27 Aralık 2014 Cumartesi

Tunus'ta Atatürk çağı


Tunus'ta Atatürk çağı

Tunus'ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. turu Cumhuriyetçilerin adayı Kaid Es Sibsi'nin zaferiyle sonuçlandı. Bu zafer Müslüman Kardeşler'in Tunus'taki 3. yenilgisi oldu

Tunus'ta Pazar günü yapılan başkanlık seçimlerinin ikinci turunu da cumhuriyetçi aday Kaid el Sibsi kazandı. Öteki adayı destekleyen, daha doğrusu onun arkasına gizlenen islamcılar, üç ay içinde üçüncü kez sandıktan yenik çıktılar. Tunus'ta tablo netleşti, cumhuriyetçiler kazandı. Bu zafer hem Tunus'u hem de genel olarak Arap dünyasını/Akdeniz çevresini etkileyen sonuçlar doğuracak.

Tunus, Arap dünyasının İslamcıların kapalı av alanı olmadığını, 100- 150 yıllık geçmişi olan bir demokratik devrim kavgasının mücadele meydanı olduğunu bir kez daha gösterdi. Tunuslular çağdaş bir toplum arayışı içindeler. Tunus'lu kadınlar en bizim kadınlar kadar çağdaş.

KARİZMA ÇİZİLDİ

Cezayir'den ve Mısır'dan sonra üstelik herkesin gözü önünde yapılan seçimlerde yenilgiye uğrayan Müslüman Kardeşler, 80 küsur yıllık karizmayı çizdirdiler. BOKAP projesi İslamcı karıştırgacını yitirdi.

"Arap Baharı" adı verilen, Tunus'lu devrimcilerin "Siyonist baharı" adını verdikleri kargaşa bitti. Herşey yerli yerine oturdu. İslamcıların desteğini alan Marzuki, Fransa'dan ithal bir "insan hakları savunucusu idi. Seçim kampanyasnda seçmenleri "eski rejime dönüyorlar" sözleri ile korkutmaya çalıştı. Seçmeni korkutamadı ama, Tunus'lu seçmenler gerçekten de geriye döndü. Yıllarca Tunus'un ulusal lideri Habib Burgiba'nın hükümetlerinde görev almış, içişleri ve savunma bakanlıkları gibi kilit mevkilerde görev yapmış bir eski politikacıyı Cumhur'un başına getirdi. İnsanın aklına Aydınlık'ın 10 Kasım günkü manşeti geliyor: (Atatürk'ün resminin altında) Onların günler geliyor. Tunus'ta geldi bile!

Tunus'un bize göre bir üstünlüğü AB sürecinden geçmemiş oluşu. Bu nedenle ulusal devlet hala ayakta. İyi bir yönetimle kısa sürede canlanabilir. Tunus Arap dünyasının önde gelen ülkelerinden biri. Cezayir ve Mısır'dan sonra, sisteme Suriye de katılınca büyük atılım yapabilir. Biraz da Kaid Es Sibsi'nin önündeki güçlüklerden sözedelim:

ULUSU BİRLEŞTİRME SÜRECİ

Kısmen liberalleştirilimiş ekonomi tarım ürünleri ihracına ve turizme dayalı. Bu açıdan dış müdahalelere açık. Kaid es Sibsi ülkeyi birleştirmek için seçmenlerden destek istedi. Bir bakıma "ulusal rehabilitasyon hükümeti" gibi görev yapacak. İslamcıların böldüğü ulusu birleştirmeye çalışacak. Bir bakıma zor bir bakıma kolay…

Tunus içindeki terör olayı ile boğuşacak. Bunu üstesinden geleceğine inanıyorum. Ne var ki sınırın dibinde Libya belası var, İslamcılar oralarda gizleniyor. Kargaşa bir süre daha sürebilir. İslamcılarla kol kola giren "sosyal demokrasi" zaten çökmüştü. Son başkanlık seçimlerinde "İslamcılardan" gelen gürültünün etkisinde kalarak cumhuriyetçi adaya açıkça destek vermeyen, Avrupa esinli "orta yolcu sol"un da giderek güç yitirmesi beklenmeli. Zaten es Sebsi'nin zaferi onlara rağmen gerçekleşti. Cumhuriyetçiler tabanda birleşti. Tunus çok güzel bir ülke. Afrika'nın kuzeyinin Yunan Adaları denebilir. Türkleri de çok seviyorlar. Türk geçmişleri ile gururlanıyorlar. Kıyıları zeytinliklerle kaplı. Barışın simgesi güzelim zeytin ağaçları, şer güçlerini Akdeniz'de boğacak mı?


a45UyF587661-141227110239-06
^^^^^ - vvvvv

 

Bir naibe gonul baglarken onda keramet aramayiniz.
Sadece seriata saygi besledigini ve hak yolunda yurudugunu gormek yeterlidir.

Seyh Samil

Mehdi nin ayak seslerini duyuyorum
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Seriat gelecek, adalet gelecek.
Osmanli Hilafet-i Islamiyesinin yikilmasindan sonra Muslumanlik aleminde Kezzabiyyun, Deccaliyyun, Sufyaniyyun devirleri baslamistir.
Buyuk tahribat olmus, kutleler halinde irtidat gorulmustur.
Uzun suren kufur ve dalalet gecesinden sonra nihayet ufukta Mehdiyyet fecr-i sadikinin nurlari gorulmeye baslanmistir.
Mehdi nin kuracagi Kur an, Sunnet ve Seriat duzeni oyle kolay kolay, tereyagindan kil cekercesine zahmetsiz olmayacaktir.
Yakin gelecek, en dogrusunu Allah bilir, buyuk savaslara, igtisasa, melhamelere, kiyimlara, $ikintilara gebedir.
Zahirde Musluman gorunen birileri, dunya hirslariyla Firat in altindaki hazinelere saldirmislar ve buyuk kara ve necis servetlere sahip olmuslardi, onlar helak olacaktir.
Islam dinini, dunyevi ve uhrevi ahkam tasnifine tabi tutan ve Seriatin dunya ile ilgili hukumlerini goz ardi eden dunyevi=sekuler sozde Muslumanlar feci sekilde aldandiklarini anlayacaktir.
Irak ta, Suriye de, Filistin de buyuk kanli savaslar cereyan edecektir.
Deccallar ve Sufyanlar tepetaklak olacaktir.
Batil gumbur gumbur yikilacaktir.
Musibetler toptan gelecek, kotulerin yaninda iyiler de zarar gorecektir.
Susuzluk, ekmeksizlik...
Evsizlik, barinaksizlik...
Ates ates ates...
Zelzele-i Kubra...
Bana dokunmayan yilan bir yasasin diyenleri buyuk yilanlar sokup agulayacaktir.
Kezzablar, Deccallar, Sufyanlar sonuna kadar direnecek ve cok acilar cekilecektir.
Haramla yapilmis yuksek binalar cokecektir.
Elektrikler kesilecek, butun seytani cihazlar calismayacaktir.
43 cu kattaki kasanesinden cihani nemrudane seyr eden gafil magrurlar yuksek merdivenleri cikamayacaktir.
Kaddafilerin akli olsa, kanli iktidarlarindan feragat edip bir kuse-i inzivaya cekilirler ama onlarda o akil nerede...
Zalimlerin en akillisi Zeynel olmus, cekip gitmisti.
Mubarek diretmisti ama diretmesi onu iktidarda tutmaya yetmemisti.
Saddam keske iktidardan vaz gecmis ve surgunu tercih etmis olsaydi.
Ahir zaman fitneleri baslamistir...
Deccallik, Kezzablik, Sufyanilik devirleri bitiyor.
Mehdinin ayak seslerini duyar gibiyim.
Kulaginizi yere koyun ve dinleyin...
Kur an, Sunnet, Seriat, adalet, guvenlik diye atiyor zeminin kalbi.
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Seriat gelecek, adalet gelecek...
Tufandan sonra sukunet hukumran olacak.
Olenler olecek, kalanlar kalacak.
Iman ile olenler bahtiyar olacak; sirk, kufur, dalalet yolunda olenlerin zarari buyuk olacak.
Bundan sonra Deccalperestlerin, Kezzablarin, Sufyanilerin isi bitiktir.
Ben hem Muslumanim, hem de Deccaliyim diyenler buyuk kayiptadir.
Rahmana iman ve itaat edeceksin, Taguta cephe alacaksin.
Ey Dresden (13-14 subat 1945 gecesi) ahalisi, ey modern Pompeililer, Sodom ve Gomore halki, Bizans ve Roma...
Uyanin bu gaflet uykusundan...
Sezar mabetlerinin hepsi yikilacak.
Deccallik ve Sufyanilik devri sonuna geldi...
Mehdi zuhur, Isa aleyhisselam nuzul edecek.
Kimseyi altinlari gumusleri, dolarlari eurolari, Altin Buzagi sirketi hisse senetleri kurtaramaz.
Sahih bir iman, ihlasli ibadet, kalb-i selim gerek kurtulmak icin.
Sende bunlar var mi?
Kesti-i Nuh hangi sahilde, biliyor musun?
Tufan yaklasiyor, kos gemiye gir, yoksa bogulur helak olursun...

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Bir kisisel Tanri anlayisi benim ciddiye alamayacagim antropolojik bir kavramdir.
It seems to me that the idea of a personal God is an anthropological concept which I cannot take seriously.

Kaynak: Albert Einstein, 1947; from Banesh Hoffmann, Albert Einstein Creator and Rebel, New York: New American Library, 1972, p.95.



1 yorum: