24 Haziran 2011 Cuma

Re: [Awkhugxd] Fwd: Ek klasörler açiklandi Harp Okulu'nu fuhus yuvasina çevirmisler

Birincisi hitabınız, Cimcime Hanım değil, Oraj Bey olmalıydı.

İkincisi halen TSK bir kurum olarak tasfiye edilmektedir.
Ya kaderine razı olacak tasfiye olacaktır, ya tasfiye edecektir.
Kurumsal anlamda önündeki, seçenekler bunlardır.

Demokrasiye gelince, ordu parlemantoyu kapatınca neden Mısır daha demokrat oluyor onu da bir sorgulamak lazım.
Burada temel sorunsal, darbecinin kimliği mi, konjonkür mü, ya da bizim tarafımız mıdır?

Millete gelince, ne DP, ne, AP, ne de AKP milletin tamamını temsil etmiyor, bunu böyle iddia etmek safsatadır.
Milletin tamamını Fitnetullah Cemaate tabiiymiş gibi göstermek de abestir.

60 ihtilalini de, 80 darbesini de halkın önemli bir bölümü alkışlamıştır. Bu oran azdır, çoktur tartışılır.
Şimdilerde rüzgarlar dönse de, M.Ali Birand gibi, bazı köşe yazarları günah çıkarmak anlamında da olsa, o dönemleri alkışladıklarını ikrar etmiştir.
Hatta, size Nazlı Ilıcak gibi meşhur liboş, döneklerin 60 ihtilaline methiyeler düzdükleri yazıları da bulabilirim.
Hatta sizin cennahta pek mühim olan Hasan Cemal orduyu darbe yapmaya nasıl kışkırttığının kitabını bile yazmıştır.
İşin özü bu memlekette sizin tabirinizle çok önemli miktarda darbe şakşakçısı(!) vardır.
Ve sizleri bu kitlenin oranı, ve nedenleri konusunda düşünmeye davet ediyorum.

Çok partili hayata geçtikten sonra geçen sürenin çoğunda sivil iktidarlar hakim olmuştur.
Zamanında DP de TSK'yla uzun uzun oynamıştır, 60 ihtilalinden bir süre sonra iktidara gelen AP iktidarları da aynı şekilde TSK'ya yumruk atarak popularize olmayı beklemiştir, ve aynı şeyi şimdi de AKP yapmaktadır.
Subaylar 60 öncesinde de, 71 muhtırası öncesinde de, 80 öncesinde de gazozcu olmak durumunda kalmışlardır.
Bu dönemlerin iktidarlarının muktedir olmadıklarını öne sürmek yanlış olur.
Çok partili yaşam süresince sol çok az bir dönemde o da koalisyonlar içerisinde hükümet olabilmiştir.
Türkiye'de bu gün doğrusuyla yanlışıyla ne yapıldıysa bütün şeref de, bütün kabahat de merkez liberal sağ partilere aittir.
Bunlar sırasıyla, DP, AP, ANAP, DYP, AKP'dir.
Sürekli olarak bir vesayet tantanasıyla, kimse erken cumhuriyet dönemine, TSK'ya, Yüksek Yargıya, ya da başkalarına sorumluluk bulmasın.

Öte yandan paranın siyaseti satın aldığı ABD tarzı demokrasinin, ya da cemaatler, aşiretler ve etnik kesimler gibi monoblok, organize yapıların siyaseti teslim aldığı Türkiye pratiğinin de ciddi sorunlarının olduğu aşikardır.
Hele hele Fitnettulah Cemaat gibi tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde politik islami gurupların devleti, siyaseti ve milletin kalan bölümünü esir ettiği bir demokrasi pratiğinin ise savunulur tarafı olamaz.
Dünya tarihinde hiçbir rejim, var olmuş hiçbir devlet, rejim aleytarı bir cemaate teslim olmamış, tam tersine onu tasfiye etmiştir.
Din ve mezhep savaşlarının temeli de budur.

Başta Fitnetullah Cemaat olmak üzere bir çok siyasi dini topluluğun ise ajandasında toplumu ve devleti kendi mezheplerince şeriata kavuşturmak ülküsü vardır.
Ve bu rejim aleytarı bir ülküdür.

Demokrasiler azınlığın haklarının da emniyet altına alınabildiği bir çoğuluk sistemidir.
Bu dört kişiden üçünün anlaşarak kalan kişiyi yemesi sonucunu doğurursa buna da demokrasi denemez.
Ve eğer demokrasi oyunu yürümüyorsa, oyun bozulmuşsa, konsensüs yitirilmişse o zaman mecliste milletvekilleri değil, sokaklarda ve dağlarda silahlar konuşur.
Demokrasinin alternatifi çatışma ve iç savaştır.
İşte o zaman TSK, Emniyet Teşkilatı gibi kurumların tarafı, anlam ve önemi ortaya çıkacaktır.

Doğrusu bu bir iman meselesidir, ben mevcut iktidarın, kadroların, ve etkin bazı cemaatlerin, toplumu dönüştürmeye çalışan yabancı güçlerle işbirliği yaptığı kanaatindeyim, bunun karineleri mevcuttur.
Benim böyle bir demokrasi oyununa imanım yoktur.
Halen benim gördüğüm, bir cemaat lideri kendi toplumuna paraya, güce, ve iktidara ulaşana kadar her yolun mübah olduğunu söylemektedir.
Bunu yaparken gizlenmenin, saklanmanın, yalan söylemenin, gerçek niyetlerin gizlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Ve aynı liderin cemaati de liderinin direktiflerine uyarak, sinsice devlete sızmaya çalışmakta ve görünen o ki, büyük oranda da bunu başarmıştır.

Arada belirttiğim gibi, demokrasinin alternatifleri arasında, çatışma, iç savaş, cunta ya da otokrasi vardır.
Bir içinde cumhuriyet düşmanlarının toplandığı, rejim aleytarı faaliyetlerin odak noktası olmuş bir parti devletin anayasal temelini, konsensüs sağlamadan, d'Hond Sistemi gibi bir garabetin getirdiği parlemanto yapısana güvenerek, değiştirmeye kalkarsa, işte o zaman o anayasanın kağıt üstüne yazılmış alalade bir metin mi, yoksa az çok toplumda bir rızayla mı oluştuğunu göreceğiz.

Ben doğrusu bu oyunu demokrasi olarak görmem, ve bu durumda sizin millet dediğiniz insanlar kimlerse artık sizin tabirinizle kazma kürek mücadele edeceğiz.
Durum öyle gözüküyor..

On 24.06.2011 12:11, zeki kentel wrote:

Ya da TSK bütün devlet teşkilatından cemaatçi kadroları tasfiye edecek, başka yolu yok.


SEVGILI  CIMCIME ! ?   HANIM

LUGATINIZDA  BAKIYORUMDA DEMOKRASI  DIYE BIR  DUSUNCE  ANLAYISI  YOK

TERAKKIPERVER 'I KAPATTINIZ  NE  GECTI  ELINIZE  ?

SERBEST  FIRKA  GELDI

SERBEST  FIRKA'YI  KAPATTINIZ  NE GECTI  ELINIZE ?

DEMOKRAT  PARTI  GELDI  ASTINIZ  KESTINIZ 

NE GECTI  ELINIZE ? 

ADALET  PARTISI  GELDI ONU  DA BEGENMEDINIZ  NE GECTI ELINIZE?

DARBELER  DARBELER  DARBELER  DARBELER  NE GECTI  ELINIZE?

SIMDI  MILLET  COGUNLUGU IKTIDARINI  ELDE ETMEYE  CABALARKEN  BU  TELAS BU  KISKIRTICILIK NE OLUYOR?

MILLET  90  SENEDIR IKTIDARINI,  EGEMENLIGINI KAZANMAK CABASINDA

SECIM DAHA DUN OLDU

YENIDEN TERAKKIPERVER'DEN MI  BASLAYACAGIZ?

MILLETE VE DEGERLERINE SAYGISIZLARIN,  DUSMANLARIN IKTIDARINA  NE ZAMAN SON VERECEGIZ?

VEYA  MILLETE  VE DEGERLERINE DUSMANLAR  BU IKTIDARI  NE ZAMAN BIRAKACAKLAR? 

MILLET  KAZMASINI KUREGINI ALDIGI  ZAMAN MI?

SAYGILAR  ZEKI  KENTEL



From: cimcime@neomailbox.net
Date: Fri, 24 Jun 2011 11:04:44 +0300
Subject: [Awkhugxd] Fwd: Ek klasörler açiklandi Harp Okulu'nu fuhus yuvasina çevirmisler

 
Haberin başlığını görüyor musunuz, nasıl saldırıyorlar.
Karalamak, kirletmek, hırpalamak için nasıl çaba harcıyorlar.
En ufak bir ahlaki kaygı var mı?
Belki masum insanları, aile babalarını, kızlarını kahrediyoruz, belki büyük facialara sebep oluyoruz, diyen var mı?
Bu habere bu başlığı yazanlar, böyle bir haberin üretilmesine, sızdırılmasına yardımcı olanlarda en ufak bir vicdan, en ufak bir çekince görüyor musunuz?

Belli ki, amaç sadece TSK'nın generallerden oluşan çatısını yıkmak değil.
Belli ki, hedef tahtasında TSK'nın her seviyedeki bütün insanları ve kurumları var.
Harp Okulları, Askeri Liseler TSK'nın temelidir.
Belli ki, amaç temelinden tepesine TSK'yı bir bütün olarak tahrip etmek.
Subayın, astsubayın, uzman erbaşın hepsi, eşleri, çocukları, görev yaptıkları birimler, her türlü işleri hırpalamak, incitmek amacıyla basına sızdırılacak, yasal yollardan kelle alabilirlerse alacaklar, alamazlarsa da hırpalamış olacaklar.
Zanlar, dedikodular, eski PKK'lı itirafçıların ifadeleri, dijital(!) deliller, ucuz yalanlar.
Bu uğurda hiçbir ahlaki kaygı yok, amaca ulaşana kadar her yol mübah, artık saklanma, gizlenme dönemi de bitti, bundan sonrası maratonun finişe yakın final bölümü.
Ve bütün bu işler Fitnettullah medya ve Fitnetullah Cemaat üyesi bakanlık personelinin tezgahından çıkıyor.
Demek ki, TSK sadece 30-40 generalini teslim etmekle kurtulamayacak, bu işin devamı gelecek, ve nihayetinde TSK tasfiye olacak.

Ya da TSK bütün devlet teşkilatından cemaatçi kadroları tasfiye edecek, başka yolu yok.
Büyük ihtimal o gün geldiğinde, Türkiye de başka sulara yelken açmış olacak.

Fitnetullah Cemaatin ise milli irade ya da siyasete etki etmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ileri sürmek ise çocukça bir yalandan ibaret.
Fitnetullah Cemaat açıkça ABD menfaatleri için, ABD'yle birlikte, ABD'nin olduğu her yerde faaliyet gösteren tarihte eşi benzeri görülmemiş işbirlikçi bir istihbarat-karşı istihbarat teşkilatıdır.
Cemaat nam ve hesabına hem ülkemizde, hem de ABD'nin aktivite gösterdiği bütün ülkeler ve bölgelerdeki, okullar, ticari girişimler, kampanyalar bu istihbarat/karşı-istihbarat faaliyetinin araçlarıdır.
Din ve imanın geliştirilmesiyle, Allaha ulaşmakla, nefis terbiyesiyle, kişilik gelişimiyle en ufak bir alakası yoktur.
Bizler Fitnetullah Cemaati zikirleri, ayinleri, nefesleri, ibadet ritüelleriyle tanımıyoruz, biz bu cemaati, parayla, siyasetle, güçle ilgili işlerinden tanıyoruz.
Tarihte bu cemaatin bulunduğu konuma en benzer örnek Hasan Sabbahın kurmuş olduğu Haşhaşi Tarikatıdır.
Bu cemaatinde dönemi kapanacak ve halen bulunduğu her yerde takibata uğrayacaktır.
Ve büyük ihtimalle de bu takibatın öncülüğünü diğer cemaatler ve müslümanlar yapacaktır.


-------- Original Message --------
From: GTIecer@aol.com



'Askerî casusluk ve şantaj soruşturması' iddianamesinin ek klasörleri avukatlara dağıtıldı.
Aralarında emekli Albay İbrahim Sezer'in de olduğu 16'sı tutuklu 56 şüphelinin yer aldığı iddianamenin ek klasörlerinde, askerî casusluk çetesinin, Deniz Harp Okulu'nu fuhuş yuvası haline getirdiği görülüyor. Çete, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki üst düzey subayların özel hayatı ile ilgili fişleme notları da tutmuş.
Sanık İbrahim Sezer'de ele geçirilen flaş bellek içerisindeki belgelere göre, Deniz Harp Okulu öğrencisi kızlar, komutanlarla ilişkiye zorlanıyor. Yine Sezer'den elde edilen 'sipariş verenler' listesinde, eski Harp Okulu Komutanı Türker E. ile birlikte birçok komutanın ismi yer alıyor. İstifa eden Türker E.'nin isminin karşısına şu not düşülmüş: "Birçok kaçamağı var. Londra'da sevgilisi var. Öğrencileri devamlı gördüğü için mutlaka arzuladığı vardır. Özellikle Aynur ile ilişkiye sıcak bakacaktır. Emre Sezenler aracılığı ile teklif götürülebilir." Belgede Tümamiral Mücahit Ş. ile ilgili notlar da bulunuyor. Mücahit Ş. de Deniz Kuvvetleri'ndeki görevinden istifa ederek ayrılmıştı. İsminin karşısındaki notta şöyle deniliyor: "Potansiyel müşteri. Seks manyağı. Harp okulu kızları ile fantezi yaşamak hoşuna gider."
Listede Tuğamiral Sinan E., Koramiral Deniz C., Tuğamiral Levent G. gibi 54 isim yer alıyor. Listede ayrıca hangi komutana kimin gönderildiği ve ne kadar para alındığına dair notlar da tutulmuş.
Terfi listesi hazırlansın
Askerî casusluk ve fuhuş davasının tutuklu sanığı emekli Albay İbrahim Sezer'in, Yüksek Askerî Şûra'daki terfileri de yakın takibe aldığı ortaya çıktı. Sezer'den ele geçirilen Sandisk marka flaş bellekte 'yapılacaklar.doc' isimli belgede, Yüksek AskerîŞûra'da (YAŞ) terfi edebilecek subayların isimlerinin belirlenerek aile durumlarına ilişkin bilgi toplanılması isteniyor. Belgede şu ifadeler yer alıyor: "2010 YAŞ'ta tüm terfi edebilecek albay, tuğ, tümlerin listesi çıkarılacak. Bu şahıslar hakkında form düzenlenecek. Ailesi problemli olanlar ile yakınlarından emir ast. ve emir subaylarından bilgi alınacak. Seks ve eğlence eğilimleri tespit edilecek. Kubilay bilgi toplayacak formları düzenleyecek."
Belgenin 10 Ocak 2010'da İ. Sezer isimli kullanıcı tarafından son kez kaydedildiği belirlendi. [ZAMAN]

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1150515&title=ek-klasorler-aciklandi-harp-okulunu-fuhus-yuvasina-cevirmisler


__._,_.___
Recent Activity:
.

__,_._,___


--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, seçtiği dinin icaplarını yapmak ve yapmamak hak ve hürriyetlerine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz. 1925.   K.Atatürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder