4 Mayıs 2012 Cuma

POLITIK - AKP ÇILDIRDI: YABANCIYA TOPRAK SATIŞINDA SINIR TANIMIYOR

AKP ÇILDIRDI: YABANCIYA TOPRAK SATIŞINDA SINIR TANIMIYOR

Prof.Dr.Cihan DURA

"Sahipsiz olan bir vatanın batması haktır
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır"
Mehmet Âkif Ersoy

AKP iktidarı 2003-2012 arasında dokuz yıl boyunca yabancılara yaklaşık 90 milyon metrekare toprak sattı.
98 bin taşınmazı yabancıların mülkiyetine geçirdi.
Yabancı ülkelerin şirketlerine, 29 ya da 49 yıllığına 150 bin kilometrekarelik (Türkiye'nin yüzölçümünün yüzde 17'si kadar) maden alanını işletme hakkı tanıdı.
AKP döneminde yabancılara satılan arsa ve arazilerin, 1923'den bu yana satılan arsa ve araziler toplamına oranı yüzde 80'i geçti.
Aynı dönemde satılan kat mülkiyetli taşınmaz sayısının, toplam içindeki oranı ise yüzde 85'i aşmış bulunuyor.

Bugün ülke toprakları artık öyle büyük bir hızla elden çıkıyor ki en az 7 il ve 11 ilçede yüzde 10 sınırı aşılmış bulunuyor.
Aralarında Ankara, Malatya ve Uşak'ında bulunduğu bu yerleşim yerlerinde satışlar – tabiî geçici olarak- durduruldu.
Yabancılara 1 milyon metrekarenin üzerinde satışın yapıldığı il sayısı 15.
.
.
Bu iller arasında Muğla, Antalya ve Ankara ilk üç sırayı alıyor.
Diğer iller sırasıyla Hatay, İstanbul, İzmir, Mardin, Aydın, Kırşehir, Bursa, Konya, Adana, Nevşehir, Kayseri ve Kahramanmaraş.

***

Durum böyle iken, AKP iktidarı hız mı kesti?
Nerede…, tersine çıldırdı, daha da artırdı ölçüsüzlüğünü: Yeni yasalar çıkararak, bu defa topraklarımızın yabancılara satılmasının önündeki bütün sınırları kaldırıyor.
Bunun kanıtı, yabancılara gayrimenkul satışını da öngören, Tapu ve Kadastro kanunlarında değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısının, TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilmiş olması…

Söz konusu tasarıya göre:

- Yabancıya mülk satışında karşılıklılık şartı kaldırılıyor.
Dünyada isteyen herkese, karşılıklılık (mütekabiliyet) ilkesi aranmadan gayrimenkul satılabilecek.

- Yüzde 10 sınırı kaldırılıyor.
Bu defa, yabancılara satılacak arazi miktarı ülke genelinde %10'u geçmeyecek.
(Demek ki Türkiye'nin yüzölçümüne göre 78 bin km2 lik alan satılabilecek).
Yürürlükteki uygulamada il ve ilçelerin yüzölçümünün en fazla yüzde 10'luk bölümü yabancılara satılabiliyordu.
Son değişiklikle ilçelerin ve illerin tamamı, hatta bir bölgenin tamamı yabancıların tapulu malı olabilecek.

AKP iktidarı uzun dönemli, sinsi bir taktik uyguluyor: İstakoz haşlama taktiği!...
Yabancıya satışta sınır; önce il imar planının binde 5'i idi, sonra yüzde 10'una çıkarıldı, bu yasa ile ise ülke genelinin yüzde 10'una çıkarılıyor.

- Tasarıda toprak satışı kişi başına 30 hektara yükseltiliyor, yani 300 dönüm veya 300.000 m2

- Alınan arazinin işyeri ve mesken olarak kullanılması şartı kaldırılıyor.
Böylece, tarım alanları da satış kapsamına alınmış oluyor.

***

AKP iktidarı durup dururken neden çıldırdı, neden böylesine akıl almaz bir yola başvuruyor yabancıyı ille toprak sahibi yapmakta?
Neden yeni yasal hükümlere gerek duydu?
Genel olarak yanıtım şudur: AKP ülkeyi yönetmenin kolay yolunu tercih etmiştir.
Finansman açığını üretim yoluyla değil, kendinden öncekilerin biriktirdiği, muhafaza ettiği millî servetleri elden çıkararak kapamaya çalışıyor.
Bir taraftan da, baştan beri kendine siyasal ve mâli destek sağlayan Batı'nın –Türkiye düşmanı- emperyalist odaklarının taleplerini yerine getirmiş oluyor.
O güçler ki batmakta olan Osmanlılara da toprak sattırmıştı.

Hükümetin büyük bütçe açığı var.
Dış açık var.
Zamanı gelen dış borç taksitleri ve faiz ödemeleri var.
AKP hükümetinin, Çirkin Batı'ya olan borçları ödeyebilmesi için 2012'de 120 milyar dolar bulması gerekiyor.
Demek ki Hükümet toprak satışını 2,5 hektardan, çıldırmış gibi 30 hektara boşuna çıkarmıyor.
Soruna çare olarak adam gibi üretim yapıp para kazanmak varken, ülkenin mevcut kaynaklarını satışa çıkarma yolunu tercih ediyor.

Aynı zihniyetle 2B yasasını çıkardı, demiryollarını özelleştirmeye hazırlanıyor, toprak satışını akıl almaz boyutlarda genişletiyor.
Bu yollardan sağlayacağı para ile açığı kapatıp, 2012 yılını kurtaracak, ülkeyi yuvarlanmak üzere olduğu krizden kurtaracak.
Peki sonrası?
Zihniyetlerine uygun bir ifade ile yanıtlarsak, yarına Allah kerim!...

Özetle, kısa vadeli bir sonuç için, uzun vadede bir sürü sorun yaratacak araçlara başvuruyor AKP iktidarı… Biri de dediğim gibi yabancılara -aslında yabancı ülkelere-toprak satışı!...

***

Çoğumuz gözlem yapmaya üşeniriz, sorunları bütün yönleriyle irdelemeyiz.
Yabancılara toprak satışı karşısında da davranışımız bu… Çok kayıtsız kalıyoruz.
Milletçe olan bitenden habersiz, Vatanımıza büyük zararlar veren AKP gibi bir partiyi tekrar tekrar iktidara getiriyor, ülke topraklarının elden çıkmasına ve benzeri daha nice vebale ortak oluyoruz.
Recep Tayyip hükümetinin yabancıya toprak satışını neredeyse sınırsız bir noktaya getirmesi karşısında, ne yazık ki vatansever güçler de çok pasif kalmıştır, bundan cesaretlenen AKP de bu politikasını günümüze kadar sürdürmüş ve sürdürmektedir.
Muhalefet partileri, ne CHP ne MHP, sorunu ses getirecek şekilde ülke gündemine taşımıyor.

AKP'nin ata topraklarını satmasına arka çıkıp "Hükümet çaresiz…, ödenecek borçlar var, başka ne yapabilir" diyebilirsiniz.
Bu doğru değil: Başka yollar var, gerekli dövizi elde etmenin başka birçok yolu var.
On yıldır iktidarda bulunan bu hükümet ihtiyaç duyduğu dövizleri daha sağlam, büyük bir millete yakışır ve makbul yollardan da elde edebilirdi.
Pek çok örnek verilebilir bu yollara… Dikkatle bakınca hepsinin ortak paydasının - toprak satmak gibi bir ilkellik olmayıp - çalışmak, ter dökmek, yeni bir değer yaratmak olduğunu görürüz.

Sen, değerli okur, şu satırları okurken bile, binlerce metre karelik en verimli topraklarımız el değiştirmekte, İngiliz'in, Alman'ın, Fransız'ın, Yunan'ın, İsrailli'nin … tapulu malı haline gelmektedir.
Yabancı ülkelerin millî servetine katılmaktadır.
O toprakları bir daha geri almak ise artık imkânsız gibidir; günün birinde alınmasına teşebbüs edilse, çok büyük mücadeleler, çok büyük özveriler yapmak gerekecektir.

Yabancıya gayrimenkul satışlarının sakıncaları bir değil, iki değildir; tahmin edildiğinden çok daha fazladır.
Onları mutlaka bilmemiz, öğrenip çevremizi aydınlatmamız, sorumluları uyarmamız gerekir.
Bu yakıcı konuyu da başka bir yazımda ele alacağım.

Kaynak: http://www.cihandura.com/

 

 

--    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .       Ask kopru kurmaktir.  Insanlar kopru kuracaklarina duvar ordukleri icin yalniz kalirlar.    Newton     . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .     Kurmus oldugum gruba uye olun  Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.    Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com     . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .      Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.    http://orajpoyraz.blogspot.com/    Dinlerin kitaplar1n1;    Okuyup anlayana 'ateist',  Okuyup anlamayana 'dindar',  Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.    Nikola Tesla    .......  Dinler atesbocekleri gibidir:   Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.   Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.   Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.    Arthur Schopenhauer    . . . . . . . . . . . . . . . .    Ey mutsuzlar!    Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.  Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.  Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,  sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.  Bok yiyorsunuz!  Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!  Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.  Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.  Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.     Bertolt BRECHT    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,  hicbir Donmus ve kal1plasm1s Kural birakmiyorum.  Benim Manevi Miras1m Bilim ve Akildir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder