CEMAATTEN ERDOĞAN'A MACHİAVELLİ HATIRLATMASI
Mehmet Yiğittürk
Machiavelli, "Hükümdar" ya da "Prens" olarak bilinen eserinde, çeşitli toplumsal odakların yardımlarıyla iktidarı ele geçirenlere şu hatırlatmayı yapar:
"(...) Krallığın kimi baronlarını kendi yanına çekerek buraya kolayca girebilrisin; çünkü durumundan memnun olmayanlar ve yenilik olmasını arzulayanlar her zaman bulunur; bu kişiler, belirtilen nedenlerden ötürü, sana o devletin yolunu açabilir ve zaferini kolaylaştırabilirler.
Ne var ki, daha sonra burasını elinde tutmak istediğinde, gerek sana yardım etmiş olanlarla, gerek ezdiklerinle aranda bitmek bilmez sorunlar baş gösterir.
(...) seni iktidara getirenlerin dostluğunu koruyamazsın, çünkü onları önceden umdukları şekilde hoşnut edemezsin."*
Machiavelli haklıdır, çünkü talepleri veya beklentilerinin bir sınırı yoktur, her şeyin hatta iktidarın bile yarısını isterler.
Kendilerini alacaklı olarak görürler.
Çünkü iktidara taşıdıkları yeni krala, elde edemeyeceği bir şey bahşettiklerini düşünürler.
Bunu da belli bir menfaat/kazanç umuduyla yapmışlardır.
Onlar yeni prensi ya da kralı iktidara taşıyacak, prens de bunlara verdikçe verecektir.
Prensin vereceklerinin sınırı yetersiz gelmeye başladığı anda ittifak düşmanlığa dönüşecektir.
Ali Bulaç'ın 13 Şubat 2012 günkü köşesini okuyunca aklıma Machiavelli'nin bu saptamaları geldi.
AKILLI TÜCCAR PAYLAŞIR
Paylaşmayı tüccardan örnekledi Ali Bulaç:
"Akıllı tüccar,kazanan ve kazandıran tüccardır.
'Rabbena hep bana' diyen tüccar bir-iki defa kazanır, ama eninde sonunda kaybeder.
Siyasette de sürekli kazanmanın yolu katılımı sağlamak, kaynaklar üzerinde tekel kurmaktan, temellükten kaçınmaktır."
Ve sözü doğrudan AKP'ye getirdi:
"Bu dönemde AK Parti'nin geleneksel Milli Görüş çizgisini gözden geçirip iktidara yürümesi, eşzamanlı cemaatlerin –tek bir cemaat değil- ona toplumsal olarak da destek vermesiyle mümkün oldu."
Cemaat desteği ile gelinen iktidarda yapılanları anlattıktan sonra da yazısını şu cümlelerle bitirdi:
"Kardeşçe, adaletle, paylaşarak ve fedakârlık yaparak yolumuza devam etmekten başka seçeneğimiz yok."
Eleştiri de talepte gayet açıktı.
Ali Bulaç, Başbakan'a adeta Machiavelli'nin sözleriyle mesaj veriyordu.
Ama mesaj eksikti...
Başbakan'a Machiavelli'nin sözleriyle bir mesaj da ben vereyim, ya da mesajın eksiğini tamamlayayım: "Önceki devletten hoşnut olan, bu yüzden de ona düşman olan kişilerin dostluğunu kazanması, önceki devletten hoşnut olmadıkları için onunla dost olan ve devleti işgal etmesine destek veren kişilerin dostluğunu kazanmasından daha kolaydır"*
Yani ittifaktan doğan düşmanlık, olağan düşmanlıktan çok daha tehlikelidir.
O kadar ki, darbeyi vurmak için hasta yatağını bile kollar.
Diğerinin en azından ilkeleri vardır.
Machiavelli yazdı, Ali Bulaç hatırlattı, ben de sadece yorumladım.
*Niccolo Machiavelli, Prens, Çev: Kemal Atalay, Can Yay.*age, s:118
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bir tür kavuşmadır hatırlayış, unutuş bir özgürlük. Halil CİBRAN . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder