Arzu KÖK : Çok Şükür!...
Bir süredir düşünceyi defeyleyip, vicdanı, düşünmeyi kapı dışarı ettiğimiz içindir ki içimiz çok rahat, çok şükür!...
Hislerimiz, hele ki vicdanımız yazıktır ki kullanılmaya kullanılmaya kurum bağladığından, soba boruları ile birlikçe çırptık, çöplüğe gitti. Gönlümüz artık çok rahat; çok şükür!...
Eskiden pahalı oyuncaklarımız yoktu bizim. Her istediğimiz öyle anında olmazdı, zaten öyle her gördüğümüzü de istemezdik. Küçücük şeyleri bile oyuncağa çevirir, hayal dünyamızı, düşünce evrenimizi geliştirirdik. Şimdi ise teknoloji çağında yaşıyoruz. Bilgisayarlar oyuncak olmuş. Telefonlar akıllanmış. Hayal dünyasını, düşünce evrenini geliştirmeye gerek duymaz olmuşlar. Şimdiki çocukların, gençlerin yerine, telefonları düşünüyor, politikacılar söylüyor, iş bitiyor… Gelmesi istenen sürü nesil geliyor… İçimiz çok rahat; çok şükür!...
Eskiden pembe sardunyalarıyla, kırmızı biberler sarkan evleriyle güleryüzlü, sıcak, sımsıcak evlerimiz vardı. Şimdi ise her şeye tepeden bakan, burnu havada gökdelenlerimiz geldi. Zihniyetimize de uydu doğrusu. Evlerimiz yan yana, omuz omuzaydı. Gökdelenlerimiz ise ezmeyi, üste çıkmayı ilke edinmiş insanlığın şaheserleri olarak üst üste, üst üste, üst üste…. Eskiden evlerimizde semaverlerimiz vardı. Semaverlerde huzuru demlerdik ailecek. Şimdi ise gökdelenlerimizde tepeden inme çay poşetlerimizle zamandan kazanıyoruz. Öyle ya her şeyin tepeden inme olduğu bir dünyada bunu çaya çok göremezdik ya. Hem çalmanın adı kazanmak olmuşsa niye zamandan da kazanmayalım ki? Devlet büyükleri de öyle yapmıyor mu? İçimiz çok rahat; çok şükür!...
Eskiden komşularımız vardı. Bizim evin yanında sıra sıra. Ve sıra sıra terlikler, komşuya hatır sorardı. Annem, Ayşe teyzeye üşütmüş diye çorba yapardı. Sonra bir koşu Zeynep kızın çeyizine yardıma koşardı. Yani biz komşumuzduk, komşumuz da biz. Şimdi mi? Şimdi biz sadece biziz… Komşumuz mu : www.kom.şu.tr. Uzağı yakın etmişiz doğrusu, yakını uzak etmişiz ne gam!... Ayşe teyzelerden köşeyi dönünce bakkal amcamız vardı, 250 gr peynir, 100 gr helva aldığımız. Bizi yüzümüzden tanır, paramız olmadığındaysa hiç söylenmeden defterine yazardı… Şimdi ise marketlerimiz var. Marketlerde ise kasalar var. Bizleri yüzümüzden değil de bir mahkûm gibi kredi kartlarımızdaki numaralardan tanıyor. Kartın yoksa, hele paran da yoksa yüzüne bile bakmayacak… Eeee zihniyet meselesi… Mahkûmiyette sınır yok tabii… Ama içimiz çok rahat; çok şükür!...
Eskiden de kavgalarımız vardı. Ama bizim kavgalarımız; "Vatanı, bayrağı, cumhuriyeti, Atatürk'ü kim daha çok seviyor" kavgasıydı. Şimdi ise insanlar; inananlar-inanmayanlar, Türk- Kürt- Laz- Çerkez-Arap, Alevi-Sünni diye ayrılıyor. Kardeşçe yaşayan bizlerin arasına nifak tohumları ekiliyor gün be gün. Her gün en az on şehit haberi geliyor, sokaklarımızda bombalar patlıyor ama ne gam!... İçimiz çok rahat; çok şükür!...
Eskiden "paşa" denildiğinde "Atatürk'ün askeri" olduğunu bilir, sonuna kadar güvenirdik. Hakim ve yargıçlarımız ise adaletin temeliydi, asla yanlış karar verebileceklerinden, adam kayıracaklarından şüphe etmezdik. Askerimiz, hakim ve savcılarımız var diye huzurlu uykular uyurduk. Şimdi ise uykularımızdan vurdular bizi. Zerre kadar huzurumuz kalmadı. Ne güvenlik ne de adalet yönünden güvenebileceğimiz kurumların yerinde yeller esiyor şuan. Ama olsun, bizim içimiz çok rahat; çok şükür!...
Eskiden 'laiklik' vardı. Kimse kimsenin dinine karışmaz, din, devlet işlerine karıştırılmazdı. Diyanetin bütçesi, Milli Eğitim'in bütçesini aşmazdı, Eğitime önem verilirdi. Şimdi ise eğitim en son plana atılmış. Bilimsel veriler gereği çocuklara verilmemesi gereken dini eğitim anaokulu seviyesine indirilmiş. Bu yaşlarda böylesi eğitimlere maruz kalan çocukların ileride birer bombaya dönüşme olasılıkları artmış, itaat ön plana çıkarılmış. Böylece de din adına katliamların sayısı artmıştır gün be gün ama ne gam!... İçimiz çok rahat; çok şükür!...
Yazık ki toplum, softaların peşine takılıp aydınlık yolları eskide bırakmak yoluna girmiştir. İleride bir gün birileri çıkıp; "Eskiden bu topraklarda modern, çağdaş, laik bir Türkiye Cumhuriyeti vardı" diye ben gibi kederlenirse şaşırmayın demek de istemiyorum ama endişeleniyorum. Hâlâ "İçimiz çok rahat; çok şükür!..." sözü çok söyleniyor çünkü.
İçi gerçekten rahat olan var mı? Merak ediyorum doğrusu...
Arzu KÖK
a45UyF587661-170109120129 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/01/09 16:34 2 65 alelma@yahoogroups.com
EVADOKSIYA
. .
Inkar etmiyorum ki
Opmesine optum Evadoksiya yi
Hem de Zeyrek yokusunda optum
Sinemaya da goturdum
Fakat ben o zaman
Deli gibi seviyordum onu
Sanirsam, o da beni seviyordu
Sevmese islik calar miydi
Saat ondan sonra
Cabuk gel diye
Benim elimden gelse Turkleri Arap yaparim, diger Muslumanlari da.
Bunlarin vaktiyle Araplasmadigina da cok eseflenirim.
Arap dili, ne Turk diliyle ne de Cerkez diliyle kiyas kabul etmeyecek derecede ustunluge sahip oldugundan, insanin, milliyetin kucugune sahip olup da onunla iftihar edecegine buyugune sahip olarak onunla iftihar etmesi daha karli ve makul olur.
Seyhulislam Mustafa Sabri Efendi
Nurullah AYDIN : ARAPCILARIN TURK DUSMANLIGI
31 Agustos 2015-ANKARA
Arap hayranligi neden? Dinci TV lerde Turk tarihinin kahramanlari yok. Arap kahramanlarini yuceltecek yalan yanlis menkibeler, beyinlere dini degerler adiyla yutturuluyor.
Anadolu insani gittikce Arap kulturu, tarihi ile asimile ediliyor.
Turk, Arap iliskilerine tarihi gercekler acisindan bakalim da anlamlandiralim.
Arab menaibinde ve bilhassa Tefsir ilimlerinde; Turkler insanlik dusmani bir canavar seklinde tasvir edilmislerdir. Akil ve izana sigmayacak iftiralara ugramislar ve ezcumle yamyamlikla itham edilmislerdir.
Buhar-i, Tabar-i, Al-Bagdad-i, Al-Balhi, Beyzavi, Makdisi, Nesefi, Nuveyri, Ibn il Esir ve digerleri; yecuc ve mecuc un aslinda Turkler oldugunu ve hem Araplara hem de insanliga felaket getirici yaratiklar oldugunu savunmuslardir.
Al-Bagdad-i;Lubab ut-Tevilfi maani-it Tenzil adli kitabinda: yecuc ve mecuc un Turkleri tanimladigini belirterek yecuc sozcugunun asli atesin seraresi ve isigi anlamina gelen Ecic unnar maddesindendir, onlarin bu adla cagrilmalarinin nedeni ise kesret ve siddetleri itibariyle Ecic e benzetilmelerindendir. Neslen Yafes ibn Nuh evladindandirlar ve Turkler onlardandir. Bu Turklerin ileri kollarinin Suriye ve Horasanda bulundugunu anlatir.
Ahmed-i Iskendernamesinde; Turk her seyi yakip yikan yaratik olarak tanimlanmistir.
Ibn Haldun un Mukaddime kitabinda; Turkler, hirsiz ve talan ruhlu, kaba ve hasin, ayagini bastigi heryeri harabeye ceviren,kanun ve hukuk duygusundan yoksun diye tanimlar.
Turklerle Araplarin ilk savasi; M.S.642 yilinda Horasan, Maveraunnehir (Ceyhun, Seyhun) ve Tohoristan bolgelerinde olmustur. Arap ordulari, Turk Yurtlarina saldirmislardir. Arap tarihcilere gore guya Turkler 732 yilina kadar dayanabilmisler ve kafirler dagilmislardir. Araplarin; Turk Yurtlarinda akittiklari oluk oluk kan M.S.1000 li yillara kadar devam etmistir. Turk Kentlerinin Araplar tarafindan yakilip yikilmasi, cocuklarinin kadinlarinin kitleler halinde kilictan gecirilmesi, esir alinip kole olarak Arabistan a getirilmesi cihat geregi gosterilmistir. Arap hutbelerinde Ey Allahim; Turklere ait ne varsa her seyi yok et, onlarin guclerini cokert, uzerlerine felaket yagdir diye dualar edilmis. Cemaatlerden de hayir temenni etki, Allah onlarin ayaklarinin altina buzlar yerlestir de kayip dussunler diye dualar istenmistir.
Araplar; 1900 yillarda Anglo-saksonlarla isbirligi yaparak Turk u arkadan harcerlemis ve topraklarina onlari yerlestirerek, Guney bolgelerimizin isgaline yardim etmislerdir. Turklerin iclerine sizarak genellikle seyhulislamlik makamlarina gelmisler. Cikardiklari fetvalarla, Anadolu Turklerini asagilamislar, yonetimin guvenine dayanarak Kavm-i Necip (ustun kavim) unvaniyla her turlu hileye basvurmuslardir. Ingiliz Lawrence le isbirligi ederek onlari korumak amaciyla orada bulunan Turk askerini arkadan harcerleyerek Arap collerinde binlerce Vatan evladini sehit etmislerdir.
1965 yilinda BM de Kibris oylamasinda Turkiye aleyhine oy kullandilar.1976 yilinda BM de Turkiye nin Kibris i terk etme oylamasinda da cekimser kalarak Turkiye aleyhine karar cikmasina neden oldular. 1975 yilinda Misir Baskani Enver Sedat; Kibris a donen Makarios a kardeslik telgrafi cekmistir. O donemde Filistin Kurtulus Orgutu lideri Yaser Arafat; Kibris Rumlarina Biz sizleri kardes mucadeleciler sayiyor, sizin zaferiniz bizimde zaferimiz olacaktir cunku Dusmanimiz ortak dusmandir. demistir. Makarios un olumunde tum Arab Ulkeleri Bayraklarini yariya indirerek 3 gunluk yas ilan ettiler.
Bir Arap ulkesinin Turk Liderin olumu uzerine yas ilan ettigini, bayraklari yariya indirdigini gordunuz mu, duydunuz mu?
Turk un 7000 yillik Islamiyet oncesi sanli Tarihi gormezden gelinerek, 1071 baslangic alinarak MS 642 den bugune Arab in Turk e olan kini yok sayilmistir, sayilmaktadir.
Her turlu melanet; Turk e karsi duyulan genetik kinlerden gelmektedir.
Kendi irktaslarina yapilan katliamlara karsi, niye hic bir Arab in sesi cikmaz da Turkiye den birileri sokaga dokulur? Celiski degil mi?
Turkiye de Emeviler, Selcuklular ve Osmanlilar donemi gelip yerlesen 7 milyon Arap sinsice tarikat ve cemaatlerde yuvalanarak, millet, ummet kavramlari altinda Arap inancini, dusuncesini yasayisini, liderlerini, tarihini, kulturunu telkin etmektedirler.
Turk Milleti; gercekleri gormek, anlamak, uyanmak zorundadir.
GuNuN SoZu: Mensubu oldugun milletin degerlerini tarihi kimligi ile bil ve hisset.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder