13 Ekim 2016 Perşembe

Diyanet’in personel gideri aylık cari açığa denk: 4 milyar 629 milyon TL

Bana göre yapılacak şey çok basit.
Sınırsız bir özgürlük.

Bütün cemaatler, dinler kendi ibadet hanelerini kendileri işletecek.
Bütün ibadethaneler kendi cemaatlerini kayıt altına alacak, kendi cemaatlerinden aidat toplayacak, kendi giderlerini kendileri ödeyecek.

Devletin dinler, mezhepler arasında en ufak farklı tavrı olmayacak.
Elektrik, su ve bunun gibi giderler eğitim kurumlarında ne kadar ve nasıl alınıyorsa aynı tarifeden alınacak.
İbadethanelerde çalışan ilahiyatçıların maaşları, giderleri tamamıyla cemaatler tarafından ödenecek.

Cemaatsiz kalan ibadethaneler iflas edecek tasfiye edilecek.
Tarihi binalarda bulunan ibadet haneler bu binaları canlı tutabilecek cemaatlere ya da dini amaçlar dışında işletebilecek olanlara kiralanabilecek.
Cemaatlerin işlettiği ibadethanelere eğitim kurumlarından farklı olarak arsa tahsisi, vergi avantajı tanınmayacak.
İbadethanelerin eğitim kurumlarından farklı olarak hiçbir konuda avantajlı olmasına asla müsaade edilmeyecek.

İbadethanelerin ve cemaatlerin ihtiyacı için gereken ilahiyatçıların eğitimleri yine müfredatı milli eğitim bakanlığı ve YÖK tarafından denetlenen ve sadece özel eğitim kurumları tarafından verilecektir.
İstihbarat servisleri ve devletin kolluk güçleri cemaatleri ve ibadethaneleri asayiş ve güvenlik açısından izlesinler.
Bu türden eğitim kurumlarının hiçbir şekilde devlet tarafından özel maddi desteğe tabi olmaması sağlanacaktır.

Toplum içerisinde safsatalarla oyalanmak isteyen kesimler kendi yüklerini kendileri taşıyacaktır.
Nasıl böylesi daha iyi değil mi?
Devlet kesesinde, ya da başkalarının kesesinden bonkörlük yapmaktan bin kat hayırlı değil mi?
İsteyen Satanist ibadethane açsın, isteyen Satanist İlahiyat Fakültesi açsın.
Devletin dinle muhattap kurumları hangi din haktır, hangileri hak değildir gibi haddini aşan yargılama ve irdelemelerden uzak dursun.
İsteyen Cadılık ve Büyücülük Akademisi açsın, isteyen ticari olarak büyücük yapan ofisler açsın.
İsteyen totemlerin etrafında zıplasın, isteyen güneş tanrısına yönelerek namaz kılsın.
Yeter ki, bedelini kendisi ödesin, külfetini kendisi taşısın.
Herkes lütfen kendi safsatasının külfetini kendisi taşısın.

Haaa, bir de herkes kendi ibadetini lütfen kendi alanlarında yapsın.
Sokaklara dökülmesin, başkalarını rahatsız etmesin, başkalarını kendi ibadetine zorlamasın.
Başka dinden olanların kulağına bağırmasın, beynine etmesin, sokakta önünü kesip zorla kafasını ütülemesin.
Çok mu zor, olmaz mı bunlar, olamaz mı?
İnsan-ı kamil olmak bu kadar mı zor.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA       .
 


Diyanet'in personel gideri aylık cari açığa denk: 4 milyar 629 milyon TL

13.10.2016 07:48 GÜNCEL

Geçtiğimiz yıl 6 milyar 208 milyon TL gideri olan Diyanet, sadece personel için 4 milyar 629 milyon TL harcadı. Diyanet, çalışanlarına 62 milyon TL de "yolluk" verdi

HÜSEYİN ŞİMŞEK / huseyinsimsek@birgun.net

Sayıştay'ın Diyanet İşleri Başkanlığı 2015 Yılı Düzenlilik Denetim Raporu'nda yer alan Kamu İdaresi Mali Tablosu, birçok bakanlığı geride bırakan bütçesi ile dikkati çeken Diyanet'in harcamalarını gözler önüne serdi.

Sayıştay'ın tespitlerine göre, geçtiğimiz yıl 6 milyar 208 milyon TL harcayan Diyanet, bu paranın 4 milyar 629 Milyon TL'sini personele harcadı. Giderler hesabına göre Diyanet, 4 milyar 395 milyon TL memurlara, 69 milyon TL sözleşmeli personele, 1 milyon 750 bin TL işçilere harcadı. Diyanet, "geçici personel"lere de 162 milyon 311 bin TL harcadı.

Dün açıkalanan cari açık verilerine göre ülkenin ağustos ayı cari açığı yaklaşık 5 milyar TL oldu.

62 milyon "yolluk''

5 milyara yakın personel gideri bulunan Diyanet, Mal ve Hizmet Alım Giderleri kaleminden de 62 milyon 961 bin TL "yolluk" harcaması yaptı. Diyanet'in dikkati çekici diğer harcamaları şu şekilde:

"2 milyon 515 bin TL temsil ve tanıtım giderleri, 28 milyon 453 bin TL yiyecek gideri, 75 milyon TL tüketime yönelik mal ve hizmet alımı, 41 milyon 845 bin TL hizmet alımı."

Geliri de halktan

Rapora göre Diyanet 397 milyon TL de gelir elde etti. Diyanet'in bu gelirinin 375 milyon TL'si ise vergilerden oluşuyor. Halkın cebinden, Gelir ve Kazanç Üzerinden Alınan Vergiler, Dahilde Alınan Mal ve Hizmet Gelirleri, Damga Vergisi, Harçlar ve Başka Yerde Sınıflandırılmayan Gelirler adı altındaki tutarlar, Diyanet'in gelirinin büyük bir kısmını oluşturdu.

Diyanet her camide gençlik kolları kuruyor

Öte yandan bütçesi birçok bakanlığın bütçesini katlayan Diyanet her camide gençlik kolları kuruyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nca hazırlanan FETÖ raporunda, 'ideal gençlik' yaratmak için Diyanet'in hazır olduğu belirtilerek, "Camilere bağlı gençlik kolları oluşturulmalı; il ve ilçelerde gençlik rehberi adıyla yeterli kadrolar ihdas edilmeli" ifadelerine yer verildi.

Diyanet, darbe girişiminin ardından Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı Olağanüstü Din Şûrası'nda alınan kararları raporlaştırdı. "Din İstismarı Hareketi FETÖ/PDY" başlıklı raporda "Diyanet İşleri Başkanlığı, bireylerin din ve inanç özgürlüklerine saygı çerçevesinde hareket etmekte ve dini referanslara dayalı farklı görüş ayrılıklarını rahmet ve genişlik olarak görmektedir. Bununla birlikte dinin istismarı ve suiistimali ile din görünümlü hareketlerin halkın inanç ve duygularını sömürmesinin engellenmesi; muhtemel, din, mezhep ve meşrep çatışmalarının önüne geçilmesi; toplumsal huzur ve birliğin temin edilmesi adına Başkanlık yasal yetki ve sorumlulukları genişletilmeli ve tahkim edilmelidir. Camilere bağlı gençlik kolları oluşturulmalı; il ve ilçelerde gençlik rehberi adıyla yeterli kadrolar ihdas edilmeli ve bu rehberler aracılığıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ideal bir gençliğin yetiştirilmesinde gerekli desteği vermelidir" denildi.

 
a45UyF587661-161013222741 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/10/14  01:20 2  65  islamvebilim@googlegroups.com


 


Ordunun casusluk kanadini kullanan en iyi hukumdar bilge hukumdar, en iyi degerlendiren komutan ise usta komutandir. Ordunun harekattaki basarisi casuslarin becerisi ise orantilidir.

Sun Tzu dan Savas Sanati

Kuzey Irak ta ozerk bir Kurdistan kuruldu.
Bassehri Erbil dir.
Kuzey Suriye de ozerk bir Kurdistan kuruldu.
Bassehri Kamisli dir.
Iran da da ozerk bir Kurdistan kurulacak.
Bassehri Mahabad olacak.
Turkiye de de bir ozerk Kurdistan kurulacak.
Diyarbakir in ismi degistirilerek Amed yapilacak.
Bassehir Amed olacak.
Bu 4 bassehir Avrupa Birligi nde oldugu gibi yanlarina Ermenistan ve Urdun u de alip, sinirlari da kaldirarak ortak para birimine gececek ve Buyuk Kurdistan Birligi hayat bulacak.

Eski Diyarbakir Belediye Baskani Osman Baydemir
http://odatv.com/n.php?n=cianin-izledigi-erdogan-cdsini-izledim-sanik-oldum-2705131200

DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -7-

Hepimiz kendimize ozgu bir simdi algisi icinde yasariz ve etrafimizdaki seylerin de bizimle ayni simdi icinde yasadigini zannedebiliriz. Newton fizigi de asagi yukari evrenin bu sekilde kabul edilmesiydi. Evrendeki butun olaylarin, surekli olarak gecmisten gelecege akan ve her sey tarafindan ortaklasa algilanan bir mutlak zaman icinde gerceklestigi dusunulmekteydi. Ozel ve genel gorelilik kuramlarinin gelistirilmesi ile bu yanilgimizdan vazgecmek zorunda kaldik.

Hicbir sekilde, cevremizdeki diger seylerle birlikte ayni simdi icinde yasamayiz. Gunes isiginda baktigimizda dahi, onun simdiki halini degil, yakla$ik olarak 8 dakika onceki halini seyrederiz. Yildizlara baktigimizda ise, aslinda gecmise bakmaktayiz demektir. Bazi yildizlarin ve galaksilerin isigi bize milyonlarca i$ik yili oteden ulasirlar ve biz onlari kendi simdimiz icinde algilariz.

Dr Hawking in, ozel ve genel gorelilik kuramini anlattigi bolum cok uzun. O yuzden kisa alintilarla devam edecegim. I$ik hakkinda yapilan calismalar fizik kuramlarinda devrimci degi$iklikler yapilmasini gerektirecek kadar onemli. Ta Aristotales zamanindan beri isigin eter adi verilen bir madde icinde hareket ettigine inaniliyordu.

1887 yilinda Michelson-Morley deneyi olarak bilinen bir deney yapildi. Gayet hassas cihazlarla isigin iki farkli acidaki hizi olculdu.Iki hiz da birbirinin ayniydi ve bu yuzden artik eter dusuncesinden vazgecilmesi gerekiyordu. Fakat bunu yapmak yerine bilimciler duruma farkli aciklamalar getirdiler.

Albert Einstein

1905 yilinda, henuz 26 yasinda olan Albert Einstein (1879-1955) Hareketli Cisimlerin Elektrodinamigi Uzerine isimli bir makale yayinladi. Varsayimina gore, i$ik hizi farkli konumlarda hareket eden tum gozlemciler icin ayni olmaliydi. Dahasi, zamanin da ayri bir boyut olarak kabul edilmesi gerektigi ortaya cikmaktaydi. Ayni olayi gozlemleyen iki gozlemci icin ortak bir simdi olamazdi. Bulunduklari yere gore, isigin kendilerine ulasma suresine bagli olarak zaman konusunda anlasamiyacaklardi. Bu durumun gundelik hayatimizda pek farkina varilmaz; zira mesafele ve hizlar cok dusuktur. Rahatlikla, cevremizdeki diger seyler ile ortak bir simdi algisi icinde yasayabiliriz. Fakat, mesafeler buyudugunde ve hizimiz arttiginda zamanin bizim icin akisinda da degi$iklikler yasanmaya baslanir. Kitaptan alintilara devam ediyorum.

I$ik hizi evrenin farkli yerlerindeki olaylari anlamamizda referans olarak kullanilir.

Bu durumu tuhaf kilan iki gozlemcinin farkli zaman olcumleri yapmalarina karsin ayni fiziksel sureci izliyor olmalaridir. Einstein bu zaman kaymasi icin yapay bir aciklama olusturma cabasina gitmedi. Urkutucu olsa bile mantikli bir sonuca vardi: Gecen zamanin olcumu, tipki alinan mesafenin olcumu gibi, olcum yapan gozlemciye baglidir. Bu etki, Einstein in 1905 teki makalesinde acikladigi kuramin temel taslarindan biriydi ve sonra ozel gorelilik kurami adini aldi. (...) Einstein in calismasi zamanin Newton un dusundugu gibi mutlak olamiyacagini gosterdi. Diger bir deyisle, her bir olaya butun gozlemcilerin kabul ettigi bir zaman atfetmek olanaksizdir. Tersine, her gozlemcinin kendi zaman olcumu vardir ve birbirine goreli olarak hareket eden iki gozlemcinin zaman olcumleri farkli olacaktir.

Bu calismalar sayesinde fizikciler anladilar ki, i$ik hizi her referans cercevesinde aynidir ve Maxwell in elektrik ve manyetizma kuramina gore zaman uc boyutlu uzaydan ayri olarak ele alinamaz. Zaman ve uzay birbirine gecmistir. Fizikciler uzay ve zamanin bu evliligine uzay-zaman adini verdi ve buna dorduncu boyut dediler.

Zamani da icine alan 4 boyutlu evren modelinde, bir cismin kutlesine bagli olarak uzay-zamanda bukulme meydana gelir ve i$ik da bundan etkilenir.

Einstein cok gecmeden, gorelilik ile cekimi uyumlu hale getirmek icin baska bir degi$ikligin daha gerekli oldugunu farketti. Newton un kutle cekim kuramina gore nesneler herhangi bir zamanda, aralarindaki uzakliga bagli olarak degisen kuvvetlerle birbirlerini cekerler. Ancak gorelilik kurami mutlak zaman kavramini ortadan kaldirdigi icin, kutleler arasi uzakligin ne zaman olculmesi gerektigini tanimlamanin hicbir yolu yoktu. Yani Newton un kutle cekim kurami ozel gorelilik kurami ile uyumlu degildi ve degistirilmesi gerekiyordu. Sonraki 11 yil boyunca Einstein yeni bir kutle cekim kurami gelistirdi ve buna da genel gorelilik adini verdi. Genel gorelilik kuramindaki kutle cekim kavrami Newton unkine hic benzemez. Tersine, uzay zamanin daha once dusunuldugu gibi duz olmadigini, kutle ve enerjisi tarafindan bukulup bozuldugunu one suren devrimci bir taslagi temel alir.

Ozel ve genel gorelilik kuramlarinin cikarimlari, kuresel konumlamalar ait hesaplamalarin hassaslikla yapilmasini gerektiren konularda onem tasir. Ornegin GPS (Global Positioning System) kuresel yer belirleme sistemi teknolojisinde genel gorelilik kurami hesaba katilmasaydi, konumlara ait hesaplamalarda kilometrelerce sapmalar olabilirdi !

Boylece hesaplamalara zaman faktoru de katilmis oluyor. Gercekligin simdi uzerinden algilanmasi bile yeterince zorken, bir de zamanin ayri bir boyut olarak algilanmasi ve bildigimiz uc boyutlu dunyanin uzerine dorduncu boyutun eklenmesi soz konusuydu. Kisa maddeler halinde, neler anlatiyordu ozel ve genel gorelilik kuramlari?

I$ik hizi, tum evrende sabit bir referans hizdir.

Mesafe ve hizdan bagimsiz mutlak bir zaman yoktur.

Cisimler hizlandikca ve i$ik hizina yaklastikca zaman onlar icin daha yavas akmaya baslar. (Kardesler paradoksu. Hayali bir kisi, i$ik hizina yakin bir hizda uzayda seyahat ederse, geri dondugunde ikiz kardesinin cok yaslandigi, belki de oldugu bir durumu bulacaktir.)

Duragan kutleye sahip cisimler asla i$ik hizina erisemezler. Cisim hizlandikca kutlesi artacagi icin daha fazla ivme kazanamaz. (CERN deki parcacik hizlandirma denemelerinde bu duruma rastlanmistir.)

Cisimler hizlandikca, hareket dogrultusunda boylari kisalmaya baslar.

Uzay-zaman mekani kutle cekim etkisi ile bukulebilir. Tipki bir carsafin uzerine birakilan bir cismin carsaf yuzeyini bukmesi gibi.

FOCS 1 isimli, Isvicre de bulunan atom saati. 2004 yilinda calismaya baslayan saat, 30 milyon yilda 1 saniyelik sapma gosterebilir.

Eistein in cikarimlari farkli zamanlarda defalarca test edildi. Cok hassas atom saatleri tasiyan ucaklar farkli yonlere dogru ucurulmus ve saatlerde akan zamanin yavasladigi tesbit edilmistir. I$ik hizina cok yaklasan notrino ve muon isimli parcaciklarin omurlerinin, Dunya da uretilen duragan parcaciklardan daha uzun oldugu gozlemlenmistir. (Kazandiklari hiz sebebi ile...)

Ozel ve genel gorelilik kuraminin cikarimlarinin gundelik hayatimizda pek yeri yoktur. I$ik hizi ile karsilastirildiginda, hareketlerimiz o kadar agirdir ki pratikte bir zaman farkliligi algilayamayiz. Her ne kadar yeni ve carpici fikirler getirmis olsa da Einstein in cikarimlari yine de kla$ik bir kuramdi. Neden ? Dr Hawking den alintiliyorum.

Maxwell in elektro-manyetizma kurami, Einstein in genel gorelilik kurami fizikte devrim yapmis olsalar da, Newton fizigi gibi kla$ik kuramlardir. Yani bu modellerde evrenin bir tek gecmisi vardir. Fakat, kla$ik evren modelleri atom ve atom alti duzeyinde karsilasilan gozlemlerle bagdasmaz. Atom ve atom alti parcaciklarin dunyasini anlayabilmek icin, bu kuramlarin yerine, her biri kendi yogunluguna veya kendi olasilik genligine sahip, olasi her gecmisi iceren bir evren modeli sunan kuantum kuramini kullanmaliyiz. Gunluk hayatla ilgili pratik hesaplamalar icin kla$ik kuramlari kullanmaya devam edebiliriz. Ancak atomlarin veya molekullerin davranislarini anlamak istiyorsak Maxwell in elektro-manyetizma kuraminin kuantum uyarlamasina ihtiyacimiz var. Eger evrenin ilk zamanlarini, yani butun madde ve enerjinin kucucuk bir hacme $ikismis oldugu zamanlari anlamak istiyorsak kuantum kuramlarina basvurmaliyiz. Bazi yasalar kla$ik olarak kalirken, digerleri kuantum yorumu ile ele alinirsa tutarli bir doga anlayisina sahip olamayiz. Bu nedenle, butun doga yasalarinin kuantum uyarlamalarini bulmaliyiz. Bu turden kuramlara kuantum alan kuramlari denir.

Fizikte kuvvet alanlari onemli bir konudur. Cesitli kuvvetler kendilerini kuvvet alani denilen ortam icinde aciga cikarirlar. Bilinen en iyi kuvvet alani manyetik kuvvettir. Bir miknatisin cekim alanindaki camin ustune demir tozu dokersek, kuvvet alanlarini rahatlikla gorebiliriz.

Newton ve Einstein fiziginin bazi cikarimlari makro kozmosa yoneliktir. Yani, Dunya miz veya Gunes imiz gibi gezegen ve yildizlarla, galaksilerle dolu bir evrene yonelik yorumlardir ve sagduyumuza uygundur. Evrenin sadece bir tane tarihi vardir. Hizin ve mesafenin etkisi ile, olaylari farkli zamanlarda algilayabiliriz ama yine de evrenin sadece bir tane gecmisi ve gelecegi olacaktir. Fizikciler buna zamanin oku derler ve bizim gundelik hayatlarimizda da son derece onemli bir kavramdir.

gecmis ------> simdi ------> gelecek

Zamanin oku ile temsil edilen bu akis diyagraminda, hepimiz bir simdi algisi icinde yasariz. Olaylarin akisi tek yonludur ve asla geriye cevrilemezler; yani tersinemezler . Vazoyu dusurup kirarsak, zamanin geriye akmasini ve kirik vazo parcalarinin birlesmesini bekleyemeyiz. Devinim icinde hepimizin biyolojik saati ilerler ve yaslaniriz. Kendimize ne kadar bakarsak bakalim, asla gencligimizdeki sagliga, dinclige geri donemeyiz; sonunda bir gun biyolojik yapimiz tamamen coker ve olum denilen duruma geceriz. Bundan sonra ise bedenimizin curume ve dagilma sureci baslar. Otesinde bir hayat olup olmadigi bilimsel olarak gozlenip olculemedigi icin, bu konu, bilimden cok dinin veya mistik felsefelerin ilgi alanina girer. Simdilik, bilindigi kadari ile olum, herhangi bir canli organizmanin hayati faaliyetlerinin, bir daha geri donmemek uzere kesin olarak sona ermesidir. Elbette, yuzlerce dini, felsefi veya mistik yorum yapilabilir.

Kla$ik fizik yorumlarina dayanarak tabloya biraz daha uzaktan bakarsak gorunen sudur, icinde bizlerin de oldugu sayisiz canli veya cansiz parcacik, surekli bir akis icindedirler ve bu akis tek yonludur .

Daha dogrusu, oyle zannediliyordu.

Artik kuantum kuramina sozu vermenin zamani geldi.

-devam edecek-

Levent ERTURK
LEVENTERTURK1961
https://leventerturk1961.wordpress.com/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo LiteCoin URL:   LTtsCJ2mLUXLLs8v5US8w5zQeq66eakPtU

NameCoin URL       :  N7wbJyxqoueznDHu9tnu56y1V7B9P1Phs4
FeatherCoin URL     :  6rHGzeMefFvzqmBM5VNqmUziCxtga4wpDs
TerraCoin URL        :  1GQFs8GpaTXxoeTAsGmo56WNfYSZRy2mBD

PeerCoin URL         :  PMeBpz6X9RRLQxdFs5Jws5JwFec3Mzen8q6Twg





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder