Askeri birlikleri tehdit olarak kabul eden vizyon yarın askeri birliklerin neden başkenti koruyamayacak kadar uzakta olduğunu görür ve çaresizlik içinde hayıflanır.
Eğer bir Fettullahçı darbe girişimi olduysa bunun sorumlusu Ankara civarında bulunan askeri tesisler değildir.
Sebep Türk Silahlı Kuvvetleri saflarındaki Fettulahçı kadrolaşmadır.
Her şeyi yerli yerine koyarsak şimdiki iktidarın da, önceki iktidarların da Fettullahçıların TSK'da kadrolaşmalarına göz yumduklarını görmek mümkündür.
Bu gün İsmail Ağa Cemaatine benzeri bir imkanı tanırsanız, bu seferde mürit pilotlar tanker uçaklarıyla Diyarbakırdan, Eskişehirden ülkeni başka başka yerlerinde uçar gelirler.
Yapılması gereken askeri birlikleri mürit subayların kadrolaşmasından korumaktır.
Askeri birlikleri her zaman düşman bir unsur kabul ederseniz, düşman ensenizde bittiğinde yanınızda kimseyi bulamayacaksınız.
Bakın adam ne güzel söylüyor.
ASKERİ BİRLİKLERİN KONUMUNU MENZİL TEHDİT ANALİZİ TESBİT EDER...
UYARIYORUM.
MELİH GÖKÇEK ve onunla beraber KADİR TOPBAŞ denilenler, tarihin gördüğü en büyük arsa spekülatörleri, yağmacıları, rant üreticileridir.
Bülent Arınç bunların suçlarını basın önünde açıklamıştır.
Bunlar uzun süredir metropollerdeki askeri alanları talan etmek üzere niyetlerini açık etmişlerdi.
Özellikle metropollerde askeri tesisler kapısına yığılan belediye araçlarının sırrı, gizemi bundan ibarettir.
Darbe bahanesiyle belki de insanlık tarihinin gördüğü en büyük arsa spekülasyonu, arazi yağmasını gerçekleştirmek üzere harekete geçmiş durumdalar.
Haberiniz olsun, açlıktan ağzı kokan AKP seçmenleri, büyük bir yağmaya alet olmak üzeresiniz.
Saygılar.
Oraj POYRAZ L2fSIJNoA0xfSNxA
Emekli generallerden Akıncı Üssü uyarısı
31 Tem, 2016
Darbe girişimine karışan askeri kışlaların kaptılacağını açıklayan Başbakan Yıldırım'a, emekli generallerden tepki geldi: Ülkenin güvenliği riske girer!
Başbakan Binali Yıldırım'ın 15 Temmuz darbe girişimine karışan askeri birliklerin kapatılacağını açıklaması, emekli askerlerin tepkisine yol açtı. Askeri uzmanlar, bu bölgelerin kapatılmadan önce risk analizlerinin yapılması gerektiğini bildirdi. Askeri birliklerin konumları ile ilgili kararların ayaküstükararlar olmadığını ifade eden emekli Orgeneral Edip Başer, Akıncı Üssü de dâhil adı geçen birliklerin kapatılmadan önce çalışma yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Başer şunları söyledi: "Bu kararlar böyle ayaküstü alınacak kararlar değil. Ben şahsen duygusallıkla bu şekilde aceleye getirilmesini doğru bulmuyorum. Bunlar çok kolay kararlar değil. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) işlevini devam ettirebilmesi açısından çok detaylı incelenmesi ve düşünülmesi gerekir. Ondan sonra gerekli adımlar atılmalı. Bu kararlar, sadecesiyasi mülahazalarla ayaküstü verilmiş kararlar olmamalı. Çünkü bunlar, ülkenin güvenliği ile ilgili uzun yıllar cumhuriyetin ve devletin güvenliğini ilgilendirecek kararlardır. Önü arkası araştırılmadan alınacak kararlar devletin güvenliğini zafiyete uğratmak demektir. Acele verilen kararlarla sadece Silahlı Kuvvetler'de değil, milletin, devletin geleceğini ve güvenliğini zafiyete uğratmak demektir. Güvenliğin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz."
100 milyarlık yatırım
Akıncı Üssü'nün Yıldırım Beyazıt döneminden kaldığını ve eski adının "ihanet edenleri takip et" anlamına gelen Mürted olduğunu hatırlatan Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı Havacı emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş ise, üssün kapatılmasının ülke güvenliği açısından büyük riskler taşıyacağını savundu. Karakuş, şöyle dedi: "O dönem Osmanlı'ya da ihanet edenler olmuştu. O nedenle böyle bir isim konulmuş ve 1994 yılına kadar bu isim kullanılmıştır. Üsler yaşayanlarla ifade edilir. Bu üs Ankara ve Türkiye'nin korunması için kurulmuştur. Siz buraya düzgün insanları koyarsanız bu insanlar Türkiye'yi ve Ankara'yı korur. Mürted Üssü, Kıbrıs Barış Harekâtı'nda aktif görev aldığı için gazi bir üstür. O dönemde 80 tane Yunan taarruzu önlendi. Bu üs aynı zamanda Talat Aydemir darbesini engellemiştir. Mürted Üssü, 15 Temmuz tarihine kadar darbeyi engelleyen üs olarak tarihe geçmiştir.
Oraya 100 milyar liralık yatırım yapılmıştır.
F16'ların ilk başlangıç yeridir. Eğitim ve bakım ikmalleri orada yapılır. Orada tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Kapatmak yerine görevlendirilecekler düzgün seçilirse buradan yararlanılır."
Düşmanlarımız sevinir
Akıncı Üssü'nün Ankara'yı koruyan stratejik öneme sahip askeri birlik olduğunu dile getiren Karakuş, şöyle devam etti: "Bizde orada üs ve harekât komutanlığı yaptık.
Orası Ankara'nın korunduğu tek yerdir.
Cumhurbaşkanlığı ve Meclis'e uçak savar konulacağından bahsediliyor. Ancak herkes yanılıyor. Çünkü onlar uçakları falan savmaz. O nedenle hava konularında ülkenin müdafaasının nasıl yapılacağı iyi tetkik edilmelidir. Burası kapatılırsa ancak düşmanlarımız sevinir. Bu karar için büyük mutluluk duyan düşmanlarımız vardır. Türkiye'nin PKK/PYD ve IŞİD sorunu var. Şimdi de FETÖ örgütünü üstümüze saldılar. Bütün bunlar değerlendirildiğinde Akıncı'nın kapatılması, ülke savunmasında çok büyük riskler yaratacağını düşünmekteyim."
Eslen: Duygusal davranılmamalı
Başbakan Binali Yıldırım'ın kapatılacak kışlalara ilişkin açıklamasına bir tepki de emekli Tuğgeneral Nejat Eslen'den geldi. Askeri konularda duygusal karar verilmemesi gerektiği vurgusunu yapan Eslen, bunun hatalara sebep olabileceğine işaret etti.
"Askeri birliklerin konumunu menzil tehdit analizi tespit eder" diye konuşan Eslen, şunları kaydetti:
"Birliklerle ilgili tehdit analizi yeniden yapılarak, atılacak adımların doğru olup olmadığı analizler sonucunda ortaya konulmalıdır. Akıncı Üssü için de bu geçerlidir. Analizler yapılmadan duygusal kararlar vermemek gerekir. Askeri bölgelerin tehdit değerlendirilmesinin yeniden gözden geçirilmesi lazım. O birliklerin harekât görevlerini yeniden incelemek gerekir. Ona göre konumlandırmalarının neresi olacağına dair çalışma yürütülmelidir."
Bünyamin Öztürk
a45UyF587661-160731121809 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/07/31 19:20 2 65 adaletvekalkinma@yahoogroups.com
Hayat kisa, sanat uzun, firsat fani, deneyim aldatici, muhakeme ise guctur.
Hipokrates
Duveli Muazzama ile eski dostlugumuzu devam ettirseydik, degil Izmir den hicbir taraftan mahrum kalmayacaktik.
Itilaf devletlerinin itimadini mutarekeden beri cidden kazansaydik, artik bu topraklarda Ittihatci olmadigini ispat edebilseydik, daha uygun sulh sartlari elde edecektik
(ALi KEMAL, Peyami Sabah, 19.2.1920)
Degerli arkadaslar, Asagidaki alinti 1951 yilinda Buyuk Fizikci Albert Einstein ve Israil Devletinin ilk Basbakani(1948) David Ben-Gurion arasinda Din ve inanc uzerine (almanca) gecen bir konusmadir. Son cumleleri ben tercume ettim.
Einstein Tanri ve ibadet konusundaki bir soruyu, bir baska yerde de soyle yanitlamisti: Benim dinim, Evrene olan hayranligim, ibadetim de onu arastirmaktir
Ortadogu dinlerinin kutsal kitaplarinda betimlenen Tanri kavramini reddeden ve boyle bir Tanrinin olamayacagini basit ve keskin bir mantikla kanitlayan Einstein sonunda David i ikna ediyor. Einstein gibi dusunenlere, yani belli bir dine mensup olmayan ve fakat Tanri (Yaratici) kavramini da dislamayanlara Deist deniyor. Sevgilerimle.
Dr. Ali Ercan
daliercan@gmail.com
- - - -
David Ben-Gurion 1886-1973 Albert Einstein 1879-1955
Albert Einstein ve David Ben-Gurion sohbeti
1951, Princeton USA
DBG: Geleneksel Tanri gorusune inanmiyorum, ama maddeden baska sey olmadigina da inanamam; soylediklerimin bir anlami var mi bilmiyorum?
AE: Var
DBG: Bakin, beyin maddeden olusmaktadir, tipki masa gibi. Ama masa dusunemez. Beyin canli bir organizmanin parcasidir, tipki tirnaklarim gibi ama tirnaklarim da dusunemez. Ustelik vucudumdan ayirirsaniz beynim de kendi basina dusunemez. Dusunceyi mumkun kilan sey kafa ve vucudun birlesimidir. Bu da beni Evrenin dusunme yetenegine sahip bir vucut olabilecegi ihtimalini degerlendirmeye yonlendirdi. Ne dersiniz?
AE: Mumkun
DBG: Sizin ateist oldugunuz soylenir, Profesor. Ama siz...
AE: Ben ateist degilim
DBG: Ah, siz dindar misiniz?
AE: oyle de denebilir... (Einstein deisttir. a)
DBG: Ama bir yerlerde sizin Incil in yanlisligina dair...
AE: (guldu) Dogru
DBG: o zaman Tanri nin varligina inanmiyorsunuz demektir
AE: Incil deki Tanri nin varligina inanmiyorum demektir
DBG: Ne fark var?
AE: (ic ceker) Bildiginiz gibi cocukken son derece dindar olarak yetistirildim. Ama on iki yasina geldigimde populer olan bilim kitaplarini okumaya basladim ve bilirsiniz...
DBG: Evet
AE: ...ve Incil de anlatilan hikayelerin buyuk bolumunun masal olduguna karar
verdim. O anda da inanmayi biraktim. Kisisel Tanri fikri safliktir, hatta cocukcadir
DBG: Neden
AE: Cunku bu antropomorfik bir kavramdir, kaderini yonlendirmeye calisan ve zor zamanlarinda siginacak bir yer arayan insanin yarattigi bir fantezidir. Doganin uzerinde bir gucumuz olmadigi icin bizler de doganin bizlere kulak veren ve yon gosteren koruyucu ve ataerkil bir Tanri nin kontrolunde oldugu fikrini yarattik. Bu sizce de insana huzur veren bir dusunce degil mi? Eger dua edersek onun dogayi kontrol edecegi ve ihtiyaclarimizi karsilayacagi sanrisini gelistirdik, tipki buyu gibi. Isler kotuye gittiginde boyle merhametli bir Tanri nin nasil boyle bir seye izin verdigini anlayamadigimizdan kendimize mutlaka bunda da bir hayir oldugunu soyleyerek kendimizi rahatlattik. Ama bunun bir anlami yok, oyle degil mi?
DBG: Tanri nin bizimle ilgilenmedigine mi inaniyorsunuz?
AE: Bir dusunun; Milyonlarca yildizi bulunan orta boy bir galaksinin cevresindeki bir yildizinin ucuncu gezegeninde yasayan milyonlarca turden yalnizca biriyiz, bu galaksi ise evrende var olan milyarlarca galaksiden sadece biri. Boyle akil almaz boyutlarda bir yapi icerisinde bir Tanri nin her birimize tek tek ilgilenebilecegine nasil inanabilirim?
DBG: Fakat Incil O nun iyi ve Omnipotent (kadir-i mutlak) oldugunu soyluyor. Eger her seye gucu yetiyorsa diledigi her seyi yapabilir, yani hem Evrenle, hem de her birimizle tek tek ilgilenebilir.
AE: (dizine vurarak) Iyi ve her seye gucu yeten mi? Ne sacma bir fikir. Eger Incil in soyledigi gibi iyi ve her seye gucu yeten ise neden kotulugun var olmasina izin veriyor? Eger dusunursen bu iki kavramin birbiriyle celistigini gorursun. Eger Tanri iyi ise o zaman her seye gucu yeten degildir; cunku kotulugu ortadan kaldirmaya gucu yetmiyor. Eger her seye gucu yeten ise o zaman iyi olamaz; cunku kotulugun olmasina izin veriyor. Ikisinin bir arada bulunmasi mumkun degildir. Hangisini tercih edersiniz?
DBG: Tanri nin iyi oldugu fikrini sanirim.
AE: Iyi de, bunun ucu acik bir fikir oldugunu gormuyor musunuz? Eger Incil i dikkatlice okursaniz, oradaki Tanri nin koruyucu degil de kiskanc oldugunu gorursunuz, koru korune iman ve fedakarlik isteyen bir tanri. Korku sacan, ceza veren, sirf sadakatinden emin olmak icin Ibrahim den oglunu kurban etmesini isteyen bir tanri. Eger her seye gucu yetiyor olsaydi, Ibrahim in guvenilir oldugunu bilemez miydi? Eger iyiyse neden boyle zalimde bir imtihan yapti? Dolayisiyla iyi olamaz...
DBG: (kahkahayi patlatti) Beni alt ettiniz Profesor; peki oyleyse, Tanri iyi olmak zorunda degil. Ama Evrenin yaraticisi olarak en azindan her seye gucu yetendir, oyle degil mi?
AE: Emin misiniz? Eger oyleyse zaten onun mahluklari olan canlilari neden cezalandiriyor? Bunu yaptiginda aslinda kendisinin sorumlu oldugu seylerden dolayi yarattiklarini cezalandiriyor olmaz mi? Yarattiklarini yargilayarak aslinda kendisini yargilamis olmuyor mu? Durust olmak gerekirse bence tek mazereti zaten var olmamasidir. Ustelik eger dikkatli bakarsak, her seye gucunun yetmesinin de mumkun olmadigini goruruz. Cunku bu da cozulemez celiskilerle dolu bir kavramdir.
DBG: Ne demek istiyorsunuz?
AE: Her seye gucunun yetmesinin imkansizligini aciklayan bir paradoks vardir ve su sekilde aciklanabilir: Eger Tanri nin her seye gucu yetiyorsa kendisinin bile cozemedigi bir sifre yaratabilir mi? Gordunuz mu? Iste celiski de burada yatiyor zaten. Eger Tanri sifreyi cozemez ise her seye gucu yeten degildir. Eger cozerse yine degildir; cunku kendisinin cozemeyecegi bir sifre yaratmayi basaramamistir. Sonuc: Her seye gucu yeten bir Tanri yok. Bu anlamadigi seyleri cozmek icin bir yol ve siginacak bir yer arayan insanin uydurdugu bir hayaldir.
DBG: Oyleyse Tanri ya inanmiyorsunuz?
AE: Incil de bir sahis olarak anlatilan Tanri ya inanmiyorum, hayir.
DBG: Maddeden baska bir sey olmadigini dusunuyorsunuz, oyle degil mi?
AE: Hayir, kesinlikle var. Enerji ve maddenin arkasinda bir sey olmali.
DBG: Profesor bana kesin cevap verin. Inaniyor musunuz, inanmiyor musunuz?
AE: Daha once soyledim zaten. Incil deki Tanri ya inanmiyorum.
DBG: Peki, neye inaniyorsunuz?
AE: Dunyanin kuralli ahenginde tecelli eden Spinoza nin tanrisina inaniyorum. Evrenin guzelligine ve basit mantigina hayranim. Evrenin butununde kendini gosteren bir Tanri ya inaniyorum...
DBG: Profesor, sizce Tanri nin varligini ispatlamak mumkun mu?
AE: Hayir, Sayin Basbakan. Tanri nin ne varligini ne de yoklugunu ispatlayabiliriz. Sadece gizemi hisseder ve evren seklinde kendisini gosteren nefes kesici plan karsisinda hayrete duseriz.
DBG: Neden Tanri nin varligini veya yoklugunu ispatlamaya calismiyorsunuz?
AE: Dedigim gibi, mumkun oldugunu dusunmuyorum.
DBG: Mumkun olsa bunu nasil yapmaya kalkisirdiniz?
AE: Raffiniert ist der Herrgot, aber boshaft ist er nicht (Tanri kurnazdir, fakat kotucul degildir)
DBG: (saskin bir bakis atarak) Was wollen Sie damit sagen? (Bununla ne demek istiyorsunuz?)
AE: Die Natur verbirgt ihr Geheimnis durch die Erhabenheit ihres Wesens, aber nicht durch List. (Doga, varliginin yuceligindeki sirri saklamakta mahirdir, fakat bu ugurda hile yapmaz.)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder