8 Ocak 2017 Pazar

Ata ATUN : Cenevre’de Rumların Bizans taktiği

Irak ve Suriye'de olup bitenler tehlikelidir.
Ancak, Kıbrıs'taki gelişmeler bir tehlike olmanın çok daha ötesine geçmiştir.
Durdurulması gereken bir kayıp söz konusu olmuştur.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA       


Ata ATUN : Cenevre'de Rumların Bizans taktiği

Büyük bir heyecanla beklenen Cenevre görüşmelerine önce Anastasiadis'in iki şapkası, sonra da 12 Ocak'ta yapılacak ikinci ayağında da Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocias'ın huzursuzluğu damgasını vuracak.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'nun geçen gün gerçekleştirdiği ABD ziyaretinde New York'ta bulunan BM Genel Merkezinde yaptığı temaslar ve açıklamaları gerçekte Cenevre Müzakerelerinin içeriğine ve sonucunun ne olacağına ışık tutmakta.

Özellikle Sayın Çavuşoğlu'nun masada "12 Ocak'ta iki taraf, üç garantör ülke olacak" sözleri, Kıbrıs'ta Türk askeri bulunmasına ilişkin, "Türk askerinden rahatsız olunmamalı. Eğer geleceğe yönelik kafanızda hasmane tutumlarınız yoksa orada Türk askerinin bulunmasından da rahatsız olmamanız gerekiyor" demesi ve Kıbrıs konusu ile ilgili olarak da Yunan halkı ile Rum halkının tavırları ile ilgili olarak "Bu konuda Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin daha fazla problemi var. Halkı ikna etmeleri gerekiyor. Türk tarafında bu kadar ciddi bir sıkıntı yok. Tabii Türk halkının kaygıları da göz ardı edilemez" yorumunu yapması bana Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC'nin müzakereler konusunda ne denli rahat ve hazırlıklı olduklarını söylemekte. Kırmızı çizgiler belirlenmiş.

Buna karşın Rum lider Anastasiadis ile Yunanistan tam bir paranoya içinde.

Türkiye, 4 Mart 1964 tarihinden sonra siyaseten Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımamakta. Bunun da gerekçesi, dönemin Makarios hükümetinin 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini sağlayan 13 Anayasa maddesini iptal edip Kıbrıslı Türklerin azınlık statüsüne düşürmek istemesi. Türkler böylesi bir değişikliği kabul etmeyince 21 Aralık 1963 günü Kıbrıslı Türklere silahlı saldırı başlatmış, sonra da BM'ye Türkler isyan etti mesajını verip, önce Temsilciler Meclisinden, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına aykırı olarak sadece Rum Milletvekillerinin oyu ile uluslararası hukukta hiçbir geçerliliği olmayan (uyduruk) Gereklilik Yasası'nı (Law of Necessity) geçirmişti. Sonra da bu yasanın arkasına sığınarak önce silah zoru ile Kıbrıslı Türk Milletvekillerini Temsilciler Meclisinden uzaklaştırmış, sonra da (Bakınız My Deposition, Glafkos Klerides) 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nı tek taraflı olarak sadece Rum milletvekillerinin oyları ile değiştirip kurucu ortak statüsündeki Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini sağlayan 13 Anayasa maddesini iptal etmiş ve Kıbrıslı Türkleri, kurucu ortaklıktan azınlık statüsüne düşürmüştü.

Türkiye Cumhuriyeti, bu tiyatrovari siyasi oyundan sonra açıklama yapmış ve "Ben, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında belirtilen Kıbrıs Cumhuriyetinin Garantörüyüm ve sadece 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ile tanımlanan devleti tanımaktayım. Bu korsan devleti tanımamaktayım" diyerek Makarios'un başında olduğu sözde "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile bütün ilişkilerini kesmiş, defterinden silip atmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti sadece bir kez, o da 20 Temmuz 1974 Barış Harekatından sonra, o dönemde, 15 Temmuz 1974'de Yunanistan'ın gerçekleştirdiği darbe nedeni ile adının ve başkanının ne olduğu meçhul olan "Kıbrıs Rum Toplumu" temsilcileri ile Viyana'da "Ateşkes ve Barış Görüşmeleri" için masaya oturmuş, bir daha da muhatap almamıştı.

12 Ocak tarihinde Cenevre'de yapılacak "Beşli Konferans"a Anastasiadis'in günümüz (uyduruk) Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı sıfatı ile Türkiye'nin karşısına aynı haklara sahip ve eşit statüde masaya oturmak istemesi ve bunda ısrar etmesinin, daha ilk günden küçük boyutlu da olsa bir kriz çıkaracağı kesin.

Sonra da kriz çıkarmayı kendisine görev edinmiş olan Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocias'a sıra gelecek. Kocias, Güvenlik, Garantörlük ve Türk Silahları Kuvvetlerinin adadaki varlığı ve geleceği konusunda küçük çaplı bir kriz çıkaracak.

Son 43 yıldır müzakereler tarihinde yaşadıklarımız bana aynen böyle söylüyor.

Ata ATUN

e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com

http://www.ataatun.org

Facebook: AtaAtun1

http://www.twitter.com/ataatun

9 Ocak 2017

 
a45UyF587661-170108202110 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/01/09  02:17 2  65  alelma@yahoogroups.com


 



--

Cumhuriyet doneminin artik sonu geldi
. . . . . .
Abdullah Gul
Ulkenin ilk seriatci Cumhurbaskani
The Guardian

Sizi bir tek nefisten yaratmis, sonra ondan esini var etmistir; sizin icin hayvanlardan sekiz cift meydana getirmistir. (...)

Zumer-6

Ben kesinlikle bir ateist degilim ve kendime panteist diyecegimi de sanmiyorum.
Sozkonusu problem, sinirli zihnimize gore cok genistir.
Cesitli dillerde yazilmis kitaplarla dolu buyuk bir kutuphaneye giren kucuk bir cocuk gibiyiz.
Cocuk bu kitaplari birinin yazmis oldugunu bilir.
Nasil oldugunu bilmez.
Kitaplarin yazildiklari dilleri anlamaz.
Cocuk bulanik bir sekilde bu kitaplarin duzenlenisinde gizemli bir duzen olduundan suphe duyar, ama onun ne oldugunu bilmez.
Bana oyle geliyor ki Tanri ya yonelen en aydin insan varliginin dahi tutumu boyle bir seydir.
Evrenin harikulade duzenlenmis oldugunu ve belli yasalara uygun hareket ettigini goruyoruz ama bu yasalari sadece bulanik bir sekilde anlayabiliyoruz.
Spinoza nin panteizmine hayranim, ama onun modern dusunceye katkisina cok daha fazla hayranim, cunku o ruh ve bedeni, iki ayri sey degil de bir butunmus gibi goren ilk filozoftur.

I m absolutely not an atheist and I don t think I can call myself a pantheist.
The problem involved is too vast for our limited minds.
We are in the position of a little child entering a huge library filled with books in many languages.
The child knows someone must have written those books.
It does not know how.
It does not understand the languages in which they are written.
The child dimly suspects a mysterious order in the arrangements of the books, but doesn t know what it is.
That, it seems to me, is the attitude of even the most intelligent human being toward God.
We see the universe marvelously arranged and obeying certain laws but only dimly understand these laws.
(...) I am fascinated by Spinoza s pantheism, but admire even more his contribution to modern thought because he is the first philosopher to deal with the soul and body as one, and not two separate things

Frankenberry, Nancy K.(2009-08-11).The Faith of Scientists: In Their Own Words.Princeton University Press.p.153.ISBN 978-0-691-13487-1.
(Einstein, burada ateist olmadigini acikca belirtiyor.
Spinoza nin panteizmine hayran oldugunu ama kendisini bir panteist olarak belirtemeyecegini de soyluyor.)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder