AKP iktidarlarının ne faydası oldu derseniz, halka dinin bir halta yaramadığını kanıtladı.
Son günlerde dikkatimi çekti.
Facebookda çeşitli gruplarda oyalanıyorum.
Evet, insanlar dinden çıkmışlar, çıkmışlar ama, başka türden saçmalıklara kendilerini kaptırmışlar.
Bundan korkuyordum, daha önce belirtmiştim.
Bilgi boşluğu olduğunda inanç sistemi çökünce geriye büyük bir vakum kalıyor.
Tıpkı çıpasız kalmış bir gemi gibi sürüklenen insanlar gördüm.
Kimileri on binler, kimileri yüz binlere varan üye toplamış new age arayış grupları.
Genelde Ateist, Deist, Agnostik ve benzeri gruplara üyeyim.
Çok tuhaf şekilde bu gruplarda üyelerin büyük bölümünün aslında Müslüman olduğunu fark ettim.
Anormal bir hırçınlık, tuhaf bir meydan okuma hali var.
Arka planında öz güven eksikliği, bilgi eksikliği, çok ama çok fazla merak, arayış var.
Kendilerince küfrederek soru soruyorlar aslında.
Ve çok da kolay dağılıyorlar.
Uzaylı tanrılar, dabbetül arzlar, mehdiler, masonlar, illuminatiler, telepatiler, cinler, periler, kısas-ı enbiya, akla gelebilecek her türlü safsata, komplo teorisi, kulaktan dolma hikayenin harman olduğu gruplar var.
Bu insanlar aslında eskinin imam hatiplileri.
Söylediklerine baksanız, dinen uygun değil, Müslüman desen ona uymaz, ateist desen ona da uymaz, aslında hiç bir şeye uymaz.
Tam bir inanç çorbası.
Çıpasız kalmış sürüklenen ruhlar.
Doğrusu bunların atam, babam usulü Müslüman olmalarını şimdiki hallerine tercih ederdim.
Ortak payandaları aslında hiç bir şeye inanmıyor olmaları.
NASA mı yalan söylüyor?
Uzayla ilgili her şey yalan, bütün resimler ve videolar kurmaca.
Ekonomiyle ilgili her şey büyük bir komplonun eseri.
Medya ve bütün her şey kandırmaya yönelik.
Aslında herkes ağa takılmış bir sinek.
Bazıları giderek kendilerini bir Matriks'de yaşadıklarını iddia ediyorlar.
Gerçeği sınama yeteneklerini yitirmiş durumdalar.
Her şeyi, ama her şeyi sorguluyorlar.
Aile, toplum, millet, devlet, akla gelen her şeyden şüphe ediyorlar.
Aslında toplumsal bir şizofreninin eşiğindeyiz diyebilirim.
İnsanlar kendi gerçekliklerinden şüphe eder haldeler.
Belki bir haftadır, insanları dünyanın yuvarlak olduğuna ikna etmeye çalıştım.
Bunlar alıştığımız klasik çember sakallı mürteciler değil.
Bunlar mavi, beyaz yakalı günümüzün çağdaş sayılabilecek insanları.
Profillerine bakıyorum, falanca yerde müdür, yönetici, orta alt seviye de olsa okumuş yazmış tipler.
Ve fakat, dünyanın düz olma ihtimalini ciddi ciddi ciddiye alıyorlar.
Adamlara meşhur Eratosthenes deneyini anlatıyorum.
Çok basit şekilde kendi kendinize bu deneyi yapabilirsiniz.
Basın ilk okul çocuklarını bunu yapıyor ve yaptırıyorlar diye anlatmaya çalışıyorum.
Ama beyhude çaba.
http://blog.milliyet.com.tr/eratosthenes-dunyanin-cevresini-nasil-hesapladi-/Blog/?BlogNo=243368.
http://www.kozmikanafor.com/dunyanin-cevresini-olcen-ilk-insan-eratosthenes/
İnternetten pek çok bağ veriyorum.
Ve hala daha bir saat sonra geri döndüğümde aynı post altında NASA LIAR sloganları aynı laflar, aynı sözler.
Bazen aynı tartışmayı başka başka gruplarda eş zamanlı olarak görüyorum.
Ve aynı cevapları bir ona bir buna iletiyorum.
Ve en sonunda birileri beni uyardı.
Amerika'da dünyanın düz olduğunu savunan bir dernek kuruluyormuş.
Bu derece iş ciddiye binmiş.
Ben kimmişim?
Ve bu tür tartışmalarda hep şunu gördüm.
Gerçekten de İmam Hatipler çok zarar vermiş.
Felsefe ve mantık eğitiminin verilmemiş olması çok büyük eksiklik olmuş.
Kimse kanıtlama sorumluluğunun kimde olduğunu bilmiyor.
Menfi ispat yükümlülüğü yoktur demekten dilimde tüy bitti, ama ikna olan yok.
Birbiriyle mantıksal bağlantısı olmayan olguların birbirini kanıtlama ya da çürütme imkanı olmadığını anlamayan yüz binler var.
En kötüsü acaip bir cahil cesareti var.
İnanılmaz bir özgüven var.
Hiçbir kaynak değer taşımıyor.
Hiçbir akademik ünvan değer taşımıyor.
Laf cilalı olsun, söyleyen külahlı olsun, dinleyenin işine gelsin yeter.
Ve biz bu kadro ile gelecek yüzyıllara kavuşacağız, Almanlarla, Fransızlarla ve yedi düvelle aşık atacağız.
Ben bunu imkansız görüyorum.
Hiç şansımız yok.
Dünyanın akıllı halkları bu halkı, halkımızı, ben uzun zamandır Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk halkları olarak niteliyorum, öyle kolay, öyle rahat sömürür ki, sadece ekonomik varlıklarına el koymaz, aynı zamanda, etini, sütünü, kılını, tüyünü, kemiğini her şeyini değerlendirir ve hiç bir şeyini ziyan etmez.
L2fSIJNoA0xfSNxA
Servet Avcı : Kendinize gelin Allahsız Fransızlar!
23 Mar, 2017
Tabii Fransızların Allah'ı olmadığı için İçişleri Bakanı Le Roux istifa etti!..
Mevzu şu: Le Roux, kızlarını 2009-2016 yıllarında, tatiller ve hafta sonu dönemlerinde çalıştırmak üzere danışman statüsünde işe aldırmış… Kızlara bu süre zarfında ücret olarak 55 bin Euro ödenmiş…
Halbuki bizde 'akrabayı koruyup kollama' hükmü çarpıtılmış, neredeyse Allah'ın emri gibi sunularak 'torpilin ilahî gerekçesi' gibi savunulmuştu…
AKP'nin 'sönmeyen yıldızları'ndan Mehmet Metiner'e bir televizyon programında dayısının oğlunun Adıyaman Sincik Millî Eğitim Müdürü olarak nasıl atandığı sorulmuştu…
Ona göre atamaları Vali yapıyordu ama mevzuyu Allah'a bağlamadan da edemiyordu… Şöyle savunmuştu uygulamayı: "Akraba olduğu için atanma olmaz ama şunu da söyleyeyim; biz inançlı insanlarız değil mi; cuma namazına gittiğimizde her hafta hutbede ne okunur; 'akrabalarını koru kolla' der…"
Sunucu şaşkınlıkla "O zaman sizin yaptığınız bu? Öyle mi oluyor?" deyince Metiner gayret rahat ve sunucuyu da neredeyse 'münkir' pozisyonuna sokacak biçimde şu cevabı veriyordu: "Vallahi sen Allah'ın ayetine bile karşı geliyorsan ben sana ne diyeyim…"
Onun için bu yazının ilk cümlesi "Tabii Fransızların Allah'ı olmadığı için İçişleri Bakanı Le Roux istifa etti" şeklinde…
***
Ne trajik bir durum değil mi? Torpili adam kayırmayı âyetle açıklayarak 'suç'u dinin bir emri gibi sunan, sürekli adâleti emretmiş Allah'tan referans çıkarmaya çalışarak dini de töhmet altına sokmaktan çekinmeyen kişi hâlâ bu ülkede milletvekili ve üstelik ekran yüzü!..
İşsizlik resmi rakamlara göre yüzde 12.7'ye yükselmişken, dağ gibi gençler mülâkatları geçebilmek için beş para etmez particilerden torpil bulmaya zorlanıp, kapılarda bekletilirken yaşanan gerçekler bunlar…
Akrabayı bu çeşit koruyup kollama, 'münferit hadise' değil, tamamen sistem meselesi ve son derece bulaşıcı… Hısım hısımı kollamayacak da kimi kollayacak değil mi? Akrabalar birbirleriyle dayanışmayacaklar da kimlerle dayanışacaklar?
Geçenlerde ortaya çıktı… Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in devlet işlerinde mutlaka değerlendirilmesi gereken bir 'dünür'ü var… Tesadüf o ki Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı'nın da devlet işlerinde mutlaka değerlendirilmesi gereken bir 'ağabey'i var…
Mesele kesinlikle akraba meselesi değil! Bunlardan yararlanmazsa kaybeden taraf devlet olacak!.. O zaman devlet için, millet için, bayrak için açılsın kapılar!..
Tarımcı Bakan'ın dünürü Bilimci Bakan'ın yanına Genel Müdür oldu… Kontra gecikmedi, Bilimci Bakan'ın ağabeyi de Tarımcı Bakan'ın yanına Müsteşar Yardımcısı oldu…
Eşzamanlı dayanışma güzel olmasına güzeldi de Fransız İçişleri Bakanı'nın küstahça istifayı bu zamanlamayla gerçekleştirmesi, 'akrabayı koruma kollama' hareketini zedeleme amaçlı 'uluslararası komplo'ydu galiba!..
***
Güvenlik soruşturmasının 6 ayda geldiği, bazen kargonun bir haftada ulaştığı, devlet dairesindeki imzanın ilgili birimden makama bir haftada gittiği bir ülkede, 'ağabey' olup, toplam bir hafta Daire Başkanlığı'nda gösterilen 'üstün hizmet'ten sonra Müsteşar Yardımcısı olarak atanabilmek tam bir başarı hikâyesi!..
Mülâkatlarda ezildiğini iddia eden milyonlarca genç bu başarı hikâyelerini görmeli ve ibret almalı!.. Nazar etmeyecekler, çalışınca olduğunu bilecekler!..
Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk yıllardır çırpınıyor mülâkat sistemindeki adâletsizlikle ilgili… "Kul hakkıdır" diyerek isyan ediyor… Muhataplar ise 'kul hakkı'nı 'akraba kulun mutlak hakkı' olarak görüyor!..
"Akraba olduğu için atanma olmaz ama şunu da söyleyeyim; biz inançlı insanlarız değil mi; cuma namazına gittiğimizde her hafta hutbede ne okunur; 'akrabalarını koru kolla' der…" derken ne rahatlar değil mi?
Karşı çıktığınızda "Vallahi sen Allah'ın ayetine bile karşı geliyorsan ben sana ne diyeyim…" diyen bir pişkinliğe neyi nasıl anlatacaksınız? Anlatamayız, bari atasözüyle bir ilâve yapalım da tam olsun: "Malda koyun, insanda kayın sevilir…"
Hâl böyle olduktan sonra kimse "Dindarlık niye prestij kaybediyor?" diye merak etmesin… Sonuç varsa, bilmeliyiz ki o sonucu doğuran sebepler var…
Servet Avcı
http://www.ilk-kursun.com/haber/311142/kendinize-gelin-allahsiz-fransizlar/
a45UyF587661-170323130937 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/03/23 13:22 2 65 alelma@yahoogroups.com
Gutta cavat lapidem non vi sed saepe cadendo
* * *
Tasi delen suyun kuvveti degil, damlalarin surekliligidir.
Latin Atasozu
Risale-i Nur Kuran-i kerim in en hakiki tefsiridir.
Risale-i Nur, kendisine hizmet edenleri en basta nur talebelerini mutlak cennete goturecek
Said-i Nursi bir yazisinda
Medya ve siyasetciler hep bizi bolen seylerden bahseder.
Bizi birbirimizden farkli yapan seyler.
Butun toplumlarda ki yonetici siniflar hep boyle calisir.
Geri kalan insanlari bolmeye calisirlar.
Zenginler parayi alip kacmak icin alt ve orta siniflari birbirine kirdirir.
Oldukca basit birsey ve hep ise yarar.
Farkliliklara vurgu yaparlar.
Irk,din,etnik ve milli gecmis,is,gelir,egitim,sosyal statu, cinsiyet.
Birbirimizle kavga etmemiz ve onlarin bankaya gidebilmesi icin herhangi bir sey.
George Carlin
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder