17 Mart 2015 Salı

Re: Yan: [Ozel-Buro-Istihbarat] YENI ANAYASA GEREKLI MI ???

Yanarım yanarım şu nano teknoloji lafına yanarım.
Demek şu alemde nano teknoloji lafı mürtecilerin ağzına kadar düşmüş.

Bu hem çok iyi, iyi bir gelişme çünkü, hem de kötü, çünkü mürteci çağdaş olanı çağdaş olanın ürettiğiyle aşağılıyor, bu tuhaf.
Yahu Taliban, El Kaide, El Nusra, Bako Haram, Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) falan, filan.
Bunların nano teknolojiyle bir alakası var mı?
El Ezher, Suudi Müftüleri, Cübbeli Ahmet Hoca falan.
Bunlar nano, mikro falan takar mı?

Siz yanlış yerdesiniz Ali bey.
Gavur mahallesinde zemzem suyu satmak ne demek/

Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


Ali Bey,

Nano teknoloji ile devletin Türklerin elinden alınması anlamına gelen, ilk dört madde takıntısının ne  ilgisi var acaba?

Türkiye bilgisayar sistemi gibi bir alet midir yoksa?

Nano teknolojiye çok meraklı iseniz o konuda bir gelişme göstersin ülke. Anayasa takıntısına hiç gerek yok.

Batının takoz teknolojisini sattığı Türkiye'nin bir vatandaşı olarak benzetmenize epeyce güldüm.
Hatırlar mısınız bilmem eskiden deneklik 18 yaş ve üstüydü, AKP ile o yaş grubu bebeklere de indi. Böyle böyle ilerliyor, kobaylığı bebeklerimize kadar yayıyoruz.

Tüm bunlar, Anayasa'nın ilk dört maddesi sebebiyle mi oluyor?
Madencilik yasasındaki ülkenin miili menfaatlerinin kaldırılması da mı o sebeple?

Suriye'nin teröristlerini 'eğitip, donatacağız' mesela.

Nano teknoloji çağı imiş..*:) mutluyum *:) mutluyum *:) mutluyum

nkavcar

**


13 Mart 2015 19:25 Cuma tarihinde Ali YÜCEL <ali.yucel@ibb.gov.tr> şöyle yazdı:


Oraj Bey,
Haşa değişmez bir asıl olarak anayasa tartışmalarına hikaye diyorsan, senin anlatmaya çalıştığın hikayeyi sadece ben değil, hiçbir makul insan tarafından anlaşılır bir hikaye anlatamıyorsun demektir. Bu kısa yazınızdaki sulandırma ifadelerine girmiyorum bile.
Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilemez olduğunu nano teknoloji çağında iştahla savunuyorsunuz. Anlaşılıyor ki bunu bir inançla yapıyorsunuz. Neye inanacağınıza ve inanç şeklinize diyeceğimiz bir şey yok. Herkes kendi inancından mes'uldur, hesabını da kendisi verecektir. Lakin böyle bir konuyu inançla savunurken, kaynağı vahiy olan Allah'ın Kitabı Kur'an-i Kerim'i de bütünüyle reddediyorsunuz. Bu çelişkiyi idrak edemeyişinizi merak ediyorum.
Lakin darbecilerin millet üzerinde tesiri olan bütün etkilerinin ortadan kaldırılması gereklidir. Tartışma konusu anayasa dahil. Özne yerine milletini obje gören bütün metinler merduttur. Değişim kaçınılmazdır. Onu düzenlemek ve doğruya kanalize etmek gerekir.
Ne diyelim, gönülleri yumuşatan Allah'tır. Allah size de, bizlere de hidayet versin. Kabul edenlere hayırlı cumalar diliyorum. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.
 
A. YÜCEL
P Çevreye olan sorumluluklarımızı dikkate alarak gerekmedikçe çıktı almayın.
From: Oraj Poyraz [mailto:murte@emaildodo.com] Sent: Friday, March 13, 2015 4:09 PM
To: Ali YÜCEL
Subject: Re: [Ozel-Buro-Istihbarat] YENI ANAYASA GEREKLI MI ???
 
Sayın Listemdeki grubu uyeleri,                                                      8

Zaten dikkate almayacak olduktan sonra yeni bir anayasa bu ülkeye bir fayda sağlayabilir mi?

Şimdi geçerli olan anayasa kötü kaleme alınmış olabilir, ancak geçerli olanı budur.
Ve bu anayasanın nasıl kolaylıkla, ne kadar çok çiğnenmiş olduğu acaba neden dikkat çekmiyor?

Şimdi geçerli anayasamızı uygulatamayan yüksek yargı yarın başka anayasaları nasıl koruyacak ve uygulatacak?

Anayasa tartışmaları hikayedir, lüzumsuzdur, anlamsızdır, vakit kaybıdır.

Bu ülkenin ihtiyacı yeni bir anayasa değil, yeni bir zihniyettir.

Malesef Türk halkının bu vizyonu kendiğinden kazanması mümkün değil.
Epeyce macera yaşadıktan ve dayak yedikten sonra Türk halkı demokrasi kültürünü, yasa devleti olmayı, azınlıkların haklarının korunmasını, hukukun üstünlüğünü anlayacak ve içselleştirecektir.

Yapılacak tek şey ülkenin bir iç savaş yaşamasını izlemek ve halkın kafasını taşlara vura  vura akıllanmasını beklemektir.

Saygılar.
Oraj POYRAZL2fSIJNoA0xfSNxA
YENİ ANAYASA GEREKLİ Mİ ???
Değerli arkadaşlar,
10.1.2012 tarihinde yazmış olduğum ANAYASALARDA EVRİMLEŞİR !!! ve 14.2.2013 tarihinde yazmış olduğum YENİ ANAYASA İÇİN ACELE NEDEN ??? başlıklı yazılarımı, sizlere yeniden anımsatmak istedim.
Çünkü birçok ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarımız varken ve bunlar ulusal çözümler beklerken ve de çok önemli bir genel seçime giderken, yine yeni bir anayasa yapımını gündeme alıyoruz.
Umarım yöneticilerimiz ve danışmanları bu uyarılarımızı dikkate alırlar. Kazanan saygıdeğer halkımız ve güzel ülkemiz olacaktır. 
Sevgi ve saygılarımla (13.03.2015) Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
ANAYASALARDA EVRİMLEŞİR !!!
"Adalet ilkin devletten gelmelidir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir." Aristo
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQD_-RX8dpNOZFC5QTkJW0z561qhDxomJwTukxFopiOmUgwu-1hRQ
Değerli arkadaşlar,
Güzel ülkemizin kuruluşundan bu yana 1924, 1961 ve 1982 anayasaları yapılmıştır. Bunlardan 1961 anayasası dünyanın en iyi 5 anayasasından birisi olarak tanımlanmıştır. Ancak ne yazık ki bazı siyasetçilerimizce, 1961 anayasasının demokratik özellikleri iyi algılanamadı ve fazla demokrat bulundu. Bu anayasa bize bol geliyor diyerek şikayet edildi. Yapılan düzenlemelerle özgürlüklerimiz daraltılmaya çalışıldı.  
Sonra 1982 anayasası bu mantıkla yeniden yapıldı. Günümüze kadar da 17 kez değiştirildi. Yapılan değişikliklerin amacı daha demokratik ve daha çağdaş bir anayasaya kavuşmak içindi.
Kısacası 1982 anayasası, üzerinde yapılan değişimlerle evrimleşmeye başlamış ve devam etmiştir. Dünyanın en eski anayasası sayılan ve 1789 da yapılan ABD anayasası da 21 kez değişime uğramış ve daha çağdaş hale getirilmiştir. Yani oda evrimleşmiştir.
Özellikle bağımsız, çağdaş ve demokratik bir ülke olarak vatandaşlarımıza önümüzdeki yıllarda daha özgür ve daha rahat yaşam sağlamak istiyorsak, yeni bir anayasa yapmak yerine, bu anayasamızın giderek daha da evrimleşmesi için çağdaş değişimlerle donatılması gerekiyor. Örneğin;
·         Siyasi ahlak yasasının çıkarılması,
·         Seçim yasasının düzenlenmesi (%10 barajı azaltılabilir),
·         Siyasi partiler yasasına ön seçim koşulun getirilmesi,
·         Dokunulmazlıkların sadece TBMM çatısı altında geçerli olması,
·         %98 i deprem bölgesi olan ülkemizde gereken önlemlerin yasalaşması,
·         Senatonun yeniden kurulması (TBMM'nin kendisine özdenetim ve yeniden değerlendirme olanağının sağlanması),
gibi eksikliklerimizin giderilmesi gerekmektedir.
Değerli arkadaşlar,
Anayasamızda yapılacak değişim çalışmalarında, çağdaş ve ulusal devletimizi tanımlayan şu anki anayasamızın ilk 3 maddesi korunmalıdır. Bunları koruyan 4. Madde de aynen kalmalıdır (bu maddeler aşağıdadır).
Ayrıca 52 tane İslam ülkesi içinde tek laik ülke bizim ülkemizdir. Yüce önderimiz sayesinde kazandığımız laik ve demokratik ülke olma özelliğimizin önemini ve kıymetini tüm İslam ülkeleri daha yeni algılıyor.
Umarım günü yaşamak yerine, geleceğimizi düşünmek ve sorunlarımıza ulusal çözümler üretmek için her alanda gereken ulusal iş ve güç birliğini yaparız. Kazanan güzel ülkemiz ve değerli halkımız olacaktır.
Her güzel şey, yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve bütünlüğünü koruyarak, onu sonsuza dek yaşatmak için olsun !!!
Sevgi ve saygılarımla (10.01.2012) Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
ANAYASAMIZIN İLK 4 MADDESİ:
MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
MADDE 4.Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
YENİ ANAYASA İÇİN ACELE NEDEN ???
Bir ulusun ruhu esir alınmadıkça, bir ulusun azim ve iradesi kırılmadıkça o ulusa hâkim olmanın olanağı yoktur. Oysa, asırların yarattığı ulusal bir ruha, kuvvetli ve daimî bir ulusal iradeye hiçbir kuvvet karşı koyamaz (01.09.1924).
Mustafa Kemal ATATÜRK
http://i.milliyet.com.tr/CizerlerEnBuyuk/2013/02/13/fft26_mf3035148.Jpeg
Değerli arkadaşlar,
Bildiğiniz gibi 6 sene evvel de yine yeni anayasa yapmak için uğraş verilmişti. Hatta Prof. Özbudun ve grubu tarafından hazırlanan taslak, halkımıza sunulmak yerine birilerinin onayı için yurt dışına götürülmüştü.
Güzel ülkemizin çok önemli ulusal sorunları varken ve acil çözüm beklerken, şimdi de Mart sonuna kadar yeni anayasanın çıkması için acele ediliyor. Aksi halde toplumsal uzlaşma yerine bireysel uzlaşma ile yeni anayasa yapılacakmış. Neden ???
Geleceğimizi ilgilendiren, yaşam koşullarımızı yönlendirecek olan Anayasamızın tümünün değişimi söz konusu ediliyor. Halbuki tüm canlılar gibi yasalarda evrimleşir ve gelişir, çağdaş yaşama yanıt verecek hale gelir. Nitekim halen kullandığımız Anayasamız da dünyadaki diğer anayasalar gibi değişerek güncellenmiştir. Ve bu güne kadar 17 kez değişmiş ve giderek evrimleşmektedir.
Şimdi ise bu evrimleşmenin devam etmesi yerine, acilen ve yeniden bir anayasa yapımı söz konusu. Birileri bu konuda bir şeyler konuştu, anlaştı ve sıra uygulamaya geldi galiba. Bence en önemli olan iki konuda görüş birliği var. Birincisi başkanlık sistemi gelecek ve ikinci olarak ta federasyon sistemi ile birilerinin dile getirdiği gibi demokratik özerklik oluşacak. Böylece AB-D emperyalizminin istediği gibi Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devleti bölünecek. Yani Türk ulusu ortadan kalkacak, Türklük kalmayacak.
Bu konuda duyduğum kaygıyı, Sayın Hasan Pulur, 25.10.2013 günkü Milliyetteki köşesinde dile getirmiş. Özellikle Sayın Prof.Dr. Rona Aybayın başkanlığında Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan taslaktaki 39. Madde ile YURTTAŞLIK kavramı için çok önemli bir tanım yapılmıştır. Aşağıda sizlerin de bilgisine sunmak istedim.
Değerli arkadaşlar,
Anayasamızda yapılacak değişim çalışmalarında, çağdaş ve ulusal devletimizi tanımlayan şu anki anayasamızın ilk 3 maddesi korunmalıdır. Bunları koruyan 4. Madde de aynen kalmalıdır.
Ayrıca 52 tane İslam ülkesi içinde tek laik ülke bizim ülkemizdir. Yüce önderimiz sayesinde kazandığımız laik ve demokratik ülke olma özelliğimizin önemini ve kıymetini tüm İslam ülkeleri daha yeni algılıyor.
Umarım günü yaşamak yerine, geleceğimizi düşünmek ve sorunlarımıza ulusal çözümler üretmek için her alanda gereken ulusal iş ve güç birliğini yaparız. Kazanan güzel ülkemiz ve saygıdeğer halkımız olacaktır.
Her güzel şey, yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve bütünlüğünü koruyarak, onu sonsuza dek yaşatmak için olsun !!!
Sevgi ve saygılarımla (14.02.2013)
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
YİNE TASA, ANAYASA…
Hasan PULUR- 25.01.2013-Milliyet
Şöyle bir baktık doğrusu ayıp etmişiz...
Kime? Anayasa'ya...
Kaç gündür gazetelerde, televizyonlarda hiç Anayasa lafı geçmiyor, olacak iş mi bu?
Biz Anayasa ile 1960 öncesi tanışanlardanız, o zaman bir adı da "Teşkilat-ı Esasiye Kanunu" idi, Anayasa'dan şikayeti olan "Demokratlar" eski dile döndüler, Anayasa oldu, "Teşkilat-ı Esasiye Kanunu" ve sürüp gitti.
"27 Mayıs" darbesinin en önemli simgesi "Anayasa" idi. Darbeciler "demokrat" milletvekillerini "Anayasa'ya karşı suç işlemekle" itham ediyorlardı, kısacası Anayasa'yı çiğnemişlerdi.
Yassıada duruşmalarının birinde Ağrı milletvekili Halis Öztürk, hemşehrisi eski bakanlardan Celal Yardımcı'ya sormuş:
"Anayasa'ya ne olmuş?"
Celal Yardımcı, "Halis Ağa"ya nasıl anlatsın:
"Sen Anayasa'yı çiğnemişsin!"
"Halis Ağa" telaşlanmış:
"Vallahi billahi ben böyle bir şeyi çiğnememişim!"
O günlerde bu anlatılırdı.
Evet, Anayasa kavgamız sürüp gitti, hâlâ da sürüyor ya!
"Şimdi tasa Anayasa" der geçerdik. Hâlâ da sürüyor.
Lakin en şanslı Anayasa "12 Eylül"ün anayasası oldu.
Zira hâlâ geçerli, darbeciler bile o anayasayla yargılanıyor.
Önümüzdeki günlerde "Anayasa" tartışılırken en önemli tartışmanın "Türk" kelimesi ve kavramı olacağa benziyor. Biz de geçenlerde bunu belirttik.
Okul arkadaşımız Hukuk Profesörü Rona Aybay kendisinin başkanlık ettiği Türkiye Barolar Birliği komisyonunun hazırladığı Anayasa taslağı önerisinden "yurttaşlık" maddesini hatırlatıyor.
Madde şöyle: "Madde 39: Türk ulusu, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından oluşur. Yurttaş bir babanın veya ananın çocuğu Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır. Yurttaşlık, kanunun gösterdiği koşullarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen durumlarda yitirilir. Yurttaş, ancak vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunması nedeniyle yurttaşlıktan yoksun bırakılabilir; kişinin yurtsuz kalması sonucunu verecek hallerde bu işlem uygulanamaz. Yurttaşlıktan yoksun bırakma ile ilgili karar, işlem ve uygulamalara karşı yargı yolu kapatılamaz."
Bu maddenin gerekçesi de var, lakin bu köşeye sığmayacak kadar ayrıntılı ve uzun. Öğrenmek isteyenler Türkiye Barolar Birliği'nin web sitesinden yararlanabilirler.

Posted by: "Mehmet Ali KORPINAR" <korpinar@istanbul.edu.tr>

Herkesin bildigi seyler zaten coktan gerceklesmistir. Gercek bilgenin bildikleri ise henuz gerceklesmemistir.Zhang Yu -
9. De ki: Siz gercekten yeri iki gunde yaratani inkar edip duracak misiniz?
Birde O na esler mi kosuyorsunuz?
O, butun alemlerin Rabbidir.
10. O, dort gun icinde, yeryuzunde yukselen sabit daglar yaratti, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rizik arayanlarin ihtiyaclarina uygun olarak riziklar takdir etti.
11. Sonra goge dogruldu da o bir duman iken ona ve yere:
Ikiniz de ister istemez gelin! dedi.
Ikisi de: isteye isteye geldik. dediler.
12. Boylece onlari iki gunde yedi gok olmak uzere yerine koydu ve her gokte (bulunan meleklere) islerine ait emrini vahyetti.
Dunya gokyuzunu kandillerle donattik ve koruduk, iste bu, hep o cok guclu ve herseyi bilenin takdiridir.
Fussilet suresinde
Kimi yerlerde kadinlar goruyorum ki, basina bir bez, ya da bir pestemal ya da benzer bir seyler atarak yuzunu, gozunu gizler ve yanindan gecen erkeklere karsi ya arkasini cevirir, ya da yere oturarak yumulur.
Bu durumun anlami, gosterdigi nedir?
Efendiler uygar bir ulus anasi, ulus kizi bu sasirtici bicime, bu vahsi duruma girer mi?
Bu durum ulusu cok gulunc gosteren bir gorunustur.
Hemen duzeltilmesi gerekir
Mustafa Kemal ATATURK
(Kaynak: Ataturk un Soylev ve Demecleri, C.II., s.217.)

 
Grup eposta komutlari ve adresleri
:

Gruba mesaj gondermek icin
:
Gruba uye olmak icin
:
Gruptan ayrilmak icin
:
Grup kurucusuna yazmak icin
:
Grup Sayfamiz
:
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz
:

This eMail was sent by Oraj Poyraz at cimcime@neomailbox.net. For questions and changes contact the Group Administrator: at cimcime@neomailbox.net.If you want to unsubscribe from this murte@emaildodo.com Group click hereTo file a complaint please send an eMail to: complaints@emaildodo.com


Inatcilik insanin aklina zararlidir.

Hz.Ali

Yakmak icin yaratmak
A RAF 179.andolsun, biz cinler ve insanlardan bircogunu cehennem icin yaratmisizdir.
Onlarin kalpleri vardir, onlarla kavramazlar; gozleri vardir, onlarla gormezler; kulaklari vardir, onlarla isitmezler.
Iste onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da saskindirlar.
Iste asil gafiller onlardir.

Dusmanca ithamda bulunanlarin surdurdukleri buyuk mubalagalar disinda Ermenilerin tehciri meselesi aslinda suna inhisar etmektedir:

Rus ordusu 1915 de bize karsi buyuk taarruzunu baslattigi bir sirada o zaman Carligin hizmetinde bulunan Tasnak Ermeni komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmisti.
Dusmanin sayi ve malzeme ustunlugu karsisinda cekilmeye mecbur kaldigimiz icin kendimizi daima iki ates arasinda kalmis gibi goruyorduk.
Ikmal ve yarali konvoylarimiz acimasiz sekilde katlediliyor, gerimizdeki kopruler ve yollar tahrip ediliyor ve Turk koylerinde teror hukum surduruluyordu.

Bu cinayetleri isleyen ve saflarina eli silah tutabilen butun Ermenileri katan ceteler, silah cephane ve iase ikmallerini, bazi buyuk devletlerin daha sulh zamanindan beri kendilerine kapitulasyonlarin bahsettigi dokunulmazliklardan bilistifade ve bu maksada matuf olarak buyuk stoklar husule getirmeye muvaffak olduklari Ermeni koylerinden yapiyorlardi.

Ingiltere nin sulh zamaninda ve harp sahasindan uzak olarak Irlanda ya reva gordugu muameleye hemen hemen kayitsiz bir sekilde bakan dunya efkari, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldigimiz karar icin bize karsi hakli bir ithamda bulunamaz.

Bize karsi yapilmis olan iftiralarin aksine, tehcir edilmis olanlar hayattadir ve bunlardan ekserisi sayet Itilaf Devletleri bizi tekrar harb etmeye zorlamasa idi evlerine donmus olurlardi.

Brest-Littowsk Muahedesinin akdini muteakip Ruslarin Sark vilayetlerimizi tahliyeye basladiklari sirada Ermeni cetelerinin yapmis olduklari katliam ve tahribat kafi derecede herkesin malumudur.

Sivas ta benle gorusmus olan, bilahare bu bolgeleri ziyaret eden ve buralarda Ermeni cetelerinin davranislari hususunda mufassal musahadelerde bulunarak daha sonra kendisine bu konuda anlatmis oldugum seylerin dogru oldugunu bana yazmis bulunan Amerikan Generali Harbord Amerikan Umumi ekfarinin kendisinden faydali bilgi temin edebilecegi bir sahidimizdir.
Tasnaklar daha sonra da Kars ve Olti bolgelerinde Alexandropol (Gumru) Antlasmasinin akdine kadar cinayetlerine devam etmislerdir.

Milyonlarca Turk u binlerce Ermeni nin hakimiyetine terketmeye kalkisan Wilson projesi sadece gulunctur.

(26 Subat 1921)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder