23 Mart 2015 Pazartesi

Risale-i Nur denen kepazelik.

Risale-i Nur denen kepazelik.

http://ahmetdursun374.blogcu.com/risale-i-nur-denen-kepazelik/6529253
Risale-i Nur denen kepazeliğe, şaklabanlığa tepki göstermek için ortak çalışmaya davet ediyoruz...

Zaman zaman hepimiz duymuşuzdur. Risale-i Nur denilen, safsata ve kepazeliğin dik alası kitapta;Ata' mıza hakaretler edilmekte,deccal denilmekte,kendini peygamber sanan bir deli, (Said-i Nursi!!!!) halkın beynini yıkamakta, o saçma kepazeligi Kur'an ile eş tutmakta, o saçmalıkların kendisine Allah tarafından geldigini söylemekte, pek çok keramet ve mucizeler oldugunu yazmaktadır.

Bunları çoğu kez duymuşuzdur ve bu safsata'nın tuzağına düşmüş, beyni yıkanmışlarla tartıştığımızda ise çoğu kez;
"Risale-i Nur'da  öyle birşey yazmıyor, sen hiç 5000 sayfalık külliyatı okudun mu?" şeklinde cevaplarla karşılaşmışızdır.

Ee, doğal olarak o saçmalığı okumaya tenezzül etmediğimiz için ilgili sayfa ve maddeleri verememişizdir.

Sadece aydınlarımızdan okuduğumuz bilgilerle yetiniyor ve onlara güveniyorduk. Ancak sayfa ve madde no'su ile araştırmamıştık...

İşte, şimdi o an geldi... Bu beyni yıkanmışlara anında sayfa ve madde no'suna kadar herşeyin cevabını verebilecek çalışmayı sizler için bir kaç haftalık çalışmadan sonra hazırladık...

Önümüzdeki haftalarda ise Kur'an' dan ayetlerle bugünün dinci geçinenlerini tek tek çamura saplayacak, onları haksız çıkartacak,yobazlıklarını deşifre edecek herşeyi,değiştirilmiş,  çarpıtılmış ayetleri tek tek açıklayacağız...

VE TEPKİMİZ BU NOKTADA BAŞLAYACAK!!!!
Sizlerle ortak bir plan, strateji belirleyip bu saçma Risale-i Nur denilen kitabın, Ata' mıza hakaret eden bu saçmalığın,insanların beynini yıkayıp kandıran, hatta Rusya'da bile faaliyetleri yasaklanan bu kepazeligin son bulması için gerekli yerlere tepki gösterecegiz...
Hedeflerimizi sizlerin de görüşleri doğrultusunda belirleyeceğiz.

Risale-i Nur saçmalıklarının belli başlı olanlarını sizlere sunuyoruz.
İlk önce o saçma kitaptaki ana temadan başlık attık.
Ardından ilgili kitabın sayfa ve madde no'sunu yazdık...

Ve daha sonra ilgili yazıdan bir paragrafı sunduktan sonra, paragrafın altında internetten de kolayca tastik edebilmeniz için ilgili sayfanın bağlantı yolunu (link) ekledik.

YAZILARI ARŞİVLEYİNİZ,ÇEVRENİZLE PAYLAŞINIZ,BÜTÜN BU KEPAZELİKLERİ  ANLATINIZ..
 (Hiç kimse,"bunlar yalan" diyemeyecek,çünkü hepsini kendi kitap ve sitelerinden belgeledik.)


************
İŞTE GERÇEKLER.
Mustafa Kemal'e deccal dedigi yer...
Şualar - Sayfa 361  -

http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sualar&Page=361

65: Süfyan ve bir İslâm deccalı, Mustafa Kemâl olduğu Beşinci Şuada anlaşılıyor.
66: Şapka fes gibidir. İman ile hiç alâkası yoktur
67-68: Şapkanın küfür alâmeti ve devam-ı ısrarı da dinsizlik olması üzerinde çok durmaktadır.
Şapkanın giyilmemesi için propagandaya ve kendi tabirlerince mücadele ve mücahedeye giriştikleri görülmektedir.
69: Nur talebelerinin şapka giymeyerek bere giydikleri müşahede edilmiştir.
70: Şapkanın küfür alâmeti olması ve sayılması bir iman haline geldiği gibi......
---------------------------------------------------------------
Mustafa Kemal'e katıksız kafir diyor!!!!!!!!!!!!!
Şualar, Sayfa 313

-Ezcümle, bir hadiste, "âhir zamanda dehşetli bir şahıs sabah kalkar,alnında 'Hâzâ kâfirün' (katıksız kafir) yazılmış bulunur" diye hadis var deyip benden sordular.
 Dedim: "Bir acîp şahıs bu milletin başına geçer ve sabah kalkar,başına şapka giyer ve giydirir."
Bu cevaptan sonra bunu sordular: "Acaba o zaman onu giyen kâfir olmaz mı?"
Dedim: "Şapka başa gelecek, secdeye gitme diyecek. Fakat, baştaki iman o şapkayı da secdeye getirecek, inşaallah Müslüman edecek."
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sualar&Page=313
------------------------------------------------------------------------
Mustafa Kemal'e karşı Nurun tokadı ......dediği yer;
Şualar, Sayfa 334

İkinci esas: Neşriyatı gizlemesi - gizli düşmanlar yanlış mânâ verdirmesin.
 Yoksa siyasete ve dünya âsâyişine temas cihetiyle değildir. Hem eski harfle teksir makinesini bir bahane bulmasınlar. Mustafa Kemal'e karşı Nurun tokadı ise HAŞİYE altı mahkeme ve Ankara makamatı bilmiş, ilişmemişler ve bize beraat verdiler ve Beşinci Şua ile beraber bütün kitaplarımızı iade ettiler. Hem onun
 fenalığını göstermek, ordunun kıymetini muhafaza etmek içindir. Bir şahsı sevmemesi,orduyu muhabbetkârane senâ içindir.
 
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sualar&Page=334
---------------------------------------------
Şapkaya itiraz ediyor,sarhoş kıyafeti diyor!
Şualar, Sayfa 259

Sonra o zâlim, dünyaca büyük makamlarda bulunan bedbahtlar dediler:
"Sen, yirmi senedir bir tek defa takkemizi başına koymadın.
Eski ve yeni mahkemelerin huzurunda başını açmadın, eski kıyafetinle bulundun. Halbuki on yedi milyon bu kıyafete girdi."
Ben de dedim: On yedi milyon değil, belki yedi milyon da değil, belki rızasıyla ve kalben kabulüyle ancak yedi bin Avrupa-perest sarhoşların kıyafetlerine ruhsat-ı şer'iye ve cebr-i kanunî cihetiyle girmektense, azîmet-i şer'iye ve takvâ cihetiyle, yedi milyar zatların kıyafetlerine girmeyi tercih ederim. Benim gibi yirmi beş
seneden beri hayat-ı içtimaiyeyi terkeden adama "inat ediyor,bize muhaliftir" denilmez. Haydi, inat dahi olsa, madem Mustafa Kemal o inadı kıramadı ve iki mahkeme kırmadı ve üç vilâyetin hükûmetleri onu bozmadı; siz neci oluyorsunuz ki, beyhude hem milletin, hem hükümetin zararına, o inadın kırılmasına çabalıyorsunuz?
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sualar&Page=259
-----------------------------------------------
Dehşetli adam rakı müptelası,başkalarını da alıştıracak diyor!!!!
Şualar, Sayfa 314

Sonra dediler:
"Aynı şahıs bir su içecek, onun eli delinecek ve bu hadise ile 'Süfyan' olduğu bilinecek."
Ben de cevaben dedim: "Bir darb-ı mesel var. Çok israflı adama eli deliktir denilir. Yani elinde mal durmuyor,
akıyor, zâyi oluyor deniliyor. İşte o dehşetli adam bir su olan rakıya müptelâ olup, onunla hasta olacak ve kendisi hadsiz israfata girecek, başkalarını da alıştıracak."
Sonra birisi sordu ki: "O öldüğü zaman İstanbul'da dikili taşta şeytan dünyaya bağıracak ki, filân öldü."
O vakit ben dedim: "Telgrafla haber verilecek." Fakat bir zaman sonra,radyo çıkmış işittim. Eski cevabım
tam değilmiş bildim. Sekiz sene sonra Dârü'l-Hikmette iken dedim:
"Şeytan gibi radyoyla dünyaya işittirecek."
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sualar&Page=314
----------------------------------------------------------
Ve yine Mustafa Kemal'e söylüyor!!!!!

Kahraman ordunun zaferi ve şerefi ona verilmez, Çünkü bütün şerefi ve mânevî ganimeti o dostuna verip, orduyu şerefsiz bırakıyor.
Şualar sayfa 315
Beşinci Şuada sen hiç kalben nedamet etmedin mi ki, onu rakıdan ve şaraptan su tulumbası gibi tâbirlerle tezyif etmişsin?"
Ben onun bütün bütün mânâsız ve yanlış ve dostluk taassubuna mukabil derim: Kahraman ordunun zaferi ve şerefi ona verilmez,yalnız onun bir hissesi olabilir. Nasıl ki ordunun ganimeti, malları,erzakları bir kumandana verilse zulümdür, dehşetli bir haksızlıktır.
Evet nasıl o insafsız, o çok kusurlu adamı sevmemekle beni itham etti,âdeta vatan hâini yaptı. Ben de onu, orduyu sevmemekle itham ediyorum. . Hakikat ise, müsbet şeyler, haseneler, iyilikler cemaate,orduya tevzi edilir ve menfîler ve tahribat ve kusurlar başa verilir.Eski Harb-i Umumîden biraz evvel, ben Van'da iken, bazı dindar ve müttakî zatlar yanıma geldiler.
Dediler ki: "Bazı kumandanlarda dinsizlik oluyor. Gel, bize iştirak et.Biz bu reislere isyan edeceğiz."
Ben de dedim: "
O fenalıklar ve o dinsizlikler,o gibi kumandanlara mahsustur. Ordu onunla mes'ul olmaz.
Bu Osmanlı ordusunda belki yüz bin evliya var. Ben bu orduya karşı kılıç çekmem ve size iştirak etmem
."
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sualar&Page=315
----------------------------------------------------------------------------------------
İngilizler, islamı kendi elinizle bitirin diyor..
Bugün kü F.G' de aynı yolda ilerliyor!!!!! Eski Amerikan Cia şefi, Ronald  Kessler'in "Cia at War"  kitabında da aynısı var!
Fetullah Gülen(ya da Fethullah), Dinlerarası diyalog ve ılımlı islama öncülük ediyor.
Yabancılar , aramızdaki dostluğun tek engeli islam diyorlar, yahudi ve hristiyanlar hakkındaki sert ayetler diyorlar.
İslam'ı kendi ellerinizle bitirin diyorlar.

İşte İngilizlere hizmet eden din simsarı said nursi, işte amerikanlara hizmet eden din simsarı fetto!!!! İkisi de aynı.... Aşağıdaki sözlerini okuyunuz...

Emirdağ Lahikası, Sayfa 277

Büyük Doğu'nun yirmi dokuzuncu sayısında; "Lozan'ın İçyüzü" diye yazılan makaleden.
İngiliz murahhas heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en mânidar sözünü söyledi.
 Dedi ki:
"Türkiye İslâmî alâkasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliği etmiş olur ve
 Hıristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de kendisine dilediğini veririz."
Lozan'da Türk murahhas heyeti başkanı bulunan ve henüz hakikî kasıtları anlayamayan İsmet Paşa, bir aralık bütün Hıristiyan emellerinin Türkiye'yi mazisindeki ruh ve mukaddesat kökünden ayırmak
olduğunu sezdiği halde, şu gizli ivaz ve teminatı veriyor ve diyor ki:
"Eskiden beri kökleşmiş ve köhne engellerden, yani an'ane-i İslâmiyetten kurtulmak hususunda besledikleri-yâni İsmet'in  beslediği-azmin, inkâr edilmez delilidir."
Sonra Ankara gizli meclis toplantıları... Fakat esas meselelerde daima baş başa. Mustafa Kemal ile İsmet beraber içtimaları ve karar: "Din öldürülecektir."
Lozan Konferansının ikinci sayfası: "..... Artık herşey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dini terk ile herşey yapılacak.
Yeni hizbin (Kemalizm ve İsmet hükûmeti) bundan böyle, bu millette,İslâmiyeti katletmek prensibiyle hareket etmekte,hasım dünyanın kumandanlarından, yani düşman ehl-i salip kumandanlarından, dini vurmakta daha hevesli olduğu ve örnekler vereceği ve bilhassa hudut dışı değil de,hudut içi ve millî irade yaftası altında çalışacağı şüpheden varestedir."
Nihaî Vesika Lozan Muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarasında,"Türklerin istiklâlini niçin tanıdınız?" diye yükselen itirazlara,Lord Gürzon'un verdiği cevap:
"İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz.
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=EmirdagLahikasi&Page=277
------------------
Mustafa Kemal ve İsmet islamiyeti öldürüyor diyor!!!!
Emirdağ Lahikası, Sayfa 278

Yani Mustafa Kemal ve İsmet'in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır."
Artık bunun üzerine herşey ap açık anlaşılıyor, değil mi?
Gizli anlaşmanın entrikası
Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun'î istiklâl işinde gizli anlaşmanın müessiri, tek kelime ile,Yahudiliktir. Buna memur-u müşahhas kimse de, şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum'dur. Bu Hayim Naum, bu korkunç teşebbüse evvelâ Amerika'da Türkler lehinde bir seri konferans vermek ve emperyalizma şeflerine, Türkün maddesini serbest bırakmaları, buna mukabil ruhunu,tâ içinden ve kendi öz adamlarına yıktırmaları fikrini telkin etmek suretiyle başlamıştır. Yani, masonluk hasebiyle Kur'ân'ın ahkâmını kaldırmak, milleti dinsiz yapmak. Hayim Naum müthiş plânının zeminini Amerika'da hazırladıktan sonra İngiltere'ye geçmiş ve hâlis Yahudi olan Lord Gürzon ile temas ederek şu teklifte bulunmuştur:
"Siz Türkiye'nin mülkî tamamiyetini kabul ediniz. Onlara ben İslâmiyeti ve İslâmî temsilciliklerini ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum."
Aynı Hayim Naum Türk murahhaslar heyetine müşavir sıfatıyla sokulmanın da yolunu bulmuş, yani Mustafa Kemal ve İsmet'i kendine dost bulmuş.
Onun için üçü birleşmiş. Ve artık arada santralın intizamla işlemesine hiçbir mâni kalmamıştır.
Hayim Naum o sırada Ankara'ya kadar da uzanarak plânın muvaffakiyeti için gereken en mühim ve merkezî şahıs nezdinde-yani Mustafa Kemal yanında-emin bulunduğu tesirinin derecesini ölçmek istemiştir.
Öyle ki, bu tesir, mahut mevzuda Hayim Naum'dan daha heveskâr ve gayretli bir İslâmiyet düşmanına tesadüf etmekle muradına ermiş ve artık Türkü içinden vurmanın plânını gerçekleştirmek için her unsur
tamamlanmıştır.
İşte bu ehemmiyetli vesika, tam tamına Risale-i Nur tercümanının kırk küsur sene evvel hadis-i şerifin ihbarına dair beyan ettiği hadiseyi tasdik ettiği gibi; ve Şeriat-ı Ahmediyeye ihanet eden o dehşetli
şahsın mühim bir kuvveti Yahudi olduğu, Yahudi olan Lord Gürzon ile Hayim Naum o ihbarın hakikatını gösterdiklerini ve yirmi beş seneden beri Nurcuların imhasına keyfî kanunlarla dehşetli zulümlerin hikmetini tam gösteriyor.
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=EmirdagLahikasi&Page=278
---------------
Kur'an a zararlı, ölmüş gitmiş adam, Mustafa Kemal diyor!!!!!!!
Emirdağ Lahikası, Sayfa 247

Bana hücum eden garazkarların en esaslı sebebi, Mustafa Kemal in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar.
Ben de o garazkarlara derim ki:
Ölmüş gitmiş ve dünyadan ve hükumetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir hadis-i şerifin ihbarıyla Kur'ân a zararlı öyle bir adam çıkacak dediğimi ve sonra Mustafa Kemal o adam olduğunu zaman gösterdi.
Ben de beş yüz seneden beri kahramanlığıyla ve hakperestliğiyle dünyaya meydan okuyan kahraman bir ordunun şerefini ve zaferini hilaf-ı hakikat olarak M. Kemal e vermediğim için,garazkar dostları, beni yirmi senedir bahanelerle tazip ediyorlar.
Evet, mahkemede ispat ettiğim gibi, "şerefler, müsbet hayırlar,maddi-manevi ganimetler orduya, cemaate verilir, tevzi edilir; kusurlar, menfi icraatlar başa, reise verilir" diye bir kaide-i hakikatle, "Kahraman ordunun ve bilfiil asker ve asker başında çalışan cesur zabitlerin zaferleri ve şerefleri Mustafa Kemal e verilmez;
belki kusurlar, hatalar yalnız ona verilir" diye, beni onu sevmemekle itham edenleri, kahraman orduyu sevmemekle ve şereflerini kırmakla itham edip, onlara hain-i millet nazarıyla bakıyorum.
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=EmirdagLahikasi&Page=247
------------
Sözde bir hadis-i şerif'te islamiyetin zararına çalışacak birinden bahsediliyormuş ve bu kişiyi Mustafa Kemal olarak kendine göre tefsir etmiş!!!!
Emirdağ Lahikası, Sayfa 248

O, beni taltif etmek ve bütün vilayat-ı şarkıyeye vaiz-i umumi yapmak için, Ankara ya istedi.
Ben oraya gittim. Bu gelen üç madde, beni, onun dostluğundan vazgeçirdi. Yirmi sene inzivada azap çektim, dünyalarına karışmadım.
Birinci madde : Bir hadis-i şerifin, ahir zamanda an anat-ı İslamiyenin zararına çalışacak diye haber verdiği adam bu olduğunu ef aliyle göstermesidir. Ben, otuz altı sene evvel o hadisi tefsir etmiştim.
 Aynen bu adama manası çıkmış. Mahkemedeki müdafaatımın üçüncü esasında izahı var.
http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=EmirdagLahikasi&Page=248
--------
Reis-i Cumhura Gönderilen İstidanın Zeylidir Ki Mecbur Oldum .
"Ölmüş gitmiş dünyadan ve hükümetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir Hadis–i Şerif'in ihbariyle Kur'an'a zararlı bir adam çıkacak demiştim.Sonra Mustafa Kemal'in o adam olduğunu zaman gösterdi.
Emirdağ Lâhikası
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3669&a
-----------------
Risale-i nur'u herkes okuyabilir ve kimse itiraz etmez diyor!!!!
Haşiye O muhakkiklerden tek birisi Risale-i Nur'dur. Yirmi senedir en muannid filozofları ve mütemerrid
zındıkları susturan eczaları meydandadır. Herkes okuyabilir ve kimse itiraz etmez.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1817
(sayfanın en altında yazıyor.)
--------------------------
Bir kepazelik olan Risale'nin,askerlikten ve kutsal savaştan üstün olduğunu söylüyor!!!
Nur' cular askere gitmiyorlar,kaçıyorlar!Gidenler ise o gözbebeğimiz TSK'yı yıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar!!!!!!
Bakın aynen şöyle diyor;

 Risale-i nur öyle değerli bir kitaptır ki ,kuranın onda yansıyan nurlarına hizmet etmek ,askerlikten ve kutsal savaştan daha üstündür.benim elimde fırsat ve param olsa, Risale –i nur hizmetinde olan değerli kardeşlerimi askerlikten kurtarmak için; bin lira karşılığında bile olsa bedeli öder ve kurtarırım onları.
Lemalar | On Altıncı Lem´a | 156

Ve ayrıca yine Atatürk'e atıfta bulunarak "başların çoğu sarhoş,okumaz. Okusa da anlamaz" diyor!!!
Diyorlar ki:
"Madem sizin elinizdeki nurdur, topuz değildir. Nura karşı muaraza edilmez ve nurdan kaçılmaz ve
 nurun izharından zarar gelmez. Neden arkadaşlarınıza ihtiyatı tavsiye ediyorsunuz, çok nurlu risaleleri halklara gösterilmesini men ediyorsunuz?"
Bu suale karşı cevabın muhtasar meâli şudur ki:
Baştaki başların çoğu sarhoş, okumaz. Okusa da anlamaz, yanlış mânâ verip ilişir. İlişmemesi için, aklı başına gelinceye kadar göstermemek lâzım geliyor. Hem çok vicdansız insanlar var ki,garaz veya tamah veyahut havf cihetiyle nuru inkâr eder veya gözünü kapar. Onun için, kardeşlerime de tavsiye ediyorum
ki, ihtiyat etsinler, nâehillerin eline hakikatleri vermesinler.
Hem ehl-i dünyanın evhâmını tahrik edecek işlerde bulunmasınlar. Haşiye
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1330&
--------------------------------------------------------------------
"Risale-i nur,kalbi,ruhu,duyguları aydınlatan ve insanların her derdine ilaç olan bir kitaptır. " !!!!!! diyor!!

Lemalar | Fihrist | 365

bütün musîbetzedelere mânevî bir tiryak ve gâyet nâfi bir ilâç hükmünde bir risâledir.
Bu risâle, maddî musîbetleri, ehl-i îman için musîbetlikten çıkarıyor.
Asıl ehemmiyetli musîbet, kalbe ve rûha gelen dalâlet  musîbetleri olduğunu beyân ettiği gibi, musîbetzedelerin ömür dakikaları ehl-i sabır ve şükür hakkında ibâdet saatleri hükmüne geçip, şekvâ kapısını kapar, dâimâ şükür kapısını açar bir risâledir.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1586&a
-----------------------------------------------------
Kuranı kerimin ruhu risale-i nurun cesedine girmiştir.diyor!!!!

Emirdağ Lâhikası | Yirmi Yedinci Mektubun Lahikasının Zeyli | 74
 O nurcunun sözünü aşırı bir şeymişl gibi düşündüğüm zaman , kuranın hakikatı bana bana manen şöyle seslendi:
cesede elbiseye bakma ; bana bak.O , benim hakkımda konuşturuyor.Doğru söylemiş! Kuran böyle söyleyince bende artık itiraz etmedim.
Bu zat, doğrudan doğruya hakaik-i imaniye ve Kur'âniyeyi bir şahs-ı manevi mahiyetinde, Risale-i Nur şahs-ı manevisinin cesedine girmiş ve eczalarının libasını giymiş bir tarzda, fevkalade bir sena ile ona hitap ediyor. Ben, baktıkça, birden itirazkarane hüsn-ü zannı pek ziyadedir tahattur ettiğim dakikada, hakikat-ı Kur'âniye manen dedi: "Cesede, libasa bakma; bana bak: O, benim hakkımda konuşuyor.
Doğru söylemiş." Ben daha ilişmedim.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3515&a
---------------------------------------------------
Risale-i nur, Kuran'ın bir mucizesi  imiş... miş... miş!!!
Mesnevi-i Nuriye | Katre | 71

Risale-i nur kuranın bir mucizesi olduğu için , her şeyde bir marifet penceresi açmıştır.Bu kitap kurana mahsus bir sırrı çözerek,bir yıllık işi bir saatte görecek duruma ulaşmıştır.. Risale-i nur,peygamberin asası gibi , nereye vurmuşsa su çıkarmıştır.
Kur'ân ise, bize asâ-yı Mûsâ gibi bir hakikat vermiştir ki, nerede olsam, hattâ taş üzerinde de bulunsam, asâyı vuruyorum, mâ-i hayat fışkırıyor.
Âlemin haricine giderek uzun seferlere ve su borularının kırılmaması ve parçalanmaması için muhafazaya muhtaç olmuyorum
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=2355
------------
Kur'ân ise, bize asâ-yı Mûsâ gibi bir hakikat vermiştir ki, nerede olsam, hattâ taş üzerinde de bulunsam, asâyı vuruyorum, mâ-i hayat fışkırıyor.
 Âlemin haricine giderek uzun seferlere ve su borularının kırılmaması ve parçalanmaması için muhafazaya muhtaç olmuyorum
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=2356
----------
Çekirgeler, kuşlar bile Risale ile ilgileniyorlarmış!!!
Emirdağ Lâhikası | İkramı İzhar Mektubunun Tetimmesi | 61

 Diğer yaratıklar nasıl risale-i nurla ilgileniyorlarsa,kuşlarda ,ilgilenirler elbette onunla … kuşlar risale-i nuru , başarılarından dolayı tebrik edip alkışlarlar.
risale-i nura çekirgeler , kuşlar bile ihtiyaç duyarlar .onun için risale-i nur okunurken gelir;onu dinlerler.hatta yalnızca risale-i nuru değil ;nur şakirtlerinin gelen mektupları bile dinledikleri olur bunların.
Marangoz Ahmed in gönderdiğimiz mektupları arkadaşlara gecede okumak zamanında, iki çekirge mektubun başına gelip ta bitinceye kadar dinlemelerini gördüm. Birkaç gün evvel biz mektubu yazarken,iki güvercin, mektubun makbuliyetini ve müjdeci serçe ve kuddüs kuşlarının müjdelerini tasdik ettikleri gibi, marangozun iki çekirgeleri de güvercinleri ve müjdeci kuşları tasdik ederek, "Biz dahi Risale-i Nur u tanıyoruz diye" lisan-ı halleri ifade ediyor diye latif ve manidar tevafuk olmuş.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3483&a
----------------------------------------------------
Yağmur ve şimşek meleği,risale-i nuru alkışlıyor.
Sikke-i Tasdik-i Gaybi | Risale-i Nurdan Parlak Fıkralar ve Bir Kısım
Güzel Mektuplar | 183

Risale-i nuru sadece kuşlar değil,gökte ve kuşlar bulunan her şey de alkışlıyor.Bu kitabın kerameti,yalnızca insanlar da,hayvanlarda,uçan kuşlarda değil,cansız cisimlerde bile kendini gösteriyor.
Bu keramet karşı koyuyorsa yağmur yağmıyor.Ayrıca kuraklık oluyor.Gerekli kılıyorsa yağmur yağıyor.Yağmur ve şimşek
meleği,risale-i nuru alkışlıyor.Ona saygısızlık gösterildiği,aleyhine bir iş yapıldığı zaman yeryüzü itiraz ediyor.
Bu yüzden deprem oluyor.Kainat,risale-i nurun serbest bırakılmasına sevinirken onun mahkum edilmesi toplattırılması karşısında hiddetle şidetini gösteriyor öfkeleniyor.(sikke-i tasdiki gaybi)
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3941&a
----------------------------------------------------------
2.Dünya savaşına katılmamızı Risalei nur engellemiş!!!!
Sikke-i Tasdik-i Gaybi | Risale-i Nurdan Parlak Fıkralar ve Bir Kısım Güzel Mektuplar | 180

"dünya savaşına katılmamızı önleyende risale-i nur olmuştur.
 Risale-i nur kerametiyle bela ve felaketleri önlüyor.böylece risale-i nurun kerameti sadece yaratıklarda değil olaylarda da  etkisini gösteriyor.anadoluya gelecek bela ve felaketlerin önüne geçmekte risale-i nuır en önemli bir rol oynuyor.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3938&a
------------------------------------------------------
Değerli Tepki Grubu,
Sizleri,bu saçmalık,kepazelik ve şaklabanlıklarla daha fazla sıkmamak için buradan itibaren kısa kısa geçiyorum...

Risale-i nur düşmanları teslim almak zorunda bırakan elmas bir kılıçtır.(sikke-i tasdiki gaybi  Ölüm hakikatının muammasını yalnızca Risale-i nur çözmüştür.(meyve risalesi)  Risale-i nur said nursiye Allah tarafından verilmiş.( bediüzzaman 1960 cevap veriyor)

risale-i nurun kerameti öldürücü zehirlerin 9 kat daha tesirlisini yutan adamı bile ölümden kurtarıyor.risale-i nurun kerametiyle bu kadar tesirli ve öldürücü zehir üstada yutturulmuş ama ona tesir etmemiş.( (sikke-i tasdiki gaybi) risale-i nurun kerameti kendisine önem vermekte kusur edenlere tokat vurmak biçimindede kendini gösterir.bu tokatlardan kimileri zecr ve ceza tokatıdırlar.kimileride şefkat tokatıdırlar.Risale-i nur
tarafından vurulan tokat olaylarının sayısı 100 den fazladır.Vurulan tokatlarla bazı kimselerin işleri bozulmuş durumalrı sarsılmıştır.Bazı kimselerin sağlıkları bozulmuş hatta kalem tutan elinin parmakları kırılmıştır.Bazı kimselerin malları hatta hayatları ellerinden gitmiştir.(lemalar risalesi)

Ekmek ve suya ne kadar ihtiyaç varsa,risale-i nura da o kadar ihtiyaç vardır. .(Emirdağ lahikası)
 peygamberimiz nasıl sadece kuran kerimin tercumanı idiyse üstatda risale-i nurun bir tercumanı durumundadır.( hizmet risalesi)
risale-i nur peygamberimizin risaletinin bir mirasını verir üstada.(iman hakikatlaeri)
risale-i ur bu çağda , bu tarihte bir urvetil vuska kopmayan kulptur.Kopmaz bir zincirdir.Bir Allah ipidir.Bu Allahın ipinei elinei alıp tutunan kurtulur.(meyve risalesi)
 şeraite nüfuz etmenin en kısa , en hatasız en zevkli yolu ; risale-i nura bağlanmaktır.( meyve risalesi)
risale-i nur kendisine hizmet edenleri , başta talebelerini mutlaka cennete götürecek.(sikke-i tastiki gaybi)
risale-i nur , herkese ,abı hayat=hayat suyunu , yani ölmezlik suyunu içiriyor.Musa peygamberin asası,nasıl bir taştan 12 çeşme akıttıysa ve gerek musayı , gerek beraberindekileri nasıl susuzluktan kurtardıysa,risale-i nurda öyledir.bir kuran asasıdır.(miftahül imam)

 Risale-i nur ve talebelerinin uğraştıkları,yeryüzündeki bütün önemli görevlerden daha önemlidir.(hizmet rehberi) risale-i nuru okumak , ona hizmet etmek bir ibadettir.Ona hizmet üç aylarda yapılan zikirlere bile tercih edilir.( meyve risalesi) risale-i nur u okumak ve yazmak , alim olmak için yeterlidir.Başka bir şey istemez. meyve risalesi) fazla değil yalnızca 1 yıl bu risaleleri ve onun verdiği dersleri okuyan kimse,bu zamanın en önemli en gerçek alimi olur.
Hatta hiç anlamasa bile,değil miki,risale-i nur talebelerinin manevi bir kişilikleri vardır.Öyleyse bu zamanın alimidir.Sizin kalemlerinizde,o manevi kişinin parmaklarıdır.Öyleyse hadiste gösterilen sevabı alırsınız.(nur meyveleri)

 Risale-i nur bir elektiriğe benzer .Son derece yüksek ve derin bir ilimdir o.Öyleyken,ne tahsile,ne ders çalışmağa,hacet kalmadan,zahmet bile çekmeden herkes onu anlayabilir.(sikkeyi tasdiki gaybi)

 Nur medreseleri eski medreselerden farklıdır.Eski medreselerde 5-10 yıl okumaya karşılık,risale-i nur okutulan yerlerde 5-10 hafta okumak yeter.Çünkü risale-i nur , 5-10 haftada 5-10 yıllık sonucu
verebiir. (sikkeyi tasdiki gaybi)

 Risale-i nura itiraz edilemez.yapılacak bir itiraz,en ulu kişilerden kutubu azamdan da gelse aldırış edilmemelidir.(hizmet rehberi)
 Risale-i nur günahlara kefarettir. (sikkeyi tasdiki gaybi)

 Risale-i nur,herhangi bir günahın terk edilmesinden doğacak günahı bağışlattırır.(taryak)

 Risale-i nur tek başına bir ordu kadar güçlüdür.( sikkeyi tasdiki gaybi)

 Risale-i nurdaki güç hiçbir cemiyette , hiçbir komitede yoktur.(sözler risalesi)
Biz Kaç Kişiyiz Tepki grubu.
***********
Fethullah'ın SNIPER ÇETESİ.
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=1601.0
-------------
ATATÜRK'E DECCAL DİYENLER
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=857.0
----------
Laiklik,obur peygamber,Türban
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=322.0
a45UyF587661-150323162338 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/03/23  22:45 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

Malindan vermeyeni zenginlerden sayma.

Hz.Ali

BAKARA - 106 Herhangi bir Ayet in hukmunu yururlukten kaldirir veya unutturursak, onun yerine daha hayirlisini veya benzerini getiririz.
Allah in herseye gucunun yettigini bilmezmisin?
***
FATR - 43 ...Hayir!sen Allah in kanununda degi$iklik bulamazsin.
Sen Allah in kanununda asla bir doneklik bulamazsin. - FETIH - 23 ...
Allah kanununda hicbir degi$iklik bulamazsiniz. Ayrica YUNUS - 64, FETIH - 23, EN AM - 115, AHZAB - 62 de de ayni hukumler bulunmaktadir.

Elbette benim dinsel inanclarim konusunda okuduklariniz yalandi, oyle bir yalan ki, sistematik olarak tekrarlaniyor.
Ben kisisel bir Tanri ya inanmiyorum ve bunu hicbir zaman inkar etmedim ve acik bir sekilde ifade ettim.
Eger bende dinsel olarak adlandirilabilecek bir sey varsa, o sadece, bilimsel cabamizin ortaya cikarabildigi kadariyla dunyanin yapisina duydugum sinirsiz hayranliktir.

It was, off course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated.
I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly.

in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p.43.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder