Kendi Kendine Elektrik Üreten Makine - Denizlili Mucit - Dünyada Bir İlkhttps://www.youtube.com/watch?v=GRTpUJC-eJY |
'Bedava enerji' peşinde koşan 'manyetik akıncı'lar. |
Related Videos |
Daha sonra 7 dakika ısınan antifrizden elde edilen basınç, makinedeki çarkı döndürüyor ve 24 volt elektrik üretiliyor.
Bu sırada akü devreden çıkıyor.
Trafoya aktarılan 24 volt elektriği, makinedeki kart sayesinde 220-380 volta yükseltiyoruz.
Elde ettiğimiz elektrikle sistemi çalıştırıyoruz.
5 yıldır kullanıyorum, bir arıza vermedi"
Tipik bir Con Ahmed'in devir daim makinası.
Bütün bunlar neden oluyor biliyor musunuz?
İlk olarak cumhuriyet döneminin bütün milli eğitim bakanları başarısız olmuştur.
Yetmemiştir, yetememiştir, Osmanlının cehaletini temizlemek, beyinlerde birikmiş tozu almak, tortuyu temizlemeye yetmemiştir.
İkinci olarak bu durum bütün İslam ülkelerinde ortak bir kaderdir.
Benim düşüncem, İslamın dininin getirdiği inanç iklimi bilgi ve bilinç anlayışına ket vurmuştur.
Üçüncü olarak, cumhuriyet döneminde milli eğitime paralel olarak geliştirilen İmam Hatip sistemi, Kur'an kursları, merdiven altı din eğitim ve öğretimi zararlı olmuştur.
Beyin de kaslar gibidir. Kasları çalıştırmak çeşit çeşit egzersiz vardır. İzometrik, izokinetik, izotonik, terapötik egzersizler. Hepsinin de farklı bir etki mekanizması vardır. Ve hepsinde de kas farklı şekilde etkilenir.
Işte beyin de böyledir. Onun da egzersizleri vardır. Onunda hatalı egzersizle zarar görme ihtimali vardır.
Insan beyni temelde bilgi işler. Bilgisayarlar gibidir. Hatalı veri hatalı sonuçlar üretir.
Hatalı veri işleme algoritmleri hatalı sonuçlara sebep olur. Işin temelinde bilgi var buna dikkat.
Peki bilgi nedir? Bilgi herkesin, her yerde, her zaman sınayabildiği şeydir. Sınama dediğimiz şey deney ve gözlemden ibarettir. Deney ve gözlem herhangi bir fikrin, sözün, iddanın evrenin gerçeklik miyarına vurulmasından ibarettir. Bu miyar gerçeği bulmakta tek ve en geçerli yoldur. Gerçek bilgi budur.
Sınanamaz, sınanmamış veriler bilgi değildir. Her şeyden önce bunlar gerçek değildir. Gerçek olmayanlarla bilgi işlem yapmak elbette bizi yanlış yollara sevk eder. İnsanlar halusinasyonlarını, rüyalarını, hülyalarını, hayallerini tartışamazlar. Ama insanlar tecrübelerini, gerçekleri tartışabilirler.
Din tam olarak böyledir. Gerçek üstüdür. Bazen sanrıdır, bazen hayaldir, bazen hülyadır, bazen rüyadır. Ama din asla gerçek değildir. Çünkü sınanmamıştır, sınanamaz. Her zaman kişiseldir, hiçbir zaman evrensel değildir.
İşte İmam Hatipler ve mürtecilerin kontrolü altında verilen din eğitimi, öğretimi bu tezgahtan geçenleri kötü şekilde etkilemiştir. Bu insanlar bilgiden, gerçeklerden, doğru düşünme tekniklerinden soğutulmuştur. Aslında verilen eğitim, bu insanları bilgiyi, doğru düşünme tekniklerini küçümsemeye yöneltmiştir. Ve inanç denilen hatalı düşünme sistemi aşılanmaktadır.
İnanmak hatalı düşünme tekniğidir. Çünkü verilerin gerçekliğiyle ilgilenmez. Aslında inanmak verilerin doğru şekilde işlenmesiyle de ilgili değildir. İnanmak tamamen keyfi bir düşünce tekniğidir.
Bana sorarsanız bir düşünme tekniği de değil. Bir tür kötü alışkanlık, beynin kötü kullanımıdır.
Şimdi aşağıdaki olaya geri dönelim. Bilim aleminde yasalar vardır. Yasalar basitçe evrende gözlediğimiz olayların istisnasız uyduğu kurallardır. Ancak, burada bir anahtar nokta var. Yasalar bu kuralların neden, nasıl, niçin olduğunu açıklamaz. Misal yer çekimi yasası vardır. Bir matematiksel denklemden ibarettir. Ve gerçekten de bu denklemleri kullanarak bin türlü iş yaparız.
Ama Yerçekimi Yasası cisimlerin birbirlerini neden çektiğini açıklamaz. Açıklamalar öncelikle hipotezlerin ve teorilerin işidir.
Termodinamiğin dört yasası vardır. Sıfırıncı, 1nci, 2nci, 3ncü kanunları. Doğa bu yasalara göre işler. Ancak, neden böyle işlediğinin tam olarak açıklaması yoktur. Bunlardan ikinci yasaya gelelim. Entropi lafını ortaya çıkartan yasa budur. Bu der ki;
Bir ısı kaynağından ısı çekip buna eşit miktarda iş yapan ve başka hiçbir sonucu olmayan bir döngü elde etmek imkânsızdır. (Kelvin-Planck Bildirisi).
Soğuk bir cisimden sıcak bir cisme ısı akışı dışında bir etkisi olmayan bir işlem elde etmek imkânsızdır. (Clausius Bildirisi)
Termal olarak izole edilmiş büyük bir sistemin entropisi hiçbir zaman azalmaz (bkz: Maxwell'in Cini).
Kısacası bu abiler ve bu yasa Con Ahmedin Sonsuz Devirdaim makinası imkansızdır diyor.
Bu güne kadar bunun istisnası görülmemiştir. Araştırılmamış, boş bırakılmış iş değildir. Ancak, bu iş o derecek kurcalanmış ve didiklenmiştir ki, artık bilim insanları emin olmuştur. Sizin hala daha enerjiniz varsa sınayabilirsiniz. Yasak, günah, tabu değildir. Bilimin güzelliği de budur. Ancak, bilmelisiniz batıda Con Ahmed'in Sonsuz Devirdaim makinasına benzer projeler artık sadece anasınıfı ya da ilk okul seviyesinde konuşulur, düşünülür, hayal edilir. Lise düzeyinde bunları konuşmak mümkün olmaz. Çünkü o vakte kadar bütün çocuklara termodinamiğin ikinci yasası çoktaan anlatılmış olur.
Işte bizdeki sıkıntı budur. Lise bitirmemişler, bitirdiği halde aklı din, inanç eğitimiyle bulanmış olanlar, doğru düşünme, bilgiden haberdar olma imkanı bulamamışlar ya da eğitim sistemindeki arızalar sebebiyle bundan haberdar olmadan erişkin olanlar çoktur.
Bu türden insanlar batıda mucit sayılmaz, tam tersine gülünç, temel fizik yasalarını bilmeyen kişiler olarak küçümsenir.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
İlkokul terk mucitten doğalgaza rakip
Sivaslı Mucit Yusuf, 2009 yılında geliştirdiği kat kaloriferi 110 TL ile tüm yıl ısınmayı sağlıyor. İşte elektrik üreten o ilginç icat;
İlkokul terk mucitten doğalgaza rakip İlkokul terk mucitten doğalgaza rakip İlkokul terk mucitten doğalgaza rakip
Sivas'ın Ulaş ilçesinde, ilkokul üçüncü sınıftan sonra eğitimine devam etmeyen ve çok az derecede okuma yazma bilen 39 yaşındaki Yusuf Zafer, geliştirdiği "profesyonel kat kaloriferi" ile yılda 110 lira ödeyerek hem evini ısıtıyor hem de elektrik ve sıcak su ihtiyacını karşılıyor.
Sivas Ulaş'a bağlı Gürpınar köyünde yaşayan, ilkokul üçüncü sınıftan sonra eğitimine devam etmeyen ve çocuk yaşta oto elektrik-elektroniğe merak saran Zafer, çevresinde "Mucit Yusuf" olarak biliniyor. Yurt dışında iş makinelerinin tamiri konusunda uzun yıllar çalışan ve daha sonra kalorifer sistemleri üzerine yoğunlaşan 3 çocuk babası Zafer, 11 bin 700 liraya mal ettiği, antifriz basıncıyla çalışan "profesyonel kat kaloriferi" sayesinde evini tasarruflu şekilde ısıtıyor.
ELEKTRİK, SU VE ISINMA YILDA 110 LİRA
Bu makineyle 5 yıldır hem evinin ısınmasını sağlayan hem de elektrik ve sıcak su ihtiyacını karşılayan Yusuf Zafer, yaptığı açıklamada, yıllar önce kalorifer sisteminin nasıl çalıştığını merak ettiğini ve bu konunun aklına hep takıldığını söyledi. Bunun üzerine bir sistem geliştirmek için çalışmaya başladığını anlatan Zafer, 2009 yılında "profesyonel kat kaloriferi" ürettiğini belirtti.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Makinenin çalışma sistemi hakkında bilgi veren Zafer, "Sistem ilk olarak aküyle çalışıyor. Daha sonra 7 dakika ısınan antifrizden elde edilen basınç, makinedeki çarkı döndürüyor ve 24 volt elektrik üretiliyor. Bu sırada akü devreden çıkıyor. Trafoya aktarılan 24 volt elektriği, makinedeki kart sayesinde 220-380 volta yükseltiyoruz. Elde ettiğimiz elektrikle sistemi çalıştırıyoruz. 5 yıldır kullanıyorum, bir arıza vermedi" dedi. Sistemin çok masraflı olmadığını sadece 15 günde bir antifriz eklediğini aktaran Zafer, makinedeki 100 litrelik su deposu sayesinde evini ısıtıp, sıcak su ihtiyacını karşılayabildiğini söyledi.
Makineyle 8 kilovat saat elektrik ürettiğini anlatan Zafer, bu elektriğin 6 kilovatının sistemin çalışmasına gittiğini, geri kalan kısmıyla da evinin ihtiyacını karşıladığını belirtti.Yusuf Zafer, ebatları büyük olan makineyi evinin antresine kurduğunu belirterek, "Antifrizle çalışan makineye yılda 2 teneke antifriz alıyorum. 2 teneke antifriz için ödediğim 110 lirayla evimin 1 yıl boyunca ısınmasını, elektriğini ve sıcak suyunu karşılıyorum. Evim 110 metrekare. 4 oda, mutfak ve banyo komple ısınıyor. Bütün odalarda petek var. 24 saat sıcak su var" diye konuştu.
Sistemin istenildiği zaman devre dışı bırakılabildiğini ve şebeke elektriğine geçiş yapılabildiğini dile getiren Zafer, makinenin içerisindeki termostat sayesinde hava sıcaklığına göre evin sıcaklığının otomatik ayarlandığını kaydetti.
PATLAMA RİSKİ YOK
Yusuf Zafer, makinenin patentini 2009 yılında aldığını ifade ederek, "Bu icadı yaptığım için yaklaşık 30 bin lira verdiler" ifadesini kullandı. Makinenin seri üretimi için girişimcilerden destek beklediğini dile getiren Zafer, ürettiği cihazda sıkışma, patlama veya zehirlenme gibi risklerin bulunmadığını söyledi.
Zafer, yeni bir sistem geliştirmek için çalışmalarının sürdüğünü, yeni makinenin yazın soğutma kışın da ısıtma görevini yapacağını sözlerine ekledi.
Istediklerimizin bazilirini elde edememek mutlulugun ayrilmaz bir sartidir.
Bertrand Russell
Risale-i Nur, Kur an in bir aynasidir.
Bir mucize durumundadir
Said-i Kurdi
Muamma
Evrende nice sir varsa
Hepsinden vermistir haber
Kurani yorumlayip da
Dincilerimiz boyle der.
Bilinmez ne hikmet ise
Hep batili icat eder.
Bir yandan atomu cozer
Bir yandan uzaya gider.
Bizde nurlu kitap varken
Nicin karanliktir kader?
Acep islam uyuklarken
Kuran mi okur kafirler?
Aziz Nesin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder