Evet, bu proje ilk anda söylendiği gibi çılgın, hatta aptalca, salakça, dangalakça bir projedir.
Gerçekleştirilemez mi?
Yeterli para harcandığında kesinlikle gerçekleştirilebilir.
Belirli bir rant ya da kar elde etmek imkansız mıdır?
Kesinlikle az çok belirli bir kar ya da rant elde etmek imkanı vardır.
Peki yapılan harcamalar beklenen gelirlere denk düşer mi?
Kesinlikle düşmez.
Düşemez.
Ekolojik anlamda bir felakettir.
Ekonomik anlamda tam bir yıkımdır.
Politik anlamda büyük sorunlar yaratır.
Dünyada böylesi projeler vardır.
Özellikle petrol zengini ülkeler böyle aptalca, çılgın projelere büyük paralar harcarlar.
Neden bunu yaparlar?
Çünkü petrolünü alan Amerika ve Batılı oligarklar Suudi zenginlerin ve devletin elinde çok fazla dolar biriktirmesini ve bunu kontrol etmesini istemezler.
Bu nedenle başta Suudi hanedanı olmak üzere bütün petrol zengini hanedanları ellerine geçen dolarları harcamaya zorlarlar.
Özellikle de Amerikalı oligarkların şirketlerinin ürünlerini almaya, hizmetlerini almaya zorlarlar.
İşte bu nedenle her sene Suudilerin birkaç yüz milyar dolarlık yeni silah alım projelerini duyarız.
İşte bu nedenle körfez ülkelerinde saçma sapan altyapı yatırımları yapılır.
İşte bu nedenle körfez ülkelerinde akıl ve mantık sınırını zorlayan aşırı lüks harcamalar yapılır.
Çünkü petrol zengini aileler ellerine geçen parayı kontrol edemezler.
Amerikan devleti, ve oligarşisi bunların ellerinde bulunan sermayeyi, fonları, bunların para harcama yöntem ve hızlarını kontrol eder.
Böylesi projelere örnekler vermek gerekirse.
Burj el Arab, Burcj El Halife ve daha başka pek çok anormal derecede yüksek, kat sayıları çok fazla olan dünya rekortmeni gökdelenler.
Palmiye Adası, Dünya Adası ve benzeri pek çok dolgu ada komplekslerinden oluşan proje.
Çölde kapalı kayak pistleri, haddini aşan boyutlarda turizm limanları.
Devasa boyutlarda ve kapasitelerde havaalanları.
Bütün bunlar hem parayı bol bulup dötüne başına sürme noktasında olmalarından, hem de zaten ellerine şans eseri düşmüş olan bu zenginliği ellerinde tutmaya kabiliyetleri olmadığından olmaktadır.
Çok iyi bir belgesel izleyicisi olarak şunu söyleyebilirim.
Son otuz yılın mega projelerinin büyük bölümü Uzak Doğu'da alt yapı yatırımları şeklinde kendini göstermektedir.
Devasa baraj kompleksleri, dolgu limanlar, havalanları, ülkeleri çeşitli istikametlerde birbirine bağlaya yüksek hızlı tren hatları, aşırı zor doğa şartlarında bulunan bölgelere ulaşım sağlayan otoyollar,
Japonya'da tsunami, deprem, taşkınlar için yapılan devasa altyapı yatırımları.
Avrupa, Amerika'da ise kısmen metropollerde büyük kapsamlı metro altyapısı çalışmaları.
Türkiye'den de Avrasya tüneli, Körfez Geçiş köprüsü, ve dünyanın en yüksek düşüşlü barajı Artvin Yusufeli barajları bu sıralamada yer almaktadır.
Araplarda ise yapılan yatırımar genellikle bol bulunan paranın döte başa sürülmesi şeklinde olmaktadır.
İşte bize dayatılan bu ÇILGIN, APTAL, DANGALAK PROJE DE bu kapsamdadır.
Bir de bu mega projelerin şöyle bir özelliği vardır.
Özellikle de Arap ülkelerinde yürütülen ve bitirilen projeler için konuşuyorum.
Bu projelerin ana yüklenicileri hemen her zaman ya İngiliz, ya Japon ya da İngiliz-Japon konsorsiyumudur.
Neden böyledir?
Çünkü bu işe giren firmalar küresel oligarkları yol verdiği ve bu nedenle de kolayca beraberlerinde uygun kredi imkanları getiren şirketlerdir.
Bizim artık ÇILGIN demeyelim de APTALCA projemiz de işte böyle yapılacak.
Yani uzun vadeli borç bulunacak.
Bu borcu verenlerin tercih ettiği ana yüklenici firmalara bu ihale edilecek.
Türk ve diğer şirketler ise taşeron ya da alt yüklenici olarak küçük kemiklerden kapacaklar.
Elbette küresel oligarklara yakın olan, yine onları tercih ettiği şirketler olacak bu yerli!? şirketler.
Dahası bu proje için devletimiz pek çok garanti verecek.
Hazine garantileri olacak bunlar.
Geçiş garantileri, kullanma garantileri, fiyat garantileri ve bunun gibi..
Bu proje sözleşmeleri kesinlikle milli hukuk sistemimizin dışında uluslar arası tahkime dayalı olarak yürütülecektir.
Çünküüüüüüüüüü, küresel oligarklar bizim milli?! yerli hukuk sistemimize asla güvenmemektedir.
Dahası yine bu proje için devletimiz kredi verenler ve alanlar arasındaki akitlere garantiler vermek yoluyla dahil olacak ve silsileler yoluyla hem devletimiz hem de milletimiz çok uzun vadeli dış borç yükümlüklerine girmiş olacaktır.
BORÇ YİYEN KESESİNDEN YER.
BORÇ YİĞİDİ ÖLDÜRMEZ AMA BENZİNİ SOLDURUR.
(Bu söz elbette yiğitler için geçerli, korkak, üç kağıtçı, madrabaz, kaytarıcı isen geçerli değil.
Ve biz sözde Türk milleti olarak tam böyleyiz. (Oraj POYRAZ) L2fSIJNoA0xfSNxA )
BORÇ VEREN EMİR VERİR.
Atalarımızın işte böyle veciz sözleri vardır.
AKP hükumetlerinin bir gün dönemi bitecektir.
Bu kesin.
Ama bunların Türk halkı ve devleti üzerine yığdıkları borçlar gelecekteki hükumetlerin de baş etmesi gereken en önemli sorunlardan olacaktır.
Gelecekteki hükumetler borç yönetiminde başarısız olduklarında halk onları suçlayacaktır.
Ancak, ben uyarıyorum, fındık kadar aklı olan insan bu günleri görmeli, ve sonuçlarını anlamalı.
Ortalarda dolaşan rakamlar çok değişken, halkın tepkisinden çekinerek en sonunda rakamı 10milyar dolara kadar aşağı çekmişler, ancak bu projenin en az 50-60 milyar dolara çıkması öngörülüyor.
Üstelik AKP hükmetlerinin sicili hayli bozuktur.
Pek çok projede YAP-İŞLET-DEVRET modeliyle verilen garantiler nedeniyle devleti çok büyük zararlara soktukları ortaya çıkmıştır.
Pek çok projede neredeyse bire on bire yirmi maliyet farkları ortaya çıkmıştır.
ÜLKEMİZİN İHTİYACI OLAN ŞEY ARTIK ÇILGIN, APTAL, KUDURUK, DANGALAKÇA İŞLER DEĞİLDİR.
BİZE LAZIM OLAN AKILLI, ZEKİ, HESAPLI, VERİMLİ İŞLERDİR.
L2fSIJNoA0xfSNxA
KANAL İSTANBUL'DAN ÇIKACAK HAFRİYATLA YAPAY ADALAR YAPILACAK
Dün güzargahı belli olan Kanal İstanbul'dan çıkacak hafriyatla Karadeniz ve Marmara çıkışlarına yapay adalar yapılacak.
16 Ocak 2018 Salı 11:17
Kamuoyunda Çılgın Proje olarak bilinen Kanal İstanbul'un güzargahı dün Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan tarafından açıklandı. Projenin güzargahı Küçükçekmece- Sazlıdere- Durusu koridoru olarak belirlendi. Güzergahın 12 kilometresi Sazlıdere 8 kilometresi ise Küçükçekmece Gölü'nden geçiyor.
HAFRİYAT KALİTESİNE GÖRE ADALAR KURULACAK
Projede kanal derinliğine bağlı olarak yaklaşık 1 5 milyar metreküp hafriyat çıkması bekleniyor. Projeden çıkan hafriyatla Marmara Denizi'ne 3 grup ada yapılması planlanıyor. Birinci grup ada 186 hektar olacak. İkinci grup ada 155 hektar olacak. Üçüncü grup ada 104 hektar alanı kaplayacak. Bu adaların üzerine de kanalı finanse etmek için gelir getirici projeler yapılacak. Kanal inşasında çıkan her toprağın ada yapmaya uygun olmayacağı belirtilirken toprak kimyasal değerlerine göre iyileştirmeye tabi tutulacak. Asit ve metal yoğunluğu olan topraklar ayrıştırılacak. Adaların yapılacağı yerin belirlenmesinde de sismik hareketler ve deniz derinliği dikkate alınacak.
ADALARDA YAŞAM ALANLARI OLACAK
Adaların yapımı için öncelikle taşocaklarından kayalar getirilecek. Bu kayalarda yapılacak tahkimatın ardından kayaların ortasına Kanal İstanbul toprağı dökülecek. Adaların üzerinde de rekreasyon alanları başta olmak üzere gelir getirici projeler oluşturulacak. Projelerin pazarlanmasından elde edilecek gelir kanalın finansmanında kullanılacak.
Projelere göre adalara da ayrı isimler verilmesi planlanıyor. Yetkililer adaların üzerinde yapılacak projenin henüz netleşmediğini belirterek "Adalarda hayat olacak. Restoranlar olabilir. Dünyada bunun örnekleri bulunuyor" dedi. Bu adalara yönelik deniz trafiği de oluşacak. Kanal çıkışlarında ve adalarda liman ve yanaşma alanları olacak.
3 ADA PLANI FİZİBİLİTEYE BAĞLI
Şu anda 3 adet planlanan adaların sayısı büyüklüğü ve konumu da yapılacak fizibilite ile hafriyata göre netleşecek.
MALİYETİ 10 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE
Projenin maliyetinin 10 milyar doların üzerinde olabileceği belirtiliyor. İnşaat aşamasında 6 bin kişinin işletme aşamasında bin 500 kişinin çalışması öngörülüyor. Kanal derinliğine bağlı olarak yaklaşık 1 5 milyar metreküp hafriyat çıkması bekleniyor. Deniz ve dip taramasından da 115 milyon metreküp malzemenin çıkacağı tahmin ediliyor.
LOJİSTİK MERKEZ
Proje kapsamında hem Marmara Denizi'ne hem de Karadeniz'e konteyner yük limanı inşa edilecek. Karadeniz'e yapılacak liman 4 8 kilometre uzunluğunda olacak. Bin 500 hektar alana lojistik merkez kurulacak. 3. havalimanı ve demir yolu ile entegresi sağlanacak. Küçükçekmece Gölü'ne 200 ile Sazlıdere'ye 860 tekne kapasiteli yat limanları yapılacak.
100 YIL ÖMÜR
Yatay mühendislik çalışmaları devam eden güzergâhın inşaatının 5 yılda tamamlanması bekleniyor. Proje tamamlandığında 350 DTW büyüklüğündeki gemilerin bile geçişi için uygun olacak. Ekonomik ömrü 100 yıl olacak.
https://www.haberler.com/kanal-istanbul-dan-cikacak-hafriyatla-yapay-10458426-haberi/
a45UyF587661-180116143452 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2018/01/16 16:30 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder