Cumhuriyetin kurucu hükumetleri özellikle de Türk kültürünü kalkındırmak, saklı kalmış gizli değerlerini ortaya çıkarmak için elinden geleni yapmıştır.
Hem Türk Sanat Müziği, hem halk müziğinin saklı kalmış ezgilerini, ritmlerini, usullerini keşfetmek için bunların bulunabileceği her yere akınlar düzenlenmiştir.
Anadolu'da en uzak dağ köylerine kadar gidilmiş, ezgiler toplanmıştır.
Halk oyunlarının kaybolmaması için sürekli olarak derleme, eğitim, ve gençlere öğretme çabaları devam etmiştir.
Özellikle Türk Sanat Müziğine çok seslilik kazandırmak için başlatılan çabalar hala daha devam etmektedir.
Bu şerefsiz cahiller Klasik Batı müziği, opera, bale gibi klasik dönem batı sanatları için yapılan çabalara düşmanlık gösterdikleri için diğer yapılan her şeyi bir yana bırakarak işi basite alma, hafifseme dangalaklığına düşüyorlar.
Batının yalnızca müziğiyle mi haşır neşir oldu cumhuriyet.
Peki ya batıdan kaynaklanan çağdaş değerler ne olacak.
Kardeşlik, eşitlik, özgürlük bırakın cumhuriyeti Meşrutiyetin temel değerleriydi.
Ülkenin ilk meclisi ve ilk anayasası bu ilkeler ve heyecan ile üretilmişti.
Mutlakiyet rejimini dizginleme çabaları bu iklimin ürünüydü.
Cumhuriyet ve onun temel ilkeleri de batıdan kaynaklanmıştır.
Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik, devrimcilik sanki İslamdan mı kaynaklanmıştır.
Batıdan kaynaklanan ve günümüzde vazgeçilmez sayılan temel değerlerin İslam aleminde ve kültüründe zerre kadar karşılığı mı var?
Alın elinize Kur'an okuyun, Tevbe suresini okuyun.
O Mekke'de eza cefa görüp göç eden ezik Müslümanların sığındıkları Medine'de kendilerine kucak açan MÜŞRİKLER! ile imzaladıkları ve sözde tarihte ilk çok dinli, çok kültürlü anayasası diye övünüp durdukları Medine Sözleşmesini ki, bu samimi bir barış anlaşmasıdır, sözde Allah tarafından ama aslında bitinin kanlandığını düşünen, güçlenen ve artık müttefiklere ihtiyaç kalmadığını kabul eden Muhammedin sözleriyle nasıl ortadan kaldırıldığını okuyun.
Ve Muhammed Tevbe Suresini VAAZ ETTİKTEN sonra Müslümanların nasıl aç kurtlar gibi önlerine gelen her kabileye nasıl yağma ve talan seferleri yaptığını ve sonunda Arap platosunda Müslüman olmayan bütün Arapların ya toptan katledildiğini, ya köle, cariye edilip, mallarının yağmalandığını, ya da Müslüman olmak zorunda kaldıklarını okuyun.
Kardeşlik, eşitlik, özgürlük, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik, devrimcilik, demokrasi, hukukun üstünlüğü, azınlık hakları, kadın haklarını bize Araplar hem de 630 yılının Arapları öğretecek öyle mi?
Hadi oradan...
Bunlar Arapçı, Araptapar insanlar olduklarından bunların milli ve yerli denilince anladığı şeyler gerçekte tamamıyla gayrı milli Arap milliyetçiliğinin kültürele unsurlarına aittir.
İsimler, mitoloji, masallar ve her şey bunlara göre Araplardan alınmalı, Türklükle ilgili her şey ise terk edilmeli.
Türkçe konulan isimlerden, Türkçe kelimelerden dahi büyük nefret ederler.
Bir millet tarihin görüğü en derin, en rezil bok çukuruna atlamaya bu kadar hevesli olur anlamak imkansız....
Çaykovskiymiş, seni Çaykovskiler kovalasın.
L2fSIJNoA0xfSNxA
BAKAN KURTULMUŞ: ÇAYKOVSKİ VESAİRE DİNLETİRSEK ADAM OLURUZ ZANNEDİLDİ
15 Ocak 2018 15:05
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş tarihin farklı bölmelerinden 'elitler' diye tarif ettiği kesimleri hedef alarak "Kültür-sanat alanını milletten kaçırdılar milleti dönüştürmenin bir aracı olarak kullandılar" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ülke genelindeki 'kültür projeleri' ile yeni turizm hedeflerini Antalya'da bir araya geldiği gazetecilere anlattı.
Kendi partisi ve geldiği geleneğin iktidarında tarihinin en büyük tahribatını göre İstanbul'a ilişkin zaman zaman Erdoğan'ın yaptığı 'özeleştiri'yi tekrarlayan Kurtulmuş şunları söyledi: "Hâlâ Fatih'te oturan birisi olarak İstanbullu olmaya direnen birisi olarak söylüyorum durum çok iç açıcı değil yani İstanbul'un yeniden diriltilmesi gerekiyor. Sadece oradaki tarihi eserleri restore etmek çevreyi ışıklandırmak vesaire bunlarla olacak şey değil. Bununla ilgili bir İstanbul Çalıştayı yapacağız. (İmar ruhsatlarını) Benim elimde olsa vermem ben söyleyeyim. Burada bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç var. "
Kurtulmuş konuşmasında yeni bir 'tarih yazımı' denemesi de yaparak şu tuhaf ifadeleri kullandı:
"Tanzimat elitleri Meşrutiyet elitleri Cumhuriyet elitleri kültür-sanat alanını milletten kaçırdılar milleti dönüştürmenin bir aracı olarak kullandılar. Çaykovski vesaire dinletirsek millet adam oluruz zannedildi. Bizim Anadolu türküleri ezgileri Türk sanat musikisi Münir Nurettin'ler Safiye Ayla'lar çalınmadı icra edilmedi. Ama şöyle bir şey yok: Biz devlet olarak bir karar alacağız ve insanların kültür-sanat alanındaki birikimlerini hemen bir kararnameyle bir yasayla bilmem genelgeyle değiştireceğiz şunu yapın-bunu yapın diyeceğiz ve millet böyle düşünmeye başlayacak. Bu bir seferberlik ruhuyla olacak olan bir şey iki asrın yanlışlıklarını düzeltmemiz gerekiyor"
a45UyF587661-180115164249 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2018/01/15 22:30 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder