeri tatbikatlar, yığınak yapmalar, askeri üsler kurmalar, yeni askeri inşaatlar ve bunun gibi.
Büyük hareketlilikler var.
Sıradan vatandaş farkında değil, Karadeniz'de sürekli olarak batılı donanmalar Romanya Köstence limanında konuşlu Ukrayna açıklarında tatbikatlar yapıyorlar.
Boğazlardan sürekli olarak batılı donanmalara ait gemiler girip çıkıyor.
Ve bizim de Karadeniz'de sürekli olarak önemli bir donanma gücümüz Sinop Yakakent hattında Rusya'nın Azak denizi çıkışının karşısında denizde konuşlanmış aylardır, belki bir yılı aşkın süredir bekliyor.
Ve artık sözde! Türk halkına seslenmek istiyorum, düşmanlarınız sizin Türk olduğunuz biliyor, siz bilmiyorsunuz.
Geç kalıyoruz, oyalanıyoruz.
Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
VEHBİ ŞAHİN : YEMEN'DEKİ KIYAMET
VehbiSahin@Tr724.com 21 Aralık 2017
VEHBİ ŞAHİN
Türkiye'de gündemi Erdoğan belirliyor.
Siyasi çıkarına hizmet edecek şekilde olayları yorumluyor AKP tabanını sürekli istim üstünde tutuyor.Kudüs meselesi bunlardan biri meselâ…
Günlerdir Kudüs'le yatıp kalkıyor Erdoğan…
Halbuki…
Yemen'de 3 yılı aşkın süredir çok ciddi insanlık dramı yaşanıyor.
Ama Erdoğan nedense bunu görmüyor.
O görmediği için de Türkiye'de bilinmiyor Yemen'deki trajedi…
ACEM-ARAP KAVGASI
Suudi Arabistan ile İran bir süredir Yemen'de Vekalet Savaşı yürütüyor.
Ülkedeki iç kargaşa 2011'de Şii Husiler'in Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yönetimine isyan etmesiyle başladı.
İran'dan askeri destek alan Husiler kısa sürede büyük mesafe katetti.
Salih 2012'de koltuğunu yardımcısı Mansur Hadi'ye devretti.
Bir yıl sonra Husiler Salih'le anlaşarak başkent Sanaa'yı ele geçirdi.
Mansur Hadi S. Arabistan'a sığındı.
Ama çatışmalar Hadi'nin sürgüne gitmesiyle durmadı aksine daha da şiddetlendi.
2015'te S. Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin başını çektiği ve içinde Bahreyn Mısır Ürdün Kuveyt Fas ve Sudan'ın yer aldığı koalisyon Yemen'i bombalamaya başladı.
Asıl hedef Husiler'in mevzileri denilse de ağır bombardımanlardan siviller de fazlasıyla nasibini aldı.
1000 GÜNÜN AĞIR BİLANÇOSU
Dün 2015'te başlayan bombardımanın 1000'inci günü idi.
İngiltere merkezli yardım kuruluşu Oxfam hazırladığı raporla Yemen'deki dramı gözler önüne serdi.
Rapora göre son 1000 günde 8750 kişi öldü.
58 bin 600 kişi yaralandı.
Gerçek rakamlar ise tam olarak bilinmiyor.
Oxfam'ın tespitlerine göre ölenlerin 5 bin 300'ü sivil…
Yaklaşık 3 milyon insan savaş sırasında evini terk etmek zorunda kaldı.
Daha dramatik olanı ise geride kalanların açlık ve hastalıktan hayatını kaybetmesi…
Oxfam'a göre 27.4 milyon nüfusa sahip Yemen'de 17 milyon insan gıda yakıt ve ilaç sıkıntısı çekiyor.
Yaklaşık 7 milyon kişi açlık sınırında…
Yiyecek ekmek içecek temiz su bulamıyor.
BM'ye göre dış yardımlarla ayakta durmaya çalışıyor bu insanlar…
Asıl kâbus kolera…
1 milyon kişi kirli su içtiği için bu korkunç hastalığa yakalandı.
Tespit edilen 914 bin vakada 2200 insan koleraya yenik düşüp öldü.
AÇLIKLA TERBİYE ETMEK
Gördüğünüz gibi bilanço çok ağır…
Oxfam Başkanı Mark Goldring Suudi ablukasını kastederek "Kitlesel açlığın savaş silahı gibi kullanıldığı bir Ortaçağ kuşatmasına şahit oluyoruz" diyor.
Rakamlar da bunu gösteriyor zaten…
Açlık ve hastalık yüzünden hayatını kaybedenlerin sayısı bombalarla ölenlerin sayısından daha fazla…
Oxfam'a göre Yemen'de savaşan tarafların hepsi suçlu…
Hatta…
S. Arabistan'a silah satan ABD ve İngiltere de…
İnsani yardımların yüzde 46'sını karşılayan ABD ve İngiltere'nin sadece bu savaş için yaptığı silah satışı 10 milyar doların üzerinde…
Yani…
Yaptıkları yardımın dört katı tutarında silah satmış iki ülke…
Ne acı bir durum…
Kaşıkla veriyorlar kepçeyle alıyorlar.
Yazık…
BÖLGESEL SAVAŞ SİNYALİ
Yemen'de yıkım bu kadar büyük…
Fakat iç savaş daha tehlikeli bir safhaya geçmek üzere…
Son üç günde olup bitenler hayra alamet değil çünkü…
Pazartesi günü Riyad'da S. Arabistan Kralı Selman CIA Başkanı Mike Pompeo'yu ağırladı.
ABD Başkanı Trump ise ülkesinin yeni Strateji Belgesi'ni açıkladı.
İran'ı hasım S. Arabistan'ı müttefik ilân etti.
Salı günü İran'ın desteklediği Şii Husiler Yemen topraklarından Riyad'a füze fırlattı.
Son 6 haftada fırlatılan üçüncü füze bu…
İran ile S. Arabistan arasında savaş çıkaracak bir "provokasyon" niteliğinde atılan füzeler…
Geçen hafta ABD'nin İran'ın Husiler'e balistik füze tedarik ettiğini iddia etmesi…
Dün de S. Arabistan'ın Katar'la sınır kapısını "nihai olarak" kapatması…
Bölgede "savaş" çıkabileceği sinyalini veriyor bize…
Hâsılı…
Küçük bir kıyamet yaşanıyor Yemen'de…
Oradaki dram Kudüs ve Reza Zarrab davası kadar gündeme gelmeyi hak ediyor bence…
Hem de fazlasıyla…
http://www.tr724.com/yemendeki-kiyamet/
a45UyF587661-171226001320 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/12/26 02:30 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder