Türker Ertürk : Şehitlikteki Rezalet..
Tam olarak 167 yıl önce 1850'de, Britanya adasının güneyinde bulunan Portsmouth Deniz Üssü'ne Osmanlı'ya ait Mir'at-ı Zafer ve Sirağ-ı Bahr-i Birik adlarında iki firkateyn, seyir ve topçuluk eğitimleri için gönderilir.Bu iki geminin mürettebatından 26 denizci, uzun süreli eğitim sırasında kolera salgınından ve çeşitli kazalardan yaşamını kaybeder ve Portsmouth yakınlarında bulunan Gosport-Haslar mevkiine defnedilir.
Türk Kenti
Gosport; halk arasında "Turk Town" yani "Türk Kenti" olarak bilinir. Burasının Türk olarak anılmasının nedenlerinden biri burada yatan denizcilerimiz olduğu kadar, diğer bir nedeni de Haçlı Seferleri sırasında Anadolu'dan esir alınarak buraya getirilen Türkler olmuştur.
Ayrıca, buraya çok yakın HMS Sultan adında, Kraliyet Deniz Kuvvetleri'ne bağlı eğitim tesisi var. HMS Sultan'ın adı bu eğitim tesisine verilmeden önce, bir harp gemisinin adıydı. Bu harp gemisinin önceki adı ise; HMS Triumph idi. 1870'de, Sultan Abdülaziz'in İngiltere'yi ziyareti anısına Triumph'ın adı HMS Sultan olarak değiştirildi.
Esas Neden!
Bu isim değiştirmede görünürdeki neden; Abdülaziz'in ziyareti ve onun denizciliğe ve deniz kuvvetlerine olan tutkusuydu. Ama esas neden; Güneş Batmayan İmparatorluğun yönetimi altındaki Müslüman sayısının Hristiyan sayısından fazla olmasıydı. HMS Sultan, görevi gereği Mısır ve Hindistan gibi Müslüman nüfusun yoğun olduğu yerlere gidiyor, operasyon yapıyor, isyan bastırıyor ve güç gösterisinde bulunuyordu.
Sultan adı; eğitimsiz ve sorgulama yetisinden uzak bulunan Müslüman kitleleri etkilemek ve kandırmak için kullanılan hamlelerden biri olarak planlanmıştı. Bu isim, daha sonra eğitim tesisine verildi. Şimdi bu tesise çok sayıda Müslüman subay geliyor, eğitim almaya!
Türk Topu
Eğer buradaki şehitliğimizi ziyarete giderseniz, aklınızda bulunsun; bölgeye çok yakın Fort Nelson Kalesi'nde bulunan müzenin koleksiyonunda, 1464 tarihli Türk topu var. Çanakkale Boğazı'nda kullanılmış bu top, müzeye 1868'de hediye edilmiş. Mutlaka görmelisiniz!
Gosport-Haslar mevkiinde bulunan 26 denizcimizin yattığı yer, MSB tarafından 1985'de şehitlik statüsüne alınmış ve 1993'de açılmış. Ben ise tam bir yıl sonra burada şehitliğimiz olduğunu tesadüfen öğrendim, 1994'de fırsat yaratarak burayı ziyaret ettim.
Bayrak Direği Diktirdik
Küçük yaşımdan itibaren, böyle öğretildiğinden mi bilmiyorum ama yurt içinde veya dışında her gittiğim yerde eğer orada bir Türk Şehitliği varsa, mutlaka ziyaret ederim ve programıma alırım. Makedonya, Kıbrıs, Romanya, Bulgaristan, İngiltere (Portsmouth Deniz ve Brookwood Hava Şehitliği), Man Adası, Güney Kore, Libya ve Malta'da bulunan şehitliklerimizi ziyaret ettim.
2000'de Londra Silahlı Kuvvetler ve Deniz Askeri Ataşeliği görevine atanınca, İngiltere'de bulunan şehitliklerin sorumlulukları görev alanıma girdi. Portsmouth Deniz Şehitliği'nde çok emeğimiz geçti. İngilizlerin muhalefetini kırarak, şehitliğe üzerinde Türk Bayrağı dalgalanan bayrak direği diktirdik, eski Türkçe yazılı tarihi kitabeyi İstanbul-Beşiktaş'ta bulunan Deniz Müzesine kazandırdık, şehitlik kapısının üzerinde "Portsmouth Deniz Şehitliği" yazan tabela astırdık ve mezar baş taşları gibi daha bir sürü kalıcı şeyler yaptırdık. Ayrıca, her yıl 4 Nisan Deniz Şehitleri'ni anma gününde ve diğer özel günlerde, bizden önce olduğu gibi şehitlerimizin onurlarına yakışır törenler icra ettik.
Çakma Darbe
Bizden önce olduğu gibi, sonra da anma törenleri aynı şekilde ve şehitlerimizin onuruna yaraşır bir ciddiyet içinde yapılageldi! Ta ki geçtiğimiz 18 Mart 2017'ye kadar. Portsmouth Deniz Şehitliğimiz ve Şehitlerimiz, adeta siyasetin kirli bir enstrümanı haline getirilmiştir. Rezalet ve kepazelik Londra Büyükelçiliği'nin yaptığı duyuru ile başlamıştır. Duyuruda, iktidara şirin gözükmek için "15 Temmuz Şehitleri" baş köşeye konmuştur.
15 Temmuz Darbe Girişimi'nin çakma olduğunu, sonrasında yapılacaklar için önünün açıldığını kandırılmışlar, aldatılmışlar, medya gücü kullanılarak ve kutsal din duyguları istismar edilerek hipnoz edilmişler hariç bilmeyen yoktur.
Amaç Anma Değil Siyaset!
Nasıl olur da; 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin kazanıldığı günün 102'inci yıldönümünde yapılan anma töreninin duyurusunda Çanakkale Şehitleri'ni baş köşeye koymazsınız, hatta ismen anmazsınız! Ki o Çanakkale Şehitleri; Mehmet Akif Ersoy'un anlatımıyla, Bedir Savaşı'nın Aslanlarını bile gölgede bırakmıştır.
Bugüne kadar o törenlerde Büyükelçiler, yoksa müsteşarları ile Silahlı Kuvvetler Ataşeleri veya Deniz Askeri Ataşeleri konuşma yapmıştır. Bu törende Sivil Toplum Kuruluşlarını konuşturmanın anlamı nedir? Siyaset yapılsın diye mi? Evet, yapılmıştır da!
Şehitlerimizin İstirahatgâhlarını Kirlettiler!
AKP'nin yurtdışı militan yapılanması olan, söylendiğine göre örtülü ödeneklerden mamalanan, isminde demokratlık olmasına rağmen demokratik ilkelerden nasibini alamamış bir örgüt olan Türk Demokratlar Birliği İngiltere (UETD UK) Başkanının anma töreninde konuşturulmasının anlamı nedir? Bu arada UETD'nin, mağduriyet üzerinden 16 Nisan referandumuna yönelik Hollanda operasyonunda da görev aldığını bilmenizi isteriz!
Bu UETD'nin militanları, Portsmouth Deniz Şehitliğimizde üzerinde "Burası bahriye askerlerinin yattığı yerdir / Denizciler rahmet diyarına yelken açtılar / Tanrı katına böyle ulaştılar / Ve burada ebedi istirahatgâhlarındalar" yazılı kitabenin arkasına geçerek, ellerinde "Kararımız Evet" pankartıyla, gülüşerek ve gayri ciddi pozlar vererek siyaset yapıyorlar ve şehitlerimizin ebedi istirahatgâhlarını kirletiyorlar! İşte bunların din, iman, kutsal mekan ve şehitlere saygı anlayışı budur!
Türker Ertürk
E. Amiral, Araştırmacı - Yazar
RESMİ İNTERNET SİTESİ:
http://www.turkererturk.com.tr
Facebook:
https://www.facebook.com/turker.erturk.5
https://www.facebook.com/pages/T%C3%BCrker-Ert%C3%BCrk/556317261057681?ref=profile
Facebook Grup:
https://www.facebook.com/groups/797431790326056/?fref=ts
Twitter:
https://twitter.com/Orsatramola
Instagram:
https://www.instagram.com/turkererturk
http://www.turkererturk.com.tr/sehitlikteki-rezalet/a45UyF587661-170328213613 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/03/28 19:21 2 65 alelma@yahoogroups.com
Aptalin sevgisi, ayinin sevgisidir; kini sevgidir, sevgisi kindir.
Mevlana
Cariyelik & kolelik
NAHL 75.allah, hicbir seye gucu yetmeyen ve baskasinin mali olan bir kole ile; kendisine guzel rizik verdigimiz, o riziktan gizli ve acik harcayan kimseyi misal olarak anlatti.
Hic bunlar bir olurlar mi?
Hamd Allah a mahsustur, fakat coklari bilmezler.
MUMINUN 6.ancak esleri ve ellerinin sahip oldugu (cariyeleri) haric.(bunlarla iliskilerden dolayi) kinanmis degillerdir.
MEARIC 30.ancak eslerine ve cariyelerine karsi mustesna; cunku onlar kinanmaz;
NISA 24.(harp esiri olarak) sahip oldugunuz cariyeler mustesna, evli kadinlar da size haram kilindi.
Allah in size emri budur.
Bunlardan baskasini, namuslu olmak ve zina etmemek uzere mallarinizla (mehirlerini vererek) istemeniz size helal kilindi.
Onlardan faydalanmaniza karsilik kararlastirilmis olan mehirlerini verin.
Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim icin) karsilikli anlasmanizda size gunah yoktur.
Suphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
NISA 92.yanlislikla olmasi disinda bir muminin bir mumini oldurmeye hakki olamaz.
Yanlislikla bir mumini olduren kimsenin, mumin bir kole azat etmesi ve olenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir.
Meger ki olunun ailesi o diyeti bagislamis ola.(bu takdirde diyet vermez).
Eger oldurulen mumin oldugu halde, size dusman olan bir toplumdan ise mumin bir kole azat etmek lazimdir.
Eger kendileriyle aranizda antlasma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mumin koleyi azat etmek gerekir.
Bunlari bulamayan kimsenin, Allah tarafindan tevbesinin kabulu icin iki ay pespese oruc tutmasi lazimdir.
Allah her seyi bilendir, hikmet sahibidir.
AHZAB 50.ey peygamber!
Mehirlerini verdigin hanimlarini, Allah in sana ganimet olarak verdigi ve elinin altinda bulunan cariyeleri, amcanin, halanin, dayinin ve teyzenin seninle beraber goc eden kizlarini sana helal kildik.
Bir de peygamber kendisiyle evlenmek istedigi takdirde, kendisini peygambere hibe eden mumin kadini, diger muminlere degil, sirf sana mahsus olmak uzere (helal kildik).
Kuskusuz biz, hanimlari ve ellerinin altinda bulunan cariyeleri hakkinda muminlere neyi farz kildigimizi biliriz.(bu hususta ne yapmalari lazim geldigini onlara acikladik) ki, sana bir zorluk olmasin.
Allah bagislayandir, merhamet edendir.
AHZAB 52.bundan sonra artik baska kadinlarla evlenmen, elinin altinda bulunan cariyeler haric, guzellikleri hosuna gitse bile, bunlarin yerine baska hanimlar alman sana helal degildir.
Allah her seyi gozetler.
BAKARA 178.ey iman edenler!
Oldurulenler hakkinda size kisas farz kilindi.
Hure hur, koleye kole, kadina kadin (oldurulur).
Ancak her kimin cezasi, kardesi (oldurulenin velisi) tarafindan bir miktar bagislanirsa artik (taraflar) hakkaniyete uymali ve (olduren) ona (gereken diyeti) guzellikle odemelidir.
Bu soylenenler, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir.
Her kim bundan sonra haddi asarsa muhakkak onun icin elem verici bir azap vardir.
RUM 28.Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: mulkiyetiniz altinda bulunan koleler icinde, size verdigimiz riziklarda ortaklariniz var mi?
Iste biz ayetlerimizi, aklini kullanacak bir kavim icin boylece acikliyoruz.
Kur an daki Celiskiler Ve Nedenleri (4)
Kur an da Celiski Olmadigini, Celiskili Bir Mantikla One Surme Kurnazligi!
Fransizlar, Le coeur a sa raison, que la raison ne connait pas! derler ki, Kalbin kendine ozgu bir mantigi vardir ki, mantik dahi onu tanimaz anlamindadir. Kur an da celisme bulunmadigi iddiasina sarilan Islamcilar, hani sanki bu yukaridaki formulu dogrularcasma, kalp denen organin iyi ve kotu yonde belli bir gorus ve bilgilere sahip oldugunu, bu gorus ve bilgilerin oraya Tanri tarafindan kondugunu ve iste kalbin bunlardan birine dogru egilim gostermesiyle, kisinin dogru yola ya da aksine sapikliga suruklendigini soylerler. Hani sanki kalp denen sey, aklin gorevini ustlenmis gibidir ve bu niteligiyle iyi ya da kotu olandan birini secmektedir ya da akil denen sey, insandaki bes duyunun algilarinin varip dayandigi algilama yolunu aydinlatmaktadir.(1)
Seriatcilar, bu gorusu acikliga kavusturmak amaciyla, Enam Suresi nin 125. ayetini ornek alirlar. Bircok kez belirttigimiz gibi, bu ayet aynen soyledir:
Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini Islamiyete acar. Kimi de saptirmak isterse, goge yukseliyormus gibi kalbini dar ve $ikintili kilar. Allah inanmayanlari, kufur batakliginda birakir (Enam Suresi, ayet 125).
Dikkat edilecegi gibi, bu ayetin tumceleri celismeyle doludur: Tanri, diledigini Musluman, diledigini de saptirip kafir yapiyor ve kafir yaptigini kufur batakligina sokuyor! Yani kisiyi kafir yapan da Tanri dir, kafir dirler diye kufur batakliginda birakan da odur. Ve iste bu celismeyi ortbas edebilmek icin, Fahruddin Razi gibi yorumcular soyle derler: Tanri insanin kalbinde, hem iman m iyi hem de imansizligin kotu bir sey olduguna dair gorus ve bilgiler yaratir. Bu ikisinden birini secmek kalbin isidir. Daha baska bir deyimle, Tanri, insanda iman olmasini murat ettigi zaman, onun kalbinde buna iliskin egilim olusturup guclendirir. Tersini murat ettigi zaman da tersini yapar . (2) Ve iste guya kalp, bu iki egilimden dogru olani, yani Islama yonelik olani sectigi zaman, kendi yararina is gormus olur; aksini yaptigi zaman ise, kendisi icin kotu olur. Daha baska bir deyimle, Islamcilara gore, eger kalp gecerli bir akla sahipse iman yolunu secer; sahip degilse, Tanri nin gosterdigini anlayamayacagi icin inanmaz . Soylemeye gerek yoktur ki, butun bu laf cambazliklarinin altinda, kalbin kendine gore ve kendisinin de anlayamayacagi bir mantigi bulundugu safsatalari yatar. Daha baska bir deyimle, seriatcilar, Kur an da celiski olmadigini, celiskili bir mantikla kanitlama yolunu secmislerdir. Enam Suresi nin yukaridaki ayeti vesilesiyle one surdukleri goruslerin safsata oldugunu ortaya koyan olaylar vardir ki, bunlardan biri, ilerideki sayfalarda ele alacagimiz Ebu Talib olayidir. Cunku, Islam kaynaklarinin bildirmesine gore, bu ayet, Ebu Talib le ilgili olarak, daha dogrusu onun olumu sirasinda konmustur. Daha once deginmis olmakla beraber tekrar belirtelim ki, Ebu Talib, Muhammed in amcalarindan biri olup, onu kendi oglu gibi yetistiren bir kimseydi. Kureys in ileri gelenlerinden biri oldugu icin, Muhammed onu Musluman yapmak icin cok ugrasmistir. Ebu Talib olum dosegindeyken, onun basucuna giderek Musluman olmasi icin cok yalvarmis, fakat basari saglayamamistir. Saglayamayinca, cevresindekilere karsi kendisini temize cikarmak uzere sorumlulugu Tanri ya yuklemis ve Tanri diledigini Islama sokar, diledigini sokmaz seklindeki ayeti Kur an a yerlestirmistir. Yani demek istemistir ki, Ebu Talib in Islam olmadan olmesini Tanri istemistir! Bu dogrultuda olmak uzere Kur an a. koydugu ayetler arasinda, Tanri nin iman denen seyi insanin kalbine suslu (sevimli) bir sekilde yerlestirip, onu insana sevdirdigini (ornegin, Mucadele Suresi, ayet 22) ya da aksini yapip insanlarin kalplerini muhurledigini, kulaklarini perdeledigini (Bakara Suresi, ayet 6-7; Nahl Suresi, ayet 106-109; Casiye Suresi, ayet 23 vd...) ve Ey Muhammed! Tanri dilese nenin kalbini de muhurler... (Sura Suresi, ayet 24) dedigini yansitanlar vardir. ote yandan, yine Muhammed in soylemesine gore, Tanri, diledigini dogru yola soktugunu anlatmak uzere soyle demistir:
(Ey Muhammed!... (Taun) seni yetim bulup barindirmadi mi? Sasirmis bulup da yol gostermedi mi? Seni fakir bulup zengin etmedi mi?.. (Duha Suresi, ayet 6-8).
Yine bunun gibi, Tanri, iman etmek konusunda tereddut eden kimseleri, diledigi zaman inandirma yoluna gitmistir. Ornegin, Kur an da Ibrahim in, Tanri ya inanmak konusunda tereddut gosterdigi, tereddudunu gidermek icin ondan oluleri nasil dirilttigini bana goster! .diye mucize bekledigi, bunun uzerine Tanri nin, (Sen) Bana inanmadin mi? demekle beraber mucize gosterme yoluna gittigi yazilidir (Bakara Suresi, ayet 260). Yine bunun gibi Isa nin havarilerinin de, Tanri ya inanabilmek icin, Ey Meryem oglu Isa, Rabbin bize gokten donatilmis bir sofra indirebilir mi? diye Tanri dan mucize bekledikleri ve Tanri nin da onlari inandirmak icin gokten sofra indirdigi yazilidir (Maide Suresi, ayet 111-115).
Muhammed in Kur an olarak ve Kur an olmayarak ortaya koydugu yukaridakilere benzer hukumlerden anlasilan su ki, kisileri diledigi gibi dogru yola sokan ya da saptiran ne akildir ne de kalptir; sadece ve sadece Tanri dir. Ve Tanri, yine Muhammed in soylemesine gore, dogru yola soktuklarini mukafatlandirmakta, saptirdiklarini da azaba sokmaktadir. Nereden geliyor bu celiski? diye sorulacak olursa, cevabini asagida ozetleyecegiz.
Dipnotlar;
1) Bu konuda bkz. Turan Dursun, Kur an An$iklopedisi. Kaynak Yayinlan, Istanbul, 1994, c.l,s.295
2)Fahruddin Razi den bu alinti icin bkz. Turan Dursun, Kur an An$iklopedisi. Kaynak Yayinlari, istanbul,1994, c.l, s.308.
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/11/25/kurandaki-celiskiler-ve-nedenleri-4/
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder