23 Şubat 2012 Perşembe

POLITIK - Şimdi arıza kimde?

Adam yanındaki iki korumasıyla birlikte pusuya düşüyor, her iki korumasıyla birlikte ölüyor ve bırakım olay yerini, aynı ilde bile bulunmayan boşanmak üzere olan karısı benim kocamı meslekdaşları vurdu diye ortaya çıkıyor.
Sonra PKK'lı anneleriyle omuz omuza görülüyor.
CHP(bu da ilginç) saflarından yerel siyasete atılıyor.
Kocasıyla ilgili bütün mahremleri anlattığı bir kitap yazıp bunu satışa koyuyor.
Yandaş medya ve yandaş savcılarla omuz omuza işi kocasının mezarını açtırmaya kadar vardırıyor.

Neymiş efendim, kocası başının arkasından vurulmuş.
Peki, pusularda insanlar arkadan vurulmaz mı?
Pusu bu yahu, adı üstünde tuzaktır, arkadan, her yerden olur.

Yazık, hem de çok yazık, rahmetlik şehit gerçekten çok bahtsızmış.
Şehadeti onu zaten cennet katında iyi bir mevkiye getirir.
Ama, zaten edepsiz, ahlaksız, akılsız kadınların çektirdiği çileler erkekleri evliya mertebesine çıkartır.
Rahmetlik bu durumda şehit bir evliya dahi sayılmalı..


EMİN ÇÖLAŞAN: DÜN BİR MEZAR AÇILDI!..

Emin Çölaşan - Haberler
22 Şubat 2012

SEVGİLİ okuyucularım, Jandarma Albay Rıdvan Özden, Mardin'in Savur ilçesinde PKK ile 1995 yılında çıkan bir çatışmada, iki korumasıyla birlikte şehit düşmüştü.
Üç şehit için görkemli törenler düzenlendi.
Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Demirel, Genelkurmay Başkanı ve devletin tüm üst düzey yetkilileri katıldı.

Albay şehit düştükten hemen sonra, ortalığa eşi Tomris Özden çıktı.
Israrla iddia ediyordu:

"Benim kocam şehit düşmedi.
Onu silah arkadaşları vurdu çünkü o, PKK ile mücadelenin silahla başarıya ulaşmayacağına inanıyor ve bunu her yerde söylüyord
u."

Sonra işi başka bir aşamaya getirdi:

"Ben kocamın cesedini otopside gördüm.
Alnından değil, enseden vurulmuştu!"

Yani çatışmada ölmemiş, arkadan silah arkadaşları tarafından ateş edilmesi sonucu bilerek öldürülmüştü!

İyi de, yanındaki iki koruması nasıl ölmüştü?
Onları da silah arkadaşları mı arkadan sıkıp öldürmeyi başarmıştı!
Bu sorular hep açıkta kaldı.

X X X

Bu olayı yeri geldiğinde hep yazdım, belgeleri konuşturdum.
Burada 1 Şubat günkü yazımda da değindim çünkü ertesi gün şehit albayın Edirnekapı şehitliğindeki mezarı açılacaktı.
Ancak yoğun kar yağışı nedeniyle ertelendi ve mezar dün açıldı.

O yazımın çıktığı gün hanımefendi beni telefonla aramış ve arkadaşlara not bırakmış:

"Emin Bey şunu iyi bilsin, benim Atatürk'üm Recep Tayyip Erdoğan'dır!"
Helal olsun, ne mutlu ona!

Bugün bu konuyu yine irdeliyorum ve insanlık dramının perde arkasını sizlere bir kez daha iletiyorum.

Albay Rıdvan Özden şehit olduktan hemen sonra, karısı Tomris hanım piyasaya yeniden çıktı.
Bu kez, yakınları öldürülen bazı PKK'lı kadınlarla el ele kol kola resimler çektiriyor, onlarla aynı safta yer alıyordu.
Bu aşamada devreye ben girdim.
O günlerde Hürriyet gazetesinde idim ve gerçekleri tek tek belgelemeye başladım.
Kamuoyu önünde "Ah benim sevgili eşim" diye demeçler verip büyük üzüntüsünü (!) dile getiren Tomris Hanımın, olaydan hemen önce albay hakkında boşanma davası açtığını belgeledim.
Kuşadası Asliye Hukuk mahkemesindeki davasında ilginç iddialar ileri sürüyordu:

"Kocamın başka kadınlarla, yabancılarla ilişkisi vardı.
Onlardan hastalık kaptı.
Biz AIDS olduğundan şüphelendik ama FRENGİ çıktı."

Dahası, hanımefendi başka kadınların ismini de kamuoyu önünde açık seçik söylüyor, onları da rezil etmekten çekinmiyordu.

Şehit albayın arkadaşları beni arayıp olayın içyüzünü anlattılar ve ayrıca Tomris Özden'e yazdıkları mektubu da gönderdiler.
Şöyle diyorlardı:

"Tamamen yalan söylüyorsunuz.
Siz, arkadaşımıza layık bir eş değildiniz.
Şehit olmasından bir gün önce bizlere sizden yakınırken 'Ne yapayım, intihar mı edeyim' demişti.
Şehit oluşunu görenler, o gün ölüme isteyerek gittiğini söylüyorlar.
Sizden ricamız, şehit arkadaşımızı ebedi uykusunda rahat bırakmanızdır.
Davranışlarınız sadece canilere hizmet veriyor.
Terörist yakınlarıyla kucaklaşmanız size bir şey kazandırmaz…"

Sonra beni arayıp olayı anlattılar:

"Komutanımız eşi nedeniyle huzursuz ve mutsuzdu.
Bir gün önce intihar etmekten söz etmişti.
Ertesi gün PKK ile çatışma çıktı.
En öndeydi.
Bütün uyarılara rağmen yere yatmıyor, ayakta duruyordu.
Çatışma alanının en ön safında, dürbün elinde ve ayakta.
Arkadaşlarımız defalarca uyardı.
Ve sonunda PKK kurşunuyla vuruldu.
Adeta bir intihardı.
Bir askerin ve komutanının normal koşullarda bunu yapması mümkün değildi.
Bile bile ölüme atlamıştı."

Evet, boşanma dilekçesi Rıdvan Albayın eline bu olaydan birkaç gün önce ulaşmıştı.

X X X

Bütün bunlar olurken Tomris hanım Türkiye'nin en popüler ve saygın (!) isimleri arasına girmeyi başarmıştı.
Entel-liboş-Kürtçü medyada kendisine övgüler düzülüyordu.

O günlerde CHP Parti Meclisi seçimleri yapılacaktı.
Hanımefendi aday oldu ve bir inanılmaz olay gerçekleşti.

Parti Meclisi üyeliğini en yüksek oy alarak birinci sırada kazanmıştı.

Sonra yazılarımı sürdürdüm, bastırdım, olayları tek tek belgeledim ve istifa etmek zorunda kaldı.

Aradan bir süre daha geçti ve Tomris hanım "Şark Çıbanı" isimli bir kitap yazdı.
Ne ilginçtir, kocasıyla yaşadığı tüm mutsuzlukları, aradaki kavgaları, geçimsizliği ve boşanma davasının ayrıntılarını kitabında anlatıyordu.

Kendisine polis süsü vererek İstanbul'un köhne otellerinde gezindiğini, kocasının oralara başka kadınlarla gelip gelmediğini araştırdığını itiraf ediyordu.

Ama bir şeyi hep vurguluyordu:

"Onu devlet öldürdü.
Otopsi yapılırken gördüm, kurşunu alnından değil arkadan yemişti."

Bu söylemlerini yıllardır sürdürüyor.
Bir süre önce İstanbul'daki özel yetkili savcılıklara başvurup mezarının açılmasını istedi.
Yanılmıyorsam Zekeriya Öz'le görüştü.
Bu çabalarında yandaş medya hep yanında yer aldı.
Olayın bağlanmak istendiği yer belliydi:

Rıdvan Albay şehit olmamış, Ergenekon çetesi tarafından öldürülmüştür!

Belki de hadise "JİTEM öldürdü"ye getirilecekti.

X X X

Süreç dün tamamlandı.
Savcılık ve polis ekipleri tarafından Rıdvan Özden'in şehitlikteki mezarı açıldı.

Ceset çıkarıldı, Adli Tıp Kurumuna götürüldü.

Orada neyin inceleneceğini doğrusu çok merak ediyorum!
Hanımın iddiasına göre alnından vurulmadı, arkadan vuruldu…Ve onu çatışma sırasında silah arkadaşları bilerek öldürdü!

Varsayalım alnından değil de, arkadan vurulmuştu.

Bu neyi değiştirecek?
Dağ başındaki bir çatışmada insanın arkadan vurulmuş olması neyi kanıtlayacak?

Bunları anlayabilmiş değilim.

Ancak dün Edirnekapı şehitliğinde çok ilginç bir olay daha yaşandı.
Kocasının mezarına giden bu hanımefendi "Aaa, bu mezar önceden açılmış.
Hislerim bana bunu söylüyor"
deyiverdi!

Mezarın kenarında iki mermer parçası yerinden çıkmış.
Mezar aile tarafından bakılmaz ve sahiplenmezse, mermer parçaları gevşer, yerinden oynar.

Varsayalım hanımefendinin iddia ettiği gibi mezar daha önce açılmıştı!
Amaç ne olabilir
?

(Albayın cesedini, acaba kurşunu arkadan yemiş biriyle değiştirmek mi!)

Şimdi hep birlikte göreceğiz, yandaş medyada bu işin tantanası, yaygarası ve şamatası başlatılacak:

"Albay arkadan vurulmuş…Ergenekon çetesi albayın mezarını önceden açmış!"

Şehit Albay Rıdvan Özden olayında korkunç bir insanlık dramı yatıyor.
Mutsuz bir aile, açılan ve olay sonrasında kamuoyundan ısrarla gizlenen frengili boşanma davası, çatışmada şehit düşen bir subay, eşi hanımefendinin PKK'lılarla sarmaş dolaş olması!.
.

Aradan 17 yıl geçmiş.

Şehit albayın kafatası ile kemiklerini dün naylon torbaya koyup Adli Tıp Kurumuna götürdüler.
Neyi araştırdıklarını, amacın ne olduğunu, sonucun ne olacağını anlamak mümkün değil
.

Hayatında olduğu gibi, mezarında da rahat bırakılmadı.
Allah rahmet eylesin, dirisiyle yetinmeyip ölüsüne bile kabir azabı çektirenleri

Allah affetsin.

SÖZCÜ


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Calisanlar, kotuluk dusunmeye vakit bulamazlar.Calismayanlar ise, kendilerini kotulukten kurtaramazlar.  HZ. ALI   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder