28 Şubat 2012 Salı

POLITIK - 28 şubat, ASKERİ DEĞİL EKONOMİK OPERASYONDU


Acı ama gerçek, anlaşılan TSK yerel oligarşinin tetikçiliğini yapmış.
Kocaman bir savaş aygıtını böyle işlerde kullanarak ve askerler de kullanılmaya razı olarak ülkeye büyük kötülük etmişler.
Halbu ki kesimler kozlarını açıktan paylaşsa da karşımızda konuşacak, hesap soracak, muhattap bulsak daha iyi olmaz mıydı?
Oysa şimdi herkes aslında doğrudan sorumlusu olmadığı halde, askerden hesap soruyor.
Ülkeyi savunmakla görevli kocaman bir kurum yurdışından ve içinden her tarafa çekiştirilip, gagalanıp duruyor.
Dünyanın en belalı mahallesinde yaşıyoruz, her an her tarafımızda şakır şakır kan akıyor, ya sıra bize de gelirse ne olacak?
Yazık değil mi?


Can Ataklı:28 Şubat askeri değil ekonomik operasyondu

28 Şubat 2012

Bugün 28 Şubat.
15 yıl önce bugün yapılan bir Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlarla anılan bir sürece bu ismi takmıştık.
28 Şubat süreci 15 yıl geçmesine rağmen hâlâ şiddetle tartışılıyor.

- YANLIŞ TARTIŞMA: Ancak özellikle bugünün dinci egemenleri 28 Şubat'ı işlerine geldiği gibi anlatıyorlar.
Kendilerine aydın diyen maskeliler ise geçmişin hıncını çıkarmaya çalışıyor.
Size çok farklı bir 28 Şubat anlatmak istiyorum.

- KİM YAPTI: 28 Şubat bir askeri darbe gibi algılanıyor bugün.
Gerçi o gün de bu yönde görüşler hâkimdi ama, 28 Şubat askeri bir operasyondan ziyade, büyük sermayenin ekonomik çatışmasıdır.

- MERKEZ SAĞ: Özal'ın ölümünden sonra bütün taşlar yerinden oynamıştı.
Demirel'in Çankaya'ya çıkması ile Tansu Çiller adeta yaratılmıştı.
Merkez sağ-sol koalisyonu iktidardaydı.

- GÜMRÜK BİRLİĞİ: Dönemin iktidar ortağı SHP (sonra CHP oldu) gönülden olmasa da Çiller'li DYP'nin AB hayaline destek veriyordu.
Gümrük Birliği'ne bu dönemde girmiştik.

- SERMAYE RAHATSIZ: O günün büyük sermayesi AB hedefinden rahatsızdı.
Çünkü henüz Avrupa ile rekabet edebilecek düzeye ulaşmadığına inanıyordu.
Buna şiddetle karşı çıkıyordu.

- REKABET BAHANE: Avrupa ile rekabet edememe gerekçesi görünüşte doğruydu ama büyük sermaye devletten iş almaya alışık olduğundan aslında uluslararası rekabetten kaçıyordu.

- 95 SEÇİMLERİ: Gümrük Birliği'ne girdikten hemen sonra gidilen seçimlerde iki merkez sağ parti DYP ve ANAP'ın başa baş çıkması, ama dinci Refah'ın birinci olması endişe yaratmıştı.

- DYP-ANAP: Bu endişe Çiller'li DYP ile Yılmaz'lı ANAP'ın koalisyon kurması ile bir parça giderildi.
Ancak Mesut Yılmaz bu koalisyonu fazla sürdüremedi.

- SERMAYE KARŞIYDI: Çünkü büyük sermaye hâlâ AB hedefindeki Çiller'den rahatsızdı.
Çiller ise koalisyonu AB'ye girmek için zorluyordu.
Sonunda Yılmaz hükümeti bozdu.

- REFAHYOL: Koalisyon bozulunca AB'ye "batıl" diyen Refah'ın ANAP'la koalisyon kurması gündeme geldi.
Asker ise endişeliydi.
ANAP kontrolü ele alamayabilirdi.

- İRTİCA GELİR: Yılmaz'lı bir Refah koalisyonu AB hedefini bir kenara bırakırdı ama ANAP içindeki dinci unsurlarla birleşecek Refah Partisi ülkeye irtica getirebilirdi.

- ÇİLLER'E DESTEK: Tam Yılmaz Erbakan'la koalisyon kuracakken, askerler Çiller'i cesaretlendirerek "Hükümette siz olun, Yılmaz'a güvenmiyoruz" mesajı ilettiler.
Şöyle oldu:

- ULUDAĞ ZİRVESİ: O tarihteki Genelkurmay Başkanı Karadayı Uludağ'da tatil yapıyordu.
Çiller de Uludağ'a gitti.
Temsilci olarak Yalım Erez'i Karadayı'ya gönderdi.

- RAHAT EDİN: Karadayı Erez'e "Hükümette siz olun, ekonomi ve dışişlerini mutlaka siz alın.
Biz Refah'a baskı yapabiliriz, ama Tansu Çiller sakın alınmasın"
dedi.

- YENİ HÜKÜMET: Askerler ve büyük sermaye Refah'ın AB yolunu törpüleyeceğine inanıyordu.
Bu nedenle REFAHYOL'un kurulmasına hiç ses etmediler.

- BEKLENMEYEN: Aslında hükümetin Çiller Başkanlığı'nda kurulacağı sanılıyordu.
Ama iki parti dönüşümlü başbakanlıkta anlaştı.
İlk başbakan Erbakan olacaktı.

- RAHATSIZLIK: Erbakan İslam dünyasında etkili olmak isterken Çiller'in AB hayaline de karşı çıkmadı.
Çiller AB çalışmalarını sürdürdü.
Asker ve sermaye rahatsız oldu.

- SUSURLUK KAZASI: Hükümetin dönüm noktası Susurluk kazasıdır.
Aynı gün mini yerel seçimler yapılmış ve DYP büyük başarı kazanmıştı.
Seçim bir anda arka plana düştü.

- BAHANE BULUNDU: Avrupa Birliği karşıtı sermaye ve güdümündeki medya Susurluk'u bahane ederek iktidara yüklenmeye başladı.
"Bir dakika karanlık" eylemleri başladı.

- İRTİCAYA DÖNÜŞTÜ: Avrupa Birliği'ne açıkça karşı çıkamayanlar Sincan'ı, Başbakanlık'taki iftarı bahane ederek eylemi bir anda irtica karşıtı eyleme çevirdiler.

- ASKER DEVREDE: Medyanın ve büyük sermayenin dayanak noktası yoktu, bu nedenle asker devreye sokuldu.
Medya asker üzerinden iktidara vurmaya başladı.

- ASKER PİYONDU: 28 Şubat'ın asker eylemi olduğu söylense de, askerler aslında o dönemin piyonlarıydı.
Medya askeri kullanıyordu, asker de ses etmiyordu.

- DÜZMECE HABERLER: O dönemde medya pek çok düzmece habere imza attı.
Her haberde asker kişilere atıf yapılıyordu, çoğundan askerin haberi bile yoktu.
Ama…

- HOŞLARINA GİTTİ: İktidardan doğal olarak rahatsız olan asker ise çok gündemde olmaktan hoşnuttu.
Darbe dönemlerindeki gibi herkes askerin etrafında adeta pervane olmuştu.

- NELER OLUYORDU: Oysa bu sırada büyük sermaye de medya da sistem üzerinde egemenlik kurmuştu.
Bankalar leblebi gibi satılıyor, yolsuzluklara arşıâlâya ulaşıyordu.

- HÜKÜMET YIKILIYOR: Sonunda DYP'ye operasyon yapıldı, bakanlar milletvekilleri tehdit ve şantajlarla birer birer istifa ettirildi.
Hükümet ayıplı biçimde düşürüldü.

- AB DURDURULDU: Cumhurbaşkanı Demirel Çiller'i kandırarak başbakanlığa Mesut Yılmaz'ı getirdi.
Yılmaz AB karşıtı partilerden alelacele bir hükümet kurdu.

- YÜRÜMEDİ: Ancak Yılmaz hükümeti derme çatma olduğu için yürümedi.
Ülke 1999'da tekrar seçime gitti.
ANAP ve DYP iyice eridi, DSP- MHP ise güçlendi.

- YENİ HÜKÜMET: Refah'ın yerine kurulan Fazilet geriletilmişti.
Ecevit Fazilet ve DYP dışındaki partilerle dörtlü koalisyon kurdu.
AB ile ilgili çalışmalar durma noktasına geldi.

- AB'DEN KOPUŞ: Ecevit hükümetinin en büyük başarısı(!) 1999'da AB ile ipleri tamamen koparmak oldu.
Lüksemburg toplantısında Türkiye AB'den vazgeçtiğini açıkladı.

- GLOBAL EKONOMİ: Oysa aynı dönemde dünya artık Global Ekonomi'nin hâkimiyetine girmişti.
Türkiye'nin bundan kaçması da mümkün değildi.
Üstelik Orta Doğu değişecekti.

- YENİ DÜZEN: Türkiye'de AB karşıtları asker üzerinden oyun oynarken, Amerika Orta Doğu'da yeni bir düzen kurmaya kararlıydı.
Türkiye'deki kadrolar ise yetersizdi.

- ILIMLI İSLAM: Amerika Orta Doğu'ya demokrasi getirmek bahanesiyle eyleme başlarken Türkiye'ye de rol biçilmişti.
Türkiye bölge hâkimiyeti için daha İslamcı görünecekti.

- İSİM BELİRLENİYOR: Mevcut kadroların bunu yapması mümkün değildi.
İşte AKP fikri bu dönemde ortaya çıktı.
İslami özelliğini öne çıkaran bir isim aranmaya başlandı.

- ERDOĞAN: Bulunan isim Erdoğan'dı.
Genç, mücadeleci, belediye başkanlığı yapmış, hapse girmiş Erdoğan için Amerika'da yoğun bir kulis yapıldı.
Sonunda parti kuruldu.

- AKP KAZANIYOR: Türkiye 2002 seçimlerine bu ortamda gitti.
Halk yolsuzluklardan bıkmıştı.
AKP yenilikçi olarak ortaya çıkmıştı, Erbakan tehlikesi de artık yoktu.

- TEKRAR AB: Yeni dünya düzeni nedeniyle AB karşıtlığından artık vazgeçen büyük sermaye ve medya yeni iktidara büyük destek verdi.
AKP bunu fırsat bilip AB hedefine sarıldı.

- GERİSİ MALUM: Bundan sonrasını zaten defalarca yazdım.
AKP büyük sermaye ile işbirliğini AB hedefinde buldu.
Türkiye yeni ekonomik düzenle büyümeye başladı.

- SONUÇ: Evet 28 Şubat'ta askerler vardı.
Ama asıl büyük oyuncular sivillerdi.
AB'yi engelleyerek zaman kazandılar ve yeniden organize oldular.
Uyum sağladılar.

- MERKEZ BİTTİ: Ancak kapitalizmin temsilcisi merkez sağ bu arada yok olup gitti.
Yerine yine sağda ama daha dinci bir iktidar kuruldu.
Çok güçlendi.
Dönüşüm başlattı.

- DEĞİŞİMİ OKUMAK: 28 Şubat sayesinde AKP yaratıldı.
AKP değişimi iyi okudu ve sisteme hâkim oldu.
Ama şimdi dünya yeni bir değişimin eşiğinde.
AKP ise statükocu oldu.

- DEĞİŞİMİ OKUYAMAMAK: Şimdi değişimi okuyamama sırası AKP'de.
Çok güçlendiklerine inanıyorlar.
Ama dünya yeniden değişiyor.
Bazı gelişmelerin kaynağı budur.

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    SIZIN ICIN  Sizin icin, insan kardeslerim, Her sey sizin icin; Gece de sizin icin, gunduz de; Gunduz gun isigi, gece ay isigi; Ay isiginda yapraklar; Yapraklarda merak; Yapraklarda akil; Gun isiginda binbir yesil; Sarilar da sizin icin, pembeler de; Tenin avuca degisi, Sicakligi, Yumusakligi; Yatistaki rahatlik; Merhabalar sizin icin; Sizin icin limanda sallanan direkler; Gunlerin isimleri, Aylarin isimleri, Kayiklarin boyalari sizin icin; Sizin icin postacinin ayagi, Testicinin eli; Alinlardan akan ter, Cephelerde harcanan kursun; Sizin icin mezarlar, mezar taslari, Hapishaneler, kelepceler, idam cezalari; Sizin icin; Her sey sizin icin.  Orhan Veli KANIK   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder