27 Mart 2015 Cuma

Fwd: █▓▒░░ Tevhid ░░▒▓█ LEM'ALAR DERSLERİ-291-YİRMİBEŞİNCİ LEM'A(DEVAMI)

Masal

Bir varmış,bir yokmuş.Allah'in kulu çokmuş,
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde
Deve tellal iken,pire berber iken,
Ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken,
Ak sakal,sarı sakal
Berber elinden yeni çıkmış kırkılmış yok sakal,
Kasap olsam sallayamam satırı
Nalbant olsam nallayamam katırı
Hamama girsem sorarım natırı
Nadan olan bilmez ahbap hatırı
Dereden geldim,sandığa girdim
Bir de ne göreyim,köşede bir hanım oturuyor
Şöyle ettim,böyle ettim,
Yüzüne baktım,hanım yerinden kalktı
Çıktık birlikte yola
Ne sağa baktık ne sola
Gide gide Kaf dağının arkasına geldik ki
Ne ileri gidilir ne geri,
Sana bir masal söyliyeyim gel beri.....
Buyrun arkadaşlar Lem'alardan bir dersdir bu.
Okuyun ne anlıyorsanız anlayın ve bu sizin yaşamınıza anlam katsın.
Ben okudum, hep okuyorum.
Sadece saçmalık görüyorum.
Bakalım siz ne göreceksiniz?

Bakın neler neler olmuş?
Meğer o gün bu gündür baykuşlar gece uçarmış.

Haa yazan adam bir kolaylık da yapmış.
Yanında sözlük var.
Kötü Osmanlıca ya da Türkçe nasıl olurmuş bunu da anlamış olursunuz.
Bir örnektir yani.

Hayırlı olsun, inşallah, hamdolsun!....

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.Net)

-------- Forwarded Message --------
Subject: █▓▒░░ Tevhid ░░▒▓█ LEM'ALAR DERSLERİ-291-YİRMİBEŞİNCİ LEM'A(DEVAMI)
Date: Fri, 27 Mar 2015 09:48:17 +0200
Reply-To: tevhid@googlegroups.com


                                LEM'ALAR DERSLERİ

22.11.YİRMİBEŞİNCİ LEM'A(DEVAMI)

ON ÜÇÜNCÜ DEVÂ(DEVAMI)

Ezcümle, arkadaşlarımızdan—Allah rahmet etsin—iki genç vardı: Biri İlâmalı Sabri, diğeri İslâmköylü Vezirzâde Mustafa. Bu iki zât, talebelerim içinde kalemsiz oldukları halde, samimiyette ve iman hizmetinde en ileri safta olduklarını hayretle görüyordum. Hikmetini bilmedim. Vefatlarından sonra anladım ki, her ikisinde de ehemmiyetli bir hastalık vardı. O hastalık irşadıyla, sair gafil ve ferâizi terk eden gençlere bedel, en mühim bir takvâ ve en kıymettar bir hizmette ve âhirete nâfi bir vaziyette bulundular. İnşaallah, iki senelik hastalık zahmeti, milyonlar sene hayat-ı ebediyenin saadetine medar oldu. Ben onların sıhhati için bazı ettiğim duayı, şimdi anlıyorum, dünya itibarıyla beddua olmuş. İnşaallah, o duam, sıhhat-i uhreviye için kabul olunmuştur.

İşte bu iki zât, benim itikadımca, on senelik bir takvâ ile elde edilecek bir kazanç kadar bir kâr buldular. Eğer ikisi, bir kısım gençler gibi sıhhat ve gençliğine güvenip gaflet ve sefahete atılsaydılar, ölüm de onları tarassut edip tam günahlarının pislikleri içinde yakalasaydı, o nurlar definesi yerine, kabirlerini akrepler ve yılanlar yuvası yapacaklardı.

Madem hastalıkların böyle menfaati var. Ondan şekvâ değil, tevekkül, sabır ile, belki şükredip rahmet-i İlâhiyeye itimad etmektir.

 

Lügatler :

âhiret : öldükten sonra yaşanacak olan sonsuz hayat
beddua : kötü dua
bedel : karşılık
define : hazine
devâ : ilâç, çare
ehemmiyetli : önemli
ehl-i iman : Allah'a ve Ondan gelen herşeye inananlar, mü'minler
ezcümle : örneğin
ferâiz : farzlar, Allah'ın kesin emirleri
gafil : Allah'ı düşünmeyen ve sorumluluklarından habersiz
gaflet : sorumsuzluk, âhiretten ve Allah'ın emir ve yasaklarından habersiz davranma
hadise : olay
hayat-ı ebediye : sonsuz hayat, âhiret hayatı
hikmet : sebep, gaye
hüsn-ü zan : güzel zanda bulunma
inşaallah : Allah izin verirse
irşad : doğru yolu gösterme, uyarma
itibarıyla : açısından
itikat : inanç
itimad etmek : güvenmek, dayanmak
izah : açıklama
kalemsiz : okur yazar olmayan
kemâl-i sadakat : tam bir bağlılık
kıymettar : değerli
medar olmak : sebep olmak, vesile olmak
menfaat : fayda, yarar
mertebe : derece, makam
mühim : önemli
nâfi : faydalı
Rabb-i Rahîm : sonsuz merhamet ve şefkat sahibi ve herşeyi terbiye ve idare eden Allah
rahmet-i İlâhiye : Allah'ın herşeyi kuşatan sonsuz rahmeti
saadet : mutluluk
sair : diğer, başka
saliha : dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden, Allah'ın sevgili kulu mü'mine kadın
sefahet : yasak zevk ve eğlenceye düşkünlük
sıhhat : sağlık
sıhhat-i uhreviye : ahiret hayatında sağlıklı olma
şekvâ : şikayet, yakınma
şükür : nimeti veren Allah'a karşı minnet duymak, teşekkür etmek
takvâ : Allah'ın emirlerini tutup, günahlardan sakınmak
talebe : öğrenci
tarassut etmek : gözetlemek
tevekkül : Allah'a dayanma ve güvenme
vaziyet : durum, hâl
zât : kişi

 




Su senin benim dedigimiz toprak neyimizdir
Birkac gunluk cennetimiz cehennemizdir
Bugun su ictigin su testi toprak olunca
Mezarina atilir belki bir gun, kim bilir.
. . . . . .
Omer Hayam

Risale-i Nur un 129 parcasi Kuran dan uzanan elektrik telinin ucuna takilan 129 elektrik lambasi gibidir...
Bu oyle bir kitaptir ki insanlari karanliktan isiga cikarsin diye sana indirdik (Secde suresi ) ....
Said-i Nursi ye gore bu ayetlerdeki nur , yani ISIK sozuyle anlatilmak istenen yine Risale-i Nur dur..
Bu oyle bir kitaptir ki sen onunla insanlari Risale-i Nur un isigina cikarasin diye sana indirdik Allah a cagiran , guzel isler yapan ve ben muslumanlardanim diyen kimsenin sozunden daha guzel ne olabilir (Fuss.
suresi 33.ayet)

Said-i Nursi

Her dakika ovulmek isteyen bir Tanriya inanamam.

Friedrich Nietzs


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder