19 Aralık 2014 Cuma

Yolsuzluğun Osmanlıcası



Yolsuzluğun Osmanlıcası

17 Aralık'ın yıldönümünde 'Yıldız çetesi'ne yolsuzluk operasyonu 17 Aralık 1908 1908 devriminden sonra Abdülhamid'in bakanlarına ve yöneticilerine yapılan yolsuzluk operasyonunda hepsinin mal varlığına el konuldu. Abdülhamid'in Başkâtibi İzzet Paşa, kaçarken geride bıraktığı mektupta, 'Yıldız'da her ne yapmışsam, hepsini Abdülhamid'in malumatı dahilinde yaptım' dedi

18 Aralık 2014 Perşembe 15:31

Ercan Dolapçı
Geçen yıl bugün Türkiye büyük bir operasyonla uyandı. Bütün haber kanalları bakan çocuklarının yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında gözaltına alındığını haber veriyor, yapılan aramalarda ayakkabı kutularında saklanan paralar, yatak odalarından çıkan para sayma makinaları deşifre ediliyordu. Dava dosyasından sızdırılan telefon kayıtları yolsuzluğun ve rüşvetin boyutunu gözler önüne seriyordu. Oğlu gözaltına alınan ve istifaya zorlanan Bakan Erdoğan Bayraktar'ın "Ben talimatları Başbakan'dan aldım" sözleri ve "Paraları sıfırladınız mı?" kaydı ise operasyonun Tayyip Erdoğan'a kadar uzanacağına işaret ediyordu. Ancak öyle olmadı; savcılar, yasalar, polisler değişti ve soruşturmaların üzeri kapatıldı. Tam 106 yıl önce 1908 Devrim'inden hemen sonra, bugünkü iktidarın "torunlarıyız" dediği padişah ve bakanlarına bizim
"dedelerimiz" tarafından yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yapılmıştı. Bugün pek bilinmeyen olay gösteriyor ki yolsuzluğun yönetmi 106 yılda hiç değişmemişti. Dünün çanta ve cüzdanları bugün yerini ayakkabı kutularına; Boğaz'daki köşkler de Şehrizar'daki dairelere bırakmıştı sadece. Ama yolsuzluğa müdahale yöntemi farklıydı. Temmuz 1908'de iktidara gelen İttihatçılar bir ay sonra II. Abdülhamid ve paşalarının yasadışı yollardan elde ettikleri mal varlıklarına el koymuştu. Geçen yıl bugün yapılan yolsuzluk operasyonunun sonucu ise: Takipsizlik.


KABİNE İSTİFA ETTİ

23 Temmuz 1908 Devrimi'nden sonra halk, yıllardır çektiği kötü yöneticilerin köşk ve konaklarını bastı; adları "rüşvetçi" ve "hortumcu"ua çıkan yöneticilerden hesap sorulmasını istedi. Halkın baskısı ve Tanin gazetesinin yayınları sonucu, Said Paşa kabinesi toplu olarak istifa etmek zorunda kaldı.

TUTUKLANDILAR

Hesap sorulmasından korkanlar, yabancı elçiliklere sığınıyor ya da onların yardımıyla yurt dışına kaçıyordu. Eski Ziraat, Maadin ve Orman Nazırı Selim Melhame ve ikinci Mabeynci İzzet Paşa, Mabeyn Başkâtibi Tahsin Paşa, Mabeynci Ragıp Paşa, Bahriye Nazırı Hasan Rami Paşa, Dahiliye Nazırı Memduh Paşa ve Belediye Başkanı Reşit Paşa gibi görevlerinden azledilenler, tutuklandılar.

KAÇMAYA ÇALIŞTILAR

Halk Yıldız Sarayı'nın önünden günlerce ayrılmadı, Paşalardan bazıları gizlice kaçmak istediler. Bunlardan birisi de Saray'ın en etkili isimlerinden İkinci Mabeynci Şamlı İzzet Holo Paşa'ydı. 30 Temmuz günü önce Alman Elçiliğine ardından Fransız elçiliğine sığındı. Son çare İngiliz bayrağı taşıyan bir Mısır gemisiyle yurtdışına kaçtı. Ancak İttihatçılar peşini bırakmadı, Çanakkale Boğazı'nda gemisine çıkarak tutuklamak istedi, İngiliz elçisi engel oldu. Geçen yıl 17 Aralık operasyonunda evlerden çıkan ayakkabı kutularındaki paralar misali İzzet Paşa da kaçarken paralarını çantalarla doldurmayı ihmal etmedi. Hakkında iddianame hazırlandı, iadesi istendi. Kaçmasa, Hicaz Demiryolu inşaatında yapmış olduğu yolsuzluklardan dolayı hapsi boylayacaktı.

'ABDÜLHAMİD'İN MALUMATI DAHİLİNDE'

Paşa hakkında hazırlanan iddanamede şunlar vardır: Saray'da işlenen gizli cinayetler, devletin dolandırılması, gümrük rüşvetçiliği... İzzet Paşa, zimmetine geçirdiği idida edilen 7,5 milyon Amerikan Dolarını Amerika'da işletmesiyle tanınıyordu. Büyükada'daki köşk aranırken bulunan Paşanın kaçarken arkasında bıraktığı mektupta şunlar yazılıdır: "Yıldız'da her ne yapmışsam, hepsini Abdülhamid'in malumatı dahilinde yapmışım."(Kocahanoğlu, 31 Mart, s.458) Tıpkı 17 Aralık'ta oğlu gözaltına alınınca istifa etmeye zorlanan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın itirafı gibi: "Talimatı Başbakan Erdoğan'dan aldım. Onun da istifa etmesi gerekir."

MAL VARLIKLARI YAYIMLANDI

Tanin gazetesi 8-9-10-11 Ağustos'ta paşalarının yasadışı yollardan elde ettiği gayrimenkullerinin listesini yayımladı. Yayımlanan liste olay oldu. Öyle ki, Tophane-i Amire Müşiri Zeki Paşa'nın serveti dudak uçuklatacak cinstendi. İstanbul'da 27 bin lira değerinde çok sayıda apartman, konak, dükkân, han, mağaza ve arsası ortaya çıktı. Bursa'da 16 bin lira, Aydın'da da 25 bin lira değerinde iki çiftliğin sahibiydi. Yolsuzlukla elde ettiği iddia edilen mülkleri kâğıt üzerinde 70 bin liradan fazlaydı. Gerçek değerinin ise iki katı olduğu ileri sürülür. Zeki Paşa, bunları Hazine'den 'satın almak' için sadece 4 bin 300 lira ödemişti!

RÜŞVETİ RÜŞVETLE ÖRTME GAYRETİ

Yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan bazı paşalar yine rüşvetle işten sıyrılmaya çalıştı. Bir Paşa, İttihatçılara 5 bin lira teklif etmişti. Yüklü rüşvet teklif eden bir paşanın bu isteğini, 16 Ağustos tarihli Servet-i Fünun dergisi 'Çirkin rüşvet teklifi' başlığıyla kamuoyuna duyurdu.

SERVETLERİNE EL KONULDU

İttihatçılar, 11 Ağustos 1908 günü yasa çıkararak, geçen yıl yaşadığımız gibi "paralarını sıfırlamalarına" müsaade edilmedi. Hepsinin servetine el kondu, Hazine'ye aktarıldı. Yolsuzlukla elde edinilmiş malların, Hazine'ye geri verilme işlemi tamamlandıktan sonra tutuklu bulunan paşa ve yöneticiler, 4 Eylül günü, sürekli ikâmet etmeleri şartıyla Büyükada'ya nakledildi.

VALİLER VE EMNİYETÇİLER GÖREVDEN ALINDI

Bütün bakanlıklarda büyük bir temizlik operasyonu yapıldı. Başta valiler olmak üzere kaymakam ve emniyet teşkilatında halka baskı yapan ve jurnallerle devrimcileri içeri atanlar görevden el çektirildi. Yolsuzluklara bulaşmış olanlar takibata uğradı. Görevdan alınanlar arasında Hicaz Valisi Amiral Ahmed Ratib Paşa (hatırı sayılır servetiyle Cidde'de kaçmaya çalışırken yakalandı), Erzurum Valisi Abdül Vahap Paşa, Aydın Valisi Mehmed Ali Paşa (İzmir'deki İngiliz konsolosluğuna sığınırken yakalandı. İstanbul'a gönderilirken yolda kaçıp Beyrut'tan Kıbrıs'a geçerken teknede yakalandı.), Beyrut Valisi Mehmed Ali Bey (İngiliz konsolosluğuna sığındı, ancak bir süre sonra terk etmek zorunda kaldı)görevden alındı. Saray'da görevli 390 yaverden sadece 30'u görevinde kalabildi.

'HARAMİ RAMİ'NİN AKIL ALMAZ SERVETİ

Yapılan incelemelerde Bahriye Nazırı Hasan Rami Paşa'nın akıl almaz serveti ortaya çıktı. Rami Paşa'nın köşkündeki kasasında, değişik kimseler adına Credit Lyonnais, Osmanlı Bankası ve Midilli Bankası tarafından düzenlenmiş 200 bin liralık 12 adet çek, bin küsur nakit altın lira, çeşitli şirketlere ait hisse senetleri, gayrimenkul tapuları ve yetmiş bin lira değerinde mücevherat çıkmıştı. Kasada bulunanların toplam değeri ise 4 milyon Franktan fazlaydı. Paşa 1,5 yıllık görevinde bu serveti yapmıştı. Öyle ki Rami Paşa'nın adı "Harami Rami"ye çıktı. Ele geçen bu para ve değerli evrak ve mücevherlere el konuldu. Tanin 9 Ağostos 1908 tarihli nüshasında "milletten gasp olunan emlakın listesi" başlığıyla Hasan Rami Paşa'nın mal varlığını yayınladı: "Bahriye Nazırı sabık Rami Paşa tevkif edildiği zaman zevcesi hanım hazır olduğu halde kasası açılarak iki yüz bin lira karib banka senet ve çekleri bulunduğunu yazmıştı. Kasadan bir kaç emlak ve akar (gelir getiren emlak) senedatı da çıkmış da bunların keymeti henüz tedkik edilmemiştir.

VİŞNE ÇÜRÜĞÜ BİR CÜZDANIN İÇİNDE BULUNAN, ZEYTUNİ RENKTEKİ ÇANTADA BULUNANLAR

5.000: Hadiye Hanım namına zarf içinde Kredi Lyon (Fransız Crédit Lyonnais Bankası) çeki 5.000: Halise Hanım namına zarf içinde Kredi Lyon çeki 5.000: Davut Bey namına zarf içinde Kredi Lyon çeki 5.000: Ferhat Bey namına zarf içinde Kredi Lyon çeki 12.000: Halise Hanım namına zarf içinde Kredi Lyon çeki 2.000: Zarf derininde çıkanlar 5.400: Mahmut Bey namına Kredi Lyon çeki 5.000: Hasan Bey namına kredi Lyon'da 5.000: Fatma Hanım namına Kredi Lyon'da 5.370: Hüsliye Hanım namına Kredi Lyon'da 5.700: Zarf içinde Osmanlı Bankası çeki 3.000 Zarf içinde Osmanlı Bankası çeki 2.000 Midilli Bankası'nın çeki (....) Müfredatı gösterilen bu senedattan başka kasada altın olarak bini mütecaviz lira ve daha bazı senedat zuhur etmiştir." Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı: Boğaziçi'ndeki diğer yalıların farklı olarak, adeta bir şato görünümündedir. Yalı 5 katlı 3.000 m2'ye yakın kapalı alanı (23 oda+8 banyo), 4.000 m2'lik bahçesi ve 130 metrelik rıhtımıyla, Boğaz'ın en görkemli yapılarından biridir.

ZEKİ PAŞA'NIN MAL VARLIĞI

'Zeki Paşa'ya verilenler' başlığı altında Tanin'de yayımlanan Zeki Paşa'nın mal varlığı şöyle: KIYMET TAHMİNİ

1.500.000 Beyoğlu'nda Hasan Ağa mahallesinde 6 numaralı apartman 1.600.000 Hüdavendigar vilayeti dahilinde balıklı çiftlik 2.000.000 Aydın dahilinde çiftlik 500.000 Galatada Kemankeş mahallesinde 83 numaralı Nesif Han 300.000 Mirgün'de (emirgan) sahilhane 300.000 Galata'da Kemankeş Mahallesi'nde 97,95 numaralı daire 125.000 Şehzade Başında Fevziye Mahallesinde 4 numaralı konak .

Kaynaklar:

1- Aykut Kansu, 1908 Devrimi, İletişim Yayınları, İstanbul, 1995.

2- Osman Selim Kocahanoğlu, 31 Mart Ayaklanması ve Sultan Abdülhamid, Temel Yayınları, İstanbul, 2009.

3- Süleyman Kâni İrtem, Abdülhamid Devrinde Hafiyelik ve Sansür, Hazırlayan: Osman Selim Kocahanoğlu, Temel Yayınları, İstanbul, 1999.

4- Hüsamettin Ertürk, İki Devrin Perde Arkası, Yazan: Samih Nafiz Tansu, Ararat Yayınevi, İstanbul, 1969.

5- Galip Vardar, İttihad ve Terakki İçinde Dönenler, (Yazan: Samih Nafiz Tansu), İnkılap Kitabevi, İstanbul, 1960.

 http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/yolsuzlugun-osmanlicasi-h58920.html


a45UyF587661-141218162749-06
^^^^^ - vvvvv

 

Bir seyi ezberlemek, bilmek demek degildir.

Montaigne

Peygamber 30 erkegin cinsel gucune sahipti.

Buhari

Din,insanligin asaletine edilmis bir kufurdur.
O olsun ya da olmasin,hayatinizda iyi seyler yapan iyi insanlar ve kotu seyler yapan kotu insanlar her zaman olacak.
Ama iyi insanlarin kotu seyler yapmasi icin din gerekiyor....

STEVEN WEINBERG



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder