4+4+4 ne anlama geliyor? Kim kimi kandırıyor?
Diyalogaguclu@milliyet.com.tr
Kriz yaratmakta üzerimize yok. En yeni krizimiz, temel eğitimin 12 yıla çıkartılması...
Aslında 12 yıllık temel eğitim öylesine önemli bir konu ki, tüm Türkiye'nin ayağa kalkıp, bu projeyi alkışlaması ve canı gönülden desteklemesi gerekir. Ama tam tersi oluyor. Çünkü hemen her eğitim projesi gibi iyi anlatılamadı ve yine öküzün altında buzağı aranıyor.
Peki, konuya tereddütle ve şüpheyle yaklaşanlar haksız mı? Kesinlikle hayır. Çünkü şüphe duymaları ve endişelenmeleri için yüzlerce nedenleri var. Ayrıca MEB'in bu konudaki sabıka dosyası da oldukça kabarık...
Amaç ne?
Zorunlu temel eğitim, AB ülkelerinin tamamında 12 yılın üzerinde. Yani bizim de bir an önce artırmamız gerekiyor. Ama bunu yaparken, süreyi artırıp, içeriğini en iyi şekilde doldurmanın ötesinde, kafamızda başka bir şeyin olmaması gerekir. Zaten bu noktada hemen herkesin ayağa kalkmasının nedeni de bu. "8 yıllık kesintisiz eğitim, tam da ortadan ikiye bölünerek imam hatiplerin önü açılmak isteniyor" deniliyor. Tasarıyı gündeme getirenlerin de buna bir itirazı yok. Demek ki, söz konusu operasyon, pedagojik değil siyasi. Buna bir de "dindar nesil" söylemleri eklenince, durduk yerde herkesin kafası niye karıştı demek abartı olur.
Camiye, kışlaya ve okula, siyasetin asla girmemesi istenir. Yoksa bu kurumlar çok büyük yaralar alır. Bu da ülkedeki huzurun kaçmasının ötesinde hiçbir işe yaramaz.
Bu tasarıyı getirenler, böylesine büyük bir gürültü koparacağını bilmiyorlar mıydı? Elbette biliyorlardı. Sadece toplumu test ediyorlar. Sessiz kalınırsa tasarı kanuna dönüşür, itirazlar artarsa da geri çekilir. Pek çok konuda bu böyle oldu, emin olun yine öyle olacak.
Kafalar neden karışık?
Yeni sistemin ne anlama geldiği konusunda her kafadan bir ses çıkıyor. Çünkü nasıl uygulanacağı konusunda kimsenin bir haberi yok. Böylesi konularda kararları TBMM değil, Talim Terbiye Kurulu'nun vermesi gerekir. Örneğin TBMM zorunlu eğitimin 12, 13 yıla çıkartılması kararını verir, düzenlemeler konusunda da Milli Eğitim Bakanlığı'nı görevlendirir. Yoksa 28 Şubat'tan bir farkı kalmaz.
MEB'de bakanın istediği mi olacak yoksa Talim Terbiye'nin mi?
Hemen karar alınıp gelecek öğretim yılında uygulamaya mı geçilecek yoksa önce pilot uygulamaya geçilip 5, 10 yıl sonra mı tüm ülkeye yaygınlaştırılacak?
Bütün bunlar çok önemli. Çünkü samimiyeti ortaya koyacak...
Son söz kimde?
Ak Parti'nin, gençlerin geleceği konusunda kafası hâlâ karışık. Niye mi?
Üniversiteye girişte katsayılar söz konusu olduğunda, çocuklar, gençler o yaşta, geleceği ile ilgili doğru kararlar almış olamazlar, meslek lisesine gitti diye niye bütün hayatı altüst olsun, bırakalım, isteyen istediği yere girsin diyorlar. Yani İlköğretimi bitiren öğrencilerin sağlık karar veremeyeceğini, hatta liseyi bitirenlerin de doğru tercih yapamayacağını hatırlatarak, geleceklerine yönelik kararları oldukça ileriki yaşlarda almalarını destekliyor.
Bu noktada onlarla aynı görüşü paylaşıyoruz. Sonuna kadar da destekliyoruz. Ama aynı Ak Parti, temel eğitimi 12 yıla çıkartırken, yönlendirmeyi çok öne çekmeye çalışıyor.
Öne çekildiğinde ne olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. 11, 12 yaşında alınacak kararları, öğrencilerden çok veliler veriyor. Peki, bu doğru mu? Bugünün dünyasında evet demek çok zor.
Batılı ülkeler temel eğitim süresini olabildiğince yükselterek, gençlerin geleceklerine yönelik kararları kendilerinin vermesine olanak sağlıyorlar. Sonuç olarak da ne olacaklarına kedileri karar verdikleri için iş hayatına atıldıklarında mutsuz ve başarısız olmuyorlar.
Bir de bize bakın, geleceğimize hep ebeveynler ya da siyasetçiler karar veriyor. Bu yüzden de ne işini seven birini bulabilirsiniz ne de işini çok iyi yapanı. Ve ortada böylesine vahim bir durum varken hâlâ yeni maceralar peşindeyiz...
Anlayan var mı?
Son birkaç gündür yüzlerce eş, dost, okur aradı. "Sen eğitimin içerisindesin, şu 4+4+4'ü bize bir de sen anlat. Bir türlü işin içinden çıkamadık. Herkes farklı bir şey söylüyor" dediler. 12 yıla çıktığı için alkışlamak istiyorlar ama eğitimcilerin anlattıklarını dinledikçe de paniğe kapılıyorlar.
Onlara sakin olmalarını ve olup biteni yakından izlemelerini öneriyorum. Gerçekten de şu an için ne söylense boş. Ak Parti nabız yokluyor, meydanı boş bulursa, tıpkı 28 Şubat'çılar gibi bir dayatma içerisine girebilir. Ama eğer karşı bir kamuoyu oluşursa anında makul noktaya gelebilirler.
Özetin özeti: AK Parti kurmayları eğitim adına pek çok doğru projeyi, çok yanlış yönetip, çok yanlış noktalara getirdi. Umarız bu kez öyle olmaz!...
"Arkadaşlar inkılâplarımız henüz yenidir. Dedikleri gibi kökleşip benimsendiği hakkındaki kanaatlerimiz ileride karşılaşacağımız hadiselerle tahakkuk edecektir. Fakat şimdi şuna emin olmalısınız ki bugün başına şapka giyen, sakalını bıyığını tıraş eden, smokin ve frakla cemiyet hayatında yer alanlarımızın çoğunun kafalarının içindeki zihniyet hâlâ sarıklı ve sakallıdır."
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Memento audere semper Her zaman cesaret etmeyi/denemeyi unutma. Latin Atasozu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder