29 Temmuz 2016 Cuma

Türkiye'nin yükselen cemaati: İsmailağa

DAVET
 
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
 
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
 
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim....
 
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
 
Nazım Hikmet

 Merkez siyasette % 10-15 ağırlığı varmış bu cemaatin.
Ölelim biz.

Şu ülkede insanların tek başına özgür bireyler olarak yaşama imkanı yok mu?
İlla ki, üç beş kişi bir araya gelmek, öbekleşmek, sürüleşmek zorunda mı insanlar?

Neden insanımızın özgüveni bu kadar eksik?
Neden takım takım, cemaat cemaat, gurup gurup, sürüler halinde yaşamak zorunda?
Neden başkalarına karşı hak etmeden, çalışmadan, yorulmadan kazanmanın dayanışmasının peşinde insanlarımız?
Neden kolay para, kolay seks, kolay güvence arıyor kendine?
Sonra kafayı çalıştırmak, okumak, öğrenmek, anlamak neden bu kadar zor geliyor?
Neden okumak varken, dinlemeyi tercih ediyor insanımız?
Neden araştırmak varken, sormayı tercih ediyor?
Neden düşünce tembeli insanımız?
Kitapsa kitap, al kendin oku?
Neden doğrudan soruyorsun?
Bi oku bakalım, bi dene, anlama ondan sonra sor.

Fitnebaz Cemaat işi geride kaldı zannediyoruz, peki bitti mi bu film?
Bütün ilahlar üzerine yemin ederim ki bitmedi.
Bu insan sermayesiyle bitmez.
Dün Fettullah Gülen Hoca Efendi Hazretleriydi, bu gün tu kaka.
Bu gün İsmal Hoca Efendi Hazretleri yarın o da tu kaka olacak.
Yeminle.
Bizim insanımız böyle.
Bugün başına taç eder, yarın kıçına tıkaç eder.
Ayarı yok, ölçüsü endazesi yok.

Bakın bu cemaati ve müritlerini şimdiden uyarıyorum.
Çok havalara girmeyin.
Şimdiden politikadan uzak  durun.

Politikayla uğraşan din adamı şeytana uşaklık eder denir.
Şeytana uşaklık etmeyin.
Yarın beter olursunuz.
Bu gün milyar dolarlık şirketleriniz, holdingleriniz, okullarınız, tesisleriniz olabilir.
Yurt dışı bağlantılırınız olabilir, yabancı gizli servislerle bağlantılarınız olabilir.
Bunlar sizi kurtarmaz.

Ey inananlar, bakın gören gözler için çok ibret var.
Fitnebaz Cemaat size de ibret olsun.

Boktan, püsür işlerden uzak durun.
Devleti yönetelim, rejimi değiştirelim, millet koyun, biz çoban olalım, milletin beynini formatlayalım falan.
Aman haa, bunlar haddini aşan işler.
Sizi bozar, sizden öncekileri hep bozdu.

İşler giderek daha kanlı olmaya başladı.
Bundan sonrası daha da fena.
Hafzanallah kellenizden olursunuz.
Önüne düştüğünüz insanları da mahfa sürüklersiniz.
Aman haaa.
Daha en başta uyarayım...

Benden uyarması.

Hatta bana kalırsa,
Eyyy inananlar, artık inanmayın....

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     



Türkiye'nin yükselen cemaati: İsmailağa

Erdoğan'ın, Gülen Cemaati'ne 'İnlerine gireceğiz inlerine' diyerek savaş açmasından sonra İsmailağa Cemaati gözle görünür bir yükseliş yaşıyor. Son yıllarda medyada Cübbeli Ahmet Hoca ile daha da görünür olan İsmailağa cemaati devletin en tepesindeki isimlerle verdiği fotoğraflarla dikkatleri üzerine çekiyor

09 Şubat 2015 - 19:12

POSTA.COM.TR ÖZEL DOSYA / Yaşar CAN

AK Parti iktidarının Gülen Cemaati'yle ilişkilerinin kopmasının ardından İsmailağa Cemaati'yle daha çok yakınlaştığı ileri sürülüyor. İktidar ve Gülen Cemaati arasındaki krizin tarihiyle ilgili farklı iddialar var. 7 Şubat MİT krizi (Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması) bu çatışmanın başlangıcıdır diyenler de var dershanelerin kapatılması diyenler de. Kimilerine göre ise Mavi Marmara olayı sonrası Gülen Cemaati ve AK Parti hükümeti arasındaki ilişkiler geri dönülmez bir şekilde bozuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 17-25 Aralık operasyonları öncesinde Erdoğan, Türkçe Olimpiyatları törenine katılıyor ve Fethullah Gülen'e Türkiye'ye dönmesi çağrısında bulunuyordu. Ancak, AK Parti hükümeti ve cemaat arasındaki kavga her geçen gün şiddetleniyor.

YÜKSELEN CEMAAT: İSMAİLAĞA

AK Parti hükümeti ve cemaat arasındaki kavga keskinleşirken farklı bir cemaat ön plana çıkıyor. Kamuoyundaki bilinen adıyla İsmailağa Cemaati.

10 Ağustos'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimine bir gün kala ajanslara çok dikkat çekici bir fotoğraf karesi düştü. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İsmailağa Cemaati'nin lideri olan Mahmut Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etti. Erdoğan Köşk'e çıkıp, Davutoğlu Başbakan olduktan sonra bu defa Başbakan Ahmet Davutoğlu Mahmut Ustaosmanoğlu'nun oğlu ile yan yana fotoğraf verdi.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU CENAZEDEYDİ

Tarih 31 Ocak, yer Fatih Çarşamba'daki Yavuz Sultan Seli Camii avlusuydu. Ölen kişi ise İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun kardeşi İsmail Ustaosmanoğlu'ydu. Başbakan Davutoğlu takke takarak cenazedekilerle yan yana saf tuttu. İsmailağa Cemaati'nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ise sağlık problemleri nedeniyle cenaze törenine katılmadı.

GÜL'DEN TAZİYE ZİYARETİ

Yaklaşık 4 gün sonra bu defa eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Mahmut Ustaosmanoğlu'yla birlikte fotoğraf çektirdi. Cenazeye katılamayan Abdullah Gül, Mahmut Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etmiş ve taziyelerini iletmişti.

KİM BU İSMAİLAĞA CEMAATİ?

Devletin en üst kademesindeki isimlerin ziyaret ettiği Mahmut Ustaosmanoğlu kim? Şeyhi olduğu İsmailağa Cemaati ne kadar etkin? Seçimlerde kimleri desteklediler? Ekonomik güçleri ne? Mahmud Ustaosmanoğlu 1929'da Trabzon'un Of kazasının Miço (Tavşanlı) köyünde doğdu. Babası Mustafa oğlu Ali Efendi, annesi Tufan kızı Fâtıma. "Mahmut Hoca" olarak bilinen "İsmailağa cemaatinin şeyhi" Mahmut Ustaosmanoğlu, Ahıskalı Ali Haydar Efendi ile Zahid Kotku'nun talebesiydi. Mahmut Hoca, icazet aldığı Zahid Kotku'nun cenaze namazını da kıldırdı. Cemaatin bir numarası haline gelen Mahmut Hoca, Fatih'te geniş bir hakimiyet bölgesi oluşturdu. İsmailağa'nın müritleri genellikle cüppe ve sarıkla geziyor. Merkezleri Fatih'teki Çarşamba Mahallesi'nde olan cemaat, ilk olarak adını İsmailağa Camisi'nde işlenen cinayet ve medyada da boy gösteren "Cüppeli Ahmet Hoca" lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü'nün icraatıyla duyurdu.

AK PARTİ KURULANA KADAR ERBAKAN'I DESTEKLEDİLER

AK Parti kurulana kadar Milli Görüş Hareketi'ni yani Necmettin Erbakan'ı destekleyen İsmailağa Cemaati Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'ın Refah Partisi'nden ayrılıp AK Parti'yi kurmasından sonra AK Parti'yi desteklemeye başladı.

2006 YILINDA CAMİDE VAAZ VEREN İMAMIN ÖLDÜRÜLMESİ

9 yıl önce Fatih'teki İsmailağa Camii'nde sabah namazından sonra cemaate vaaz eden emekli imam Bayram Ali Öztürk (54), saldırıya uğramıştı. Dua sırasında bıçaklanan Öztürk, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. 26 yaşındaki saldırgan da çıkan arbedede linç edilerek öldürülmüştü. Mustafa Erdal ismindeki saldırganın nasıl öldüğü konusunda iki iddia ortaya atılmıştı. Psikolojik sorunları olduğu öğrenilen Erdal'ın linç edildiği ileri sürülürken, Emniyet kayıtlarında, 'bıçaklayan kişi, daha sonra başını mihraba vurmaya başlamış, ölü olarak bulunmuştur'? denilmişti. Emekli imam Bayram Ali Öztürk, kamuoyunda Mahmut Hocaefendi olarak bilinen Mahmut Ustaosmanoğlu'nun talebelerindendi. Hocası tarafından ayaklı kütüphane olarak nitelendirilen Öztürk'ün bir süredir tehditler aldığı öne sürülmüştü. 1998 yılında da Mahmut Hocaefendi'nin damadı olan Çukurbostan Camii imamı Hızır Ali Muratoğlu da camide silahlı saldırıya uğramış ve hayatını kaybetmişti.

"GÜLEN CEMAATİNİ TASFİYE EDEN AK PARTİ, OLUŞAN BOŞLUĞU İSMAİLAĞA İLE DOLDURUYOR"

Araştırmacı Yazar Faik Bulut, Gülen Cemaati'ni tasfiye eden AK Parti iktidarının doğan boşluğu başta İsmailağa Cemaati olmak üzere diğer cemaatlerle doldurduğunu söyledi.

Posta.com.tr'ye konuşan Faik Bulut, özellikle Numan Kurtulmuş'un Ak Parti'ye geçmesine dikkat çekerek, ' Milli Görüş çizgisinde olan kesimleri ve eskiden Milli Görüş'ü destekleyen cemaatleri kendisine çekerek hem Fethullahçıları kuşatmış hem de doğan boşluğu doldurmuş oluyor' dedi. Bulut şunları söyledi: Genel olarak söylemek gerekirse İsmailağa Cemaati'nin etki gücü genişliyor. Sadece Ak Parti'nin Gülen Cemaati'ni tasfiye etmesinden sonra sadece İsmailağa değil, diğer cemaatleri de yanına alarak devlet kademesinde bir yer veriyor; ya da ekonomik olarak onlara kolaylıklar sağlıyor. Tarikatların ve cemaatlerin etkin olduğu Türkiye'de Tayyip Erdoğan'ın İsmailağa cemaatli lideriyle fotoğraf vermesinin bir anlamı var. Seçimlere etkisi elbette olacaktır. Bir kere yerel kaynaklar üzerinde etkisi var. Sadece İsmailağa Cemaati diye düşünmek doğru değil. Bu fotoğraflar bir jest ve beden dili diye değerlendirmek lazım. Diğer cemaatlere de destekleri olacaktır.

"BOŞLUĞU DİĞER CEMAATLERLE DOLDURACAK"

Ak Parti iktidarı Gülen Cemaatini tasfiye etti. Burada bir boşluk doğdu ve bu boşluğu diğer cemaatlerle dolduracak. Cemaatlerden kurtulduk demelerine rağmen diğer cemaatlerle bu boşluğu dolduruyor. Özellikle ekonomik ve bürokratik alanda.. Tasfiye sonrası cemaatlerde önemli bir hareketlenme oldu. Hem AKP'nin elinde yeteri kadro yoktu hem de cemaatler bu boşluğu doldurmak istiyordu.

HER ŞEY NUMAN KURTULMUŞ'UN AKP'YE KATILMASIYLA BAŞLADI

Aslında olay Numan Kurtulmuşlarla başladı. Cemaatle ilk problemler çıkarken Refah Partisi'nden kopuş olmasına rağmen Milli Görüş geleneğinden gelen kişiler transfer edildi. Milli Görüş çizgisinde olan kesimleri ve eskiden Milli Görüş'ü destekleyen cemaatleri kendisine çekerek hem Gülen Cemaati'ni kuşatmış hem de doğan boşluğu doldurmuş oluyor. Şu anda Saadet Partisi'nin seçimleri kazanmayacağı çok açık. Dolayısıyla oy verecekleri yer belli. Cemaatler sadece gönül bağıyla değil rant karşılığı destek verirler. Nimetlerinden yararlanmak isterler. Orada neyin karşılığı pazarlık yapılır onu bilemem.

"FATİH ERBAKAN'I KONYA'DAN ADAY GÖSTERİRLERSE ŞAŞIRMAM"

Çok emin değilim ama bakarsınız Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ı da bir yerlerden aday gösterirler. Eskiden Fethullah Gülen ve AKP koalisyonu vardı. Gülen koalisyonu tasfiye edildikten sonra AKP ve cemaatler koalisyonu oldu. Diğer cemaatlerden istediği bir şey olabilir o da iktidar işine çok karışmayın, bana hükmetmeyin demiş olabilir. Yani kontrollü bir koalisyon olabilir. Yarın öbür gün Erbakan'ın oğlunu Konya'dan milletvekili adayı olarak gösterirlerse şaşırmayın. Gösterirler demiyorum. Ama doğan boşluğu Milli Görüş'le doldurmaya çalışırlar.

"NEVZAT ÇİÇEK: KENDİLERİNİ PATRİKANE'YE KARŞI KONUMLANDIRDILAR"

İstanbul Fatih'te güçlü bir yapılanma içinde olan İsmailağa Cemaati'nin kendisini bölgedeki Patrikane'ye karşı konumlandırdığına işaret eden gazeteci yazar Nevzat Çiçek, AK Parti'nin kuruluş itibariyle bir cemaatler konfederasyonunun üst yapısı olduğunu söyledi.

Posta.com.tr'ye konuşan Nevzat Çiçek, İsmailağa Cemaati'yle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: Türkiye'de Nakşi geleneğini temsil noktasında en yaygın cemaat İsmailağa Cemaati. İsmailağa Cemaati'nin Fatih'te Patrikane'ye karşı konumlandığını çok net görebiliyoruz. Aslında cemaatin bir iç siyasete yansıması bir de dış yansıması var. Patrikaneye karşı kendilerini konumlandırdıkları alan dış yansıması.

"SİYASETTE BÜYÜK BİR ETKİ GÜCÜNE SAHİP"

Özellikle yurt içinde ve yurt dışında çok örgütlü olmaları ve Nakşi geleneğinde önemli bir yere sahip olmaları nedeniyle siyasette büyük bir etki gücüne sahip olduklarını biliyoruz. Her ne kadar bu gücünü parlamenter anlamda ifade etmeseler de taban açısından, etkileme açısından Milli Görüş'ten bu yana sağ siyaset içerisinde çok ciddi bir ağırlıkları olduğunu görüyoruz. İsmailağa Cemaati dışında sağ siyasette etki gücü olan diğer cemaatler hangileri diye sorduğumuzda ise İskenderpaşa, Erenköy, Kayseri Yahyalı ve Adıyaman Menzil cemaati var. Bunların hepsinin ortak noktası Nakşi geleneğe sahip olmaları. Türkiye'de sağ siyaseti cemaat olarak bel kemiğini Nakşi geleneğe sahip cemaatler oluşturuyor. Öte yandan Kürtleri de bünyesinde barındırabilen bir gelenek.

"GÖRÜNÜR BİR CEMAAT DEĞİLLERDİ AMA.. "

İsmailağa Cemaati çok görünür bir cemaat değildi fakat 2 sebepten görünür olmaya başladı. Patrikane'ye karşı kendilerini konumlandırdığı nokta ve Ergenekon süreçlerinde 2 hocasının şehit edilmesinden sonra Cübbeli Ahmet Hoca ile görünür olmaya başladılar. Mahmut Efendi'nin, Çarşamba'nın (Fatih'teki yerleri) bu kadar görünür olmasının temel sebeplerinden bir tanesi de Cübbeli Ahmet Hoca ile görünür yüzünü çok net ifade ettiler. Diğer cemaat vaizleri kamuoyuna çıkmazken biz Cübbeli Ahmet'in televizyonlardaki sohbetleri cemaatler arasında da popüler olmasına neden oldu. Ve insanlar açık bir şekilde kendilerini ifade ettiler. 28 Şubat ve sonrasında tarikatın kendi içinde sarık ve cübbeye uyun çağrısı beraberinde bir korku uyandırdı. Ancak Türkiye'nin de normalleşmesiyle bu korku da ortadan kalktı. Türkiye'nin normalleşmeye doğru gitmesi, bunların bir tehdit olmaktan çıkarılması, Patrikane'ye karşı kendilerini konumlandırmaları ve Cübbeli Ahmet Hoca'nın medyada yer almasıyla Türkiye'de daha fazla görünür ve bilinir olmaya başladılar.

Patrikhane

"ŞEYH UÇMAZ MÜRİT UÇURUR"

Tarikat liderlerinin gizemi ve yetişme tarzı üzerinden tırnak içinde söylüyorum 'Şeyh uçmaz mürit uçurur' kısmı inşaa ediliyor. Dolayısıyla Mahmut Efendi'nin işinin ehli olmasından, yetişme tarzında bir sıkıntı yok. Ama ne yazık ki Türkiye'de ve dünya özellikle bazı tarikat liderlerinin müritler tarafından uçurulduğunu çok fazla anlamlar yüklendiğini görüyoruz.

"ŞEHİRLEŞMEYLE ÖRGÜTLENME YAPILARI DEĞİŞTİ"

Şehirleşme sonrası cemaatler de farklı bir örgütlenme yapısına geçmek zorunda kaldılar. Yayın evleri kuruluyor, dergiler kuruluyor, televizyonlar kuruluyor.. O şekilde kendi mensuplarına ulaşma yolunu kullanıyorlar. Siyaseten örgütlenme değil de kendi müritlerine ulaşma noktasında bir örgütlenme sistemi kullanıyorlar. Yereldeki güçleri daha fazladır. Yereldeki siyaset onlarla daha içli dışlıdır. Bir belediye başkanının etkisi milletvekilinden fazla olabilir. Merkezi siyasette de son 10-15 yılda ağırlıklarını ve güçlerini koyduklarını görüyoruz.

"AK PARTİ CEMAATLER KONFEDERASYONUNUN ÜST YAPISI"

AK Parti kuruluşu itibariyle bir cemaatler konfederasyonunun üst yapısı. Ve şu ana kadar bu konfederasyonun üst yapısı bir şekilde yara almadı ve büyük kopmalar yaşamadı. Türk siyasetinin en önemli beslenme kaynaklarından biri olan tarikatler ve cemaatler bağlamında AKP hala kendisini güçlü hissediyor. Kopuş yaşanmadığı için AK Parti kendisini alt katmanlarda kendi gücünü hissettirebiliyor. Ve bu seçimlerde de Ak Parti'nin bu alandaki gücünü göstereceğine inanıyorum. Çünkü bir kopuş emaresi hala görmüyoruz. Burada bir kopuş olmamasının en büyük sebeplerinden bir tanesi de özellikle sağ siyasette AK Parti dışında bunu tamamlayacak herhangi bir oluşumun da ön plana çıkmaması da var. Son 15-20 yıla baktığımızda bu tip yapıların en büyük özelliği kendilerine alan açan yapıları desteklemesiydi. Özal'ı bunun için desteklediler. Refah da böyleydi, AK Parti de böyle ve hala değişmedi.

İsmailağa Cemaati'nin etki alanı ve cemaate mensup kişilerin sayısıyla ilgili net rakam yok. 2011 yılında bir anket firmasının yaptığı çalışmada ise bir cemaate üye olduğunu söyleyenler arasında İsmailağa Cemaati ismi yüzde 7.3'lük bir orana sahip. Ancak, Ak Parti tabanında geniş yer buldukları bilinen bir gerçek. 7 Haziran Genel Seçimleri yaklaşırken cemaatlerin siyasetle yürüttüğü dirsek teması belki de daha görünür olacak. Özellikle sağ siyasetteki cemaat-parti ilişkisi kritik bir çok seçime etki etti ve ediyor. Cemaat ve siyaset ilişkisinin yansımaları 7 Haziran'daki seçimlerde daha dikkatli izlenecek gibi görünüyor.

http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/Turkiye-nin-yukselen-cemaati--Ismailaga.htm?ArticleID=267583 


a45UyF587661-160729154019 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2016/07/29  23:20 2  65  adaletvekalkinma@yahoogroups.com


 



--

Nasil ve ne zaman oleceginize kendiniz karar veremezsiniz, ama nasil yasayacaginiz kendi elinizdedir.

JOAN BAE

Said-i Nursi, kendi kitabina kanit olarak, kendisinin ve yandaslarinin ruyalarini gosterir.
Soyledigine gore, bu ruyalarda ozellikle Hz.Ali ve Gavs-i Azam dedigi, Naksibendi ve Kadiri tarikati seyhi Abdulkadir Geylani, ruyasinda bu kitaplarin yuzde yuz dogru oldugunu soylediklerini dile getirir.
Hz.Ali ve Naksibendi tarikatina yakinligindan $ik $ik soz edilir.

($ikke-i Tasdik-i Gaybi-16,21-26) (Mektubat 347) ($ikke-i Tasdik-i Gaybi 131,132) (Tarihce sh.492) (Tarihce-i Hayat 120) (Lemalar 235)

Kur an daki Celiskiler Ve Nedenleri (6)
VII) Seytanlari Gunluk Siyasetin Gereksinimlerine Arac Yapma Geleneginden Dogma Celiskiler!

Muhammed in kendi gunluk siyasetine seytanlari arac edinmek konusunda oldukca basarili bir yol izledigine tanik olmaktayiz. Her ne kadar seytan denen seyi kotuluk kaynagi olarak gostermek uzere Kur an a, Ey Ademogullari! Sakin seytan sizi aldatip yoldan cikarmasin. Nasil ki, ananizi, babanizi cennetten cikarmisti o... (Araf Suresi, ayet 27) seklinde ayetler koymakla beraber, bazi durumlarda Tanri nin seytanlari insanlara dost kildigini ve insanlari seytanlar araciligiyla saptirdigini soylemekten geri kalmamistir. Ornegin, kendisine rakip gordugu kisileri itibardan dusurmek amaciyla Kur an a. ayetler koyarken yaptigi budur. Birkac ornekle yetinelim:

Kur an in Araf Suresi nde, Tanri nin ayetlerine inandiktan sonra seytanin pesine takilip bu ayetlerden siyrilan kisinin hikayesi vardir: hikaye ye gore Tanri, (insanlarin birtakimi) Allah i birakip seytanlari dost edinmis ve kendilerini dogru yolda sanmislardi (Araf Suresi, ayet 30) diyerek Islama inanmayanlarin veya inandiktan sonra ayrilanlarin, seytana ayak uyduran, seytani kendilerine dost yapan kisiler oldugunu bildiriyor. Ve sonra Muhammed e sunu emrediyor:

Ey Muhammed Onlara, seytanin pesine taktigi ve kendisine verdigimiz ayetlerden siyrilarak azginlardan olan kisinin olayini anlat (Araf Suresi, ayet 175).

Tanri nin soylemesine gore bu kisi, vahiyleri yalan sayan ...dunyaya meylettigini ve hevesine (uyan) ve durumu dilini sarkitip soluyan kopegin durumu(na) benzeyen (Araf Suresi, ayet 176) bir kimsedir. Yine Tanri nin soylemesine gore, ayetleri yalan sayan kimselerin durumu boyledir, yani dilini sarkitip soluyan kopegin durumu gibidir (Araf Su-resi, ayet 176)(1)

Ancak, inkarci larin ve Kafir lerin seytana uyan kimseler olduklarini soyleyen ve bunlari dilini sarkitip soluyan kopege benzeten Tanri, bu soyledikleriyle taban tabana zit olmak uzere, Dileseydik onu ayetlerimizle ustun kilardik (Araf Suresi, ayet 176) demekte ve kisileri diledigi gibi dogru yola soktugunu ya da saptirdigini, yani seytana uydurdugunu eklemektedir:

Allah in dogru yola sevk ettigi kimse dogru yolda olur. Saptirdigi kimseler ise, iste onlar mahvolanlardir (Araf Suresi, ayet 178).

Bu dogrultuda olmak uzere, Allah... istedigini saptirir (Nahl Suresi, ayet 93); Tanri dileseydi hepinizi dogru yola eristirirdi (Enam Suresi, ayet 149) vd...

seklinde konusmustur.] Bu celiskili ayetlerden anlasilan o ki, Tanri, hem bir yandan insanlari, seytanlara ayak uydurduklari ve bu yuzden yoldan saptiklari icin kinamaktadir hem de diger yandan Dileseydik onu ayetlerimizle ustun kilardik, dogru yolda sokardik ya da Tanri nin saptirdigi kimseler ise, iste onlar mahvolanlardir seklinde konusarak bu kisileri seytanin pesine takip saptiranin bizzat kendisi oldugunu aciklamaktadir. Aciklarken de, Neden seytana uydunuz? diye sormakta ve seytana uyduklari Cin, onlari Dilini sarkitip soluyan kopekler diyerek azarlamaktadir. Goruluyor ki, celiski, sadece ayetler arasinda degil, ayni bir ayetin birbirini izleyen tumceleri icerisinde yer almis bulunmaktadir. Soz .konusu ayetlerin tumunu birlikte okuyalim:

Ey Muhammed! Onlara, seytanin pesine taktigi ve kendisine verdigimiz ayetlerden siyrilarak azginlardan olan kisinin olayini anlat. Dileseydik onu ayetlerimizle ustun kilardik; fakat o, dunyaya meyletti ve hevesine uydu. Dununu, ustune varsan da, kendi haline biraksan da, dilini sarkitip soluyan kopegin durumu gibidir. Iste ayetlerimizi yalan sayan kimselerin durumu budur... Ayetlerimizi yalan sayan, kendine zulmeden millet ne kotu bir misaldir.

Allah in dogru yola sevk ettigi kimse dogru yolda olur. Saptirdigi kimseler ise, iste onlar mahvolanlardir (Araf Suresi, ayet 175-178).

Celiskilerle dolu bu ayetlerin, Umeyye b. Ebi s-Salt adindaki bir Arap sairin, Islama girmeyip peygamberlik hevesine kapilmasi nedeniyle indigini rivayet edenler (ornegin, Vakidi gibi kaynaklar) (2) yaninda, Yahudi ulemasindan Bel am b. Baura nin Yahudi peygamberlerine (ornegin Musa ya) karsi saygisiz bir tutum takinmasi vesilesiyle indigini bildirenler vardir (ornegin Beyzavi, Celaleddin, Taberi, Zemahseri vd... gibi kaynaklar).

Aslinda her iki rivayet ayni sonucu verecek olmakla beraber, biz burada Umeyye b. Ebi s-Salt $ikkini ele alarak sunu soyleyebiliriz ki, yukaridaki celiskilerin nedeni, Muhammed in bu saire karsi dusmanlik beslemesindendir. Cunku, bu unlu sair, peygamberlige heveslenmis ve bu yuzden Muhammed onu, bir bakima kendisi icin rakip gormustur. (3) Zira, Islam kaynaklarindan ogrenmekteyiz ki, Umeyye, zamaninin en guclu ve etkili .sairlerindendir. Tanri nin tek olusu fikrine ve ahret gunune iman etmistir. Bundan dolayidir ki, Muhammed onun Musluman olacagini sanarak, Umeyye... (siirlerinde) Musluman olmaya yaklasmisti diye konusurdu.(4)

Ancak. Umeyye, ne Islama girmis ne de Muhammed i peygamber olarak bilmistir. Kuskusuz ki, Umeyye gibi unlu ve herkesce sevilen bir sairin Islam olmasi Muhammed in isine gelirdi; cunku, onun sayesinde pek cok kisiyi kazanmasi mumkundu. Bundan dolayidir ki, onu Musluman yapabilmek ve kendisine bas egdirtebilmek icin bir hayli ugrasmis, fakat basaramamistir. Boyle bir basarisizlik, kendi prestiji bakimindan sakincaliydi. Iste bundan dolayidir ki, Umeyye yi, seytan tarafindan kandirilmis, yoldan cikarilmis gibi gostermek uzere, Kur an a. yukaridaki ayetleri koymustur. Koyarken de onu Musluman yapamamaktan dogma basarisizligini goz ardi edebilmek icin, Tanri nin keyfiligi fikrine siginmis ve Umeyye nin Islam olmamasinin nedenini, Tanri tarafindan saptirilmis olmaya dayatmistir.

Yukaridaki ayetlerde Tanri yi, Dileseydik onuBu celiskili ayetlerden anlasilan o ki, Tanri, hem bir yandan insanlari, seytanlara ayak uydurduklari ve bu yuzden yoldan saptiklari icin kinamaktadir hem de diger yandan Dileseydik onu ayetlerimizle ustun kilardik, dogru yolda sokardik ya da Tanri nin saptirdigi kimseler ise, iste onlar mahvolanlardir seklinde konusarak bu kisileri seytanin pesine takip saptiranin bizzat kendisi oldugunu aciklamaktadir. Aciklarken de, Neden seytana uydunuz? diye sormakta ve seytana uyduklari Cin, onlari Dilini sarkitip soluyan kopekler diyerek azarlamaktadir. Goruluyor ki, celiski, sadece ayetler arasinda degil, ayni bir ayetin birbirini izleyen tumceleri icerisinde yer almis bulunmaktadir. Soz .konusu ayetlerin tumunu birlikte okuyalim:

Ey Muhammed! Onlara, seytanin pesine taktigi ve kendisine verdigimiz ayetlerden siyrilarak azginlardan olan kisinin olayini anlat. Dileseydik onu ayetlerimizle ustun kilardik; fakat o, dunyaya meyletti ve hevesine uydu. Dununu, ustune varsan da, kendi haline biraksan da, dilini sarkitip soluyan kopegin durumu gibidir. Iste ayetlerimizi yalan sayan kimselerin durumu budur... Ayetlerimizi yalan sayan, kendine zulmeden millet ne kotu bir misaldir.Allah in dogru yola sevk ettigi kimse dogru yolda olur. Saptirdigi kimseler ise, iste onlar mahvolanlardir (Araf Suresi, ayet 175-178).

sekilde konusur kilmis olmasi bunun kanitidir. Daha baska bir deyimle, Umeyye nin, seytana kanip, saptigi icin Musluman olmadigini, onu saptiranin Tanri oldugunu anlatmistir. Boylece bir yandan Kur an a yeni bir celiski dizisi eklerken, diger yandan Tanri yi sanki seytanla basa cikamayan ya da seytan sayesinde insanlari saptiran bir Yaratan olarak, tanimlamistir. Daha baska bir deyimle, Umeyye ye karsi besledigi olumsuz duygularini, Tanri fikrindeki kutsalligi suphede birakabilecek sekilde ortaya koymustur.

Ote yandan Islama girmeyenleri seytanlarin dostu olarak gosterirken de yaptigi budur. Gercekten de Kur an da, Tanri nin, Biz, seytanlari inanmayanlara dost yaptik... diye konustugu yazilidir (ornegin bkz. Araf Suresi, ayet 27). Daha baska bir deyimle, Tanri, inanmayanlari, yani dogru yolda olmayanlari, seytanla dost yapmakta. Evet, ama insanlari dogru yola sokan ya da saptiran da bu ayni Tanri degil mi? Ornegin, bu ayni Araf Suresi nin .bir baska yerinde, ...Allah in dogru yola sevk ettigi kimse dogru yolda olur. Saptirdigi kimseler ise, iste onlar mahvolanlardir (Araf Suresi, ayet 175-178) diyen yine ayni Tanri degil mi? Kur an boyunca diledigini dogru yola soktugunu, diledigini de dogru yoldanuzaklastirdigini soyleyen de o degil mi? Su durumda Biz, seytanlari inanmayanlara dost yaptik... derken, kendi kendisiyle celismeye dusmus olmuyor mu?
VIII) Toplumsal Duzene ve Sosyal Durumlara, Cikarci Yoldan Cozum Bulma Siyasetinden Dogma Celiskiler

Insanlar arasi iliskilerle ve sosyal sorunlarla ilgili olarak Kur an da yer alan ayetler bakimindan da celiski durumu soz konusudur. Bu celiskiler, Muhammed in sapli bulundugu onyargilardan ya da sosyal durumlara cikarci yoldan cozum bulma cabalarindan dogmustur. Ornek olarak sunulacak ayetler arasinda, insanlar arasi kardeslige ve esitlige yer verirmis gibi gorunen ayetlerle, kardeslik ve esitlik fikrini yok eden ayetler vardir: Gercekten de, Kur an da, insanlar arasi kardeslige ve esitlige yer verirmis gibi gorunen ayetlere rastlanir ki, bunlardan bazilari soyledir:

Hic suphe yok ki, muminler ancak kardestirler: onun icin iki kardesinizin aralarini duzeltin ve Allah tan korkun ki, rahmete sayan olasiniz (Hucurat Suresi, ayet l O).(5)

Ey insanlar! Dogrusu biz sizleri bir erkekle, bir disiden yarattik... Allah katinda sevabi en cok ve derecesi en yuksek olaniniz en fazla korkaninizdir (Hucurat Suresi, ayet 13).

Ancak, kardeslikten ve esitlikten soz eder gorunen bu tur ayetleri dikkatlice okur ve bir de bunlara ters dusenlere goz atacak olursak goruruz ki, bunlarda ne insanlar arasi kardeslikten ne -de esitlikten eser vardir! Yani bu yukaridaki ayetlerin (ve benzerlerinin) tum insanlar arasi sevgi ve kardeslikle hicbir ilgisi yoktur. Cunku, bir kere yukaridaki ayetlerde, Hic suphe yok ki, muminler ancak kardestirler... diye yazili. Yani tum insanlar arasi kardeslik ten degil, sadece Muslumanlar arasi kardes-lik ten soz edilmektedir. Muslumanlarin, Musluman olmayanlarla kardes sayilmalari soyle dursun, dost olmalari dahi yasaklanmistir. Kur an, Islamdan baska bir din ve inanca bagli olanlari sapik olarak tanimlamak yaninda, onlari kuculten ve onlara karsi savasmayi ongoren hukumlerle doludur. Kur an da yer alan ve Muslumanlar arasi kardesligi ongoren ayetler, esas itibariyle Musluman olmayanlara karsi dusmanlik beslemeyi pekistirmek amaciyla ongorulmustur. Ornegin, Hucurat Suresindeki ...muminler ancak kardestirler: onun icin iki kardesinizin aralarini duzeltin... (Hucurat Suresi, ayet 10) seklindeki ayetin yorumu bu dogrultudadir; zira, bu ayetle anlatilmak istenilen sey sudur:

Eger Muslumanlar kendi aralarinda kardesce ve baris halinde yasamazlarsa, kafirlere karsi guclu durumda olamazlar. Onun icin Muslumanlar birbirleriyle bozusmamalidirlar; bozusurlarsa barismaktan kacinmamalidirlar; bozusanlari baristirmalidirlar .(6)

Dikkat edilecegi gibi, kardeslikle ilgili olarak Kur an da gecen ayetler, butun insanlar arasi bir kardesligi hedef edinmis degil; aksine insanlardan bir kismini (yani Muslumanlari), insanlardan diger bir kismina (yani Musluman olmayanlara) karsi dusman ve saldirgan kilmak icin dusunulmustur.(7)

Ote yandan, Kur an da, insanlar arasinda esitlik olmayip kolelik , efendilik durumlarinin bulundugunu (ornegin, Nahl Suresi, ayet 75) ya da kadinlarin aklen ve dinen dun yaratildiklarini (ornegin, Bakara Suresi, ayet 282) ya da Muslumanlarin, kafirlere ustun bulunduklarini, cunku Islamdan baska bir dine yonelenlerin sapik sayildiklarini (ornegin, Al-i Imran Suresi, ayet 85) ya da Muslumanlar arasinda da ustun ya da asagi derecede olanlarin bulundugunu (ornegin, Araplarin Arap olmayanlara, Araplar icerisinde de Kureyslilerin diger Arap kavimlerine, ustun oldugunu) vurgulayan buyruklar vardir.(8)

Tekrar hatirlatalim ki, Muhammed, ilk baslarda kendisini, Arapca Kur an ile sadece Arap kavmine inmis gibi gosterirken, yavas yavas guclenip de Arap olmayanlari da kazanma sevdasina kapilinca, butun insanlara gonderilmis Peygamber gibi tanitmaya calismis ve Kur an a, Ey insanlar, biz sizleri bir erkekle bir disiden yarattik... Allah katinda sevabi en cok ve derecesi en yuksek olaniniz en fazla cekinenindir (Hucurat Suresi, ayet 13) seklinde ayetler koymustur. Ancak, butun bunlari yaparken, bir yandan sapli bulundugu onyargilar nedeniyle, diger yandan da kendi ozel cikarlarina yatkin dustugu icin, kolelik gibi eski bir Arap gelenegim surdurmekten geri kalmamis ve Kur an, Allah, hicbir seye gucu yetmeyen ve baskasinin mali olan bir koleyle, kendisine verdigimiz guzel nimetlerden sarf eden kimseyi ornek gosterir: Hic bunlar esit olur mu?.. (Nahl Suresi, ayet 75) seklinde ayetler koymustur. Koyarken de, koleligin, insanlar arasi esitlikle, kardeslikle bagdasmadigini ve bu nedenle yukaridaki ayetler arasinda celiski yattigini dusunmemis ya da buna aldiris etmemistir.(9)

Yine bunun gibi, Araplarin, Arap olmayanlara ustunlugune ve Araplar icerisinde de Kureys kavminin diger Arap kavimlerine ustun olduguna inandigi icindir ki, Kur an a Kureys basligiyla sure koyarak, Tanri nin Kureys e, yaz ve kis yolculuklarinda kolayliklar gosterdigini, onlarin uzlasmasini ve anlasmasini sagladigini, onlari acliktan doyurdugunu, her cesit korkudan uzak kildigini anlatmistir (ornegin, Kureys Suresi, ayet 1-4).

Fakat, bununla da yetinmemis, bir de ayrica Araplari insanligin en ustun sinifi olarak tanimlamis. Araplar icerisinde Kureys in en mukemmel, Kureysliler icerisinde de Hasimilerin daha mukemmel oldugunu anlatmak uzere Insanligin en mukemmel sinifi Araplardir; Araplarin en mukemmeli Kureyslilerdir; Kureyslilerin en mukemmeli ise Beni Hasim dir (10) seklinde yandan da kendi ozel cikarlarina yatkin dustugu icin, kolelik gibi eski bir Arap gelenegim surdurmekten geri kalmamis ve Kur an, Allah, hicbir seye gucu yetmeyen ve baskasinin mali olan bir koleyle, kendisine verdigimiz guzel nimetlerden... sarf eden kimseyi ornek gosterir: Hic bunlar esit olur mu?.. (Nahl Suresi, ayet 75) seklinde ayetler koymustur. Koyarken de, koleligin, insanlar arasi esitlikle, kardeslikle bagdasmadigini ve bu nedenle yukaridaki ayetler arasinda celiski yattigini dusunmemis ya da buna aldiris etmemistir. konusmustur. Kuskusuz ki, boyle yapmasinin nedeni, Kureys kabilesine ve bu kabilenin bir kolu olan Ha-.similer ailesine mensup bulunmasindandir. Soylemeye gerek yoktur ki, esitlik ten soz ederken, kendi mensup bulundugu Arap kavmini insanligin en mukemmeli olarak gostermesi, hatta bu kavmin cesitli bolumlerini (Kureys i ve Hasimi ailesini) ustun bilmesi, celiski yaratmaktan baska bir sey degildir. Ote yandan, kendisini Yahudilere ve Hiristiyanlara peygamber olarak kabul ettirmeye calistigi siralarda, insanlar (ve hatta bu insanlarin bagli bulundugu dinler) arasinda esitlik varmis kanisini yaratir gorunurken, onlari kazanamayacagini anladigi an (ve artik guclendigi icin), Islamdan baska dine yonelenlerin sapik olduklarini vurgulayan hukumler koymus, Yahudilerle ve Hiristiyanlarla dostluk kurmayi yasaklamis, bunu da yeterli bulmayip bir de onlara karsi cihat acilmasini, kuculerek ve dizlerini bukerek cizye vermelerine kadar cihata devam edilmesini emreder olmustur (ornegin bkz. Tevbe Suresi, ayet 29 vd...). Boylece ne dinler ne de farkli inanctakiler arasinda esitlik olmadigini ortaya koymus, kardeslik ve esitlik konusunda soyledikleriyle celismeye dusmustur.

Dipnotlar;

1)Sahih-i...,c. 10, s.39; ayrica bkz. Diyanet in Kur an cevirisine bakiniz.
2)Sahih-i..., c. J O, s.!3-39;c.4, s.I29.
3)Vakidi gibi kaynaklara gore bu ayetler Umeyye hakkinda nazil olmustur. Bkz. Sahih-i...,c.10, s.38-39.
4)Bu konuda Ebu Hureyre nin rivayeti icin bkz. Saliih-i.... Hadis No. 1542. c. l O, s.38.
5)Ayrica bkz. Tevbe Suresi, ayet 11. 292
6) Yorum icin bkz. Elmalili Hamdi Yazir, age, c.6, s.4464 vd.
7) Bkz. Ilhan Arsel, Islama Gore Diger Dinler, Kaynak Yayinlan, birinci basim, Istanbul, Mart 1999; ilhan Arsel, Kur an daki Kitaplilar, birinci basim, Istanbul, Nisan 1999.
8) Ayrica Kur an in su ayetlerine bkz. Yusuf Suresi, ayet l; Rad Suresi, ayet 37; Meryem Suresi, ayet 97; Ta-HaSuresi, ayet 112-113; Suara Suresi, ayet 192; Fussilet Suresi, ayet 2, 44; Zuhruf Suresi, ayet 2 vd...; Mucadele Suresi, ayet 5; Abese Suresi, ayet 13; Buruc Suresi, ayet 21 vd...
9)Bu konuda bkz. ilhan Arsel, Seriat ve Kolelik, Kaynak Yayinlan, Istanbul, 1997.
10)Bu konuda Buhari nin Kitab Enbiya (Bab 46), Kitab Manakib (c.l, bab 2), Kitab Ahkam (Bab 51); ayicaMuslim in Sahilimat Kitab imara; ayica bkz. ilhan Arsel, Arap Milliyetciligi ve Turkler, altinci basim, Kaynak Yayinlari, Istanbul, Mart 1999.
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2012/01/14/kurandaki-celiskiler-ve-nedenleri-6/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder