Daha elim ve vahim olmak üzere genel Sünni yoruma, İslamın genel örf ve adetlerine, genel din anlayışına baktığımızda sorular ve cevaplar doğrudur.
Evet, yanlış yoktur.
Evet, Cübbeli Ahmet Hocanın sözleri sünni İslam anlayışına göre yanlış değildir. Diğerleri de öyledir, yani doğru söylüyor bu ilahiyatçılar.
Ve evet, İslamın temel kaygıları da bunlardır.
Hayır bunlar değildir, İslam aslında daha yüksek idealler ve fikirleri tartışmaktadır.
Bu insanlar cahil oldukları için İslamın bu alanına, seviyesine sıkışmıştır diyenler çıkabilir.
Yanılıyorlar.
Çünkü 1.5 milyar İslam aleminde, 1.5 milyar Müslüman gerçekten de eşi adetliyken, ya da ölmüşken onunla cinsel ilişkiye girebilir mi bunu merak ediyor.
Bunu nereden mi biliyoruz?
Diğer ülkelerde de dini bilinçlendirme programlarına katılanlar benzer sorular soruyor.
Diğer ülkelerde de ilahiyatçılara sorulan sorular bunlar.
Kimse İslamın kozmoloji hakkındaki açıklamalarını merak etmiyor.
Arzu edenler Diyanet'in fetva sitesine de bakabilirler.
Aynı şeyleri görecekler.
Kaç yaşındaki kız çocukları kadın sayılır? Halk bunu merak ediyor.
Cinsel ilişki yoluyla oruç açılabilir mi? Bunu da merak ediyor.
Cinsel ilişki sırasında neleri yapmak, ne kadar yapmak helaldir, ne kadarı haramdır.
Ben izlerim, gerçekten de izlerim, cemaatlerin radyo yayınlarını, TV yayınlarını izlerim.
Canlı bağlantıları, katılımcıların sorularını, verilen cevapları dinlerim.
Hep böyledir. İstisna değildir bu sorular ve cevaplar.
Ayrıca merak ederim, verilen cevaplar doğru mudur diye.
Evet, ilahiyatçılar kendi mezheplerine göre doğru cevaplar veriyorlar.
Genellikle temel refarans sistemi Sünni mezheptir.
Sünni İslam fıkıhı, hukuku, içtihatı, geleneklerine ve mitolojisine göre doğrudur bu cevaplar.
Ne kadar çok tepki çekerse çeksin, Suudi ilahiyatçı doğruyu söylemiştir.
Peygamber kaç yaşındakileri kadın saydıysa siz de sayacaksınız.
Ölmüş eşinizle cinsel ilişkiye girebilirsiniz.
Miras paylaşımında kadınlarla erkekler aynı payı almayacaklar.
Şahitlikleri aynı olmayacak.
Gündelik yaşamları da söylendiği gibi olacak.
Miraç, cinler, ayın ikiye bölünmesi, Kısas-ı Enbiya'da anlatılanlar hep doğrudur.
Ben cinlere inanmıyorum diye bir şey yoktur.
Evet, İslam budur.
Doğrusu böyle değildir, ben doğrusunu biliyorum diye ortaya atılanlar çıkabilir.
Ön alalım.
Sizler istisnasınız.
Tek kişilik, bilemedin on kişilik mezheplerin kurucu imamları olmuyorsunuz siz.
Hadisleri inkar edenler var.
Bunlar hem inkarcı hem de sünni olduklarını söylüyorlar ki, bu dört dörtlük bir oksimorondur.
Yoktur böyle şeyler, hayat bu kadar pratik değil.
Keyfi olma lüksünüz yok.
Bana göre, ona göre, şuna göre falan değil.
Siz sünni değilsiniz kardeşim.
Olmayabilirsiniz, bana göre sorun yok, ama doğrusun bilmelisiniz.
Hadis bilimini nesnel ölçüleri var.
O ölçüleri kullanacaksınız.
İçime sinmedi, kafama yatmadı olmaz.
Kafanıza yatsa da, yatmasa da nesnel ölçülere uyuyorsa mecbursunuz kabul edeceksiniz.
Yoksa peygamberin peygamberliğine itiraz etmiş olursunuz.
Nasıl olacak?
Hem Müslüman olacaksınız, hem de peygamberin sözlerini kendi keyfi ölçülerinize göre beğenip, seçecek ya da beğenmeyecek, kabul etmeyeceksiniz.
Yoktur böyle şey.
Birileri derlemiş, iletmiş.
Çok güzel bir örnek olmuş.
Bence büyük hayırlara da vesile olmuş.
Derli toplu ve çarpıcı bir derleme.
Ben Müslümanım diyorsanız, işte İslam böyle bir şeydir.
Yok ben böyle değilim, İslam da bu değil diyorsanız, bu tamamen keyfi bir şey olur.
Din ise böyle bir şey değildir.
Hayırlı olsun, inşallah, hamdolsun!...
Oraj POYRAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder