31 Temmuz 2016 Pazar

NECATİ DOĞRU: İmza atarım!

Evet, yeni Türkiye düzeninde eğer işlerin namusuyla yürümesini istiyorsak yapılması gereken üç şey var.

Ekonominin, siyasetin ve dinin finansmanının saydamlaştırılması, muhasebeleştirilmesi ve yasal/ahlaki denetimidir.
Bu üç ana konununun finansmanı tam olarak saydamlaştırılmalı, muhasebeleştirilmeli ve yasal/ahlaki denetim altına alınmalı.
Bunu sağlamak için en azından batıdakine benzer anayasal, yasal kurumlar tesis edilmeli.

Bunu sağladığınız anda kendiliğinden ekonomi, siyaset ve din alanında kararlık alanlar, hastalıklı sahalar, paratizler azalacaktır.

Her alan için bazı düzenleyici, kısıtlayıcı kurallar olmak zorundadır.

Din alanında, dinin finansmanını tamamıyla inananların, müritlerin sorumluluğuna bırakmak zorunludur. Devletin dini kurumlara en ufak bir sübvansiyonu dahi laiklik ilkesine aykırıdır. Din adamlarının ve tesislerinin finansmanı tamamıyla cemaatlerin sorumluluğunda olmalı. Devletin din alanında tek sorumluluğu rejimin ve düzenin korunması, yasal ve anayasal düzenin korunmasından ibarettir.

Aynı zamanda din verimsiz, anlamsız, değersiz bir iştir. Gerçek üstü paylaşılmış toplumsal hezeyanlara devlet eliyle kaynak ayrılması tam anlamıyla saçmalıktır. Böylesi bir işin bununla haşır neşir olanların sorumluluğuna bırakılması zararı minimize edecektir. Devletin çeşitli şekillerde dine sübvansiyonlar vermesi, zararı toplumsallaştıracak, zararı zaman ve toplum boyutunda büyütecektir. Netekim ülkemizde ve GERİLEMEKTE OLAN diğer ülkelerde olan şey aynen budur.

Siyaset alanında küresel ve yerel oligarkların siyaseti satın almalarının önünü almak için bağış kısıtlamaları getirilmeli, partilerin ve siyasi kurumların kesinlikle yabancı bağış kabul etmeleri yasaklanmalı, partilerin ve siyasilerin her türlü faaliyetlerinin, her türlü gelir ve giderlerinin geçerli şekilde belgelenmesinin sağlanması istenmelidir. Partilerin ve siyasilerin yalnızca üye aidatları ve yasal sınırlarda kabul ettikleri bağışları gelir kabul edebileceklerini denetlemek şarttır. Siyaset kurumunun finansman denetimi için anayasal denetim kurumlarının tesis edilmesi batıda çok önceleri başarılmış bir iştir, bizde seçilmişlerin üstünlüğü bahanesiyle gözardı edilmektedir.

Ekonominin finansmanının saydamlaşması, muhasebeleştirilmesi, yasal ve ahlaki sınırlar için sokulması için kara parayla mücadele, vergi kaçağıyla mücadele, kayıt dışıyla mücadele, vergi adaleti, alınan vergilerin verimli şekilde kullanılması gibi bir çok kalemde çok titiz çalışmalar yürütülmesi, kurumsal yapı oluşturulması gereklidir.

Bu üç konu ülkede arınma, temizlenme için önemlidir.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     


NECATİ DOĞRU: İmza atarım!



AKP kurucusu, eski Meclis Başkanı ve şimdi AKP milletvekili olan Cemil Çiçek'i çok eleştirdiğim oldu. Hakkında acıtıcı yazılar yazdım. Belgeleri olan yazılardı. Meclis Başkanı iken bu yazılardan biri için beni arayıp, "dava açarım" dediği de oldu. Bütün bunlara rağmen Cemil Çiçek'in dün Saygı Öztürk'e söylediklerinin altına imza atarım. Cemil Çiçek, FETÖ kalkışması sonrası yaşananları analiz etti ve bugünkü Meclis Başkanı'na, Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a izlenmesi gereken yolu söyledi.

Önce şu arşive bakın:


* * *

Şimdi de Cemil Çiçek'in söylediklerine kulağınızı açın.

Şunları söyledi:


"Benim gördüğüm şey şudur. Eğer biz işleyen bir demokrasi, işleyen bir devlet, mutlu ve müreffeh (zengin) bir toplum meydana getireceksek 3 şeyin şeffaflaşması ve de kayıt altına alınması gerekiyor. Ülkemizde 3 alanda kayıt dışılık var.

1- Bunlardan bir tanesi ekonomidedir. Siyasetin de çok önemli bir kısmı kayıt dışıdır. Yeri geldiğinde demokrasinin ilerlemesi için değil başka türlü baskı yapan bir kısım yapılar var Türkiye'de. Bu yapılar kayıt dışı siyaset dediğimiz hususlardır.

2- Üzerinde hiç durmadığımız sosyolojik gruplar da kayıt dışı siyasettir. Bunların önemli kısmı kayıt dışı dini unsurlardır. Dinden kazanıp dünyaya yatıran (dini kullanıp zenginleşen) kesim var. Bunlar partilerde de aktif olurlar. İşte bunlardan din adına ortaya çıkıp nelerle uğraştıklarını ve nasıl bir kanlı gece yaşattıklarını açıkça gördük. FETÖ dedikleri; kanlı vahşeti yaşatanların yıllık harcaması 25 milyar dolardır.

3- Kayıt dışı siyaset ve kayıt dışı din dediğimiz unsurların iktidarlarla bağlantısı (vidalanması) metres ilişkisidir. Yani kim pırlantayı fazla takarsa onunla yatar onunla kalkarlar. Bugün bu partiyi desteklerler, yarın başka partiyi eteklerler. Dolayısıyla bu ilişkilerin de yerli yerine oturması zamanı geldi. Bu boyuta geleceği öngörülmedi, tedbir zamanında alınmadı.

* * *

Meydan oradaysa.

İşte arşın burada.

FETÖ kanlı kalkışmasından "yüksek demokrasi dersi" çıkaracak adımları atma niyeti varsa ve Cumhurbaşkanı'nın; "Geldiğimiz noktada, "eskiden şunu dedik, bunu söyledik" demenin anlamı ve gereği yoktur. Bundan sonra önümüze bakma zamanıdır" sözleri samimiyse işte meydan.

İşte öneri.

İktidarlarla metres ilişkisine giren kayıt dışı din (tarikatlar-cemaatler- şeyhler- müritler- kurban derisi-himmet parası- hac ile umre rantı toplayıcısı- devlet ihale alıcısı-havuz medyası) yapılarını şeffaflaştırın da görelim. Devletten, ordudan, yargıdan, polisten FETÖ temizlenirken aynı anda İslam inancını Türkiye'de esir etmiş kayıt dışı dini yapılar da sökülüp atılsın. Cemil Çiçek' e günaydın demiyorum. Yüzde bin haklısın diyorum.

 
a45UyF587661-160731110936 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2016/07/31  13:20 2  65  adaletvekalkinma@yahoogroups.com


 



--

Soruyorlar:
-Neyzen, calarken mi neselenirsin, yoksa neseli oldugun zaman mi calarsin?
Maliye Bakani hakkinda yolsuzluk dedikodularinin dolastigi bir donemdir.
Neyzen:
-Maliye Bakani degilim ki, calarken zevk alayim!

Neyzen TEVFIK

Padisah Yunanlilarla harp edilmesine razi degildir.
Yunanlilar bizim dostumuzdur.
Padisahin emir ve rizasi hilafina olarak, onlara silah cekmek kufurdur, isyandir.

Padisah tarafindan pasalik verilen ve Izmit Mutasarrifligina getirilen Anzavur Ahmet -1920

Ermeniler Van ve Bitlis i ele gecirince, Irak taki Ingilizlerle birleseceklerinden dolayi butun Yakindogu da Ingilizlerin yeri cok saglamlik kazanacaktir.

Rum, Ermeni gibi Bati emperyalistlerinin hizmetcisi olan uluslarla, bu cabalarinda direndikleri surece anlasma olanagimiz yoktur.

Yunanistan ancak Turk cogunlugunun yerle$ik bulundugu Izmir ve Trakya dan ve Ingiliz koleliginden vazgectigi zaman bizimle dost olabilir.

(1 Aralik 1920)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder