Hayvanlara eziyet edilmesine karşıyız.
Ancak, kabul etmek gerek ki, insanoğlu işkembe sahibi, selüloz sindirebilen otçul bir hayvan türü değildir.
Ne kadar ot yersek yiyelim, otun büyük bölümü ziyan olur.
Ve ne kadar çok ve çeşitli ot yersek yiyelim yaşamımızı sürdürmek için gereken esas aminoasitleri, yağları, vitaminleri otlardan sağlamak imkansızdır.
Vejetaryanlık bile fazlasıyla eksiklik yaratır, ve ekstra destekleyici besinler almayı gerektirik.
Veganlık ise hepten sağlıksız.
Özellikle, hastalık, aşırı soğuk, aşırı yorgunluk, ağır çalışma gibi şartlarda tam bir felakettir.
Halka şunu anlatmak lazım, dünyanın artık otu da bol değildir.
İnsanlık mevcut gıda kaynaklarını tamamıyla doğal hatta daha da ileri giderek vejetaryan ya da vegan kaynaklara yöneltecek olursa küresel bir açlık olması, mevcut tarım alanlarının yetersiz kalması gibi daha büyük sorularla karşılaşacaktır.
Hayvanları ızdıraplardan, eza ve cefadan koruyalım, kurtaralım.
Keyif, neşe, ya da dini ritüeller uğruna yapılacak anlamsız ve değersiz ızdıraplar yaşatmayalım.
Ama hayvansal gıda üretimi kaçınılmaz.
Özellikle işkembe sahibi otçul hayvanlar için otları yerler, bizim asla yapamayacağımız şekilde otlarda bulunan selülozu glikoza çevirir ve et olarak kendi bedenlerinde biriktirirler.
Biz ise bu döngüde otlardan asla elde edemeyeceğimiz miktarda ve çeşitlilikle besin maddesine et yiyerek ulaşırız.
Evet, bizler hem otçul, hem de etçil hayvanlar olarak yüksek oktanlı benzinle çalışa motorlara sahibiz.
İşkembe sahibi otçul hayvanla ise düşük oktanlı yakıtla çalışabilen motorlara sahiptir.
Tek başına etçil de değiliz, bunu da belirlemek lazım.
Çünkü barsaklarımız, dişlerimiz ve midemiz, aslında tam olarak etçillere de uymaz.
Bu nedenle diğer etçillerden farklı olarak etleri pişirmek zorunda kalırız.
Etçillerdeki gibi beklemiş ve çürümüş etlerdeki bakteri ve endotoksinlerle baş edebilecek bir mide, barsak sistemimiz yoktur.
Evrim insan söz konusu olunca böyle yol almıştır.
L2fSIJNoA0xfSNxA
VEGANLIK İLE VEJETARYENLİK ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?
25.01.2018
Yıllar önce vejetaryen olmanın dışında veganlık diye bir kavramın daha olduğunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Dürüst olacağım bu bana aşırı gelmişti. Kendimi hayvansever olarak tanımlarken bir yandan hayvansal ürünleri kullanmaya devam ederek hayvan sömürüsüne katkıda bulunuyordum ve bunun farkına vardığımda kendimi affetmem pek de kolay olmadı!
Vejetaryenlik ve veganlık arasındaki fark sadece süt ürünleri kullanmamak gibi görünse de durum çok daha farklı. Çoğunlukla beslenme şekli olarak algılanan veganlık aslında hayvan özgürlüğünü ve adaletin benimsendiği bir yaşam şekli. Peki vejetaryenlik ve veganlık arasındaki farklar nelerdir?
Gaia Dergi vejetaryenlik ile veganlık arasındaki farkları derledi.
1- Süt ve süt ürünleri kullanmazlar
İnek sütü doğal ve harika bir içecektir tabii sadece ineğin kendi yavrusu için! Reklamlarda gördüğümüz neşeli gülen inekler süt sektörünün bize söylediği yalanlardan sadece biri!
İnsanlar süt ve süt ürünleri için hayvanların öldürülmediğini düşünseler de durum bunun tam tersidir.
Bir süt ineği yavrusunu 9 ay boyunca karnında taşır tıpkı insanlar gibi ve sadece yavrusu için süt üretir. İneğin süt vermesi için hamile olması gerekir ve inek yapay döllenme ile hamile bırakılır. Yapay döllenme öyle sandığımız gibi masum bir işlem değildir. Yapay döllenme ineğin rektumuna kol (bunu uretusu uygun pozisyona getirmek için yapıyorlar) ve vajinasına rape rack adı verilen demir çubuk sokularak hamile bırakılmaya çalışılması şeklinde olur. Bu bir insana yapılsaydı bunun adı tecavüz olurdu fakat bir ineğe uygulandığı için adı yapay döllenme oluyor ve bu durum normalleştiriliyor!
Süt ineğinin yaşadığı işkence bununla da bitmiyor doğum yaptıktan sonra yavrusu annesinden alınıyor anne sütünü içmesine izin verilmiyor. Çünkü o süt insanlara satılacak. Yavru erkek ise direk mezbahaya yollanıyor çünkü süt sektöründe parasal bir değerleri olmuyor. Yavru dişi ise annesi gibi süt kölesi olarak kullanılmak üzere esaret dolu bir hayata başlıyor. Ta ki süt sektörü için işe yaramaz hale gelene kadar. Süt ineğinin köleliği artık işe yaramadığı için mezbahaya gönderilmesi ile son buluyor.
Haberlerde bir kadının ya da adamın yeni doğum yapmış bir köpeğin sütünü içtiğini duysaydınız tepkiniz ne olurdu? Bunu normal karşılamazdınız. İnek sütü içmek kedi ya da köpek sütü içmek kadar gereksizdir. İnek sütü sanıldığı gibi sağlıklı ya da insan yapısı ve sindirimi için uygun bir içecek değildir.
2- Bal yemezler
Kulağa şaşırtıcı gelse de bal vegan değildir. Arılar balı soğuk ve zor hava şartlarında kullanmak üzere kendileri için üretir. Arı yetiştiriciliği sırasında bir çok arı çiftçiyi sokmaya çalıştığı için ölür. Bal arılarının hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları tek besin kaynağı baldır insanlar ise bal olmadan da yaşayabilirler.
3- Kürk deri yün angora ve ipek kullanmazlar.
Şüphesiz hayvan kürkü giymenin cinayetten ibaret olduğunu hepimiz biliyoruz. Aslında deri kullanımının kürkten hiçbir farkı yoktur. Ama üzerinde kürk bulunmayan hayvan derisi giymek insanlara normal gelir.
Yün üretiminin koyunlara zarar vermeden yapıldığını ve saç kesimi gibi bir işlem olduğunu düşünsek de yün üretimi ardındaki gerçekler son derece rahatsız edicidir. Yün üretmek için bir kişinin bir kerede birçok koyunun tüylerini kırpması gerekmektedir ve bu işlem sırasında çoğu zaman koyunların derileri ve kuyrukları birlikte kesilir vücutlarında derin kesikler oluşur. Derinizin bir parçasının vücudunuzdan ayrıldığını hayal edebiliyor musunuz?
Angora üretmek için yetiştirilen angora tavşanları hayatlarını küçücük kafesler içinde hiç özgürce koşmadan sosyalleşmeden geçirirler. Erkek angora tavşanlarının kürkü dişilere oranla %80 daha az verimli olduğu için sektör için bir değerleri yoktur ve doğar doğmaz öldürülürler. Daha uzun tüyler parasal yönden daha değerlidir bu yüzden kırpma yerine tüyler yolunur!
Peki ya ipek? İpek üretimi sırasında yetiştirilen ipek böcekleri sömürüldüğü ve öldüğü için veganlar ipek kullanmazlar. Aslında bir çok alternatifi varken ipek kullanmadan yaşamak çok da zor olmasa gerek!
4) Hayvanların gösteri amacıyla kullanıldığı yerlere gitmezler
Hayvanların eğlence amacı ile hayvanat bahçeleri sirkler yunus ve balina parkları gösterilerine gitmezler. Çünkü bütün hayvanlar özgür olmalıdır. Hiçbir hayvan hayatını doğal ortamından uzakta hapsedilmiş olarak geçirmemelidir. Hayvanların kullanıldığı ve köleleştirildiği at yarışları boğa güreşleri köpek dövüşleri gibi etkinliklere katılmaz ve faytona binmezler.
5) Petshoplardan ya da benzeri yerlerden hayvan satın almazlar.
Çünkü hayvanlar satın alınacak birer eşya değillerdir. Petshoplarda vitrinlerde gördüğümüz sevimli kedi ya da köpeklerin hayatlarıda onlar kadar sevimli midir? Küçücük kafeslerde hareket özgürlüğü kısıtlanarak hayatını sürdürmeye çalışan hayvanlar aynı yerde tuvaletlerini yapar ve aynı yerde yemek yerler. Bu olay bir çok hastalığı da beraberinde getirir. Kafesinde fazla çiş ve kaka yapmaması için hayvanlara günde bir kere yemek ve az su verilir. Bütün gün canlı ve hareketli kalmaları için iğne yapılır. Neşe içinde kuyruğunu sallayan bir köpek ya da miyavlayan bir kedi aslında yardım etmeniz için size yalvarmaktadır ama yardım etmek onları satın almak değil hayvanların para ile satılmasını ve mal ya da eşya olarak görülmelerini reddetmektir. Petshoplardan satın almak yerine barınaklardan hayvan sahiplenmeyi tercih ederek bir hayvanın hayatını sonsuza kadar güzelleştirebilirsiniz.
6) Hayvanlar üzerinde test edilen kozmetik makyaj malzemesi ve diğer ürünleri kullanmazlar.
Bir çok başarılı ve güvenilir kozmetik markası hayvanlar üzerinde test yapmazken bir kısmı hayvanlar üzerinde test yapmaya devam etmektedir. Hayvan testi laboratuvarları hayvanlar için ölüm kamplarıdır. Doğada özgürce dolaşması gereken hayvanlar küçücük kafeslerde tutulup test adı altında akıl almaz işkencelere maruz bırakılırlar. Çoğu test ürünün göz ve cildi tahriş edip etmeyeceğini anlamak için yapılır. Bu testlerden en acımasız olanı ürünlerin hamile kadın ve bebekler üzerindeki etkisini görebilmek adına hamile tavşanların karnından bebekleri çıkartılarak madde üzerinde denenir ve ürünün insan fetusuna olan etkisinin görülmeye çalışılmasıdır. Üzerinde test yapılan çoğu hayvan test esnasında ölür ölmeyenler bir sonraki testte tekrar kullanılmak üzere kafesine geri koyulur. Bu yüzden veganlar hayvanlar üzerinde test yapmayan ürünleri kullanırlar. Bundan sonra alacağınız ürünlerin hayvanlar üzerinde test yapmadığını belirten logosu olmasına dikkat ederek bu sömürüye karşı olan duruşunuzu gösterebilirsiniz.
7) Sigara içmezler.
Evet kulağa biraz garip gelse de sigara üretimi esnasında yine hayvanlar kullanılır özellikle de beagle cinsi köpekler üzerinde duman testleri yapılır. Bu testler sırasında köpeklere maskeler takılarak zorla sigara dumanı solumaları sağlanarak sigaranın ciğerlere verdiği zarar ölçülmeye çalışılır. Diğer hayvan testlerinde olduğu gibi çoğu hayvan ölür ölmeyenlerin küçük kafeslerine hapsedilerek bir sonraki ölümcül testi beklerler. Hayvanlar üzerinde test yapmayan markalarda bulunmaktadır ama en sağlıklısı sigara içmemektir.
Evet ne yaparsak yapalım doğaya ve hayvanlara bir şekilde zarar veriyoruz fakat neden bu zararı en aza indirmeyelim? Hayvanların bize ve bizim sesimize ihtiyaçları var. Ve senin sesin olmadan onların bir yanı hep yarım kalacak…
a45UyF587661-180125152500 Oraj Poyraz At Neomailbox 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2018/01/25 15:47 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Issize seytan is bulur.
Suikast
Resulullah (sav) yahudi ebu rafi e, ensar dan bir grup adam gonderip, baslarina da Abdullah ibnu atik i koydu.
Ebu rafi resulullah (sav) a eza veriyor ve aleyhinde calismalar yapiyordu.
Ebu rafi hicaz bolgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu.
Kaleye yaklastiklari zaman gunes batmisti.
Halk artik suruleriyle donuyordu.
Abdullah arkadaslarina: siz burada oturun ve yerinizden ayrilmayin.
Ben gidip, kapicilara biraz iltifat edip, iceri girme imkani arayacagim dedi ve ilerledi.
Kapiya kadar geldi.
Kazayi hacet yapiyormus gibi elbisesini toparladi,i insanlar iceri girmisti.
Kapici seslendi ey Allah in kulu, girmek istiyorsan gir.
Kapiyi kapatacagim (cabuk ol)! dedi.
Ben de girdim ve (bir koseye) gizlendim.
Halk tamamen girince kapiyi kapatti.
Sonra da anahtarlari bir kaziga takti.
Ben (musait bir anda) kalkip anahtarlari alip kapiyi actim.
Ebu rafi evinde gece sohbeti yapiyordu.
Ve hususi bir koskte idi.
Sohbet arkadaslari dagilinca, yanina ciktim.
Her bir kapiyi acip girdikce iceriden uzerime kapadim eger halkin haberi olur da beni oldurmeye azmederlerse, ben ebu rafi i oldurmeden ona ulasamasinlar diye boyle yaptim.
Sonunda yanina kadar geldim.
Koskun ortasinda yer alan karanlik bir odadaydi.
Ancak, odanin neresinde oldugunu bilemiyordum ebu rafi diye seslendim kim o? dedi.
Sese dogru yoneldim.
Heyecan icerisinde bir kilic darbesi indirdim, ama bosa gitti.
Adam bir ciglik atti.
Hemen odadan ciktim.
Azicik bekleyip tekrar girdim, [sesimi degistirip, yardima gelmis gibi:] o ses de ne?
Ey ebu rafi dedim kahrolasi, odada biri var az once bana kilic vurdu dedi.(yerini iyice kesfetmistim), bir darbe daha indirdim.
Yaraladim, fakat olduremedim.
Sonra kilicin ucunu karnina sapladim, sirtina kadar dayandi.
Oldurdugumu anladim.
Geri donup, kapilari teker teker acmaya basladim.
Merdivene kadar geldim.
Ayagimi bastim.
Yere kadar ulastigimi zannettim.
Ay isigiyla aydinlik bir gecede dustum.
Bacagim kirildi.
Sarigimla sardim.
Sonra gidip kapinin onune oturdum.
Onu gercekten oldurdum mu, ogreninceye kadar bu gece kaleden disari cikmayacagim dedim.
Horozlar otunce, surlarin uzerinden olum ilan edildi.
Olum habercisi: hicaz ahalisinin tuccari ebu rafi in olumunu duyuruyorum! diye bagiriyordu.
Ben hemen arkadaslarimin yanina gittim zafer! dedim, Allah ebu rafi in canini aldi! resulullah (sav) a geldim, olup biteni anlattim.
Bana: uzat ayagini! buyurdular.
Ben de ayagimi uzattim.
Meshediverdi.
Sanki hicbir sey olmamis gibi hicbir rahatsizlik kalmadi.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4232 ravi: bera
Resulullah (sav), ebu rafi e bir heyet gonderdi.
Abdullah ibnu atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken oldurdu.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4231 ravi: bera
Darwin 100 yil once oldu.
Buna ragmen, evrimsel biyoloji her zaman oldugundan daha zinde, daha heyecan verici bir konumda.
Bu gunler, Dunya uzerindeki yasamin guzelligi ve gizemleriyle ilgilenen gunumuz akademisyenleri icin heyecan verici zamanlardir.
Ernst Mayr
(Gelmis gecmis en onemli biyologlardan biri olarak gorulen evrimsel biyolog, taksonom, tropik arastirmaci, ornitolog ve bilim tarihcisi)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder