Ya bölünürsek.
Daha kötüsü ya bölünelim derken bölünemez, hepten kan deryası içinde boğulursak.
Kürt ayrılıkçı hareketini yazıp duruyorum.
AKP'nin Açılım Projesi, BOP projesi diye allayıp pulladığı işlerin taşıdığı büyük tehlikeleri anlatıp duruyorum.
Dahası bu projeleri kaleme alanlar hiç saklamadan bunu bölgedeki sınırların değiştirilmesi projesi olarak anlatıp duruyor.
Vee bizim aptallık derecesinde saf halkımız bunları büyüme projesi olarak anlamaya devam ediyor.
Evet, aptallık diyerek kibarlık ediyorum, aslında moron da diyebiliriz.
Çünkü dünyada herkes bütün bu projelerin Türkiye'nin ufalanması için olduğunu biliyor,
bu projelerin sahipleri de alenen ikrar ediyor.
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacağız.
Lafonten masallarından örnek versek anlayabilecek misiniz?
Bakın yaşadığım il Güneydoğu Anadolu ve ona komşu sorunlu yerlerden oldukça uzak büyük şehir kıvamında bir yer.
Çalıştığım hastaneye görevli valilik personeli her gün birkaç dil bilmeyen Suriyeli, Irak'lı mülteci getiriyor.
Şehrin sokakları tek kelime Türkçe bilmeyen, çakal gibi guruplar halinde dolaşan Suriye'li gençlerle dolu.
Hiçbirisi çalışmıyor, hepsine de devlet bakıyor, kiralarını ödüyor, aş evlerinden doyuruyor.
Bunların Türkiye'ye entegre olmak için en ufak bir çabaları yok.
Kanaatimce Türkiye içinde Kürtler kadar çok sayıda bir Arap nüfusu var.
Belki 5 milyon, belki 7 milyon kişi.
Bunlar Türkiyenin bütün illerine bu şekilde dağıtılmış durumda.
Anadolunun bütün illerinde Arap nüfus var.
Bütün bunlar Türk megalo ideası NeoOsmanlı saçmalığıyla ortaya çıkan şeyler.
Başhayalperest Davidoff hazretleri buyurmuş.
Diyor ki, biz karşımızda Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) görmek istemiyoruz,
biz karşımızda Esed rejimini görmek istemiyoruz,
biz karşımızda Kürt kantonları görmek istemiyoruz.
Oldu canım, gözlerim doldu.
Başka emriniz var mı?
Karşınızda bunlar olmayacak da ne olacak?
Osmanlı Osmanlı diye çığrışan Araplar mı?
En aptal Arap bile bunca belanın başlarına NeoOsmanlı sevdasından geldiğini bilmeyecek mi?
Büyüyecekmişiz!...
AKP hükumeti Kürtlere otonomi vermeye hazırlanıyor.
Açılım Projesinin açıklanması gün sayıyor.
Hükümet bocalıyor.
İki ileri, bir geri süreci devam ettiriyor.
Peki ben size de sorayım.
Kürtlerin vazgeçilmez talepleri arasında saydıkları siyasi çözüm için üç formül var.
Federasyon, özerk bölge ve tam bağımsızlık.
Peki sizce hükumet bunlardan hangisini pazarlık ediyor.
Sizce bu seçeneklerden hangisi kabul edilebilir.
Misal federasyon seçeneği sizce kabul edilebilir bir seçenek mi?
Türkiye federe bölgelere bölünecek.
Diğer bölgeler de federe hale sokulurken Kürdistan federasyonu da bu şekilde kurulmuş olacak.
Bu Türklerin talebi değildi, Kürtlerin talebiydi.
Peki bu talep yerine getirildikten sonra ülkenin kalan yerlerinde Türkler ve Kürtler arasındaki ilişkiler nasıl yürüyecek?
Bu güne kadar sivil halklar arasında ciddi bir sürtüşme yaşanmamıştı.
Bu günden sonra yaşanmaz mı?
Bence yaşanır.
Pogromlar olur.
Adapazarı, İzmit, Bursada bu türden olayların ucu gözükmüş ancak, güvenlik güçlerinin şiddetli tepkisi sayesinde bastırılmıştı.
Peki bundan sonra daha büyük olaylar yaşandığında güvenlik güçleri yeterli olabilecek mi?
Ya da ülkenin her yerinde artık Kürtleri Türklere karşı güvenlik güçleri mi koruyacak?
Boku çıkacak.
Garanti veriyorum.
Boku çıkacak.
Batı müdahil olacak.
Zaten fırsat bekliyor.
Koalisyon güçleri, güvenli alanlar, korunmuş hava sahaları, askeri müdahale olacak.
Irak'da nasıl olduysa aynen öyle olacak.
Hemen bir günde değil, on yıllar içinde iki toplum kanata kanata birbirinden koparılacak.
Önce siz bir uykudan uyanın, sonra da başkalarını etkilemeyi artık kesin.
NeoOsmanlı bu ülkeyi büyükmeyecek, küçültecek bir idealdir.
Batı Türkiye'nin büyümesi için çalışmaz, bu çabaya destek vermez.
Başkasının penisiyle gerdeğe giriyorsunuz.
Doğacak çocuk sizin olmaz.
Ve bir de işin şu tarafı var.
Kafası basmayanlar için örnek vereyim.
Misal apartman yönetim kurulu seçimleri olsun.
Biz bir yönetici, muhassip falan seçmişiz.
Derdimiz bunlar apartmanın ortak alanlarındaki işleri yürütsünler.
Ama bizim yönetici kalkmış, apartmana ekstra kat çıkmak üzere başka mütahitle anlaşmış.
Bodrumdaki otoparkı kapatmış düğün salonu yapmış işletiyor.
İtiraz eden daire sahiplerini kapıcıya dövdürüyor.
Bazı daire sahiplerinden aidat almıyor, onlar yandaş.
Bazılarından da iki misli pay aidat alıyor, onlar da karşıt.
Koridorlarda, asansör boşluğunda komşular karşılaştıkça gruplar halinde dövüşüyor.
Bu apartmanda işler nerde biter?
Mutlaka önce karakola gideriz, sonra da mahkemeye gideriz.
Herkes birbiriyle davalı olur.
Herkes birbiriyle küs olur.
Dışarıdan birileri arabulucu olur.
Apartmana sık sık polis ekipleri gelir.
Kimi zaman tespit yaparlar, kimi zaman göz altı, tutuklama yapmaya gelirler.
İşte aynen böyle.
Hiçir genel seçim AKP hükumetlerine ülkenin siyasi yapısını değiştirme yetkisi vermez.
Hiçbir genel seçim AKP hükumetlerine ülkenin ulusal, milli varlıklarını başkalarına devretmesine yetki vermez.
Bu tıpkı apartman yöneticisinin kat maliklerinin hanelerini satmaya kalkışması gibidir.
Bu işin sonu mutlaka karakolda, adliyede biter.
Kapik...
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Ya İstanbul'dan Ankara'ya ve ya Ankara'dan İstanbula gidebilmek için vize almak zorunda kalırsanız.Bu topraklarda cüceleri yaşatmazlar. Ya büyüp güçleneceğiz yada küçülüp bölünecek ve sonrada köleleşeceğiz.Başka yolu yok. Hangi şehirde kalırsanız kalın. Sonuç Türkiye'de kimler vardı ise o şehirde de onlardan bulunacak ve birlikte yaşayacaksınız. Ya bir yerlerin kölesi ya da efendisi olarak yaşayacağız.SelamlarA.D.Şimşek
17 Aralık 2014 19:36 tarihinde ZEKI SAHIN zekisahin@yahoo.com [UNITED-TURKS] <UNITED-TURKS@yahoogroups.com> yazdı:Sayın Oraj POYRAZ Bey,
Bunların hepsi doğru.
Ben de tıpkı sizin gibi düşünüyorum.
Ülkedeki mevcut Kıro'lardan bile bucak bucak kaçıyor ve uzak yaşıyoruz.
Ya bir de İran, Irak, Suriye, Suud, Mısırlı, hele de kedi-köpek ve böcek yiyen demek hafif kalır, insan yiyen Hind'li Çin'li ve Kamboçya'lı falan buralara gelmeye başlarsa....!
Eyvah ki eyvah!
Saygılarımla...
On Wednesday, December 17, 2014 11:17 AM, "Aydin HALKTANKOPUK oraj.poyraz@openmail.cc [UNITED-TURKS]" <UNITED-TURKS@yahoogroups.com> wrote:
Medvedev söyleyince itibar görmüş.
Ben en azından yirmi yıldır bunu söylüyorum.
Hem de her cümlemi nesnel verilerle destekleyerek bir öngörü yapıyorum.
Bizim milletin huyu kötü.
İlla ki elin adamı söyleyecek.
Evden birileri söylüyorsa, ya çocuktur, ya kadındır, ya aklı kıttır bir kusuru vardır.
Biz buna el iyisi, ev ayısı deriz.
Avrupa Topluluğu Türkiye'yi almaz.
Çünkü rahatsızlık vereceğini bilir.
Misal kim üst katına çingene bir ailenin yerleşmesini ister ki?
Ya da on çocuklu, üç eşli bir Kürt aile üst kat komşunuz olsun.
Ben istemem.
Kötü komşu aklını oynattırır, ev sattırır.
Ahbap olmaz, dost olmaz, komşuluğu sıkıntı verir, etrafa rahatsızlık verir.
Üç kuruşluk faydası varsa, bin liralık zararı vardır.
Başka örnek olsun:
Kızınız bir gün evleneceğim diye karşınıza bir Afganistan, Pakistan, Hindistan göçmeni, mülteci getirse.
Ne bileyim, Filistinli, Suriye'li, Libyalı, Fas, Tunus, Cezayirli, Malezyalı, Filipinli, Somalili bir delikanlı.
Bir şekilde imkan bulmuş kızınızı bağlamış.
Ya da Norveçli, Avusturyalı, Finlandiyalı, İsveçli, Fransız, İtalyan, İspanyol falan olsa.
Ne fark eder?
Ne düşünürsünüz?
Ön yargınız ne yöndedir?
Aklınıza ilk ne gelir?
Büyük konuşmak gibi olması ama, ben en büyük korkum bir gün damat adayı olarak karşımda bir gün bir Filistinli, Afgan, Iraklı, Suriyeli falan bulmak.
Olabilir mağdurdurlar, sıkıntı yaşamışlardır, merhamet gerekecek haldedir.
Ama ben içine sokmadan,uzaktan merhamet etmeyi tercih ederim.
Uzaylıyla ilk kez karşılaşmak gibi bir şey.
İlk kez medeniyetle karşılaşan Borneo yerlileriyle karşılaşmak gibi.
Ne bileyim vahşi bir hayvanla misal timsahla beraber yaşamak gibi.
Sürekli tedirgin.
İşte Avrupalı bundan korkuyor.
Ve aslında korktuğu çoktan başına geldi, geçmiş yıllarda kabul ettiği mülteciler şimdi vatandaş, şimdi kapı komşusu.
Ben de korkuyorum.
İşin kötüsü Avrupanın arasında bir sürü tampon ülke var.
Biz bütün bu kötülüklerle iç içe, komşu, hatta aynı ülkenin vatandaşı durumundayız.
Bir düşünün Rönesansı yaşamış bir ülkenin vatandaşısınız.
Opera, tiyatro, heykel, resim, sanatın her dalında öncü sanatçılar var ülkenizde.
Şarabın, peynirin en iyisini biliyor ve tadıyorsunuz.
Gusto, zevk, estetik, güzellikler içindesiniz.
Düzen, temizlik var.
Ve bir gün bütün bu uyum, güzellikler bozuluyor.
Ülkende, şehrinde, sokağında, apartmanında, okulda ve her yerde hiddetli, şiddetli, uyumsuz, sıkıntı verici, çirkin insanlar dolu.
Petrol mü, çeşitli kıtalara ve denizlere köprü olma işlevi mi, küresel stratejik oyunlarda satranç tahtasının en orta dört karesini tutmak mı?
Hepsinin bir yolu, bir kolayı var.
Paranın gücünü kullanırsınız.
Maşa kullanır, amele tutar, tetikçi kiralarsınız.
Ama asla evinizin içine sokmazsınız.
Ev Avrupalı için de kutsal.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
On 17.12.2014 09:54, ZEKI SAHIN zekisahin@yahoo.com [ISRATURK] wrote:
Sayın Mordo OVADYA Bey,
Elbette iyi bilirler neyin gerçekte ne olduğunu...
Zaten bir "girecek gibi yapıyoruz".
AB de bizi "alacak gibi yapıyor".
Birbirimizi idare edip, "geçinip gidiyoruz".
Saygılarımla.
On Monday, December 15, 2014 11:55 PM, "mordo ovadya shiyaya@netvision.net.il [Ozgur_Gundem]" <Ozgur_Gundem@yahoogroups.com> wrote:
Medvedev: Türkiye hiçbir zaman AB üyesi olmayacak15 Aralık 2014, 13:03Rusya Başbakanı Dmitri Medvedev, Ukrayna'nın Rusya yerine Avrupa'ya yönelmesini, Türkiye üzerinden eleştirdi. Nezavisimiya Gazeta için bir makale yazan Medvedev, "Ukrayna ne zaman Avrupa Birliği'ne girecek? Türkiye'den sonra. Türkiye ne zaman Avrupa Birliği üyesi olacak? Hiçbir zaman.." ifadelerini kullandı.Ukrayna'nın yakın gelecekte Avrupa Birliği'ne girmesinin imkansız olduğunu ifade eden Medvedev, "Avrupa Birliği, Ukrayna'yı eşit partner olarak Avrupa masasına davet konusunda aceleci değil. Kenarda bir tabura bile sunulmuyor. Bir türlü evlilik tarihi alamayan 'gariban Liza'nın durumu gibi…" eleştirisi getirdi.Türkiye'nin Avrupa Birliği ile 51 yıl önce üyelik anlaşmasını imzaladığını ifade eden Medvedev, "Sonuçta, Türkiye hala AB kapısının eşiğinde bekliyor. (Rusya'nın eski Başbakanlarından) Viktor Çernomirdin'e Ukrayna'nın ne zaman Avrupa Birliği'ne üye olacağı sorulduğunda, 'Türkiye'den sonra' demişti. Peki Türkiye ne zaman AB üyesi olacak? Hiçbir zaman…" ifadelerini kullandı.Ukrayna'nın eski Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in AB ile işbirliği anlaşmasını imzalamaya zorlandığında, Rusya'nın en büyük ticari ortak olarak üçlü görüşme önerdiğini, bunun kabul görmediğini belirten Medvedev, "Bu gerçekleşebilse birçok trajediden uzak kalınabilirdi. Ukrayna'da sivil savaş başlamazdı. Yüz binlerce Ukraynalı sığınmak için Rusya'ya göç etmek zorunda kalmazdı." eleştirisi getirdi.ABD'nin kabul edilmesi durumunda Ukrayna'ya 1 milyar dolarlık yeni Marshall Plan'larını hatırlatan yardım önerisi olduğunu kaydeden Medvedev, "Ukrayna'nın sadece ön ödemeli doğalgazı alabilmesi için 1,45 milyar dolara ihtiyacı var. Avrupalılar Ukrayna'ya yardım edilmesi gerektiğini kabul ediyor. Ancak para vermeye hazır olmadıklarını söylüyorlar…" ifadelerine yer verdi.Kimsenin Ukrayna'ya yardım elini uzatmayacağını savunan Medvedev, "Ölmeden ayakta kalmasını sağlayacak bir yardım yapabilirler… Ukrayna ekonomisi Rusya sayesinde canlandı. Kiev şimdi 1990'lara geri dönmek istiyor. Ülke borçları nedeni ile iflasın eşiğinde. Sosyoekonomik yıkım olabilir. Sadece doğalgazda sağladığımız indirimler Ukrayna için 82,7 milyar dolar. Kiev yönetimi yakında ekonomik gerçeklerle yüz yüze gelecek. Bitmekte olan yıl Ukrayna'nın tarihine bir trajedi olarak yazılıyor." değerlendirmesinde bulundu.Faruk Akkan, Moskova, Cihan- See more at: http://haberrus.com/politics/2014/12/15/medvedev-turkiye-hicbir-zaman-ab-uyesi-olmayacak.html#sthash.puqeRA5m.dpuf
Efendi olan ozgur olamaz.
J.j.rousseau
Cariyelik & kolelik
NAHL 75.allah, hicbir seye gucu yetmeyen ve baskasinin mali olan bir kole ile; kendisine guzel rizik verdigimiz, o riziktan gizli ve acik harcayan kimseyi misal olarak anlatti.
Hic bunlar bir olurlar mi?
Hamd Allah a mahsustur, fakat coklari bilmezler.
MUMINUN 6.ancak esleri ve ellerinin sahip oldugu (cariyeleri) haric.(bunlarla iliskilerden dolayi) kinanmis degillerdir.
MEARIC 30.ancak eslerine ve cariyelerine karsi mustesna; cunku onlar kinanmaz;
NISA 24.(harp esiri olarak) sahip oldugunuz cariyeler mustesna, evli kadinlar da size haram kilindi.
Allah in size emri budur.
Bunlardan baskasini, namuslu olmak ve zina etmemek uzere mallarinizla (mehirlerini vererek) istemeniz size helal kilindi.
Onlardan faydalanmaniza karsilik kararlastirilmis olan mehirlerini verin.
Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim icin) karsilikli anlasmanizda size gunah yoktur.
Suphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
NISA 92.yanlislikla olmasi disinda bir muminin bir mumini oldurmeye hakki olamaz.
Yanlislikla bir mumini olduren kimsenin, mumin bir kole azat etmesi ve olenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir.
Meger ki olunun ailesi o diyeti bagislamis ola.(bu takdirde diyet vermez).
Eger oldurulen mumin oldugu halde, size dusman olan bir toplumdan ise mumin bir kole azat etmek lazimdir.
Eger kendileriyle aranizda antlasma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mumin koleyi azat etmek gerekir.
Bunlari bulamayan kimsenin, Allah tarafindan tevbesinin kabulu icin iki ay pespese oruc tutmasi lazimdir.
Allah her seyi bilendir, hikmet sahibidir.
AHZAB 50.ey peygamber!
Mehirlerini verdigin hanimlarini, Allah in sana ganimet olarak verdigi ve elinin altinda bulunan cariyeleri, amcanin, halanin, dayinin ve teyzenin seninle beraber goc eden kizlarini sana helal kildik.
Bir de peygamber kendisiyle evlenmek istedigi takdirde, kendisini peygambere hibe eden mumin kadini, diger muminlere degil, sirf sana mahsus olmak uzere (helal kildik).
Kuskusuz biz, hanimlari ve ellerinin altinda bulunan cariyeleri hakkinda muminlere neyi farz kildigimizi biliriz.(bu hususta ne yapmalari lazim geldigini onlara acikladik) ki, sana bir zorluk olmasin.
Allah bagislayandir, merhamet edendir.
AHZAB 52.bundan sonra artik baska kadinlarla evlenmen, elinin altinda bulunan cariyeler haric, guzellikleri hosuna gitse bile, bunlarin yerine baska hanimlar alman sana helal degildir.
Allah her seyi gozetler.
BAKARA 178.ey iman edenler!
Oldurulenler hakkinda size kisas farz kilindi.
Hure hur, koleye kole, kadina kadin (oldurulur).
Ancak her kimin cezasi, kardesi (oldurulenin velisi) tarafindan bir miktar bagislanirsa artik (taraflar) hakkaniyete uymali ve (olduren) ona (gereken diyeti) guzellikle odemelidir.
Bu soylenenler, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir.
Her kim bundan sonra haddi asarsa muhakkak onun icin elem verici bir azap vardir.
RUM 28.Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: mulkiyetiniz altinda bulunan koleler icinde, size verdigimiz riziklarda ortaklariniz var mi?
Iste biz ayetlerimizi, aklini kullanacak bir kavim icin boylece acikliyoruz.
...din hissi, dunyanin acisi duyulan tokadiyla derhal Turk milletinin vicdanindaki cadirini yikti, davetlileri, Turk dusmanlari olan Arap collerine gitti.(..) Artik Turk, cenneti degil, (..) son Turk ellerinin mudafaa ve muhafazasini dusunuyordu.
Iste dinin, din hissinin Turk milletinde biraktigi hatira.
Mustafa Kemal ATATURK
(Mustafa Kemal in yazdigi Afet inan imzasiyla cikan Medeni Bilgiler kitabi 1931)
__._,_.___
Reply via web post • Reply to sender • Reply to group • Start a New Topic • Messages in this topic (3) KORKMA, SONMEZ BU SAFAKLARDA YUZEN AL SANCAK!
SONMEDEN YURDUMUN USTUNDE EN SON OCAK....
.
__,_._,___
--
Yasayan casuslar, dusman kampindan haber getirmeyi basaran casuslardir.
Sun Tzu dan Savas Sanati
Dunya baligin uzerindedir.
Balik basini sallayinca dunyada depremler olur.
Ibni Kesir, 2/29; 50/1
Arabistan in muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret agactan ve tastan putlarin muhafazasina mahsup yerler vardi.
Muhammed in nes et etmis oldugu Mekke de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en buyuklerinden idi.
Ibrahim oglu Ismail ile birlikte Kabe yi bina etmislerdi.
Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mucella olan Haceriesvedi getirmisti, bu tas sonradan gunahkarlarin ellerini surmelerinden dolayi kararmisti.
Bunlarin hepsi, bittabi sonradan uydurulmus masallardir
ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Tarih kitabi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder