26 Mart 2015 Perşembe

Re: HDP'nin Recep İvedikleri

Sayın Blog Takipcileri grubu uyeleri,                                                      75

Başlangıçta ve uzun süredir, Irak ve Suriye'yle ilgili olarak, başlangıçta eski statüye dönülmesini savunuyordum.
Kürtler Araplara zimmetlenecek, eski statü ihya edilecek.
Suriye, Irak, İran ve Türkiye bunların hepsi de kendi Kürtlerine sahip çıkacaktı.
İran bunu beceriyor.
Irak ve Suriye de oyun toptan bozuldu.
Türkiye'de ise çanak çömlek patlamak üzere.

AKP iktidarı öyle işler yaptı ki, bölgedeki taşları öylesine oynattı ki, her şeyi öylesine değiştirdi ki, artık eski statükonun yeniden ihya edilmesi benim için de çok mümkün görünmüyor.

Olayların bir doğal seyri var.
Yani kimse özellikle de Türkler bir gayret göstermezse kendiliğinden gideceği istikamet.
Bana göre Irak ve Sureiye Kürtlerinin tam bağımsız olması artık kritik eşiği aşmış, kaçınılamaz bir hale gelmiştir.
Süreç ilerlemektedir, ve varacağı yer burasıdır.
ABD bunun için gereken her şeyi gayet sıralı, zamanlı şekilde yapmıştır.
Ve hala daha sürecin arkasındadır.
Evet, Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) de, AKP de, Fitnebaz Cemaat(The Sinister Fraternity) de bu süreçte çok faydalı araçlar olarak kullanılmıştır.

Türkiye devrilmek üzere.
Sanırım bu yıl genel seçimler sırasında, öncesinde ya da sonrasında bir kopma yaşanacak.
Bu günlerde yaşanan bazı olaylar kopuşun daha erken olma ihtimalini de göstermiştir.
Dün Hakkari'de yaşanan taciz olayı.
Cumhurbaşkanının sürece sahip çıkmaz tavırları.
Kandil ve HDP çevrelerinden gelen sert beyanları önemsiyorum.
Işaretler üç beş adet değildir.
Bunlar hemencik aklıma gelenlerdir.

Belki de, kapalı kapılar ardında yapılacak görüşmelerde bu günlerde yaşanan ayrışma önlenebilecek.
Ancak, yine de Kürtler lehine, Türk halkının duyguları, arzuları hilafına özel siyasi statüler sağlama anlamı taşıyan bir süreç sürdürülebilir bir şey değil.

Neden sürdürülebilir değil?
Irak ve Suriye Kürtlerinin siyasi statü kazanmaları ülkemizde de heyecan yaratmıştır.
Uzun süredir bizde de ayrılıkçı hareketler zaten vardır.
Son otuz yılda silahlı direniş zirve yapmış, AKP döneminde ise siyasi statü kazanmıştır.
En azından üç ülkede Kürt ayrılıkçıların tek bir devlet çatısı altında yeniden bir araya getirilmesi umudu belirmiştir.
Tek ve büyük Kürt devleti ideali benim bir kuruntum değil.
Bu her fırsatta açık açık dile getirilmiş bir ideal.
Kürt kökenli bütün siyasi aktörler uzun vadeli hedef olarak bunu ortaya koymuştur.
Ve bu ideal en azından Türkiye, Irak ve Suriye Kürtleri için ciddi şekilde anlam kazanmış, gerçekleşme menziline girmiştir.
Şimdi ülkemizde Kürtleri temsil eden siyasi kadrolarda yaşanan heyecan bundandır.
Kobani direnişinin yarattığı heyecanın da sebebi budur.
Irak ve Suriye'de yakın zamanda yaşanan ve Kürtler lehine gelişmeler işte bu yüzden benim karnımı ağrıtmıştır.

İşin ucunda bölünme, sivil savaş ve bununla ilgili her çeşit kanlı olay vardır.
Bu yüzden siyasi statü taleplerinin karşılanması, bunun için yapılanlar sürdürülebilir değil.

Şimdi ne yapmak lazım?
Elden ne gelir?
Dağılıp gitmiş, yıkılmış olan eski düzenin yerine nasıl bir düzen tesis edilebilir?
Bu düzenin Türk halkı ve Türkiye'nin aleyhine olması nasıl önlenir?
Ve en önemlisi yeni düzenin Türkiye lehine tesis edilmesi barışçı yollardan nasıl olur?

Bu sorulara düzgün cevaplar bulamazsak, gerçekten çok kan akacak.
Kürtler ve Türkler arasında karşılıklı etnik arındırmalar yaşanacak.
Tıpkı Ermenistanın ayrılıp gitmesi gibi ülkenin bir bölümünün koptuğunu göreceğiz.
Ülkenin kalan bölümünde Kürt olanların, kendine Kürt diyenlerin ya göç etmek, ya da kimliğini inkar etmek zorunda kaldığını göreceğiz.
Elbette bütün bu tepişmeler sırasında gerek Kürt gerekse Türk halktan, sivil nüfustan çok sayıda insanın yaşamını kaybettiğine şahit olacağız.
Bin yıllık yeni bir kan davası başlamak üzere.

İşte AKP, Fitnebaz Cemaat(The Sinister Fraternity), bölücülerin siyasi temsilcileri, bunlarla ittifak etmiş bütün cemaatler ve ortada duran bu karmaşık kitlenin desteklediği siyasi partiler, siyasi hareketler Türkiye'yi, Türk ve Kürt halklarını böyle tehlikeli bir noktaya getirmiştir.
Evet, bu ülkede bir gün dar ağaçları kurulabilir.
Bir gün bu ülkede bazı siyasilerin linç edildiğini görebiliriz.
Bunu bütün herkes ve en başta da RTE görmektedir.
İşte bu yüzden herkes gergin, herkes ön almaya çalışıyor.
Artık ülkenin en büyük endişe kaynağı güvenliktir.

Benim bu büyük tehlikeye karşı umutsuzca önerilerim var.
Bu önerilerim bir ucundan Türk milliyetçileri, bir ucundan Kürt milliyetçileri tutmaz ise elbette gerçekleşemez.
Bu vakitten sonra Türklerin dış Kürtlere hamilik yapması bir anlamda zorunluluk olmuştur.
Dış Kürtleri Arapların kucağına atarak iç Kürtlerle barış içinde yaşama imkanı kalmamıştır.
Esasen en çok Kürt Türkiye'de yaşamaktadır.
Suriye ve Irak Kürtleri Türkiye Kürtlerine eklemlendiği takdirde ülke taşıyamayacağı bir yük altına girmiş olmaz.

Ancak, biliyorum ki, bölgenin büyük oyun kurucu aktörlerinin planı bu değildir.
ABD-İsrail orta ve uzun vadede bölge ülkelerinin hepsinin ufalanmasını, özellikle de Türkiye'nin ufalanmasını, hırpalanmasını arzuluyor.
Tek ve büyük bir Kürt devletini doğal bir müttefik olarak kabul ediyorlar.
Bu nedenle şu vakte kadar Mersin, İskenderun'dan denize açılabilmiş bir Kürt devleti kurmak için gerekenlerin hepsini de yapıyorlar.
Bu planlar gerçekleşmemiş olsa dahi batılıların büyük kazanımları olacaktır.
Her şeyden önce rahatsız edilmeseydi büyük güç ve etki kazanması ihtimal dahilinde olan Türkiye ciddi şekilde hırpalanmış olacak.
Türkiye'nin başına bin yıllık bir kan davası sarılmış olacak.

İsrail toprak kazancıyla çıkabilecek.
Unutmayın, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozması, İsrail'in de pay alması sonucunu doğurur.
Aynı şekilde Türkiye'nin Irak aleyhine büyümesi çok uzun süredir birbirinin alanlarına el atmamış, barış içinde yaşamış iki büyük devleti de karşı karşıya getirebilir.
İran ve Türkiye arasında ciddi gerilimlerin olması kaçınılmazdır.
Bölgede bütün dengeler alt üst olmuş, ülkelerin toprak bütünlükleri tehlike altına girmiştir.

Bu hikayelerin her birisi ayrı ayrı kan banyosu şeklindedir.
Ben işte bunu istemiyor ve zararı minimize etmek için gayret ediyordum.
Şimdi kaçınma imkanı kalmamıştır.
Türkiye kısa vadede Suriye ve Irak'da Kürtlerle ilgili her türlü olayda taraf olmalı, elindeki bütün araçlarla bölgedeki kesimlerle Türkiye lehine tek taraflı bağımlılıklar tesis etmeli.
Türkiye uzun vadede Suriye ve Irak topraklarını ilhak etmek üzere  hazırlık yapmalı.
Bunun için yerel güçlerle pazarlık etmeli, anlaşmaya çalışmalı, bölgeyi kendi ekonomik alanı içine dahil etmeli.
Zaman zaman pazusunu göstermeli.
Diğerlerini zaman zaman terbiye etmeli.

Batıyla yüzlemeye hazırlanmalı.
Çok cepheli, iç isyanlarla beraber gelişecek bir büyük savaşa bütün gücüyle hazırlanmalı.
Ülkemiz için uzun ve kanlı bir savaş sonucunda elde edilebilecek bir zafer hiçbir değer taşımaz.
Bu ülke hiç savaşa girmeden bu savaşı kazanmalı.
Bu kadar caydırıcı ve kudretli olmalı.
Suriye ve Irak'da siyasi ortam, dünyanın siyasi konjontürü bunlara hemen fırsat vermeyebilir.
Ancak, bu vakitten sonra bütün Türk hükumetlerinin kollaması gereken fırsat budur.

Amerika ve batı şiddetle tepki gösterecektir.
Türkiye'ye Kuveyte saldırmış olan Irak muamelesi yapılacaktır.
Araplar da tek cephe haline girecek ve şiddetle karşı çıkacaktır.
İranla tarihi husumeter hortlayacaktır.
Ben de zaten bunları öngörmüş ve işlerin bu tarafa doğru seyretmesini önlemek üzere uyarmıştım.
Şimdi bütün taşlar yerinden oynadıktan sonra elimizde başka bir seçenek de kalmamıştır.

Bir de Türkiye Kürtlerinin bölünmesi konusu var.
Bu olabilir bir şey değildir.
Bunca zamandır ayrılıkçı Kürtler bu hayale büyük yatırım yapmıştır.
Ancak, en azından elli yıldır Kürtler bütün Türkiye'ye saçılmıştır.
Kürtler lehine ve Türklerin rızası hilafına gelişecek en ufak bir siyasi gelişme, yeni bir statü, artık Türklerin sessiz kalmasına fırsat vermez.
Bu güne kadar Kürt Türk çatışması hep tek yanlıydı.
Kürtler ayrılmak istedi, Türkler ise direndi.
Olay çift taraflı bir hal alırsa, ortalık kan banyosuna döner.
Doğrusu ben bunu çok kuvvetli bir ihtimal olarak görüyorum.
Aslında dile getirdiğim bu tatsız ihtimal metropollerde giderek belirli bir gerçeklik payı kazanmıştır.

En iyisi en büyük bölümü zaten Türkiye'de olan, ve zaten bütün Türkiye'ye saçılmış olan Kürtlerin eşelenmeyi bırakıp artık Türklerle beraber yaşamak üzere yatırım yapmaya başlaması olacaktır.
Siyasi çözüm talepleri bu amaca asla hizmet etmez .
İşler ciddiye bindikçe, ayrılma fikri gerçeklik payı kazandıkça sanırım onlar da bunu görmeye başladılar.
Bu nedenle ayrılmayı inkar eden beyanlar giderek çoğalmaya başlamıştır.
Talepler giderek seviyesini yitirmiş, siyasi kimliğin tanınması noktasına taşınmıştır.

Bunca zamandır beklenti seviyesi çok yüksek seviyelere taşınmış olan Kürt halkına az da olsa bir şeyler verilmediği takdirde sıkıntı olacağı aşikardır.
İşte bu nedenle Kürtlerin bazı basit taleplerinin karşılanması faydalı olabilir diye düşünüyorum.
Yine hükumetin de benzer  şekilde göstermelik bazı tavizler karşılığında bu vartayı atlatmayı umut ettiğini hissediyorum.

Şimdi  elimizde yıllardır dağlarda gezmiş ve bunu bir yaşam tarzı yapmış bir kadro var.
Bu kadronun bir kedi gibi köşeye sıkıştırılması iyi sonuç vermeyecektir.
Bunlara kaçacak yer, kaçacak yol göstermek gerekecektir.
Ağır şekilde suça bulaşmış olanlara başka ülkelerde yeni yaşamlar kurma ihtimali sunulabilir.
Hafif suçlarda bir genel af imkanı sunulabilir.
Dağdan inecek ama çekincesi olanlara bir kurtuluş yolu tesis edilebilir.

Ve dikkat edin, solcusu, sağcısı, ülkücüsü, şucusu, bucusu aslında herkes az ya da çok bunları konuşmaktadır.
Beklenti seviyesi aşırı yükselmiş Kürt halkına bir avuntu sağlamak.
Savaşma iradesini havuç göstererek kırmak.
Dış Kürtlere Türklerle beraber oldukları takdirde bir kurtuluş imkanı olduğunu göstermek.

Aksi halde ne olur, uzun uzun yazdım bunları.
Ben hem Türklere, hem de Kürtlere ölümü gösterip sıtmaya razı olmalarını bekliyorum.

Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA

Oraj Bey, hatlar karışık değil mi? Perinçek caniyi serbest bırakalım diyor. Sen böyle bir servisle meşgulsün. Şer güçlere karşı milli hedeflerde güç birliği eylemek lazımdır. Birbirinin paçasından çekerek birlik olmaz. Gelin bu seçimde de birlik yaparak, ülkedeki kavga görüntüsünü kaldıralım. Milletimiz yine bu yönde kararlı olduğu aşikardır. Paylaşmak isterim. Allah birlik ve dirlik versin. Bunun gerçekleşmesi için bizlere ve milletimize kaynaşma ve dirayet şuuru versin. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.

 

A. YÜCEL

P Çevreye olan sorumluluklarımızı dikkate alarak gerekmedikçe çıktı almayın.

From: Oraj Poyraz [mailto:murte@emaildodo.com] Sent: Thursday, March 26, 2015 11:52 AM
To: Ali YÜCEL Subject: Fwd: HDP'nin Recep İvedikleri

 

HDP'nin Recep İvedikleri

+++++++++++++++++++++

Ali Serdar Bolat 25 Mart 2015

Aralarında Murathan Mungan, Nur Sürer, Nejat İşler gibi isimlerin olduğu yazar, sanatçı, akademisyen, sendikacı ve siyasetçi "ünlüler", 7 Haziran seçimlerine yönelik "HDP ile Dayanışma" çağrısı yayımladılar.

"AKP'yi geriletmek için Gezi'de olduğu gibi bir araya gelelim, HDP'ye oy verelim" dediler. Oysa ki, Gezi'nin AKP'ye karşı bir darbe hareketi olduğunu söyleyip karşı çıkan HDP ve PKK idi.

HDP'ye oy vermek ile AKP'ye oy vermek arasında bir fark yok...

Bakınız:

Halka sırtlarını döndüler, Gül'e sarıldılar 6 Haziran 2013

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2013/06/halka-srtlarn-donduler-gule-sarldlar.html

PKK, hükümeti koruma altına aldı 8 Haziran 2013

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2013/06/pkk-hukumeti-koruma-altna-ald.html

9 Haziran taksim mitingi 8 Haziran 2013

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2013/06/9-haziran-taksim-mitingi-biber-gaz.html

*********

Tunca Arslan, bu çağrıyı yayımlayan "HDP'nin Recep İvedikleri" konusunu bugünkü Aydınlık'taki köşesinde işledi:

"AKP'yi geriletebilmek adına "HDP'ye oy" çağrısı yapanlar, Gezi'de AKP'nin yıkılmasını önlediklerinden dolayı övünen HDP'nin Recep İvedikleri olmayı kabul etmişlerdir."

"Sırrı Sakık'ın, Selahattin Demirtaş'ın "darbeci" ilan ettiği Gezi şehitlerinin bakışları üzerinizdedir."

Sırrı Sakık: "Bazı kesimler sandıkta yenişemedikleri iktidar partisini acaba farklı alanlarda nasıl devirebiliriz, ne yapabiliriz anlayışı içinde oldular. Biz AKP ile çatışırız kavga ederiz ama bunun yolu yöntemi sandıkta hesap görülür. Bayraklarla bayrakların sopalarıyla linç operasyonu gerçekleştirenlerin art niyetli olduğunu düşünüyoruz."

Selahattin Demirtaş: "Gezi'de hükümeti devirebilir miyim amacı güdenler oldu, karşı çıktık. Darbecilerle aynı safta olmayız. Aramıza mesafe koyduk."

Abdullah Öcalan: "Başbakan seçimlerde beni idam etmekten bahsediyordu ancak Gezi olaylarında kendisini ben kurtardım. Sağduyulu davranmasaydık Başbakan'ı götüreceklerdi. 17 Aralık darbesine de karşı duracağız. Tüm darbelere karşı duracağız."

"Gezi'de AKP'yi kurtarmakla övündüler, şimdi şaka gibi, "geriletmek" için destek arıyorlar."

"Gezi'de Başbakan'ı götürüyorlardı, ben kurtardım... AKP'yi linç ediyorlardı, biz engelledik... Hükümeti devirmeye niyetlenmişlerdi, aramıza mesafe koyduk" diyenler, şimdi "AKP'yi geriletmek"ten dem vurularak destekleniyorsa,..."

"AKP'yi devirmeye çalışırken ölen o çocuklar bundan sonra gözlerini size dikecekler. "AKP'yi geriletmek"ten söz eden sizler ise o çocukların yüzüne bakamayacak, bakışlarına dayanamayacaksınız."

Tunca Arslan'ın yazısının tamamı:

http://www.aydinlikgazete.com/gezi-yi-satanlar-makale,59117.html

"AKP'yi geriletmek ve barışın önünü açmak" için HDP'nin seçim barajını aşması gerektiğini öne sürerek seçmenden HDP için oy isteyen çağrı metni özetle şöyle:

"Tüm alanlarda olduğu gibi, sandıkta da AKP'yi geriletmek gerekiyor."

"AKP'yi geriletebilmek, Erdoğan'ın başkanlık hesaplarını bozmak, Türkiye'de ve Ortadoğu'da barışın önünü açmak için HDP seçim barajını geçmelidir."

"Emekçilerin, Alevilerin, laiklik mücadesini vazgeçilmez gören yurttaşların, sendikaların, demokratik kuruluşların, LGBTİ topluluklarının Gezi'de olduğu gibi yan yana gelmesine ihtiyaç duyuyoruz."

Çağrı metninin tamamı:

http://www.cnnturk.com/haber/turkiye/hdpde-nejat-isler-surprizi

Çağrıyı imzalayanlar:

Abdurrahman Atalay, Adnan Saatçi, Ahmet Haluk Ünal, Ahmet Tonak, Ahmet Ümit, Akif Burak Atlar, Akif Kara, Ali Mert, Ali Şimşek, Anıl Güler, Arman Yılmaz, Aslı Baran Kaya, Aslı Filiz, A. Mücella Yapıcı, Başar Toros, Behçet Çelik, Bingöl Erdumlu, Burhan Sönmez, Bülent Akbay, Bülent Aslanhan, Bülent Çoşkungür, Bülent Öz, Can Atalay, Can Ersoy, Cansu Yapıcı, Cem Kaptanoğlu, Cemal Polat, Cenk Cihangir, Cenk Dik, Cenk Gündoğdu, Cihan Uzunçarşılı Baysal, Çetin Ali Nergis, Çoşkun Adalı, D.Özlem Bilgili, Doğan Halis, Ebru Sorgun, Ece Temelkuran, Eda Derya Toper, Edvar Aksakal, Elif Refiğ, Emre Öztürk, Enbiya Kırali, Ender Özkahraman, Enis Riza Sakızlı, Ercan Yavuz, Erge Yeksan, Eriş Bilaloğlu, Ertuğrul Mavioğlu, Ersin Tosun, Esra Türkekul, Evren İşler, F. Naciye Biten, Feridun Koç, Fırat Yücel, Fuat Ercan, F. Serkan Acar, Gaye Boralıoğlu, Gökhan Dinçer, Gönül Kıvılcım, Güçlü Gözüaydın Gülgün Nergis, Gülsüm Kav, Gün Zileli, Günseli Andaç Atalay, Hakan Güneş, Hakan Koçak, Hakan Öztürk, Hakan Tanıttıran, Haldun Açıksözlü, Haluk Yurtsever, Hamdi Özyurt, Harun Balcıoğlu, Hasan Ali Sönmez, Hasan Efe Uyar, Haydar Karataş, Hayri Erdoğan, Hayri Erol, Hüseyin Erdoğan, Hüseyin Eroğlu, Hüseyin Karabey, Hüseyin Sezer, Hüseyin Terzioğlu, Hüsnü Arkan, İbrahim Sinan Ege, İhsan Hacıbektaşoğlu, İlknur Birol, İsmet Aktaş, İnan Temelkuran, Kaan Müjdeci, Kemal Tanışan, Koray Türkay, Kubilay Kartal, Latife Tekin, Mahir Ünsal Eriş, Masis Kürkçügil, Mehmet Çevik, Mehmet Özgen, Mehmet Türkay, Meliha İnce, Metin Cihan, Metin Solmaz, Metin Yeğin, Mithat Ercan, Moray Morgül, Murat Uyurkulak, Murathan Mungan, Mustafa Atalay, Muzaffer Tekin, Mübarek Berkyürek, N. Çiğdem Atalay, Nadir Öperli, Nazır Kapusuz, Nejat İşler, Nermin Yıldırım, Neslihan Önderoğlu, Nezih Kazankaya, Nur Sürer, Onur Keşt, Orhan Eskici, Osman Akınhay, Oylum Yılmaz, Ozan N. Kaya, Ömer Kamil Kartal, Özge Akman, Özgür Altın, Özgür Ay, Özgür Barış Akbayır, Özgür Doğan, Özgür Karaduman, Pelin Buket Olcay, Pertev Aksakal, Recep Yılbaşı, Reis Çelik, Rezzan Yeşilbaş, Rıfat Karadağ, Rıza Gezici, Sabri Kuşkonmaz, Sanem Deniz Kural, Sedat Biten, Sedat Yılmaz, Sema Kaygusuz, Sema Günaydın Solaklı, Seray Şahiner, Serdar Yazıcı, Seren Yüce, Serkan Öngel, Seyhan Kaya, Seyhan Şahin Ay, Suzan Geridönmez, Şevkat Bahar Özvarış, Tayfun Budak, Tevfik Güneş, Tuğrul Eryılmaz, Tursun Baydar, Vedat Türkali, Yasemin Zeytinoğlu, Yeşim Dinçer, Zafer Aydın, Zafer Kıraç, Zeyyat Usalp, Ziynet Özçelik."

*********

arşiv:

Ha Şeyh sait, ha Öcalan: Rıza Zelyut yazdı 24 Mart 2015

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/03/ha-seyh-sait-ha-ocalan-rza-zelyut-yazd.html

PKK özgürlük ve eşitlik savaşçısı 24 Mart 2015

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/03/pkk-ozgurluk-ve-esitlik-savascs.html

HDP'yi parlatma kampanyası hakkında Perinçek'in açıklaması 21 Mart 2015

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/03/hdpyi-parlatma-kampanyas-hakknda.html

Apo'yu incitme Kürt seçmeni küstürme 16 Mart 2015

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/03/apoyu-incitme-kurt-secmeni-kusturme.html

CHP - HDP seçim ittifakı için yollar döşeniyor 11 Şubat 2015

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/02/chp-hdp-secim-ittifak-icin-yollar.html

*********

Resulullah sav kisinin ayakta giyinmesini yasakladi.
Bu hadisi Ebu Davud Hz. Cabir ra den rivayet ettiTirmizi, Libas 35, 1776, 1777Ebu Davud, Libas 44, 4135

Said-i Nursi:Ben Risale-i Nur u, ovmekle, ondan overek soz etmekle aslinda Kuran i ovmus oluyorum.
Cunku Risale-i Nur, Kuran in en guclu bir tefsiridir.
Hatta ondaki olanlar, Kuran daki olanlardan sizmis, suzulmus seylerdir.
Onun icin Risale-i Nur u hakli olarak ovuyorum
Iste Said-i Nursi ye gore, Said-i Nursi budur.
Boyle bir ulu kisi (!) dir.
Kendisini boyle tanitiyor Said-i Nursi.
Bir insanin, kendisinden boyle soz etmesi, kendisini boyle tanitmasi icin akil ve ruh hastasi veya maksatli olmasi gerekir.
Acaba bu ihtimallerden hangisi dogrudur?Yoksa ikisi de dogru mudur?

Derleyen: Osman TurkoguzINANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Soylediginiz yalan ne kadar buyuk olursa o kadar etkili olur ve insanlarin o yalana inanmasi da o kadar kolaylasir.Joseph GOEBBELS(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri

:


Gruba mesaj gondermek icin

:

ozgur_gundem@yahoogroups.com

Gruba uye olmak icin

:

ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com

Gruptan ayrilmak icin

:

ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup kurucusuna yazmak icin

:

ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com

Grup Sayfamiz

:

http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz

:

http://orajpoyraz.blogspot.com/


This eMail was sent by Oraj Poyraz at cimcime@neomailbox.net. For questions and changes contact the Group Administrator: at cimcime@neomailbox.net.If you want to unsubscribe from this murte@emaildodo.com Group click hereTo file a complaint please send an eMail to: complaints@emaildodo.com

Devlerin yukunu karincalar cekemez.

Fetullah Gulen

Allah in Resul u Isa yoksa cehennemde mi?
TEVBE - 31 Onlar Allah i birakip hahamlarini, papazlarini ve Meryem oglu Mesih i RABleri olarak kabul ettiler.
Halbuki olara da ancak tek Allah a kulluk etmeleri emredilmisti.
Ondan baska tapacak tanri yoktur.
O, onlarin es kostuklari seylerden munezzehtir.
ENBIYA - 98 Hic suphe yok ki siz ve Allah in disinda taptiklariniz cehennemin odunusunuz.
Oraya gireceksiniz.
ENBIYA - 99 Eger onlar tanri olsalardi, cehenneme girmeyeceklerdi.
Hepsi orada ebediyyen kalacaklardir.

Din %99 u sekerli kurabiye ve %1 i oldurucu arsenik olan fare zehiri gibidir.
Din in %99 u gercekler ve iyi mesajlardir ama geriye kalan %1 sizi oldurebilir.

Anonim.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder