21 Şubat 2012 Salı

Re: [SiyasetMeydani] POLITIK - F tipi, bir cemaat mı, yoksa emperyalizmin taşeronu mu?

Ben de işte onu diyorum.
İnsanlara sanki öyle yapıyormuş gibi kandırmanın ne alemi var.
Olimpiyat ise yarış demektir, Türkçe olimpiyatlarında ne yarıştırılır?
Peki işi olimpiyatlar düzenlemeye kadar vardırınca, bütün bu okullarda çocuklara Türkçe de öğretildiğini düşünmüyor musunuz?.
Her sene birkaç yüz insan şiirler, şarkılar okutunca Türk halkının egosu kabarıyor ama, bunun net sonucu nedir?
Bana sorarsanız, Türk milletinin milli menfaatleriyle çok da alakalı bir konu değildir.

Eğitim seferberliğiyse her yerden, ve herkesden çok Türk gençlerinin ihtiyacı vardır.
Bu cemaatin eğer böyle bir finansman gücü ve insanları hareketlendirme ihtiyacı varsa, bunu öncelikle ülke içinde hizmete sunmalıdır.

Hala daha Ankaranın civarındaki köylerde okullarda ve köylerde bit bulunduğunu,
hala daha köylerde ve varoşlarda insanların meslek edinmek için imkanlara muhtaç olduğunu,
hala daha köylüye tarımın öğretilmesi ihtiyacının olduğunu,
ve daha bir sürü toplumsal sorun ortada dururken yapılanlar milli menfaatlerle ilgili midir?

Yapılanlar dini ve milli masturbasyon olma dışında, bir de diğer ülkelerde batılılarla işbirliğine yatkın (komprador),
ılımlı(tüccar, pazarlamacı) müslüman yönetici kadroların yetişmesine hizmet etmektedir.

Tıpkı ülkemizdeki gibi, Somali'de, Filipinler'de, Malezya'da, CIA tarafından kolayca güdülebilecek, ABD ve batılı oligarklarla elele kendi ülkelerini pazarlayacak kadrolar yetiştirilecektir.
Fitnebaz cemaatın ülkemizde yaptıkları, diğer ülkelerde de yapacaklarının, vaat ettilerinin ipuçlarını vermektedir.
Türkiye'nin küresel oligarşiye nasıl teslim olduğunu ekonomik analizi ayrı ve çoook uzun bir konudur.
Din, iman polemikleri arasında diğer ülkelerde de yönetimler Fitneci Cemaatlerin eline geçirilmeye çalışılmaktadır.
Ancak, bütün bu uluslar arası cemaatler koalisyonunu zannetmeyin ki, Türkiye, Fitnebaz Hoca yönetecektir.
Kurulduğu andan itibaren, ve gelişiminin her aşamasında batılı oligarkların kontrolü ve himayesi altında gelişen bu uluslararası yapı kurucusu ve destekçilerine hizmet ettiği müddetçe varolacak, ve yaşayacaktır.
Bütün dünyanın altın bir tepsi içinde küresel oligarklara sunulması yüce bir islami amaç, ideal olamaz, olmamalıdır.
Din kişiler ve kesimler için, zenginliğin, politik gücün anahtarı, aracı, basamağı olamaz, olmamalı.
Samimiyet, ihlas kişilerden çok inanç sistemleri için şarttır.
Hiçbir ideoloji ya da inanç sistemi gizli ajandalarla, çifte standartlarla, adaletsizlikle birlikte var olamaz.
Amaca ulaşana kadar heryol mübahtır diyen bir inanç sistemini tarih görmemiştir.
Böyle bir şeyi konuşmak, düşünmek, tartışmak dahi abestir.
Ahlaksızlığın felsefesini yaparak hiçbir toplum bir yere ulaşamaz.

Fettullahçılığa muhalefetim sadece şeriatçı politik islam söylemi olamasından dolayı değildir.
Politik islamı savunan başka cemaatler de vardır, ancak Fettulahçılığın bunlardan ayrıldığı bir nokta vardır.
Fettulahçılık aynı zamanda yalanın, sahtekarlığın, çifte standardın, gizli ajandaların, menfaat pazarlıklarının da felsefesini yaptığı için ahlaksızdır, yalandır, sahtedir, samimiyetsizdir.
Açıkçası İHLASI yoktur.
Bu noktada da muhalefetim vardır.
Saygılar.

On 21.02.2012 12:38, Kenan Kilimci wrote:
"Senede bir yapılan Türkçe Olimpiyatları, ki o da ayrı bir şarlatanlıktır, bütün bu okullarda eğitim dilinin Türkçe olduğu anlamını mı taşır?" demişsiniz.

Yurtdışındaki Türk Okullarının hiçbirinde de eğitim dili Türkçe değildir.
"Eğitim dili" kavramının ne anlama geldiğini bir araştırın.
Eğitim dili, ya o ülkenin kendi dilidir, ya da o ülkenin Eğitim Bakanlığının kabul ettiği uluslararası bir dildir.
Eğitimin hangi dilde yapıldığı ile, o okullarda Türkçe öğretilip öğretilmediği tamamen farklı konulardır.
 






From: Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>
To:
Sent: Tuesday, February 21, 2012 11:00 AM
Subject: [SiyasetMeydani] POLITIK - F tipi, bir cemaat mı, yoksa emperyalizmin taşeronu mu?

Son günlerin moda polemiği.
Cemaat mi, camia mı?
Ha Ali, ha Veli, ne fark eder ki? Hiçbirşey..
Polemik zaten çok laf demektir, aynı zamanda çok ama boş olan laf anlamı taşır.
Sonuç olarak sen küresel anlamda ABD'nin ajanı olmuşsun bu noktadan sonra ne fark eder?
Biz hep ülkemizde yaşananlara lokalizeyiz.
Peki, ya Fitnebaz cemaatin dünyanın diğer bölgelerinde İngilizce hazırlık eğitimiyle beraber Ilımlı Sünni İslam Şeriatçılığı telkinleri verilen kolejleri işletmesi ne anlam taşıyor.
Senede bir yapılan Türkçe Olimpiyatları, ki o da ayrı bir şarlatanlıktır, bütün bu okullarda eğitim dilinin Türkçe olduğu anlamını mı taşır?
Bu okulların en büyük özelliği aynı zamanda İslami telkinler verilmesi değil midir?
Türkiyenin değil ama, ABD'nin etkisi altındaki ülkelerde eğitim adına dini telkinlerde bulunulması, Ilımlı İslam, daha doğrusu Ilımlı Sünni İslam Şeriatçılığı telkininde bulunulması ne anlam taşır?
Ilımlısı, ılımsızı, şeriatçılık bir fikir kanseri değil midir?
Geçmişte ve şimdi şii, vahabi, sünni her türlüsüyle şeriatçılık batağına düşüp de iflah olmuş, burnunu b.kdan çıkarabilmiş bir millet var mıdır?
Daha hala daha küresel oligarklar neden dünyaya şeriatçılık şırınga eder durur?
Acaba küresel oligarklar ılımlı sünni şeriatçılığıyla bu ülkelerin daha iyi ticari partnerler olmasını mı, yoksa daha çok destabilize olup hepten kuyunun dibine düşmesini mi arzuluyorlar?
Netice de Ilımlı İslam, Radikal Siyasi İslama uzanan yolun ilk durağıdır.
Saygılar.

F tipi, bir cemaat mı, yoksa emperyalizmin taşeronu mu?

Sabahattin Önkibar  Yeni Mesaj - 20 Şubat 2012
"Asım'ın Nesli" merhum Mehmet Akif'in "Osmanlı Nasıl Kurtulur" sorusuna cevap aradığı süreçte tahayyül ettiği nesildir!
Fethullah Gülen'e sorarsanız, kendi müritleri Asım'ın Nesli'nin bugünkü versiyonu olan Altın Nesildir ve Türkiye'yi bunlar kurtaracaktır!
Gelin hep beraber Akif'in özlediği Nesil ile Fetullah Gülen'in inşa ettiği Altın Nesli kıyaslayalım:
1) Mehmet Akif'in düşlediği nesilde tam bağımsızlık temel şiar, Fethullah Gülen'in Altın Neslinde böyle bir öncelik yok.
2) Mehmet Akif'in düşlediği nesil tartışmasız anti emperyalisttir, soruyorum aynı şey ABD ile sarmaş-dolaş olan Fethullah Gülen'in Altın Nesli için söylenebilir mi?!
3) Mehmet Akif'in düşlediği nesil de Haçlı'ya karşı olmak adeta imanın şartıdır, peki dinlerarası diyalogun mucidi olan Vatikan kıymetlisi Fethullah Gülen ile Altın Neslinde Haçlı ile dayanışma temel şiar değil mi?
4) Mehmet Akif 'in düşlediği Asım'ın Neslinde vatan ve bayrak namus iken, aynı şey "Benim vatanım rahat ettiğim yerdir" diyen Fethullah Gülen'in Altın Nesli için söylenebilir mi?
5) Mehmet Akif'in düşlediği nesil de Türklük ve İslam kol koladır, cevap verin Gülen ve Altın Nesli için Türklük ve milliyet bağlamında bir söyleme ve heyecana şahit olanınız var mı?
6) Mehmet Akif'in özlediği nesil Siyonizm'i inancımıza ve dünyaya hasım gibi görür oysa Fethullah Gülen'ın Altın Nesli İsrail'i her fırsatta kucaklar ve doğal müttefik olarak görür!
7) Mehmet Akif 'in düşlediği nesil için millilik ve üniterlik kutlu bir hedef, Fethullah Gülen'ın Altın Nesli için ise federatif yapıya erişmek esastır!
Sıraladığımız bu birkaç madde gösteriyor ki, Merhum Akif'in Asım'ın Nesli özleminin Fethullah Gülen'in Atın Nesil ile vücut bulduğu iddiası doğru değildir!
Tersine, Altın Nesil, milli ve manevi potansiyelimizin din ambalajı ile emperyalizmin ve Vatikan'ın hedeflerine hizmetkar bir yapıya dönüştürülmesi olarak karşımıza çıkıyor!
Türk bayraklı Amerikan okullarında öğretmenlik yapmayı cihat gibi sunanların Altın Nesil oluşturma adına söyleyecek zerre bir sözü olamaz!
Washington'dan Tayyip beye ölüm emri!
Açık söyleyelim "ABD'nin Suriye'yi vur emri" Tayyip Erdoğan ve AKP için zerre mübalağasız ölüm emridir!
Niçin mi?
Böyle bir saldırı halinde ne Erdoğan'ın ne de partisinin kazanabileceği hiç ama hiç bir şey yoktur!
Ama buna mukabil kaybedeceği çok şey vardır!
Ankara Şam'a mazallah saldırırsa Türkiye alt-üst olacak ve Erdoğan'da eşyanın tabiatı gereği bunun faturasını siyaseten ödeyecektir!
İşte size bir anekdot ki bana aktaran Sevgili Hasan Ekinci'dir:
Tansu Çiller son genel seçimde niye mi DP'in başına geçmedi ve seçime girmedi?
ABD istemedi de ondan!
Dinlediğime göre Çiller yakın dostu olan Hilary Clinton ile temasa geçmiş ve ABD'nin kendine nasıl bakacağını sormuş.
İşte aldığı karşılık: "Tayyip Erdoğan'ın bize verdiği sözler var. Önümüzdeki günlerde bu sözlerini yerine getirmesini isteyeceğiz. Dolayısı ile ABD olarak Erdoğan'ın bir dönem daha Başbakan olmasını arzu ediyoruz."
Evet bu beyan da gösteriyor ki, Pax Americana AKP ve liderinden şimdi bugüne kadar verdiği desteğinin diyetini istiyor yani "Suriye 'ye savaş ilan et" diyor!
Peki bu iş nereye mi varır?
Tayyip Erdoğan "yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal" misali çıkmazdadır!
Erdoğan ABD'nin talebine evet derse sadece kendini ve partisini değil, Türkiye'yi de uçurumundan aşağı atacak, tersi olursa da deliğe süpürülecek!
İşte medyadaki Tayyipçi ve Fethullahçı yazarlar
TAYYİPÇİLER
1) Mustafa Karaalioğlu
2) Ergun Babahan
3) Ali Bayramoğlu
4) Emre Aköz
5) Akif Beki
6) Ayşe Böhürler
7) Nagehan Alcı
8) Rasim Ozan Kütahyalı
FETHULLAHÇILAR
1) Nazlı Ilıcak
2) Hasan Cemal
3) Mehmet Ali Birand
4) Cengiz Çandar
5) Oral Çalışlar
6) Ahmet Altan
7) Yasemin Çongar
8) Mümtazer Türköne ve bütün Zaman ile Bugün'ün yazarları
9) Cüneyt Özdemir
10) Eyüp Can
11) Hasan Bülent Kahraman
12) Nihal Bengisu Karaca
İKİ TARAFI İDARE EDENLER
1) Taha Akyol
2) Fehmi Koru
3) Mehmet Barlas
4) Hasan Celal Güzel
5) Mahmut Övür
Yeni Şafak yazarının Zaman ve TRT isyanı!
Yeni Şafak gazetesini biliyorsunuz. AKP'yi destekleyen ve muhafazakar yayın çizgisi olan bir gazetedir.
İşte bu gazetede bir yazı.
Yazan mukaddesatçı kimliği ile bilinen Yusuf Kaplan!
Yeni Şafak yazarı Zaman gazetesi ile TRT'nin İran bağlamında yaptığı yayınlar için altını çizerek şu haykırışı yapıyor: "Bu yayınların Siyonistlerin ve zorba olan küresel şebekelerin yaptığı yayınlardan hiç farkı yok."
Evet bu ifadenin sahibi AKP'yi destekleyen mütedeyyin bir yazara aittir!
Zaman gazetesinin yaptığına bir şey demem zira bu gazetenin yayın çizgisi ortadadır!
Peki ama ya TRT?
Milletin parası ile yayın yapan devletin televizyonu nasıl böyle bir sorumsuzluk yapar?
Ey AKP'liler, işte Yusuf Kaplan bey'in feveranı ortada, bu TRT'yi kim dizginleyecek, kim ona böyle bir yayın yetkisini veriyor?
Tamam oradaki çalışanların önemli bir bölümü Zaman gurubundan ama yayın politikasını onlar mı belirliyor?
Sayın Başbakan TRT'ye el atma zamanı hala gelmedi mi?


 




--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Biz konuşmaya devam ederiz.. İsteyen sever, isteyen söver..  Cüppeli Ahmet Hoca   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder