"Bid'at ehli insanlar cehennem köpekleridir. " "Bid'at sahibine buğz etmek fazilettir. " " Bid'at ehlini korkutmak fazilettir. " " Bid'at ehlinin ölmesi bir fetihtir. " " Bid'at sapıklıktır. Her dalâlet ve onu çıkaran cehennemdedir. " 'Bid'at ile ilgili kısımda "Bid'at ehlinin ölmesi bir fetihtir" dendi. |
Teşekkürler MEB benim yıllardır gırtlak patlattığım bir sıkıntıyı ne de güzel anlatmışsınız.
İlk olarak her şeyi doğru yerine oturtmak gerekirse, bütün dinler dogmatik oluşları, zamana, mekana, kültüre göre yerel oluşları, bütüncül(totaliter), dayatmacı oluşları itibariyle benzer şekilde zararlıdır.
Kısacası neden yalnızca İslam demeyin, onu baştan belirtelim.
Ancak, Hristiyan dünyasında papazlar devlet yaşamından ve gündelik yaşamdan kovulmuşlar, ve ite kaka, döve döve o karanlık ibadethanelerine hapsedilmiştir.
Rönesans özetle budur.
İlahiyatçıları gündelik yaşamdan, devlet yaşamından koparılıp atılmasına kabaca Rönesans denir desek hata olmaz.
Batı dünyası işte bu nedenle Hristiyanlıktan kaynaklanan fikirsel kanseri tapınakların içerisine hapsederek zararı sınırlamıştır.
Bu nedenle batıda Hristiyanlık kaynaklı toplumsal itiş kakışlar büyük oranda geride kalmıştır.
Musevilik de benzeri şekilde sıkıntılı bir dindir.
Aslında İslamiyet'de bulunan bütün kötülüklerin tohumları Musevilerden köken almıştır.
Nüfuslarının azlığı, Musevi toplumunda dindar Musevilerin azlığı ve ilginç şekilde ateist, Deist Musevilerin çokluğu onlarda sıkıntıyı hafifletmektedir.
Her şeye karşın fanatik Musevi gruplara ait fikirler yine de dünyanın genel gidişatına olumsuz etki yapmaktadır.
İslamiyet ise diğerlerinden farklı olarak çok geniş bir insan topluluğunu etkilemektedir.
Rönesansı olmamıştır, din hala daha devlet ve gündelik yaşamda etki göstermektedir.
Müslüman ilahiyatçılar Hristiyan ve Musevi ilahiyatçılardan farklı olarak devleti, halkı, gündelik yaşamı etkilemektedir.
Ve aslında İbrani kökenli dinlerin hepsinde az çok görülen sakatlıklar işte bu nedenle Müslüman toplumları Hristiyanlık, ya da Musevilikden çok daha fazla oranda olumsuz etkilemektedir.
Şimdi gerçek İslam, doğru İslam, hak din, sünni İslam, Kur'andaki İslam, hadislerdeki İslam gibi pek çok kavramla İslamın aslında taaa en temellerinde bulunan büyük problemleri dışlama girişimleri olmaktadır.
Ancak, bilmek gerek ki, Kur'an arızalı ayetlerle doludur.
Hadisler ise tam bir bataklıktır.
Ve Kur'an İslamın ilk ve temel kaynağı, hadisler ise ikincil önemli kaynağıdır.
Daha en başta özü bu kadar arızalı olan bir dinin diğer insanlarla beraber ve barış içerisinde yaşamaya imkan vermesi elbette mümkün değildir.
Şu cümleleri söyledikten sonra bir Müslümanın Müslüman olmayanla komşu olması, ortak olması, iş yapması, aynı mahallede, ya da şehirde yaşaması dahi imkansızdır.
Bu lafları duyanlar yalnızca bizler değiliz, Hollanda'nın ırkçı politikacısı Geert Wilders'da bu lafları duyuyor, Le Pen de, Avustura'lı Heider da...
Ve her şeyi çok iyi biliyorlar.
Ayetleri, hadisleri, ulemanın söylediği böylesi nefret dolu sözleri..
Ve bütün bunlardan sonra bu adamlara ırkçı demek sizce doğru mu?
Doğrusu ben bir Deist Türk olarak bu adamların benden kilometrelerce uzak olmasını çok arzu ederdim.
Benim buna imkanım yok, ama elinde imkan olanların da, bunu açık açık dile getirmeleri, bu yönde tedbirler almaları çok doğaldır.
Doğrusu Almancam, Fransızcam, İtalyancam yok.
Ama bu cümleleri bu haberle birlikte dünya basınına iletmeyi çok isterdim.
Ve büyük ihtimalle de bunu İngilizce olarak yapacağım.
L2fSIJNoA0xfSNxA
MEB ONAYIYLA DAĞITILAN SKANDAL KİTAP: ALEVİLİK PERDESİ ALTINDA ATEİST!
Milli Eğitim Bakanlığı 11-14 yaş arasındaki çocuklara şeriat ve cihat propagandası yapıldığı Alevilere hakaretlerin yer aldığı ve günümüz yaşamının "cehennemlik" sayıldığı bir kitap dağıttırdığı iddia edildi.
19 Ocak 2018 Cuma
Server Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayıyla okullarda 'Bilgi Kültür Yarışması' düzenledi. Yarışma kapsamında 11-14 yaş arası çocuklara 'Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz- Hadislerle Kur'an ve Sünnet' adlı kitap dağıtıldı.
'ALEVİLİK PERDESİ ALTINDA ATEİST'
Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan tarafından ortaokul öğrencilerine yönelik hazırlanan kitabın 150'nci sayfasında "Bir Müslüman 'Şeriate karşıyım' diyemez" ifadeleri yer alıyor. Kitap'ta Sydney'deki Alevilerle ilgili şu ifadelere yer verildi.
"Bir kısım Alevîler Avustralya' da toplantılar yapmış Sidney radyosundan konuşmalar yapmışlar şeriata vurmuşlar aleyhinde konuşmuşlar. Hz. Ali Efendimiz' in yoluna onun bağlı olduğu İslâm'a çatmışlar. Böyle şey olur mu? Demek ki onlar Alevîlik perdesi altında ateist. "
'TEK MESLEK İSLAMI ANLATMAK'
Kitabın 35'inci sayfasında ise tüm Müslümanların bir tek mesleğinin olduğu o mesleğin de "İslam'ı anlatmak İslam'a hizmet etmek" olduğu ifadelerine yer verildi. "Bizi Allah doktor olalım diye dünyaya göndermedi" ifadelerine yer verilen bölüm şu şekilde:
"Tüm Müslümanların hepsinin müşterek bir tek mesleği vardır o da İslâm'ı anlatmak İslâm'a hizmet etmek mesleği. Bizi Allah doktor olalım diye dünyaya göndermedi. Olmazsak suçlu olmayız 'Niçin sen doktor olmadın?' diye yakamıza yapışmaz. Ziraatçi olalım diye dünyaya göndermedi 'Sen incir yetiştirmedin buğday hasat etmedin' diye Allah bize sorgu sual etmez. Allah bizi mühendis olalım diye de mecbur tutmadı onun için de dünyaya göndermedi. Allah hepimizi kendi dinine hizmet etmekle vazifeli kıldı. "
Kitap'ta "Bizi Allah doktor olalım diye dünyaya göndermedi" ifadelerine yer verildi.
'BİD'AT SAPIKLIKTIR!'
Kitabın 154'üncü sayfasında ise 'Bid'at edenler' ile ilgili ifadelere yer verildi. Kelime anlamı olarak "Hz. Muhammed'in yaşadığı dönemden sonra ortaya çıkan şeriatla ilgili bir delile dayanmayan inanç ibadet fikir ve davranışlar" olarak tanımlanan 'Bid'at'ı uygulayanlar hakkında hadislere dayandırılarak şu ifadelere yer verildi:
· "Bid'at ehli insanlar cehennem köpekleridir. "
· "Bid'at sahibine buğz etmek fazilettir. "
· " Bid'at ehlini korkutmak fazilettir. "
· " Bid'at ehlinin ölmesi bir fetihtir. "
· " Bid'at sapıklıktır. Her dalâlet ve onu çıkaran cehennemdedir. "
'Bid'at ile ilgili kısımda "Bid'at ehlinin ölmesi bir fetihtir" dendi.
'KADIKÖY'DE YAŞAYAN VE ADALAR VAPURUNA BİNENLERİN GİYİMLERİ İNCELENMELİ'
Ortaokul öğrencileri için hazırlanan kitabın 80'inci sayfasında ise Kadıköy'de yaşayanlar ve Adalar vapuruna binenlerin giyimlerinin ve zihniyetlerinin incelenmesi öneriliyor. Buradaki insanların 50-100 yıl önceki kültürle alakalarının olmadığı belirtilen bölümün tamamı şu şekilde:
"Şimdi sen kendini bir ölç bakalım; benzemeye çalışıyor musun çalışmıyor musun? Hadi sen benzemeye çalışmıyorsun biraz hadîs – i şerîf kültürü almışsın Kur'ân – ı Kerîm kültürü almışsın. Bir git bakalım şu Kadıköy tarafına… Bir git bakalım Adalar vapuruna bin. Bak bakalım; kafa yapılarını zihniyetlerini giyimlerini kuşamlarını anlayışlarını incele. Elli yıl yüz yıl önceki kültürümüzle bir ilgisi var mı? Kime benzemişiz? Yemede içmede konuşmada el sıkmada diğer hususlarda kime benzemişiz bir bak mukayese et. Ama mukayesede şu zihniyeti – Müslümansan – tercih etmeye mecbursun: Yahudilere hıristiyanlara benzemek yok. "
Kitabın 80'inci sayfasında Kadıköy'de yaşayanlar ve Adalar vapuruna binenlerin giyimlerinin ve zihniyetlerinin incelenmesi öneriliyor.
'SURİYE'YE İSLAM ÜLKESİ DEMEK ZORDUR'
Ortaokul öğrencilerine yarışma kapsamında dağıtılan kitaptaki dikkat çeken diğer ifadeler ise şu şekilde:
Sayfa: 13 – "Suriye'ye bir İslâm ülkesi demek çok zordur! Büyük ölçüde Süryânîler ve Ermeniler hâkimdir!"
Sayfa: 184 – "Şimdi bizim içimizden al bir İngiliz'i koy karşına; al bir Fransız'ı koy karşına bizimkini de koy. Bil bakalım – sana bilmece – hangisi Türk hangisi İngiliz Fransız? Anlamak mümkün değil. Saç aynı zibidi pantolon aynı tavır aynı yüz aynı her şeyi aynı. "
TARTIŞMA YARATAN 'ÇOCUK İSTİSMARI' BÖLÜMÜ KİTAPLARDAN ÇIKARILMIŞTI
100 öğrenciyi umre ile ödüllendirecek 'Ufka Yolculuk Bilgi ve Kültür Yarışması'nı organize edenler ilkokul çocuklarına dağıtılan kitaptaki 'cinsel istismar' hikayesi iddialarını kabul etmediklerine dair açıklama yapmıştı. Söz konusu kitaptaki bölümlerin uzmanlar tarafından değerlendirildiğini belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Uzmanlardan bir kısmı tarafından hadisin hikayeleştirilmesi ve tercümesi sırasında seçilen kelimelerin küçük yaş grubundaki çocuklar tarafından yanlış anlaşılabileceği ve uygun olmayabileceği ifade edilirken diğer bir kısmı tarafından ise sakıncalı görülmemiştir. Tartışmalara meydan vermemek ve güzel bir amacı olan yarışmamıza gölge düşmesini önlemek için yeni baskılardan bu bölüm çıkarılmıştır. "
a45UyF587661-180119143234 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2018/01/19 15:47 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder