24 Temmuz 2016 Pazar

Nihat Genç yazdı: İslamcılık uydurulmuş en delice en manyakça en canavarca ideoloji

 


Nihat Genç yazdı: İslamcılık uydurulmuş en delice en manyakça en canavarca ideoloji

Son otuz yılda Çeçenistan'da Afganistan'da Irak'ta Libya'da milyonlarca insan öldürüldü, ülkeler yok oldu, milyonlar tarihten silindi.

Coğrafyaların yaşadığı bu sert felaketlerin bir karşılığı olmalı.

İnsan evladı bir çalışma kampında askerlikte doyasıya yemek yiyip bir tek gıda türünü dahi almasa, delirir.

Ülke kaybı toprak kaybı aile kaybı yokolma korkusu beynin en değerli 'güven' gıdasından bırakır.

Sağ beyni yani dünyanın yarısı kaybolur.

Bu yüzden bir yazar olarak intihar bombacısı vakasını nörolojik bir sendrom olduğu iddiasını ileri sürüyorum.

Gaddar diktatörlüklere dönüşmüş olsa da milli devlet yıkımının yol açtığı yokoluyoruz güven kaybının mesihvari bir manyaklığa dönüştüğünü iddia ediyorum.

Varoluşsal korku yaşayan beyin felç geçirir, dört-beş çocuğunu kaybeden anneler de görülür, gerçeklik bağları kopar, duyguları ilkelleşir ve vahşileşir, insan öldürmek robotik bir oyuna dönüşür, sanrılar olmadık hikayelere inanmaya başlarlar.

Yazımın sonunda iddiamın reçetesini vermeden kısa bir özet geçeyim.

EZİKLİKLERİNİ MİLLİ PERFORMANSLARIYLA GİDERİP TATMİN SAĞLADILAR

Batı radarlar sansürler cep telefonları uçaklar bombalar herşeyi ama herşeyi icat ama terörü durduramıyoruz.

Batıda hızla gelişen teknoloji doğuyla arasında uçurumlar yarattı, iki yüzyıl dünyaya kapalı Japonlar nihayet yakın sularında Amerikalı bir buharlı gemi görünce neye uğradıklarını şaşırdılar. Dışarıdaki dünyanın çok gerisinde kaldıklarını anlayıp utançla dolup silkinmeye bir dizi devrimlere ve bu teknolojik açığı kapatmak için acilen harekete geçtiler. Ve teknolojik icadları ve disiplinli çalışmalarıyla bu utanç ve ezikliklerini milli performanslarıyla giderip tatmin sağladılar, ezilmişliği gideren bu tatmini orta-doğu toprakları sağlayamadı.

Batı teknoloji akıl ama dünyanın diğer yarısını yağmayla yeni bir uygarlık için yola çıkmıştı, yağmalanan dünyanın geri kalmış zavallı ülkelerine, büyük bu yağma esaret ve işgalle, büyük bir telaş sardı.

Bu büyük farkı nasıl kapatırız batı dışı toprakların her yerinde en büyük varoluşsal milli dava haline geldi.

Ancak batının akademilerine kitaplarına yollarına düşen batı dışı toprakların aydınlarını daha büyük ve umutsuz bir felaket bekliyordu.

Batının bugünkü ileri teknoloji seviyesi için bir çok sosyal-siyasi aşamalardan geçmişti. Bu 'ara aşamalar' kendi topraklarında yaşanmamış yoktu, o halde, ya muasır medeniyet hedefine planlı programlı sil baştan yola çıkacaklar ya da hamasi 'çağ atlayan' ekonomik milli programlar geliştireceklerdi.

Bir yanda içlerinde çağın çok gerisinde karanlıkta kalmış kasabaları okulla elektrikle aydınlatma ve hurafeleri sindirme gayretleri, diğer yandan, batının bilgi birikimi ve sanayisini transfer etme çabaları.

Bu ilerlemeye ekonomileri ve insan birikimleri ve kültürlerinin güçleri yetmez, çok geçmeden, gaddar diktatörlerin ellerine düşerler, bu ilerleme batıya yetişme hız yarışında asayişi sağlamak ve ülkeyi korumak için acilen silaha ve en temel alt yapı hastaneler gibi batılı teknolojiye ihtiyaç vardır, işte burada, yerli diktatörlerle yerli uluslar arası şirketlerin işbirlikçisi yerli işadamları ortaklaşıp hakimiyeti ve hukuku kayıtsız şartsız ele geçirir ve keyfi idareler demokrasi ve sosyal haklar ve bölüşümün çok uzağında kıvranıp dururlar.

Böylelikle batı dışı topraklarda gaddar diktatörlükler engellenemez bir güç haline gelir.

Ve hem de diktatörlükler geri kalmış eğitimine ve kalkınmasına yetişemedikleri sosyal hayattan karşılıklarını alamayan ücra kasabalarda, bir büyük siyasal sosyal huzursuzluğun döngüsüne girer ve orada devlet şiddetini abartarak kontrolü kaybederler.

Ve devletin jandarma ve sert yumruğuyla ayrıksı ideolojiler acıları trajedeleri ele geçirip hikayesini yazmaya başlar, okulun hastanenin şehrin ülke imkanlarının yetişemediği bu ücra kasabalarda, ayrıksı oylar hortlamaya ve sonra geniş kitlelerce ilgi görmeye başlar.

Ayrıksı otların ilk hedefi milli devletin milli iradesidir, gerekirse milli devletin düşmanlarıyla dahi işbirliğine girmekten çekinmezler. Hedefleri milli devletin ayaklarına dolanıp ayaklarını bağlayıp devletleri ayaklarından çökertmek, yani, istihbarat, polis, asker, hukuk her yere sızar ve yayılır ya da savaşırlar.

Ve ayrıksı otların tüm devleti ele geçirmesi ya da iç savaşlarla kontrolsüz bölgeler oluşturması ya da mezhep savaşlarıyla iç savaş şartları yaşanmasıyla, ülkeyi bir arada tutan suyun kimyası bozulur.

BAŞIMIZDAKİ SİYASİLERİN BİR ÇOĞU DÜNE KADAR BU MANYAK ÖRGÜTLE İÇ İÇEYDİ

Artık suyu filtreleseniz de dezenfekte etseniz de kaynatsanız da tencereleri kapları kırklasanız da toplumu ayakta tutacak en büyük ihtiyaç, herkesi insan hakları yurttaş ve herkesi birbirine karşı koruyan hukuk'u artık ayakta tutamaz hale gelirsiniz, zaten devletin ayaklarını kendi ayaklarına bağlamış üç kağıtçı yalancı sahtekar dalkavuk ve kukla politikacılar devleti toprağını halkını bir arada tutamaz hale gelir.

Ve tam da bu boğucu ölümcül iç karışıklıklar içinde bir yığın sözde reform bir yığın darbe bir yığın 'yeni bir başlangıç' bir yığın 'sil baştan' vaat programlarının başarısız hikayelerine şahit olursunuz.

Çünkü insandan hukuk kurumlarına kadar herşeyi çürüten ayrıksı otlar yeni bir başlangıca fırsat tanımayacak kadar yaygındır ve toprağı ve suyu ve insan malzemesini ve siyasi malzemeyi çoktan bulandırmış ve kukla politikacıların gülünç hikayeleriyle ülke siyasetine güvensizliğe halkı çoktan inandırmıştır.

İşte bu çözümsüzlük işte bu bizden bir bok olmaz hali işte işlerin içinden çıkılmaz bu hali karşısında yaşadığımız topraklarda mesihvari manyak ideolojiler devreye girdi.

Topluma gaddar diktatörlükler ve haksız adaletsiz eşitsizliğin çok üstünde ve çok dışında, daha büyük, evrenden de büyük, ilahi kıyamet senaryoları, kökünden rahminden kopmuş dinin insanlığın bittiği, dünya dışı ilahi felaketleri anlatmaya koyulur inanmaya başlar taraftarlar bulur.

Bu dünya dışı felaket senaryoları 'din'de ve haçlı tarihinde karşılığını bulur, ideoloji yapımı adanmış-kurban kültürüyle, beyinleri, dünyayı, haçlı seferleri günlerindeki gibi kutuplaştırarak ikiye ayırır.

Bu hayali varoluşsal korkular batının aleni ve insanlık tanımayan bombalı saldırılarıyla beyinlerinde ve ülkelerinde karşılığını bulur.

Düşünce akıl muhakeme karışır, çünkü, bu kurban-adanmış insanların beyninde, git-geller oluşmaya çoktan başlamıştır.

Şöyle, psikiyatri de bir anarşist el sendromu vardır, adam bir eliyle bakkaldan ekmek alır diğer eliyle ekmeği geri verir, bir eli çekmeceyi açar diğer eli kapatır, bu kontrolsüz el, beyinde bir inme, bir tömür bir travma şokuyla işlevi bozularak oluşur.

İdeoloji büyük korku salar toplumla insanlıkla düşmanlaşır, mesela şimdi başımızdaki siyasilerin bir çoğu düne kadar bu manyak örgütle iç içeydi ve bu insanların beyinlerini yakından tanıyacak kadar yakınlarıydık.

Açalım, günlük hayatlarında gözlüyorduk, bir an dünyaya çocuklarına senin benim gibi dozunda eleştirilerle bakan insanlar, ama bir an, öfkeyle konuşan dünyalılara büyük cezalar yaşatmak isteyen bir ruh hali.

Yani her beynin iki yanı vardır, ve birbiriyle çelişen bu iki taraflı beynin sahiplerini onbeş yıldır iktidarınızla hepiniz tanıyorsunuz. Bir anda T.C'leri söküp indiren de onlardı biraz sonra T:C 'ye övgüler düzüp hamasi milliyetçilik yapanlar ve nice örnekleriyle ortada.

Ama bu git-gelli beynin sahiplerinin çoğunluğu bu toprakların siyaseti ve normal hayatına tutunmayı iktidar nimetleriyle, bu git-gelleri sürdürmelerine rağmen normal görünmeyi şimdilik bir şekilde başardıkları söylenebilir.

Ama Suriye ve Irak topraklarında kalanlar, dağılan kopan tarafları toparlayamazlar, çünkü güven verici hiçbir gelişme yoktur, sağ beynin boşluğu sol beyin dolduramaz. Sağ beyni yani dünyanın yarısını kaybetmiştir. İşte çağların merdiveninden geri ortaçağın haçlı seferlerine atlayabilen sol beyni akılla gerçeklikle yüzleştirecek sol taraf infilak etmiştir ve dünyanın bir yarısıyla canavarca vahşi bir savaş içindedir.

MESİHVARİ ÇILGINLIKLARA UZANDIĞI

Bu çok da şaşılacak bir şey değildir, bir insan toprağı vatanıyla duygusal kopuşu travmasıyla beyinde büyük hasar yaratır.

AKP'li kitleler bu toprağın iktidarına şimdilik sarılarak şimdilik henüz boşlukta ve karar vermemiş o git-gelli beyinleri henüz gerçeklikle yüzleştirmemiştir, iktidardan kopmaları durumunda bu git-gelin nereye nasıl evrileceği de hesap edilemeyen büyük bir felaket korkusudur.

Bizlere düşen tek görev bu büyük travmatik varoluşsal korkuyu, gidermeye çalışmaktır…

Bunu da ancak güven verici vatan duygusu güven verici bir 'toprağımız bizim' duygusu aşılayarak yapabiliriz.

Makul ve dozunda bir 'milli ilaç' reçetesi şarttır, durmaksızın patlayan bombalar ve durmaksızın yok olan aile yakınlarıyla insanlar çoktan yürüyen ölülere dönüşmüştür.

Çünkü kendilerini toprak ve aileleriyle 'ölmüş' ya da ölmekte hissetmekteler ve ölümü artık hızlandırmaktan başka şansları olmadığını düşünmek bu dünyaya hiç güvenleri kalmayıp hayallerindeki delilik sanrısı cennetlerine koşmaktalar.

Ülke kaybı, toprak kaybı, yok olma korkusu, sadece siyasi bir korku değil, nörolojik etkileri infilak düzeyinde, biyolojimizin bir korkusudur.

Ayarında ve dozunda mutlaka vatanın toprağın asla yok olamayacağınımilli bir güven'le verilmesi şarttır.

Yoksa bu yok olma korkusunun katlanıp bu korkunun büyüyüp beyni duyguları ele geçirmesi an meselesidir, insanlığı modern dünyayı şehirleri ve hepimizi havaya uçuran mesihvari çılgınlıklara uzandığı daha da yaygınlaşmakta olduğu yaşadığımız acımasız gerçektir.

Toprak, vatan duygusu, aile ve güven ve hukuk, en temel değerlerdir, toplumlar güçleri yettiği kadar, bu değerleri en ücra kasabalarına kadar verecek eğitim kurumlarına sahip olmalı ve her bir ferdin korkularını karşılayacak donanıma ve endişelere sahip olmalıdır.

Toprağımız kültürümüz ailemiz yok oluyor korkusu tarihlerin en büyük korkusudur, hafife alınamaz dalga geçilemez.

Bu topraklar, batının peşi sıra saldırılarıyla bu korkuları her ferdine kadar iliklerine kadar beyinlerine kadar yaşamış ve yaşamaktadır.

Ve bu en temel korkuların patlamasıyla ortaya tarihte görülmemiş insanlık canavarı vahşiler çıkmaktadır.

İslamcılık, son iki yüzyıldır, batı karşısında eziklik, emperyalist yağmacı saldırgan batı karşısında çaresizliğimizi ve geri kalmışlığımızı kapatmak için uydurulmuş en delice en manyakça ve en canavarca bir ideoloji olduğunu, hep birlikte görmekteyiz.

Türkiye'nin ve bu toprakların, bu büyük korkunun tamiri için 'daha makul' daha 'insani', insan kaynak ve düşünce birikimi vardır.

O çözümün ilk maddesi, din sevgisi millet sevgisini çıldırtmadan, ayarında ve makul ve her insan beyni ve aklının alabileceği 'gerçeklik' içinde konuşmalı ve anlatabilmeli ve çözüm bulabilmeliyiz.

Nihat Genç

Odatv.com

 
a45UyF587661-160724185624 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2016/07/25  02:00 2  65  adaletvekalkinma@yahoogroups.com


 



--

Buyuk isler sanki hic olmeyecekmis gibi calismakla basarilabilir.

Vanvenarues

ALI IMRAN - 7.O, sana Kitab i indirendir.
Onun bazi ayetleri muhkemdir, onlar kitabin anasidir.
Digerleri de mutesabihtir.
Kalplerinde bir egrilik olanlar, fitne cikarmak ve onun olmadik yorumlarini yapmak icin mutesabih ayetlerinin ardina duserler.
Oysa onun gercek manasini ancak Allah bilir.
Ilimde derinlesmis olanlar, Ona inandik, hepsi Rabbimiz katindandir derler.
ancak akil sahipleri dusunup anlar.
***
Ayetin baslangici...
ALI IMRAN - 7.Oysa onun gercek manasini ancak Allah bilir.
Ayetin sonu..
ALI IMRAN - 7 ancak akil sahipleri dusunup anlar.

Hayat her hangi bir doga disi etkenin mudahalesi olmaksizin dunya uzerinde dogal ve zorunlu bir kimyasal ve fiziksel olaylar dizisi sonucudur.
Hayat sicak, gunesli ve sig bir bataklikta basladi.
Oradan sahillere ve denizlere yayildi; denizlerden tekrar karalara gecti

Mustafa Kemal ATATURK
(Afet Inan Ataturk hakkinda Hatiralar va Belgeler 1968)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder